Cumhurbaşkanı Erdoğan, “16 Nisan’da merhum Özal’dan Demirel’e, Türkeş’ten Erbakan’a, Yazıcıoğlu’na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz.” dedi.
İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Evet Platformu” tarafından Yenikapı Etkinlik Alanı’nda “Aşkımız memleket, millet için evet” sloganıyla düzenlenen “İstanbul Buluşması”nda konuştu.
Erdoğan, 16 Nisan’daki halk oylamasına 1 hafta kaldığını hatırlatarak, alandakilere “16 Nisan’a hazır mısınız?” diye sordu.
Vatandaşlardan “evet” yanıtını alan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Geldiğimiz noktada artık bize sadece anayasa değişikliğini geçirmek yetmez, çok daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İstanbul 16 Nisan’da öyle bir ‘evet’ demeli ki 99 yıl önce bu mübarek şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye’ye, Türk milletine kem gözle bakan kim varsa hepsinin de yüreği titremeli.”
“İnançla yolumuza devam ediyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısa sürede öyle bir devrim gerçekleştirdik ki bizi küçümseyenlerin hepsi mahcup olarak baktı, Batı bile ne dedi; ‘Sessiz devrim.’ dedi. Şimdi o ‘sessiz devrim’ diyenler kudurdular. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz inançla, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.
“Sabreden kimse, zafere ulaşır”
“İstanbul 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek ecdadının emanetine sahip çıkıyor mu? İstanbul, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek sadece geçmişine değil, bugününe de sahip çıkıyor mu? İstanbul, 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek çocuklarına, geleceğine en güzel mirası bırakmaya hazır mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Kardeşlerim, Türkiye siyasi ve ekonomik bakımdan büyük zorluklara göğüs gererek, çok acılar çekerek, çok bedeller ödeyerek bugüne ulaşmıştır. Durup dururken gelmedik buraya. Çok çile çektik. Ama Rabbim sonunu hayreyledi. Sabreden kimse, zafere ulaşır. Ve ulaştık. Ama yine sabırlı olacağız.”
“48 hükümet kurmuş olmamız demokrasimizin gücünün değil, istikrarsız olduğunun ifadesidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’ya bakıyoruz. Kaç hükümet değişmiş tüm tarihi boyunca. 17 başkanla yönetilmiş. Bizde 48, onlarda 17. Ama tüm tarihi boyunca. Aynı dönemde Fransa 11 cumhurbaşkanı, İngiltere 15 hükümet kurmuş. En fazla Almanya hükümet değiştirmiş. O da 24 hükümetle bugüne ulaşmış. Bizim 48 hükümet kurmuş olmamız demokrasinin gücünün değil, istikrarsız olduğunun ifadesidir.” dedi.
“Bunlar yıllarca bu ülkeyi böyle sömürdüler”
Türkiye’de tek partinin iş başında olduğu, istikrarlı dönemlerde ortalama yüzde 6 büyüme yakalandığını hatırlatan Erdoğan, buna karşın koalisyon, istikrarsızlık dönemlerinde yüzde 4’ün bile bulunamadığını ifade etti.
“Bu ne demektir biliyor musunuz? Şayet Türkiye, hep güçlü hükümetler tarafından yönetilseydi, yani istikrar ortamı kalıcı olsaydı, bugün bulunduğumuz yerin tam 2 kat ilerisinde yer alacaktık. Ne demek bu? Kişi başına düşen milli gelir 22 bin dolar olacaktı.” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Ama bunlar bize bunu çok gördüler. Çünkü derdi yok bunların. Biz dertliyiz. Bunlar dertli değil. Biz bu millete aşığız. Ama bunlar bakıyorsunuz, faiz mi faiz, faiz mi faiz. Ya kardeşim faizle adam olunur mu? Bunlar yıllarca bu ülkeyi böyle sömürdüler. Kimlere? Faiz lobisine. Bütün imkanları benim fakir-fukara, garip-gureba milletimin cebinden çektiler, aldılar faiz ofisine dağıttılar. Bakınız istihdam sayımız 27 milyon yerine 34 milyon olsa fena mı olurdu?”
“Tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “16 Nisan’da yaptığımız iş, Amerika’yı yeniden keşfetmek değil. 16 Nisan’da merhum Özal’dan Demirel’e, Türkeş’ten Erbakan’a, Yazıcıoğlu’na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz. Tek fark; onların uygun şartları bulup bu değişimi başlatamamış olmaları, bizim ise bu adımı atmış bulunmamızdır. Elbette bu adımı atmak bizim için de kolay olmadı. Çok zor şartlar geçirdik. 2002 yılının kasımından beri ne zaman ülkemizin geleceği için önemli bir projeyi hayata geçirmeye kalksak her defasında birileri ortalığı toz dumana karıştırdı.” şeklinde konuştu.
“Meclisten geçip bana geldiğinde bunu onaylarım”
Erdoğan, Türkiye’nin demokrasisini de hak etmiş bir ülke olduğunu, milletin bir asır önce İstanbul önlerine gelen işgal gemilerine bakıp “Geldikleri gibi giderler” dediğini anlatarak, 15 Temmuz gecesi darbecilerin sokağa çıktığını gören milletin yine aynı şeyi söyleyerek istiklaline ve istikbaline sahip çıktığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelede İstanbul’un 99 şehit verdiğini, toplamda 249 şehit bulunduğunu, İstanbul’da 950 gazi, Türkiye’de 2 bin 193 gazi olduğunu anlattı.
Erdoğan, katılımcıların “idam” sözleri üzerine de şunları kaydetti:
“Benim kanaatimi biliyorsunuz, işte karar 16 Nisan. 16 Nisan’da sandıktan çıkacak her ‘evet’ onun da yolunu açacaktır. Bak Kılıçdaroğlu ne diyor; ‘Ben hayır demem.’ diyor, tamam ne güzel. Sayın Bahçeli zaten kanaatini açıkladı; ‘Ben evet derim.’ diyor. Sayın Yıldırım’ın kanaatini de biliyorum. Meclisten geçip bana geldiğinde ben de bunu onaylarım. Tereddütsüz onaylarım, zira şehitlerimizin o katillerini affetme yetkimiz bizim yok, böyle bir şey yapamayız.”
Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” sözleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi saat 03.30 civarında Atatürk Havalimanına indiğinde kendisini on binlerce kişinin karşıladığını belirterek, F16’lar, helikopterlerin üzerilerinden uçtuğunu ve havalimanını çeviren tanklara, zırhlı araçlara, silahlı darbecilere aldırmadan iradesine, geleceğine milletin sahip çıktığını anımsattı.
Aynı gece kendisinden 3-3,5 saat kadar önce oraya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gittiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kendi ifadesiyle 23.05-23.30 civarında havalimanına iniyor. Bakıyor ki ortalık karışık. Ortalığın karışık olduğunu görünce hemen Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidiyor. Şimdi geçenlerde bir televizyon programında kendisini izledim. Ne dese beğenirsiniz? ‘Sayın Cumhurbaşkanı Marmaris’ten çıktığında beni haberdar etseydi, ben de oraya gelirdim.’ diyor. Biz FaceTime’dan tüm Türkiye’ye çağrımızı yaptık. Sen de çıkıp gelseydin. Yine gelmedin. Ama demek ki bundan sonra Kılıçdaroğlu’na iadeli taahhütlü göndermemiz lazım. Bu kişi ‘Darbe olsa tankın üzerine ilk defa ben çıkarım.’ diyen kişi. Şimdi bu durumda olan bir kişinin, bu ülkede yapabileceği bir şey olabilir mi? Bunlarda yürek diye bir şey yok. ‘Ben beyanatımı verdim.’ diyor. ‘Darbelere karşı olduğumu söyledim.’ diyor. İyi ki söylemişsin ya. Sonra da çıkıp, utanmadan bir şey daha söylüyor; ‘Bu kontrollü darbedir.’ diyor. Ey Kılıçdaroğlu, bu ifade var ya şehitlerimizin ruhunu muazzep edecektir, yakınlarımızın ve gazilerimizin yüreğini kanatacak laflardır bunlar. Kontrollü koltukta oturan, her işin o şekilde yürüdüğünü sanır. Kasetle geldi ya kontrollü koltuk… Çünkü bu kasetle oraya gelmiş olan bir kişi. 7 seçim kaybettin, şimdi 8’inciye hazırlanıyor ama inanın yine gitmez, gitmez. Koltuk kontrollü fakat ne olursa olsun, biz onlara rağmen yolumuza devam edeceğiz.”
