Genel Başkan ve Başbakan Binali Yıldırım, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin, “Sonuç ne olursa olsun Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını geriye götürecek, adil temsil haklarına zarar verecek hiçbir çözüm asla ve asla kabul edilemez. Kıbrıs’ta iki taraflı dönüşümlü başkanlığı içeren, adil paylaşımlı bir çözümü biz de çok arzu ediyoruz. Kıbrıs’ta geçmişte yaşanan olayların bir daha olmaması için Türkiye’nin etkin garantisi aynen devam etmelidir.” dedi.
Yıldırım, TBMM Grubu’nda yaptığı konuşmada, güzel bir özelliği olan bugünün, KKTC’nin kuruluş yıl dönümü olduğunu anımsattı.
KKTC’nin 33 yıl önce kurulduğunu belirten Yıldırım, “bütün Kıbrıslı kardeşlerinin bu güzel gününü kutladığını, coşkularını anavatan olarak paylaştığını” söyledi.
Türkiye’nin her zaman Kıbrıs’ın yanında olduğunu ve yanında olmaya devam edeceğini dile getiren Yıldırım, Kıbrıs’ın siyasi, ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlamaya yönelik her türlü katkıyı, hassasiyeti sürdüreceklerini bildirdi.
Yıldırım, bugünlerde Kıbrıs’ta müzakerelerin devam ettiğine dikkati çekerek, bu müzakerelerin amacının adada yıllardır devam eden haksızlıkların sona erdirilmesi olduğunu vurguladı. Kıbrıs Rum tarafının, adanın tamamını temsil ettiğini, KKTC’ye bu anlamda ambargo uygulandığını ifade eden Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu müzakerelerin amacının, bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu görüşmelerden ümit ederiz ki hayırlı bir sonuç çıkar. Sonuç ne olursa olsun Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını geriye götürecek, adil temsil haklarına zarar verecek hiçbir çözüm asla ve asla kabul edilemez. Kıbrıs’ta iki taraflı dönüşümlü başkanlığı içeren, adil paylaşımlı bir çözümü biz de çok arzu ediyoruz. Tabiatıyla Kıbrıs’ta geçmişte yaşanan olayların bir daha olmaması için Türkiye’nin etkin garantisi aynen devam etmelidir. Bu konuda farklı alternatifler ortaya sürenler asla ve asla yanılgı içinde olmasınlar. Çünkü 1974’te, 1960’lı yıllarda yaşananları hepimiz biliyoruz. Ümit ederiz ki bu görüşmeler iki tarafı da memnun edecek şekilde bir sonuca bağlanır.”
KEÇİÖREN METROSU HİZMETE GİRECEK
Binali Yıldırım, geçen haftayı yoğun bir gündemde tamamladıklarını, ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı yatırımların, hizmetlerin toplu açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiklerini anlattı.
Keçiören trafiğini neredeyse yarı yarıya rahatlatacak, Yavuz Sultan Selim Bulvarı ile 88 projeyi Ankaralılar’ın hizmetine sunduklarını anımsatan Yıldırım, Ankaralılara bir müjde daha verdi. Yıldırım, yılbaşından itibaren yaklaşık 10 kilometrelik Keçiören Metrosu’nun da hizmete gireceğini bildirdi.
CANLA, BAŞLA ÇALIŞIYORLAR
Yıldırım, terör olaylarına bulaşmış belediyelere atadıkları belediye başkanlarıyla Ankara’da bir araya geldiklerini dile getirerek, bölgedeki terör eyleminden zarar gören vatandaşların yaralarını sarmak için belediye başkanlarının yaptıkları güzel çalışmaları dinleme fırsatı bulduğunu söyledi.
Örgütün bölgeye, orada yaşayan halka verdiği zararların, kısa sürede başkanların fedakar çalışmalarıyla giderildiğini aktaran Yıldırım, bölgede yaşayan vatandaşlar ile ilişkilerin kısa sürede düzeltildiğini öğrenme fırsatı bulduğunu belirtti. Başbakan Yıldırım, “Büyük mağduriyet yaşayan ilçe ve şehirlerimizde yaşayan, buradaki çukurların kapatılması, yolların asfaltlanması, alt yapı, üst yapı, yeşil alan, birçok tahrip olmuş geciktirilmiş hizmetlerin yerine getirilmesi için atadığımız belediye başkanvekilleri canla, başla çalışmaktadır.” diye konuştu.
Yeni kurulan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin, 2016-2017 eğitim yılı açılış törenine katıldıklarını, genç jandarma, sahil güvenlik subay adaylarıyla bir araya geldiklerini ifade eden Yıldırım, akademide vatanına, milletine bağlı, ufku açık, donanımlı gençlerin yetişmesinden duyduğu memnuniyeti vurguladı.
Yıldırım, Ankara’da Sivil Dayanışma Platformu’nun hizmet binasını açtıklarını dile getirerek, gönüllülerin bundan önce olduğu gibi bundan sonra da faaliyetlerine hız kesmeden devam etmesini diledi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 78. anma gününü geçen perşembe idrak ettiklerini belirten Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde, geniş katılımla ilk kez milletin evinde bu anma toplantısını gerçekleştirdiklerini anımsattı. Yıldırım, şehit ve gazileri minnet, şükranla andı.
ZOR OLAN HEMEN YAPILIR İMKANSIZ BİRAZ ZAMAN ALIR
Daha sonra il ziyaretleri gerçekleştirdiklerini anlatan Yıldırım, ilk olarak Trabzonlu hemşehrileriyle bir araya geldiklerini söyledi.
