Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Hafız Hüseyin Özyurt, Allah haddi aşanları sevmez

Hafız Hüseyin Özyurt “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri kendinize haram kılmayın ve Allah’ın koyduğu sınırları da aşmayın. Zira Allah haddi aşanları sevmez.”

Hafız Hüseyin Özyurt “Ey

DÜĞÜN YAPMANIN DA BİR ÂDÂBI VARDIR
Muhterem Müslümanlar!
İnsanların hayatındaki en önemli günlerden ve
dönüm noktalarından biri de evliliktir. Evlilik; bir erkek
ve bir kadının Allah’ın emri, Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in sünnetine uyarak meşru bir nikâhla hayatlarını
birleştirmesidir. Evlilik; eşlerin gözünü haramdan
koruyan, iffetini muhafaza eden1
, hürmet ve
saygınlıklarını güvence altına alan güçlü bir kalkandır.
Temiz ve sağlıklı bir neslin, sağlam ve güçlü bir
toplumun teminatıdır. Cenâb-ı Hak, evliliğe mesafeli
duran müminleri mutedil ve ölçülü bir hayata şöyle davet
etmektedir: “Ey iman edenler! Allah’ın size helal
kıldığı iyi ve temiz şeyleri kendinize haram kılmayın
ve Allah’ın koyduğu sınırları da aşmayın. Zira Allah
haddi aşanları sevmez.”2
Aziz Müminler!
Evliliğin ilanı olan nişan, nikâh ve düğün gibi
merasimler ise sevinç ve mutluluğu paylaşmanın zarif
yollarıdır. Gönülleri kaynaştırmanın, birlik ve beraberliği
güçlendirmenin, dostlukları pekiştirmenin nadide
fırsatlarıdır. Her işimizde olduğu gibi nişan, nikâh ve
düğün merasimlerindeki ölçümüz, yüce dinimiz
İslam’dır. Dinimiz, düğün merasimlerinde erkeklerin ve
kadınların kendi aralarında mahremiyete riayet ederek
meşru sınırlar içerisinde eğlenmelerine izin vermiştir.
Ancak mahremiyetin gözetilmediği, tesettürün hiçe
sayıldığı, alkolün tüketildiği, sevinçleri kedere
dönüştüren silahlı kutlamaların yapıldığı, yüksek sesli
müziklerle gece gündüz demeden çevrenin rahatsız
edildiği, oluşturulan konvoylarla insanların can ve mal
emniyetinin hiçe sayıldığı bir eğlence anlayışı dinimizde
yoktur.
Kıymetli Müslümanlar!
Sade bir yüzük, içtenlikle yapılan bir dua, küçük
bir ikram ile gerçekleşmesi gereken düğün merasimleri;
maalesef, günümüzde, israf ve gösterişin zirveye çıktığı
törenlere dönüşmüştür. Şatafatlı salonlardan israf kokan
menülere, tesettüre uymayan kıyafetlerden hediyeleşme
ruhundan uzak adeta bir borç gibi değerlendirilen takı
yarışlarına kadar abartılı yapılan her şey, evliliğin ruhunu
bozmaktadır. Allah Resûlü (s.a.s)’in bu husustaki uyarısı
ْي َسُّرُّه :açıktır gayet
َ
أ
ِّ
en ,hayırlısı en Nikâhın “َخْيُّر الِّٰن َكاح
kolay olanıdır.”3 Dolayısıyla; evlilik teklifi, kız isteme,
söz kesimi, kına ve çeyiz gibi evliliğe atılan adımlar,
ailelerin ve gençlerin altından kalkamayacağı yükler
haline getirilmemelidir. “Gelin hamamı”, “Bekârlığa
veda partisi”, “Cinsiyet partisi”, “Bebek geliş kutlaması”
gibi dinimizde ve kültürümüzde yeri olmayan, Allah’ın
haram kıldığı günahlara kapı aralayan etkinliklere asla
tevessül edilmemelidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in,
fıtratın gereği saydığı çocukların sünnet edilmesi,
4
amacından koparılmamalıdır. Sünnet düğünleri; abartılı
kıyafetler, israfa varan harcamalar ve uzun konvoylar ile
gösteriş ve övünç vesilesi haline getirilmemelidir.
Değerli Müminler!
Unutmayalım ki; evlilikler sadelikten uzaklaşıp,
gösterişe dönüştükçe ağır bir yük haline gelmektedir. Bu
durum da gençlerimizi evlilikten soğutmakta ya da
onların hiç evlenmemelerine sebep olmaktadır.
Düğünlerde, “Allah rızası” yerine “El âlem ne der!”
anlayışı hâkim olduğunda; rahmetin yerini zahmet,
muhabbetin yerini nefret, bereketin yerini borç
almaktadır. Örf, adet ve gelenekler bahane edilerek
“Eksik bir şey kalmasın!” düşüncesiyle yapılan
harcamalar, kredi ve faiz yüküyle hem aileleri hem de
gençleri telafisi güç sıkıntılara sürüklemektedir.
Aziz Müslümanlar!
يَا ٰمى ِّمْن ُّك ْم ,Rabbimizin Yüce
َْلَ
ْن ِّك ُّحوا ا
İçinizden “َواَ
bekâr olanları evlendirin…”
5
emri gereği, gençlerimizi
evlendirmek hem ailelerin hem toplumun hem de yetkili
kişi ve kurumların sorumluluğudur. Dolayısıyla evlilik
yaşının yükseldiği, doğum oranlarının azaldığı çağımızda
bize düşen; gençlerimizi evliliğe teşvik etmek, evliliği
kolaylaştırmak, bu yolda onlara maddi ve manevi destek
sağlamaktır. Bize düşen; نِّۜ
َيا ۪طي
وا اِّ ْخَوا َن ال ٰشَ
ُّمَب ٰذِّ ۪ري َن َكانَُّٓ
ْ
ال
اِّ ٰنَ
“…Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir…”
6
ilahi uyarısını dikkate alarak, düğünlerimiz dahil her
konuda aşırılıktan ve israftan uzak durmaktır. Bize
düşen;
ِّ
َخ ْمر
ْ
ِّال
ْيَها ب
ُّر َعلَ
َعلَى َمائِّ َدٍة يُّ َدا
ُّع َد ٰنَ
فَ ََل يَقْ
ِّ
ِّخر
اْل ْ
ِّ
َيْوم
ْ
ِّ َوال
ِّا ّٰللَ
َكا َن يُّْؤِّم ُّن ب
َم ْن
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden asla içki içilen
bir sofrada oturmasın!”
7 nebevi uyarısı gereğince
bütün kötülüklerin anası olan alkolün hiçbir çeşidine
düğünlerimizde yer vermemektir. Alkollü davetlere asla
katılmamaktır. Bize düşen;
ٍۜ
َلئِّم
ْوَمَة ََٓ
َوََل يَ َخاُّفوَن لَ
“…Kınayanın kınamasından korkmazlar…”
8
ayeti
mucibince Allah’ın rızasını, Resûlünün hatırını herkesten
ve her şeyden üstün tutmaktır. Hayatımızın her alanında
olduğu gibi düğünlerimizde de helallerle yetinmek,
haramlara asla tevessül etmemektir.
Hutbemi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu
hadisiyle bitiriyorum: “Nikâh benim sünnetimdir. Kim
benim sünnetime uygun davranmazsa benden
değildir. Evlenin, çoğalın. Çünkü ben, kıyamet günü
diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar
edeceğim.”9