Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çıkmış, (HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş) ‘Taksim bizim kabemizdir’ diyor. Bizim kabemiz bellidir. Bir zamanlar bu CHP’liler ne diyordu? ‘Kabe Arabın olsun bize Çankaya yeter’ diyordu. Şimdi bunlar da aynı şekilde yine ‘Kabe Arabın olsun bize Taksim yeter’ diyor. Bunlara 7 Haziran’da bir ders gerekmiyor mu? Bizim dersimiz sandıkta” dedi. Erdoğan, Siirt’te toplu açılış töreninin ardından Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı konuşmasına, “Tüm Siirtli kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Ahde vefanız için, eniştenize sahip çıktığınız için, sevginiz için her birinize teşekkür ediyorum” diyerek başladı. Bugün Siirt’e kazandırılan 162 milyon lira yatırım bedeli olan 40 eser ve hizmetin resmi açılışını yaptıklarını ifade eden Erdoğan, Siirt’te eğitim ve diğer alanlarda gerçekleştirilen yatırımları anlattı. Erdoğan, toplam 33 milyon lira yatırım bedeli olan bu eğitim kurumlarının bir kısmının hayırseverlerin destekleriyle inşa edildiğini belirterek, hayırseverleri tebrik etti. Erdoğan, bugünkü toplu açılışta merkez Anadolu Lisesi ve Anadolu Kız Meslek Lisesi, Kurtalan Anadolu Lisesi, Baykan Lisesi, Şirvan Endüstri Meslek Lisesinin de aralarında bulunduğu 263 dersliği, 3 pansiyonu, 3 çok amaçlı salonu ve 27 lojmanı resmen hizmete açtıklarını kaydetti. Gençlik ve Spor Bakanlığının merkezde ve Kurtalan’da gençlik merkezleri, ilçelerde ve mahallelerde çim futbol sahaları inşa ettiğini, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sevgi evlerini kurduğunu, İçişleri Bakanlığının KÖYDES kapsamında köylerde içme suyu, yol, köprü, parke çalışmaları gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının çeşitli tarımsal üretim projelerine destek sağladığını, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının idari binalar inşa ettiğini ve iyileştirme çalışmalarının devam ettiğini, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 4 ayrı taşkın koruma projesini tamamladığını bildirdi. Özel sektörün toplam 60 milyon liralık yatırımla bir alışveriş merkezi ve oteli inşa ettiğini belirten Erdoğan, tüm bu yatırımların Siirt’e ve ülkeye hayırlı olmasını diledi. “Siirt benim siyasi hayatımda 2 defa dönüm noktası oldu” Erdoğan, siyasi hayatında Siirt’in ayrı bir yeri ve ayrı bir anlamı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Siirt benim siyasi hayatımda 2 defa dönüm noktası oldu. Birincisi 17 Aralık 1997 tarihinde bu meydanda, burada okuduğum Milli Eğitim Bakanlığının, Talim Terbiye Kurulunun onayıyla geçmiş bütün kitaplarında yer alan Ziya Gökalp’e ait bir şiirle başlayan ve cezaevinde sonuçlanan bir süreçtir. O şiiri hatırlıyor musunuz, biliyor musunuz? Bu şiiri bir daha okuyabilir miyiz? Türkiye’nin nereden nereye geldiğini bu vesileyle bir kez daha hatırlayalım, özgürlük neymiş bunu bir kez daha hatırlayalım. Ne diyordu o şiirde; ‘Minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışlamız, müminler asker. Bir şey beni sindiremez; gökler, yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa; Biz oyuz ki; imanıyla övündüğümüz ecdadımız, titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş; zaferlerin kapısı, Anadolu’nun tapusu Malazgirt’ten ta Çanakkale’ye imanın geçilmez kalesine kadar bizi zaferden zafere koşturan şey işte şu anda içinde bulunduğumuz inanç birliğidir.’ Bu yolda böyle yürüdük. Buralara böyle geldik. 