Seçim Arenasında Kadınlarımız Nerede???

Bu yazımda içime uhde olan bir konuda tarımdan biraz uzaklaşarak kadın yönümle bir yazımı sizlerle paylaşmak istedim… Geçen gün seçim kampanyaları resimlerini inceledim. Ama ne göreyim pirinçten taş ayıklasam kampanyadaki kadın sayısından daha fazla çıkacağına eminim… Asıl vurgulamak istediğim seçim startının verildiği bir aşamada neden kadınlar sadece ev toplantılarında görülüyor, neden vefakar kadınlarımız bu kadar arka planda tutuluyor…

Sayın Başbakan’ımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kadın adayların sayısındaki sayı azlığı dikkatini çekmiş ve önleri ufukları açılsın diye girişimler başlatmıştı. Başbakan, “Ben bu sorunun en büyük mağduru, en büyük mazlumu kadınlar öncelik yüklendiğinde daha kolay daha hızlı çözüleceğine yürekten inanıyorum. Sizin sözleriniz sizin sesiniz kurşun vızıltılarını bastıracak kurşunlardan çok daha büyük etki yapacak. Ölümleri durdurup gençleri yaşatacak güce ve kudrete sahip” demişti. Ayrıca Sayın Başbakanı’mız eşine verdiği değeri göstererek, eşsiz toplantılara katılmamaya özen göstermiştir. Bir baba olarak kızına önem verip yanı başında fikirlerinden bile yararlanmaya çalışmıştır. Acaba Türkiye’miz de kaç baba kızına bir şeyler danışıyor, kaç kişi kızının da erkek evlat kadar evlat olduğunu hatırlayabiliyor.

Kadınlarımıza bu kadar değer veren bir hükümet varken neden hala arka plana çekmekte ısrarlıyız???

Yıllardır çalıştığım her sektörde çok sayıda kadınla çalıştım. Kadınlarımızın narenciye paketleme tesislerinde akşama kadar her gün sandıkları tek tek nasıl dizdiğini izledim, tarlalarda çocuk sırtlarında güneş altında nasıl sağlıksız koşullarda eve katkı için nasıl mücadele ettiğini, öğretim üyesi hocalarımızın hem ailesiyle hem de bilimin zor idrak edildiği toplumda nasıl da hayatla mücadele ettiğini izledim. Kadınlarımız bir yandan feodal yapıyla boğuşmakta ve bir yandan da sorumsuz erkeklerin arttığı bir toplumda tek başına hayat mücadelesi vermek zorunda..

Kadın sadece meta değildir, ilk çağlardan beri özellikle dinler tarihinden başlayarak önemini farklı şekilde vurgulanmaya çalışılmıştır. Hz. Meryem’in mücadelesi,9 dil bilen 7. Kleopatra’nın azmi ve zekası, Hürrem Sultan’ın zekası ve en önemlisi Müslümanlığı ilk kabul eden Hz. Hatice’nin olmasıdır ve bu değerli kadınlarımız gibi yüzlerce hatta binlercesi örnek verilebilir. Ayrıca Müslümanlık denince kadını aşağılamaya çalışan bazı zihniyetler Hz. Muhammed(S.A.V.) Peygamber efendimizin en önemli danışmanıydı.

Şam‘a gönderdiği kervanların birine başkan olarak Muhammed’i tayin etmiştir. Normalde bir Kureyşliye ödenen miktarın iki katını vermiştir. Hatice bir gün rüyasında gökteki ayın hanesine girdiğini ve daha sonra koynuna girdiğini görmüş rüyasını kuzeni Varaka ile paylaşmış ve kuzeni gelecek olan son peygamberin eşi olacağını müjdelemiştir. Kervanın dönüşünde Muhammed’in yanında bulunan Hatice’ye ait köle, Muhammed’in iki tarafında iki melek gördüğünü söylemiş Hatice de bu olaydan önce gördüğü rüyayı hatırlamış, Muhammed’in gelecek olan son peygamber olduğunu anlayıp 40 yaşında bir bayanken evlenme teklif etmiştir. Muhammed’in bu teklifi kabul etmesiyle evlenmişlerdir. Mehir olarak 20 dişi deve Hatice’ye verilmiştir.

Fakat tarihte kadınlarla güçlenen erkekler varken neden bu tarihlerde erkekler kadının ezik durmasını istiyor. Filmlerimize baktığımızda neden ülkemizin kadınları sürekli aciz gösteriliyor ve en önemlisi seçim arenalarında neden kadınlar  özellikle özgüvenli kadınlar  istenmiyor???Unutmayalım ‘’HER BAŞARILI ERKEĞİN ARKASINDA ZEKİ BİR KADIN VARDIR.’’

Değerli dostlarım ‘’İlk kez kadına bu kadar çok değer verilen bir dönemde kadınlarımıza sadece bir meta olarak bakmaktan vazgeçip, ülkemizi el ele hep birlikte kalkındırmaya doğru yol alalım.

Sevgi ve saygılarımla tüm okuyucularımı selamlıyorum…

(Kaynak olarak; Hz.Hatice’nin hayatından Wikipedi kullanımıştır.)