ERDOĞAN’IN DEĞİL, MİLLETİN SARAYI
Yabancı basının saray konusunu sıkça gündeme getirmesi enteresan değil mi?
Batı basını başta olmak üzere medyanın bu konuda ne dediği çok da önemli değil. Burayı ‘Erdoğan’ın sarayı’ diye nitelemeleri yanlış. Burası, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin sarayıdır. Bizim amacımız bu millet için kalıcı bir eser bırakmaktı.
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan konut da eleştiriliyor?
Medyadaki bazı haberlerde, işi iyice abartıp, 150 odadan söz edenler var. Halbuki 15-20 civarında. 4.5 yıl İstanbul Belediye Başkanlığı yaptım Florya’daki o muhteşem köşkte oturmadım. Beylerbeyi’ndeki bir apartman katında yaşadım. Başbakan olduktan sonra da Resmi Konut’ta değil Subayevleri’ndeki bir dairede kirada yaşadım. Kimse ‘Yahu bu Başbakan ne kadar da mütevazı’ demedi. Konut meraklısı değilim. Konut da Cumhurbaşkanlığı Sarayı da ihtiyaca binaen, kalıcı bir eser bırakmak için yapılmıştır. ‘1000 odası’ var diyorlar. Olacak elbet. Küçük düşünenler, bu tür eserler ortaya koyamaz.
“ÜST AKIL”, PARALEL YAPIYI DA KULLANIYOR
Başkan Obama, Paralel Yapı için, ‘somut şey görmeliyiz’ demişti. Böcek iddianamesi mahkemeye sunuldu. Gülen için iade veya sınır dışı talebiniz olacak mı?
Öncelikle mahkeme sürecini görmemiz lazım. Gördükten sonra sınır dışı meselesi de dahil her şey net olarak ortaya çıkacak. Yargı sürecinin hızlanarak devam etmesi bizim için en ideal olanı. Bir de önümüzdeki yargı paketinin bitirilmesi ile inanıyorum ki süreç ivme kazanacak.
İddianamede siyasi casusluk üzerinde duruluyor. Nereye servis edildiği belli mi?
2013 ve 2014’te, Gezi, 17-25 Aralık ve 6-7 Ekim olaylarını yaşadık. Bunlar durup dururken olmuyor. Çeşitli yerlerle irtibatlı. Ben olayların arkasında olabilecek kesimleri kastederek, üst akıl demiştim. Üst akıl Paralel Yapı’yı da kullanıyor.
BAKANLAR KURULU’NA BAŞKANLIK YETKİM VAR
Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğiniz yorum ve beklentileri vardı. Şimdilik bunu görmedik..
Anayasa’daki yetkiler içinde zaten bu var. O yetkiyi kullanmamak diye bir şey olmaz. İnşallah o yetkiyi de kullanacağız.
PARALEL YAPIYA KARŞI EN AĞIR KARARI MGK’DA ALDIK
Afrika Zirvesi’nde Paralel Yapı uyarısına neden ihtiyaç hissettiniz?
Bu mücadele kararlılıkla devam edecek. Eğer yarıda kesersek bunun bedelini milletçe, ülke olarak çok ağır öderiz. Biz en ağır kararı MGK’da aldık. MGK kararını almamızın sebebi bu işi uluslararası boyutta çözmek. Yargı dışında da kararlılıkla bu işi çözmek. Biz bir çerçeve ortaya koyduk. Bunu dost ülkeler bilmeli.
Afrika ülkelerinden nasıl bir geri dönüş aldınız?
Afrika’dan aldığımız geri dönüşler olumlu. ‘Sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir’ diyorlar. Bizim alternatifleri artırmamız lazım. Ağırlıklı olarak da eğitimle ilgili. Milli Eğitim bazı modelleri çalışıyor. Oradaki okullarda bu işi başlatacağız.
ABD’NİN PYD’YE VERDİĞİ SİLAHLAR DEAŞ’A GİTTİ
ABD, sizce müttefikliğin gereğini tümüyle yerine getiriyor mu?