1912 yılında yazılmış bu şiiri Siirt’te okuduğum için 1999 yılında Pınarhisar Cezaevi’nin yolunu tuttuk. Aradan aylar geçti, yıllar geçti, devran döndü partimizi kurduk. Ama 42 bin kişiyle bir kamuoyu araştırması yaptık, ‘bakalım ne diyor millet’ dedik, millet ‘partiyi kurun’ dedi. Nasıl parti kurmamız gerektiğini de söyledi. Kurduk, 16 ay sonra da iktidar olduk. 12 yıl iktidarda kaldık mı? Kaldık ve ondan sonra da tekrar bir kamuoyu araştırması bu defa da ‘Cumhurbaşkanlığı’ dedi millet. Onun için 10 Ağustos’ta da tekrar huzurunuza geldik ve yüzde 52 ile bu defa bizi Cumhurbaşkanlığı’na gönderdiniz. Şimdi birinciyi söyledik, peki ikincisi neydi? Yüzde 85,8 oy ile bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Siz ne dediniz biliyor musunuz? ‘Egemen güçlerin dediği değil, milletin dediği olur’ dediniz. Çünkü egemenlik bu dünyada kayıtsız şartsız milletindir, o kadar. İşte Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı bu yolları açtınız. Bu bizim için neydi, bir hizmet yoluydu. Bu millete hizmetkar olmaktan daha güzel bir şey olamazdı. Kardeşlerim ipin ucunu 97 yılında kesmek istediler, 6 yıl sonra yine burada yeniden başladı. Şair ne diyordu, ‘sakın kader deme ne yapsalar boş.’ O kadar. İşte biz bu karara boyun eğdik. ‘Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır, yanmışsam külümden yapılan…’ İşte gönüller böyle birleşince bak neler oluyor. Biz kaderin üzerindeki kadere iman ettiğimiz için yeise kapılmadık.” “Ben Kur’an ile büyüdüm” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kayseri’de kendisiyle ilgili kullandığı ifadeyi de anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi anamuhalefet partisinin başındaki zat benimle ilgili dün Kayseri’de bir ifade kullanmış, cevap vermeye değmez ama Siirt’ten Kayseri’ye, Kayserili kardeşlerim Cumhurbaşkanlarını çok iyi tanırlar. Nerede, neyi konuşacağını da bilmiyor. ‘Cumhurbaşkanı Evren gibi Kur’an’ın istismarını yapıyor’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu ben Kur’an ile büyüdüm, Kur’an ile yaşıyorum. Onu sen kendine söyle, kendi şahsında Kur’an’ın yerinin ne olduğu malum. Beyefendi nereden buraya geldi? Hani ben ‘Diyanet İşleri Başkanlığı Kürtçe Kur’an meali yayınladı’ dedim ya. Bundan beyefendi rahatsız olmuş. Bu bir istismar mı? Biz ülkemizde her dilde inşallah… Bu da Kürtçe Kur’an meali. Bunu da niye söylüyorum, malum terörün beslediği siyasi parti ne diyor? Maalesef çok ilginç ‘Diyanet İşlerini kapatacağız’ diyor. Ya bunlar maalesef cami duvarına pislemeye başladılar. İstismarsa istismarını yapıyorlar, her türlü yol bunlarda var.” “Niye rahatsız oluyorsunuz?” Anamuhalefet partisinin de imam hatipleri kapatmak istediğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: “Dün Kayseri’de diyor ki ‘hayır ben öyle demedim.’ Bütün kayıtlarda mevcut. Bir Cumhurbaşkanı olarak bana yanlışları düzeltmek düşer. Bir defa o yetkiyi sen nereden alıyorsun? Milletin verdiği yetkiyle bu parlamentodan 12 yıllık zorunlu eğitim geçti. İmam hatiplerin, meslek liselerinin önündeki engeller, barajlar kaldırıldı. Haksızlıklar giderildi. Siz orta kısmı kapattınız ve imam hatiplerin öğrenci sayısı 60 bine düşmüştü. Şimdi 1 milyona çıkınca rahatsız oldular. Hani özgürlüklerden yanaydınız. Niye rahatsız oluyorsunuz? Anne baba evladını nereye gönderirse bırak oraya göndersin karışma. Terör destekli olan siyasi parti benim inançlı Kürt kardeşlerimi istismar ediyor. İnançlı, inançsız Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran’da bu oyunu bozun. Çıkmış, ‘Taksim bizim kabemizdir’ diyor. Bizim kabemiz bellidir. Bir zamanlar bu CHP’liler ne diyordu? ‘Kabe Arabın olsun bize Çankaya yeter’ diyordu. Şimdi bunlar da aynı şekilde yine ‘Kabe Arabın olsun bize Taksim yeter’ diyor. Bunlara 7 Haziran’da bir ders gerekmiyor mu? Bizim dersimiz sandıkta. Diyorlar ki ‘Cumhurbaşkanı taraf.’ Evet tarafım. Ama ben milletin tarafındayım. Millet neredeyse oradayım. Her partiye de eşit mesafedeyim. Ama gönlümde bir parti var tabii. O ayrı bir konu. Bu meydanda herhangi bir partinin pankartı yok. Bu meydanda sadece Türk bayrağı dalgalanıyor. Her gittiğim yerde de diyorum: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” Erdoğan, daha sonra Siirtlilerle birlikte ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ cümlesini tekrarlayarak, “İşte bu bizi güçlü kılacaktır. Bunun için milletin inancına, dinine, eğitimine, hatta kılığına kıyafetine, tüm değerlerine düşman bir anlayış, bu millete yıllarca kan kusturdu. Daha sonra aynı zihniyeti takip edenler 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan’la hep aynı yoldan yürüdüler. Ama milletimiz bu zihniyete, ‘dur’ dedi. Bu zihniyete en büyük ‘dur’u da 3 Kasım 2002’den itibaren başlayan süreçte dedi. Şimdi yeniden bir tek parti zihniyeti türedi. Bir tanesi zaten devam ediyor. Bir de her şeyi ile onu taklit eden terör destekli malum parti var” diye konuştu. Erdoğan, 70 yıl önce millete Türkçe ezan, Türkçe ibadet dayatıldığını, şimdi de Kürtçe ezan, Kürtçe ibadet dayatıldığını belirtti. Bunların “aynı faşist kafanın farklı tezahürleri” olduğunu kaydeden Erdoğan, “İnanın aralarında zerre kadar fark yok. Tek parti CHP’si bu milleti inancından, tarihinden, medeniyetinden kopartıp, kendi ideolojik saplantılarına uygun yeni bir toplum inşa etmeye çalışıyordu. Onun taklitçisi parti de benim sevgili Kürt kardeşlerimi inancından, tarihinden, medeniyetinden kopartıp, yine kendi ideolojik saplantılarının esiri haline dönüştürmek istiyor” dedi. Erdoğan, Siirt’teki toplu açılış töreninden sonra Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı konuşmada, bölgede pek çok imamın, din görevlisinin, bölücü örgüt mensupları tarafından saldırıya uğradığını, hatta bazılarının katledildiğini söyledi. Örgüt mensuplarının Kur’an kurslarına saldırdığını, yaktığını, okulları, pansiyonları yaktığını bildiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunların yandaşları İstanbul’da sırf sakalından, kıyafetinden dolayı insanlara saldırdı; iş yerlerini, araçlarını taşladı. Onların inançlara saygı sözü, sadece kendi ideolojilerine saygı gösterilmesini ifade eder, onların kimsenin inancına saygı diye bir derdi yoktur. Geçenlerde bir muhtarımızı öldürdüler değil mi? Şu anda her şey tespit edilmiş vaziyette. Yardım yataklık yapanlar belli, iş takip ediliyor. Hani sen Kürt’tün, niye bir Kürt muhtar kardeşimizi vuruyorsun, öldürüyorsun? Hep birlikte bir, diri, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız. Bizim için Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Roman’ıyla, Boşnak’ıyla bir ayrılık söz konusu değil. Bizim önemli olan yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevmek. Diyanet İşleri Başkanlığından rahatsızlıkları ortada ki bu Diyanet İşleri Başkanlığı, son 12 yıldır çok çok etkin çalışmaların içerisinde. Bu ülkede 2002’de Kürtçe vaaz veremezsin, hutbe okuyamazsın ama şimdi Kürtçe vaaz da verilebiliyor, hutbe de okunabiliyor. Nereden nerelere geldik. Bu atılan adımlar özgürlük adına atıldı. Kürtçe Kur’an meali, Kürtçe hadis kitabı, Kürtçe Siyer-i Nebi, Kürtçe mevlit kitabı, Kürtçe Elifba… Bunlar o atılan güçlü