“CHP’ye gönül vermiş kardeşlerim için üzülüyorum”
CHP’lilere seslenen Erdoğan, “CHP’ye gönül vermiş kardeşlerim için üzülüyorum. Fikirlerimiz uymasa da bu kardeşlerimizin Kılıçdaroğlu gibi bir felakete maruz kalması gerçekten üzüntü verici. Onun için diyorum ki 16 Nisan, CHP’ye gönül vermiş kardeşlerimin de günüdür. Gelin bu adamdan kurtulun. 16 Nisan’da rekor bir ‘evet’ oranına ulaşmamız halinde bu zatın yerinde oturamayacağına inanıyorum.” diye konuştu.
“Bunların her şeyden önce milli iradeye saygısı yok”
Türkiye’nin ana muhalefet partisini, terör örgütleriyle aynı çizgiye getiren birisinin bu ülkede alternatif siyaset üretemeyeceğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Bir gün FETÖ’nün borazanlığını yapan, ertesi gün PKK seviciliğine soyunan, bir sonraki gün başka bir terör örgütünün avukatlığını üstlenen parti, cumhuriyetin partisi olamaz. Cumhuriyetin sahibi cumhurdur, millettir. Bunların her şeyden önce millete ve milli iradeye saygısı yok. Bu partinin bir milletvekili çıkar ‘evet verenleri İzmir’de denize dökmekten’ söz eder. Diğeri ondan aşağı kalmamak için ‘hayır çıkarsa düşmanı İzmir’den denize dökmüş kadar sevineceklerini’ söyler. Güya bu da deneyimli. Deneyimlisi öyle, deneyimsizi böyle. CHP milletvekillerinin bu halk oylaması kampanyası döneminde sokakta vatandaşı tehdit etmekten, kahvede darbetmeye kadar sergilemedikleri rezalet kalmadı. Böyle genel başkanın, böyle milletvekilleri olur.”
“Sanki CHP’nin geçmişini hiç okumamış”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sabah Trabzon’daki mitingde yaptığı konuşmaya değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ne diyor biliyor musunuz? Partili cumhurbaşkanlığını eleştiriyor. ‘Partili cumhurbaşkanlığı olur mu? Partiyi mi yönetecek, ülkeyi mi yönetecek?’ diyor. Sanki CHP’nin geçmişini hiç okumamış. Gazi Mustafa Kemal hem Cumhurbaşkanı hem de CHP’nin genel başkanı değil miydi? Ey Kılıçdaroğlu, biraz tarihini, geçmişini oku. Cemaziyelevvelini bir öğren.”
“Biz bunların hepsini aştık, aşıyoruz ve aşacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki 3 milyona yakın seçmene, “Aman ha işi hafife almayın, muhakkak sandıklara gidin, oylarınızı kullanın.” diye seslenerek, seçmenlerin seçimde işi çok ciddiye aldığına ve oylarını kullandığına inandığını ifade etti.
Hedefin ülke için olduğunu dile getiren Erdoğan, “Biz, ‘Söz de karar da milletindir.’ diye yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Seçim dönemlerinde yurt dışında kampanya yapılması yeni bir durum olmadığı halde bu seçimde bu engellemeyi yaptılar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bunların hepsini aştık, aşıyoruz ve aşacağız. 40 yıldır siyasetin içindeyim. 40 yıldır bu tür çalışmaların yapıldığını biliyorum. Peki bu defa niye böyle telaşlı bir engelleme çabasıyla karşı karşıya kaldık? Çünkü bu halk oylamasının alelade bir seçim olmadığını, Türkiye’nin geleceği için bir dönüm noktası niteliği taşıdığını çok iyi biliyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Bu toplum sadece Rabbine sığınır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu toplum sadece Rabbine sığınır. Mağdurlara, mazlumlara, sayıları milyonları da bulsa kucağını açar, Suriye’den gelen 3 milyona kucağımızı açtığımız gibi. İzzet sahibi olmayanlar ise sınırlarına duvarlar örerek içeriye bu muhacirleri almazlar, köprü altlarını molozlarla doldurarak, botlarını denize dökerek onlardan kurtulmaya çalışırlar. İstanbul, tarihi boyunca kendisine sığınan herkese, gönlünü açmış bir şehirdir. ” dedi.