“Tümüyle yerine getiriyor” diyemem. Bizim ittifakımız rejim hedefli ittifak olmalıydı. Kobani olayıyla ilgili Obama ile görüşmemizde PYD’nin de PKK gibi bir terör örgütü olduğunu söyledim. Buna rağmen o gece C-130’larla oraya silah indirdiler. Silahların bir kısmı DEAŞ’ın eline geçti. Biz, bir müttefikten bunu değil, dayanışmayı bekleriz.
Kobani derken şimdi de Afrin’i konuşuyoruz…
Fransa ziyaretimde Hollande’a söyledim. Neden sadece Kobani’yi konuşuyoruz da Halep’i konuşmuyoruz. Halep daha stratejik. Rejim orayı vurdu, Kobani’yi vurmadı. Uçuşa yasak bölge, güvenli bölge, eğit-donatın lafını değil uygulamasını yapmak lazım.
PAPA, İSLAMOFOBİA’YI GÜNDEME GETİRMELİ
Papa Türkiye’ye gelecek. İslam ve terörün bir arada kullanılmaması yönünde çağrınız olacak mı?
Teröre karşı mücadelede Papa’nın dünyadaki etkinliği inkar edilemez. Özellikle İslamofobia olayını gündeme getirmeyi, bununla mücadeleye katkı sağlamasını önemsiyoruz.
ÜÇÜNCÜ GÖZLE DEĞİL, KENDİ ARAMIZDA ÇÖZERİZ
ABD’nin çözüm sürecine üçüncü göz olarak katılması öneriliyor…
Amerika olur bir başkası olur. Biz bunları daha önce çok değişik yerlerde yaşadık. Oslo’da da yaşadık. Üçüncü göz, dördüncü göz ne olursa olsun. Bunların nasıl tecelli ettiği ortaya çıktı. Yıllarca Kürdü, Türkü bu ülkede beraberce yaşamışız. Kız alıp, vermişiz. Türkü, Lazı, Çerkezi bu sorunu kendi aramızda çözeriz. Amerika’yla çözemeyiz. Yıllarca Kandile bir İngiliz gitmiştir. O da bir üçüncü göz gibi oynuyordu. Hiçbir şey yapmadığı gibi tam aksine bu süreci ağırlaştırmıştır. Artık Kürdüyle Türküyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
Silah bırakılması net bir şekilde konuşulmaya başlandı. Gelinen nokta nedir?
Çözüm sürecinin tarafı yok, tarafları var. Siz el uzatıyorsunuz ama karşı taraf size aynı şekilde mukabelede bulunmuyorsa sonuç alamazsınız. İktidar hep el uzattı ama maalesef aynı şekilde tokalaşacak eli göremedik. Sıkılı yumruk gördük. Temenni ederiz ki bu artık ortadan kalkar. Silahsızlanma gerçekleşir.
MÜZAKERE KELİMESİ YANLIŞ
Öcalan için mahkumlardan oluşan 5 kişilik sekretarya kurulacağı söyleniyor. Bunu ‘devletle müzakereye geçiyoruz’ diye sunuyorlar. Ne diyorsunuz?
Müzakere kelimesini kullanmak yanlış. Hükümet, başbakanlığım dönemimde, atılması gereken adımları attı, yapılması gerekenlerin çoğunu yaptı. 11 metrekarelik bir odada kalırken, oda sayısı ikiye çıkarıldı. TV’si yoktu. Sadece belli dalgaları olan radyosu vardı. TV verdik, ziyaretleri daha da esnettik.
MİT PARTİLERLE UĞRAŞMAZ, ULUSAL ÇIKARLARI KORUR
Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin içişleriyle ilgili olarak MİT’e yönelik suçlaması oldu. Buna ne diyorsunuz?
Vehimlerle siyaset yapılmaz. Vehimlerden kurtulmak lazım. MİT’in şu veya bu partiyi bölmek gibi bir işi asla olmamıştır, olamaz da. MİT, iktidar da dahil olmak üzere, herhangi bir parti için çalışan bir kurum değildir. MİT, ulusal çıkarları korumak için dışarıdan bilgi getiren bir devlet kurumudur. MİT’i zan altına bırakacak açıklamalardan kaçınmak lazım.
Sabah Gazetesi Orhan Müderrisoğlu