Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

YÖK, diploma denklik zulmünü sürdürüyor

Başkan Recep Tayyip Erdoğan “Zulümle abat olunmaz.” dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan

Akif haber

Zulmeden kavmin kökü kesildi.” (Enam, 44-45) 

15 Temmuz 2016 tarihli hain FETÖ darbe girişimi öncesi YÖK! İstediğine sınav sorularını sızdırıyor. Bu kuruluşu kendi bostanı gibi ekip biçen ve zulümle yöneten bir YÖK! Vardı. 

Hükümet bu gerçeği görünce müdahale etti. Bu günkü YÖK’te bazı kötü alışkanlıklar ve uygulamalar düzeltilmiş olsa da! Diploma Denklik sorunu asrın vebası olarak sürüyor. Denklik konusunu yetkililerin anlamalarını sağlayacak bilgilendirme ile açıklayalım! Kosova İliria Üniversitesi YÖK’e Hukuk Bölümü açmak için 2015 yılında başvurur. YÖK yetkilileri Kosova İliria Rektörü ile karşılıklı istişare sonucu tanınırlık verir. YÖK, Kosova İliria Üniversitesi Hukuk Bölümüne; Ankara Hukuk Fakültesinden ders vermek üzere hocaları gönderir. Gönderilen hocalar Arnavutça bilmediğine göre! Türk Dili ve Edebiyatı müfredatını uygular. Kosova’nın da ikinci resmi dili Türkçe’dir. YÖK’ün, yurt dışındaki üniversitelerden mezun olanlara Türkçe eğitim gerekçesini ileri sürerek denklik başvurularına ret vermesi; Hukuka da, uluslararası sözleşmelere de aykırı idari işlemdir. Diploma denklik konusundaki YÖK’ün zulmü 15 Temmuz 2016 da ki yönetim şekliyle örtüşerek devam ediyor. Siyasiler bu zulmü önlemede irade göstermeli ve TBMM bu sorun çözüme kavuşturulmalıdır. 

Anayasa Mahkemesi, Yüksek Öğretim Kurulu’nun yurt dışı eğitim ve denklik uygulamalarında hem anayasaya hem de kanuna aykırı uygulamalara imza atarak eğitim hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi. Mahkemenin bu kararı denklik için mücadele eden yüz binlerce eğitimli gencin yüreklerine su serpti.  

YÖK’ün,  uygulamaya koyduğu ve sürekli değiştirdiği yönetmenlikler ile uluslararası anlaşmaların ve Anayasa’nın 42. Maddesine aykırı hareket ettikleri, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 09 Ekim 2024 tarih ve 2018/35913 sayılı başvuru numarasıyla verdiği ve 10 Ocak 2025 tarihindeki 32 bin 777 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren kararıyla tespit edilmiş oldu. Deyim yerinde ise Anayasa Mahkemesi, tanıma ve denklik konusundaki engel çıkaran bütün zincirleri kırdı.   

Anayasa’nın 42. Maddesinde yer bulan “kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz.” 

YÖK’ün diğer bir hukuksuz uygulaması da! Görev ve yetkisi olmadığı halde yurt dışı yüksek eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerin orta dereceli okullardaki gibi eğitime sürekli devam edip etmediğini sorgulaması ve müdahale edişi hatta denklik şartı gibi sayarak denkliklerine ret verme işlemini uygulaması idarenin yetki dışına çıkarak yasalara aykırı işlem tesisi ile devam mecburiyetinin olmasını istemesi hukukla örtüşmüyor. Türkiye’deki devlet veya vakıf üniversitelerinden istenmeyen devam mecburiyeti yurt dışı mezunlardan istenmesi eşitlik ilkesine aykırıdır. Pandemi döneminde Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversiteleri online eğitimlerini sürdürürken, bu hakkın yurt dışında okuyanlara tanınmaması YÖK’ün bakış açısının eşitlik ilkeleriyle örtüşmediğinin açık delilidir. 

TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler ile bazı sayın milletvekilleri denklik kanun teklifi sunumu yaptı. 

Denklik mağdurları olarak bizler AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve diğer partilerden verilen kanun teklifine destek bekliyoruz. 

Bu zafer hepinizin ve hepimizin olacak! 

 

 Zulüm Sonucu Tarihi Olaylar

“Şüphesiz ki senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik (fakat onları yalanladılar). Biz de bize yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntılar ile yakalayıp cezalandırdık.” (Enam, 6/42)    

“Onlar; başlarına bir musibet gelince, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz derler.” (Bakara Suresi, 156) 

Allah’ın azabı ve gazabı insanların belli kavimlerine değil, zulüm vasfıyla belirlenmiş olan topluluklara geldiğine ve geleceğine vurgu yapılmıştır. 

Peygamberleri yalanlayan zalimlerin hepsi yok edilmiştir. 

Zulmeden kavmin kökü kesildi cümlesi ile onların övündükleri ve büyüklendikleri şeyler bitirilerek, övünmeleri ve büyüklenmeleri kesildi anlamında açıklandı. 

Kur’an, toplumları helake götüren sebepleri israf, haddi aşma, ölçü ve tartıda adaletsizlik yapma şeklinde ortaya koymuştur. 

Zenginlik sebebiyle azgınlık ve şımarıklık eden, isyan ve kötülükte haddi aşan, zulme ve fesada kalkışan toplumların helak ile karşılaşacağı uyarısı Kur’an’da sıkça vurgulanmıştır. 

Toplumların varlıklarını sürdürebilmeleri adaleti yüceltmelerine, erdemli olmalarına yani insanî değerleri yaşatmalarına bağlıdır. 

Kur’an’a göre toplumlar elçiler tarafından uyarılmaksızın helak cezasına çarptırılmazlar. 

Elçiler aracılığıyla uyarılmalarına rağmen zulümlerinde ısrar eden toplumlar için helak kaçınılmazdır.   

Sosyal adaletsizlikler, yoksullaştırma politikaları ve toplumun etnik sınıflarını baskı ve tehdit altında tutmak da toplumda bir ayrışma faktörü olarak zulüm sayılmıştır. 

Bununla birlikte zulme maruz kalan topluluklar daha sonra zalim toplumların yerini almışlardır. 

(24) Zira Allah, zalimlerin cezalarını ihmal etmez, imtihanın gereği olarak mühlet verir.(25) 

Bir zalim zulmünden vazgeçmediği sürece Allah onun başına başka bir zalimi musallat ederek cezalandırır. 

Şair Mütenebbî demiştir ki: “Hiçbir el yoktur ki Allah’ın eli onun üstünde olmasın. Hiçbir zalim de yoktur ki başka bir zalim tarafından ortadan kaldırılmasın.”(28) 

Hud suresindeki “Zalimlerin yanında olmayın, sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz!”(32)