adımlar. Bunları hayal bile etmek mümkün değildi. Şu mübarek günlerde TRT Kürdi kanalından Kürtçe mevlit okunabiliyor. Artık Diyanet İşleri Başkanlığımız cami cemaatini kontrol altında tutmak için değil, onlara hizmet etmek için çalışıyor. Bunu da en iyi, tarihleri boyunca İslam’a samimiyetle ve sadakatle sarılmış olan bölgedeki kardeşlerim bilir. Çok yakından biliyorum ki Kürt kardeşlerimin İslam’a hizmetleri, imanlarına ve ibadetlerine olan bağlılıklarıyla sınırlı değil. Siz Selahaddin Eyyübi’nin torunlarısınız. Onun o birleştirici ruhu neyse, sizde de o var.” “Bölücü örgütün tehdidi ve baskıları sonucu kapanmaya başladı” Cumhurbaşkanı Erdoğan, alanda, “Üç dilli kardeş şehir” pankartı olduğunu belirterek, “Ne demek bu? Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla Siirt birdir, beraberdir. Bu il, İslami ilimlerin yaşatılması ve geliştirilmesi, Peygamber ahfadına sahip çıkılması noktasında gerçekten çok büyük hassasiyet sahibidir” dedi. Siirtt’te ve bölgedeki her şehirde, Kürt ve Arap müderrisleri, kanaat önderleri ve alimleri olduğunu ifade eden Erdoğan, bu kişilerin yıllarca faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu melelerden bin tanesine Diyanet İşleri Başkanlığımız kadro vererek kendi bünyesine kattı. Bunun yanında bölgede görev yapan din görevlilerimizin sorunlarının çözümü, eğitimlerinin geliştirilmesi yönünde çok önemli adımlar atıldı. Yıllarca müderrislere, medreselere karşı mesafeli duran bir yönetim anlayışından, bu alimlerin devletin kadrosuna alındığı bir yaklaşıma gelindi. Bugünkü Diyanet İşleri Başkanımız, bu bölgede hala yaşayan medrese geleneği içinde yetişmiş, oradan akademisyenliğe geçmiş bir arkadaşımız. Onun için Diyanet İşleri Başkanlığımızda, bölgedeki dini müesseseler arasında bugüne kadar hiç görülmediği kadar iyi bir işbirliği, iyi bir işbirliği var. Şimdi ise bölge halkı bir başka sıkıntı ile karşı karşıya. Bilhassa taşradaki eğitim, ilim irfan yuvaları bölücü örgütün tehdidi ve baskıları sonucu birer birer kapanmaya başladı. Geçmişte devletin yapmadığı, yapamadığı bu kurumları yok etme projesini, bugün bölücü örgüt adına maalesef adım adım hayata geçirenler var. Bugün Türkiye’de Boko Haram gibi, DEAŞ gibi örgütler varlık gösteremiyorsa bunda en büyük pay Diyanet İşleri Başkanlığımızındır. Ülkemizde mezhep çatışması, bu tür oyunlar tutmuyorsa bunda Diyanet İşleri Başkanlığımızın büyük rolü var. Bugün atmamız gereken en önemli adım… Ne diyor Siirt’li İbrahim Hakkı Hazretleri, – buraya dikkat edin, bu bizim için çok önemli – Siirt bunun işaret fişeği olmalıdır, başka şeylerin değil. Ne diyor orada İbrahim Hakkı Hazretleri? (Hak şerleri hayreyler, arif anı seyreyler, zannetme ki gayreyler, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.)” “Milli gelir 230 milyar dolardan 800 milyar dolara” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirtlilere, “Siirt yeni Türkiye’ye hazır mı? Siirt yeni Anayasa’ya hazır mı? Siirt başkanlık sistemine hazır mı?” diye sordu. Vatandaşların “evet” cevabı vermesi üzerine, Erdoğan, “Maşallah, Mübarek Allah. Öyleyse hep beraber çalışmak gerekiyor. Çalışacağız değil mi? Allah birliğimizi, beraberliğimizi daim kılsın. İnşallah bu eserlerin açılışını yapacağız ve bunlar resmen Siirt’in hizmetine girmiş olacak” dedi. “Ne bölücü örgüte, ne paralel örgüte, ne eski Türkiye koalisyonu kurmanın peşinde koşanlara fırsat vermememiz gerekiyor. Bak nereden nerelere geldik. 