Akif Haber
BİZİ BİZ YAPAN, BİZİ MİLLET KILAN RUH
Muhterem Müslümanlar!
Vatan, bizler için bir toprak parçasından çok
daha büyük anlamlar taşımaktadır. Cennet vatanımız,
ecdat yadigârıdır. Âlimler ve arifler diyarıdır. Aziz
şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin emanetidir.
Vatanımız, üzerinde özgürce yaşadığımız, huzur ve
güven yurdumuzdur. Ruhumuzun sekinete erdiği,
kimliğimizin şekillendiği, köklerimizin derinleştiği
yuvamızdır. Vatanımız, bağımsızlığımızın
sembolüdür. Namahrem eli değmesin diye cepheden
cepheye koştuğumuz; yolunda canımızı seve seve
feda ettiğimiz yerdir. Vatan sevgisi o kadar değerlidir
ki Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde
vatanın selameti için nöbet tutanları şöyle
müjdelemektedir: “İki göz vardır ki cehennem
ateşi onlara dokunmaz: İlki, Allah korkusundan
ağlayan göz. İkincisi ise gecesini Allah yolunda
nöbet tutarak geçiren göz.”1
Aziz Müminler!
İstiklâl Marşımızda vatanımıza olan sevdamız
şöyle dile getirilmektedir:
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Evet, bizler, millet olarak vatanımızı müdafaa
etmeyi mukaddes bir görev bildik. Yüce Rabbimizin,
ُمْؤِم۪ني َّن
ْوَّن اِ ْن ُكْنُت ْم
ْعلَّ
ْالَّ
ْن ُت ُم ا
ِهُنوا َّوَّال تَّ ْحَّزنُوا َّواَّ
َّوَّال تَّ
“Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman
etmişseniz üstün olan sizsiniz.”2 ayetine gönülden
bağlı kaldık. Zorluklar karşısında ümidimizi asla
yitirmedik. Her türlü imkânsızlığa rağmen
imanımızdan aldığımız güç, birlik ve beraberlikten
aldığımız kuvvetle en kesif ordulara karşı mücadele
verdik. Her türlü hayâsızca akına gövdemizi siper
ettik. İzzet ve onurumuzu koruduk, istiklal ve
istikbalimize sahip çıktık elhamdülillah.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizleri zaferden zafere götüren ruh, Yüce
Dinimiz İslam’a gönülden inanmamızdır. Bu ruhun
temelinde; Allah’a olan bağlılığımız, Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s)’e olan muhabbetimiz, salih
amellerimizi yerine getirmemiz ve güzel ahlakı
kuşanmamız vardır. Bizler, bu ruha sahip çıktığımız
zaman çağ açıp çağ kapatan medeniyetler kurduk.
Dünyanın her yerine iyiliği, huzuru ve barışı
götürdük. “Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını
ve mallarını, kendilerine vereceği cennet
karşılığında satın almıştır…”3 ayetine icabet
ederek; din, vatan ve mukaddesat uğrunda,
şehadetleri dinin temeli olan ezanların ebediyen
yurdumuzun üzerinde inlemesi için ardımıza
bakmadan cennete koşarcasına şehitliğe ve gaziliğe
koştuk. Hayatımızın her alanına bu ruhu
aktardığımızda inancımızı ve kültürümüzü muhafaza
ettik. Yeryüzünde iyiliği emretme, kötülüğe engel
olma görevini canımız pahasına yerine getirmenin
gayretinde olduk. İlim ve bilimde, kültür ve sanatta
bütün insanlığa örnek ve önder olduk.
Aziz Müslümanlar!
Bugün bize düşen; bizi biz yapan, bizi millet
kılan bu ruhu canlı tutmak; İslam’ın emrettiği,
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in hayatına aktardığı
değerleri çocuklarımızla ve gençlerimizle
buluşturmaktır. Ecdadımızın aziz hatırasına,
şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvi
değerlere sahip çıkmaktır. Devletimizin bütünlüğü,
vatanımızın bekası ve milletimizin selameti için
sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Aramıza fitne
ve fesat tohumları ekmek isteyenlere karşı uyanık
olmak, kardeşliğimizden asla ödün vermemektir.
Bu vesileyle Bedir’den Malazgirt’e;
Çanakkale’den 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan
Muharebesi’ne; 15 Temmuz’dan günümüze kadar
î’lây-i kelimetullah aşkıyla üzerinde özgürce
yaşayabileceğimiz bir vatan için canlarını feda eden
aziz şehitlerimizi, ahirete irtihal eden kahraman
gazilerimizi ve devlet büyüklerimizi rahmet, minnet
ve şükranla yâd ediyorum.
Hutbemi, İstiklâl Marşımızın aziz milletimize
ebedi istiklâli müjdelediği şu mısra ile bitiriyorum:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!