Muhteşem kent manzarasının huzurunda bütün İstanbul’u, İstanbullluları, Yenikapı ruhunu sevgi, saygı ve muhabbetle selamladığını ifade eden Yıldırım, Yenikapı’dan 81 ile ve 80 milyon vatandaşa da selam gönderdi.
İstanbul’un ilçelerinin isimlerini sıralayan Yıldırım, kentin bütün semtlerini, mahallelerini, caddelerini ve sokaklarını da sevgi ve muhabbetle selamladığını söyledi.
Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin her şehrinden selam getirdiğini dile getirerek, İstanbullu olmanın, kendini İstanbullu hissetmenin gurur ve iftihar vesilesi olduğunu kaydetti.
İstanbul gibi bir şehre sahip olmanın bu aziz millet için bir iftihar vesilesi olduğunu vurgulayan Yıldırım, böyle bir güzel şehri hediye eden, İstanbullu olmayı ve öyle hissetmeyi nasip eden mevlaya da şükrettiğini dile getirdi.
Yıldırım, İstanbul’un şehirlerin anası, barışın, hoşgörünün, direnişin ve kahramanlığın sarsılmaz kalesi olduğunu vurgulayarak, bu şehrin güzel insanlarının 15 Temmuz gecesinde bütün dünyayı bir kez daha kendisine hayran bıraktığını söyledi.
İstanbul’a 15 Temmuz gecesi gösterdiği o unutulmaz direniş için şükranlarını sunan ve teşekkür eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımız, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktığınız için sizlere teşekkür ediyorum İstanbul. Canlarını veren ama İstanbul’u vermeyen, Türkiye’yi vermeyen şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Ruhunuz şad olsun şehitlerimiz. Allah sizden razı olsun gazilerimiz. Başınız sağ olsun, başınız her zaman dimdik olsun ey şehit ailesi kardeşlerimiz. Ne 15 Temmuz’u unuturuz ne de unutulmasına müsaade ederiz. Hiç merak etmeyin sevgili İstanbullular. 15 Temmuz’a ‘tiyatro’ diyenlere, 15 Temmuz direnişine ‘kontrollü darbe’ diyenlere de İstanbul, 16 Nisan’da cevap vermeye hazır mı? Çok değil 8 ay önce bu meydanda, bu kürsüde darbeyi lanetleyen Kılıçdaroğlu çıkmış bugün diyor ki ’15 Temmuz kontrollü bir darbedir.’ Madem 15 Temmuz bir yalandı, bir senaryoydu, Yenikapı’da milli irade mitingine katılıp milyonlara neden yalan söyledin ey Kılıçdaroğlu? 15 Temmuz’da İstanbul’un kadınlarının her biri Nene Hatun oldu. İstanbul’un gençlerinin her biri Ulubatlı Hasan oldu. O gece İstanbul geçilmedi, o gece milli iradeye kastedenler geldikleri gibi gittiler.”
İSTANBUL YENİKAPI MEYDANI’NDAN CEVAP VERİYOR
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, “Onlar ki 27 Mayıs’ta Menderes’i, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’nı asanlar, onlar ki 12 Mart’ta Gazi Meclis’i kuşatanlar, onlar ki 12 Eylül’de gençlerimizi baharında solduranlar, onlar ki 28 Şubat’ta insanlarımızı ötekileştirdiler. Bunlar 17-25 Aralık’ta millete kumpas kurdular ama 15 Temmuz’da sert kayaya çarptılar. Milletin sillesi, yumruğu tepelerinde patladı.” şeklinde konuştu.