230 milyar dolar milli gelir, şu anda 800 milyar dolar” diyen Erdoğan, Siirt’e yapılan yatırımları anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde Siirt’te 7 kilometre olan bölünmüş yol varken, buna 118 kilometre ilave ettiklerini söyledi. Siirt’in 7 bin öğrenciye sahip üniversitesi, bin 155 kapasiteli öğrenci yurdu olduğunu ve 300 yataklı devlethastanesi olduğunu belirten Erdoğan, bunları yeni yatırımların takip edeceğini bildirdi. “Belediyeler çözmedi” Siirt’in içme suyu sorununun 2040 yılına kadar çözüldüğünü vurgulayan Erdoğan, “Bunu belediyeler çözmedi. Arka sokakları dolaştığımız zaman, buralardaki durumu zaten görüyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirtlilere, “Aman birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz. Kürt olmak, Türk olmak, Arap olmak, Boşnak, Arnavut, Roman… Bunlar asla bizim ayrılık sebebimiz olmamalı. Bizim sandıkta, özgürlüklerimiz için, bu ülkeye hizmetkar olanlar için irademizi ortaya koymamız lazım” diye seslendi. Erdoğan, bu ülkenin red, inkar ve asimilasyon politikalarından çok çektiğine işaret ederek, “Bütün bu politikaları ayaklar altına alan iktidar bizim iktidarımız oldu. Şimdi de Cumhurbaşkanı olarak bunların takipçisiyim, aynen devam edeceğiz” diye konuştu. Erdoğan, doğu ve güneydoğuya yaptıkları yatırımların toplam bedelinin 260 milyar lira olduğunu kaydetti. “Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey Siirt’i hatırlatıyor” sözlerini vatandaşlarla birlikte söyleyen Erdoğan, “Günümüz kutlu olsun. 7 Haziran Siirtimiz, ülkemiz için hayırlı olsun” diyerek sözlerini tamamladı. Açılıştan notlar Suriye’deki iç savaştan kaçarak Siirt’e sığınan Suriyeliler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aracını durdurarak sevgi gösterisinde bulundu ve bir mektup verdi. Suriyelilerin ellerindeki Türkçe, Arapça ve Kürtçe olarak yazılmış, “Suriyelilere yaptığınız her yardım Türkiye’nin sadakası olsun”, “Suriyeliler muhacir Türkiyeliler ensar” pankartları dikkat çekti. Erdoğan’ın korumaları Suriyeli çocuklara çeşitli oyuncaklar dağıttı. AK Parti Kadın Kollarına mensup bir grup sanayi kavşağında, “Çözüm Sürecinin mimarı, üç dilli kardeş şehre hoşgeldiniz” yazılı pankartlarla Erdoğan’a sevgi gösterisinde bulundu. Mitingin yapıldığı Cumhuriyet Meydanı’nda “Siirt sana inanıyor”, pankartı yer aldı. Meydanda Türk Bayrakları ile Atatürk ve Erdoğan posterleri yan yana yer aldı. Erdoğan, halka hitap ettiği kürsüden Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Kürtçe Kur’an mealini gösterdi. Konuşması esnasında Erdoğan “Müsaadeniz olursa ceketimi çıkarabilir miyim?” dedikten sonra ceketini çıkararak konuşmasına devam etti. Erdoğan, 1999 yılında okuduğu ve siyasi yasaklı haline gelmesine neden olan şiiri yeniden okudu. Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran kalabalık, Erdoğan’ın okuduğu şiire eşlik etti. Erdoğan’a; eşi Emine Erdoğan, oğlu ve TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, kızı ve TÜRGEV Yönetim Kurulu üyesi Sümeyye Erdoğan da eşlik etti. TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Arzu Akalın da açılışa katıldı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı ve Siirt Milletvekili adayı Yasin Aktay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati, eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile milletvekilleri de açılış törenine katıldı. Bağış ve Avcı, birer selamlama konuşması yaptı. Açılış sonrası Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran kalabalığa satranç dağıttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışın ardından Siirt Valiliğini ziyaret etti.
