Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Egemen Bağış,Türkiye’nin haklılığını Avrupa Birliği üyelerine diplomatik dille anlatmayı sürdürmeliyiz

Avrupa Birliği (AB) Eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış “AB topluluğu üyelik girişimizi kabul etmelidir”dedi.

Avrupa Birliği (AB) Eski

 Dinimiz ve semavi dinler bir kişiyi öldüren alemi yok etmiş olur.Çocukları,kadınları,insanları ve tabiatı yok eden terör unsurlarıyla mücadeleyi dünya birlikte vermeli,biz bu terör örgütleriyle amansız mücadele veriyoruz.Avrupa Birliği bu mücadeleye testek olmalı ve Türkiye ile birlikte hareket etmelidir.Küresel bir köyde birlikte yaşıyoruz.Terör herkese zarar veriyor.Masum insanlar hayatını kaybediyor.Bu sorun sağdece Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın olmamalı,Batılı dostlarımızı bu haklı davamızın destekçisi olduklarını görmeliyiz.Avrupa ülkeleriyle sık sık biraraya gelerek bu sorunları dillendiriyoruz ve barış için ziyaretlerimiz sürecek.

Avrupa Birliği (AB) Eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Türkiye her yönüyle bir avrupa ülkesidir.Diyen Bağış sözlerini şöyle sürdürdü”Müzmin muhalefetimiz Türkiye’nin batıdan, AB’den ve NATO’dan koptuğu iddialarını dillendirirken ve Avrupa’daki bazı ülkeler Türkiye aleyhtarlığında sınır tanımazken Vatikan ve İtalya ziyaretlerinin sembolik anlamı daha da belirginlik kazanıyor. Türkiye NATO’nun en önemli üyelerinden biri konumundadır.Türkiye’nin AB üyeliğinden hem Türkiye’nin hem bölgenin hem de AB’nin kazanması söz konusudur.Türkiye’nin büyük ve asil dostuna karşı beslediği duyguları, minnet ve şükranı tekrar belirtmeyi kendine bir borç bilmiştir. Tarihin en karanlık günlerinde sihirli kalemiyle daima Türk milletinin hakkını teyit ve müdafaa etmiş olan büyük üstad için, Türk milletinin beslediği derin, sarsılmaz sevgi hislerine. Bugün hem Afrin’de ve Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşen erkeklerimizin yetim bıraktığı kızlarımız tarafından gözyaşları arasında dokunmuş olan bu halı tanıklık edecektir. Türkiye’siz oyun kurmaya çalışanlar, Türkiye’yi oyunun dışına itmeye çalışanlar bunun bedeliyle de yüzleşecekler. Türkiye’ye rağmen bölgede hiçbir politikanın uygulanamayacağını son gelişmeler göstermiştir. Türkiye 15 Temmuz sonrası en önemli hedefin yerli ve milli olmak olduğunu anladı ve artık tek yürek olarak bir kararlılık ortaya koyuyor. Terör örgütlerinin tamamına karşı ortak bir mücadele yürütülüyor. Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük göstergesi budur. Hamdolsun artık gerçekten ordu gibi bir ordumuz, hakkıyla başkomutanlık yapan bir Cumhurbaşkanımız var. Hepsinden önemlisi Milletin iradesini hiçe sayabilen hiçbir vesayet ya da güç kalmadı..”dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ve Egemen Bağış yer aldı.
Ziyarette, Kudüs’ün statüsüyle ilgili yeni bir gelişmenin gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, Türkiye’nin 1 milyar 700 milyonluk İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanlığını yürüttüğünü, Papa Franciscus’un da Katolik dünyasının başındaki kişi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Bu iki önemli blok, şu anda bu bölgede adeta belirleyici bir unsur konumundadır. Zira Kudüs’te atılan adımda gerek Papa Franciscus’un gerekse bizlerin hatta bizim de dışımızdaki birçok ülkenin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki oylamada katkılarını bir kenara koymak mümkün değil. ABD yanında sadece İsrail’i bulmuştur ve yalnız kalmıştır. Diğer 6-7 tane, ki onlara ülke demek bile zor, adeta Türkiye’nin birer ilçesi mesafesinde olan ama adı ülke olan toplamda 8 ülke diye kabul edelim. Ama karşısında çok ciddi bir katılım oldu ve bu katılımla da bu yaklaşıma ‘Hayır’ denildi. Bundan sonraki süreç de ‘Gelin Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak kabul edin.’ Gelinecek nokta bu. Şimdi biz buna çalışıyoruz. Bunun dışındaki gelişmeleri de doğru bulmuyoruz. Amerika’nın şu andaki yaklaşımı zaten tamamıyla doğru olmayan ve ‘Ben yaptım oldu.’ anlayışına dayalı bir gelişmedir. Amerika burada yalnızlıkları oynamıştır. Bugüne kadar gelen yönetimlerden Sayın Trump gibi düşünenler çok oldu ama bu adımı atmadılar, böyle bir adıma yaklaşmadılar. Çünkü dünyadan alacakları tepkiyi biliyorlardı. O tepkiyi bildikleri için bu adımı atmadılar. Sayın Trump maalesef böyle bir adımı atmak suretiyle çok yanlış ve kendisini dünyada yalnızlığa itecek bir adımı attı. Her şey güçle olmuyor. Ekonomik gücünüz olabilir, silah gücünüz olabilir, her şeyiniz olabilir ama unutmayalım ki siyasi güç çok ama çok önemlidir. Nitekim o cevap da siyasi gücün tecelli etmiş olmasıdır.”