İstanbul bugün, “Sizi denize dökeceğiz.” diyenlere Yenikapı Meydanı’ndan cevap verdiğini ifade eden Yıldırım, “Muhteşemsin İstanbul, muhteşem. Allah sizden razı olsun. Rabbim nazarlardan korusun güzel İstanbul’u.” dedi.
Binali Yıldırım, sadece İstanbullu olmakla, İstanbul’da yaşamakla iftihar etmediklerini, aynı zamanda İstanbul’a hizmet etmenin, hizmetkar olmanın gururunu da yaşadıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte 1994’te başladıkları bu yolda, bugün de aynı kararlılıkla devam ettiklerini belirten Yıldırım, 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekibinde yer aldıklarını hatırlattı.
Yıldırım, 14 yıl önce bu iktidar sorumluluğunu kurucu genel başkanları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sırtlarken, tek adres olarak milleti bildiklerini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
“Başbakanlığımız döneminde Türkiye’ye, milletimize, insanlığımıza lider yaparken yine sizin ekibinizdeydik. Bize, birlikte yol arkadaşlığı yapmış olmakla, birlikte yürüyor olmakla kazandığımız iftihar vesilesidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınız döneminde beraber çalıştık. 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurarken, o kutlu yolculuğa çıkarken de beraberdik. 3 Kasım seçimlerinden beri, ülkemizin baştan başa imar edilmesi, milletimizin hayallerinin gerçeğe dönüşmesi için de yine beraber çalıştık. 1999’da Sayın Cumhurbaşkanımızı Pınarhisar’a uğurlarken, birileri ‘muhtar bile olamaz’ derken, biz o gün asla yalnız olmayacağınıza dair yemin ettik. Biz o gün ant içtik. Bizim hareketimizde hesabilik yok, hasbilik var. Bizim hareketimizde ben yok, biz var. Biz sizden bunu öğrendik. Bizim mücadelemizde kardeşlik var, samimiyet var. Bizim mücadelemizde dayanışma, birlik, fedakarlık var.”
Bu anlayışla Türkiye’ye birçok hizmetler yaptıklarını ve eserler ürettiklerini dile getiren Yıldırım, İstanbul’a geçen 15 yıl içinde merkezi hükümet olarak 130 milyar liralık yatırım ve destek sağladıklarını, raylı sistemin 3 katına çıktığını, 7 tepeli İstanbul’a 7 dev eser kazandırdıklarını anlattı.
Bugüne kadar İstanbul-Ankara hızlı treniyle 6 milyon İstanbullunun seyahat ettiğini, Marmaray Projesi’ni İstanbul’a kazandırdıklarını hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Atamız Fatih gemileri karadan denize indirdi. Onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, trenleri, arabaları denizin altından geçirdi. Bize yakışan da budur. Ayrıca Marmaray’ı açtık, Yenikapı’yı Göztepe’ye 4 dakikada Avrasya Tüneli ile bağladık. Hizmetlerimiz bununla da sınırlı değil. Boğaz’a üçüncü gerdanlığı taktık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hizmete aldık. İstanbul-İzmir Otoyolu üzerindeki Osmangazi Köprüsü’nü açtık, dünyanın en büyük yolcu taşıma kapasitesine sahip 3. havalimanını da yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın hayali Kanal İstanbul Projesi’ni de hayata geçiriyoruz. Şimdi Kuzey Marmara Otoyolu’nun da yapımına başlanıyor. Dünyanın ilk üç katlı tünelini de inşallah İstanbul’a kazandıracağız.”