Erdoğan’dan Egemen Bağış’a: Egemen kardeşim Cumhurbaşkanı Erdoğan Siirt’te toplu açılış töreninde konuştu. Elinde Kürtçe Kuran’ı Kerim meali ile adeta seçim mitingi yapan konuşması sırasında Egemen Bağış’ı referans gösterdi: “Egemen Kardeşim”
HABERDAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları;
– Siirt her zaman bize gönlünü açtı. Siirtlilere teşekkür ediyorum. Eniştenize sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum.
– Açılışını yaptığımız projelere katkı sağlayan tüm hayır severlerimizi kutluyorum. Orman Su İşleri Bakanlığımız dört ayrı projesini tamamladı.
İKİ DEFA DÖNÜM NOKTASI OLDU
– Benim siyasi hayatımda Siirt’in ayrı bir yeri var. İki defa dönüm noktası oldu. 17 Aralık 1997 tarihinde bu meydanda okuduğum MEB’in onaylı kitaplarında yer alan şiir için cezaevinde sonuçlanan bir süreçtir. O şiiri hatırlıyor musunuz? Bu şiiri bir daha okuyabilir miyiz? Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görelim. Özgürlük nasılmış bir daha görelim
O ŞİİRİ YENİDEN OKUDU
Erdoğan, Ziya Gökalp’e ait olan şiir bir kez daha okudu. (Minareler süngümüz, kubeler migfer Camiler kislamiz , müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler allah u ekber llah u ekber)
KILIÇDAROĞLU’NA CEVAP
– İpin ucunu 1997 yılında kesmek istediler. Yıllar sonra yine bu şehirden başladı. Benimle ilgili Kayseri’de bir ifade kullanmış. Cevap vermeye değmez ama Siirtliler Cumhurbaşkanını iyi tanır. Nerede ne konuşacağını bilmiyor. Kenan Evren gibi Cumhurbaşkanı Kur’an’ı istismar ediyor diyor. Ben Kur’an’la doğdum, Kur’an’la yaşıyorum. Senin nezdinde Kur’an nerede olduğu malum. Sen ilk önce kendini sorgula.
HDP’YE GÖNDERME
-Her türlü yol bunlarda var. Bunlar cami duvarını pisletmeye başladı. Terörün destekçisi parti Diyanet İşleri’ni kapatacağım diyor. Benim Kürt kardeşlerimi istismar ettiler. Ben Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran’da bu oyunu bozun. Çıkmış Taksim bizim Kabe’mizdir diyor. Birileri Kabe onların olsun Çankaya bize yeter diyordu. Şimdi de bunlar Taksim bize yeter diyor. Evet ben tarafım. Milletimin tarafındayım. Burada yalnızca Türk bayrağı dalgalanıyor.
– 70 yıl önce bu millete Türkçe ezan dayatılıyordu, şimdi de Kürtçe ezan dayatılıyor.
– Bugün Türkiye’de Boko Haram gibi DAEŞ gibi örgütler faaliyet gösteremiyorsa bunda Diyanet’in rolü büyüktür.
– Siirt yeni anayasaya hazır mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Siirt’te CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu, “Kuran’ın istismarını yapıyor” sözleri üzerinden çok sert ifadelerle eleştirdi: Kendi şahsında Kuran’ın yerinin neresi olduğu malum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış törenine katılmak için bulunduğu Siirt’te vatandaşlara hitap etti. Cumhuriyet Meydanı’ndaki törende muhalefete yönelik sert ifadeler kullanan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Nerede neyi konuşacağını da bilmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu ben Kuran’la büyüdüm ve yaşıyorum. Onu sen kendine söyle” dedi.
Erdoğan, HDP lideri Selahattin Demirtaş’a da isim vermeden Diyanet İşleri Başkanlığı’yla ilgili ifadeleri üzerinden yüklendi: Terörün beslediği siyasi parti Diyanet İşlerini kapatacağız diyor. Bunlar maalesef cami duvarına pislemeye başladılar.
– Kürtçe Kuran meali yayınlandı. Bunu dedim ya bundan beyefendi rahatsız oldu. Bu istismar mı? Bu Kürtçe Kuran meali. Bunu niçin söylüyorum. Terörün beslediği siyasi parti Diyanet İşlerini kapatacağız diyor. Bunlar maalesef cami duvarına pislemeye başladılar. İstismarsa istismarını yapıyorlar.