HER ‘EVET’, ŞER ODAKLARININ HESAPLARINI BOZACAK
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı saldırıların, kurulan tuzakların görüldüğünü ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
“Tıpkı 1. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi Türkiye’yi dize getirmek, istikametini çizmek isteyenler kararlı bir oyun peşinde. Kimi zaman bölücü terör, kimi zaman kardeş kavgası, kimi zaman ekonomik krizlerle Türkiye’nin yolunu kesmek istiyorlar. Cumhurbaşkanımıza suikast planları yapıyorlar. Hükümeti yok etmeye çalışıyorlar, milletin meclisinin üzerine bombalar yağdırıyorlar ama başaramadılar, başaramayacaklar. Ne çukur kazanlar ne de Pensilvanya’nın alçak FETÖ örgütü milletin yolunu kapatamadılar, kapatamayacaklar. Allah’ın yardımı, milletin desteğiyle, millet iradesine yönelen her türlü saldırıyı püskürttük, bertaraf ettik, püskürtmeye devam edeceğiz. Halkın tercihini sindiremeyenlere karşı dik durduk, demokrasiyi koruduk. Terör örgütleri üzerinden ülkemize yönelen saldırıları, birer birer boşa çıkardık. Bugün, terör örgütleriyle tavizsiz mücadelemiz aynen devam ediyor. İşte bu şer odaklarıyla daha da güçlü mücadele için 16 Nisan bir milat olacak. Sandıktan çıkan her ‘evet’ ile Türkiye gücüne güç katacak. Her ‘evet’, şer odaklarının hesaplarını bozacak.”
Alandaki vatandaşlara seslenen Yıldırım, “16 Nisan’da dostları sevindirip, düşmanları üzmeye hazır mısınız? İçeride ve dışarıda güçlü Türkiye’ye var mısınız? Vesayet odaklarını bitirmek için ‘evet’ diyecek miyiz? Daha güçlü, daha aydınlık bir Türkiye için hazır mısınız? Birlik, beraberlik için var mısınız? Kutuplaşma değil, kucaklaşmaya hazır mısınız? Büyük projeler ve dev hizmetler için hazır mısınız? Çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız için ‘evet’ demeye var mıyız? Şehitlerimiz, gazilerimiz, memuru, işçisi, esnafı,çiftçisi, öğrencisi için gücümüz millet kararımız evet.” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE ARTIK GÜÇLÜ HÜKÜMETLER DÖNEMİ BAŞLIYOR
İstanbul ve Türkiye’nin 16 Nisan’a hazır olduğunu ifade eden Yıldırım, “Türkiye’nin en büyük eserini inşa etmenin arifesindeyiz. 8 gün sonra merhum Alpaslan Türkeş’in, Turgut Özal’ın, Süleyman Demirel’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun, hocamız merhum Necmettin Erbakan’ın hayalini gerçeğe döndürmenin yolunu açacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hiç kuşkusuz en büyük eserimiz olacak. Türkiye’de artık güçlü hükümetler dönemi başlıyor. Türkiye’de artık güçlü meclis dönemi başlıyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacak. Vesayetçiler artık tarihin derinliklerinde yok olacaklar. Türkiye kalıcı istikrara kavuşacak. Ekonomi, yeni sistemde daha da hızlı büyüyecek. Demokrasi standartlarımız daha da yükselecek. Milletin huzuru, güvenliği, kardeşliği daim olacak. Yargı sadece bağımsız değil aynı zamanda tarafsız olacak. Geleceğimiz olan gençlerimiz siyasetle tanışacak.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, İstanbul’un, Yenikapı Meydanı’nda heyecanla 16 Nisan’ı beklediğini, bu muhteşem tablonun bir müjde verdiğini, İstanbul’un bugün tarih yazdığını dile getirdi.
Yıldırım, İstanbulluların Türkiye’nin umudu, mazlumların, mağdurların özeti, sadece milletin değil, ümmetin de umudu olduğunu belirterek, “16 Nisan’da bütün dünyanın gözü sizde olacak. Siz sadece ‘evet’ demeyeceksiniz, aynı zamanda tarihin akışını da değiştireceksiniz. Türkiye’nin yükselişine istikamet vereceksiniz. Omuzlarımızdaki sorumluluk büyük ama biliyoruz ki siz bu sorumluluğu hakkıyla yerine getireceksiniz. Mücadelemiz mübarek olsun. 16 Nisan Türkiye ve İstanbul için mübarek olsun. Tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet için kararımız evet.” diyerek sözlerini tamamladı.