Bölgeye çok büyük değişiklik getirecek, dünyanın çift tüplü ikinci büyük tüneli Ovit Tüneli’ne geçerek ilk ışığın görülmesine şahitlik ettiklerini, bu mutluluğu yaşadıklarını vurgulayan Yıldırım, bu proje, Ovit Tüneli’nin 136 yıllık bir hayal olduğunun altını çizdi. Yıldırım, AK Parti hükümetlerinin, hayalleri gerçeğe dönüştüren hükümetler olduğunu kaydederek, bölge insanının yıllar yılı bu yollarda ne kadar büyük sıkıntı çektiğini orada yaşayanların çok iyi bildiğini ifade etti. Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Geçtiğimiz yıllarda, kasım ortalarında Erzurum’dan Rize’ye gelen öğrencilerin bir gece boyunca orada mahsur kaldığını, sabaha kadar kurtarılması için kurtarma çalışmalarında bizatihi yer almıştım. İşte o gördüğümüz manzara, o zorluklar bize bir şey öğretti; ne kadar zor olursa olsun ne kadar çetin olursa olsun mutlaka her şeyin bir çözümü vardır. Zor olan hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. AK Parti iktidarının en önemli özelliği budur. Kış gelip, her tarafı kar kapladığında Erzurum, Rize karayolu tam 6 ay kapalı kalıyordu. Şimdi artık bu meşakkat, mağduriyet bitiyor. Tünelin ucundaki ışık işte bu sevincin ışığıdır. Bu tünelle Erzurum-Rize karayolu artık 12 ay ulaşıma açık olacak, bölge insanına hizmet edecek. Sadece bölge insanına hizmet etmekle kalmayacak, Ovit Tüneli’nin üzerinde olduğu Karadeniz, Anadolu yolu iki potamyayı birbirine birleştiren yoldur. Biri potamya, diğeri Mezopotamya. Potamya’nın da neresi olduğunu biliyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın ilçesidir, Güneysu ilçesidir. Oradan başlayıp, İyidere, İkizdere Ovit,Kırık, İspir, Erzurum güneye doğru devam ediyor. Tünelin toplam uzunluğu 17 kilometreyi aşıyor. 17 kilometre tek tüpten bahsediyoruz. “
Bolu Tüneli’ni önceki iktidarların 17 yılda yapamadığını, “Sonunda tüneli ne yapsak, ayrıca patates deposu mu yapsak. Kapatsak mı diye” tartışma açtıklarını hatırlatan Yıldırım, 17 yılda 3 bin 200 metre tünel yapamayan bir Türkiye’den artık yılda 80 kilometre tüneli bitiren bir Türkiye’ye gelindiğini vurguladı.
“İşte bu Türkiye, AK Parti iktidarının olduğu Türkiye’dir.” diyen Yıldırım, 2017 yılının sonunda Ovit Tüneli’nin açılışının gerçekleştirileceğini bildirdi.
Yıldırım, haftalık program kapsamında Trabzon’dan sonra Rize’de sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiklerini, bölgenin sorunlarını dinlediklerini, beklentileri öğrenme fırsatı bulduklarını anlattı.
Rize’den sonra İstanbul’da 16. MÜSİAD EXPO’nun kapanış toplantısına katıldığını söyleyen Yıldırım, 66 ülkeden 150 katılımcıyla binlerce KOBİ temsilcisinin bulunduğu toplantıda, ekonomi ve geleceğe dair yeni projelerin konuşulduğunu dile getirdi.
Bir günde Ankara, Trabzon, Rize ve İstanbul’da düzenlenen çeşitli programlara katıldığını aktaran Yıldırım, İstanbul’da “Şehrin Mimarları Toplantısı”nın ardından haftalık program kapsamında son olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte, Gana, Myanmar ve Endonezya’ya gidecek enerji gemilerinin uğurlama törenine katıldığını anlattı.
ÇİN’DEN SONRA EN ÇOK DENİZCİ YETİŞTİREN ÜLKE TÜRKİYE
Türkiye’nin birçok alanda olduğu gibi sosyal desteklerde de sosyal sorumluluk projelerinde de dünyanın önde gelen ülkeleriyle adeta yarış halinde olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Bugün dünya nüfusunun beşte birinin elektriğe ulaşamadığını düşünürsek yapılan bu hizmetin ne kadar anlamlı bir hizmet olduğu ortaya çıkacaktır.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“14 yıllık AK Parti iktidarında, enerjideki kapasitemizi tam 2,5 kat arttırdık. Deniz taşımacılığındaki, iç hatlardaki yolcu sayımızı 90 milyondan 165 milyona çıkardık. Deniz ticaret filomuzu dünyanın yükünü taşıyan 30 ülkesi arasında 14. sıraya yükselttik. Bugün yetişmiş 180 bin gemi adamımız var, Çin’den sonra en çok gemi adamı, denizci yetiştiren ülke Türkiye’dir. Nüfusları karşılaştırdığımızda, Çin’le yarışacak halimiz yok ama Çin’den sonra ikinci olmak da az iş değil yani.
Yardım alan değil artık yardım eden bir Türkiye. Dünyanın öbür ucunda da olsa ihtiyaç sahibi ülkelere yardım elimizi uzatmaktan geri kalmıyoruz. 14 yıl önce kimin aklına gelirdi ki Türk mühendislerinin yaptığı dev gemiler gidecek, karanlığa gömülü ülkelerin kıyılarına demir atacak, o ülkeler için ışık olacak, ümit olacak, elektrik olacak. Eskinin hayalleri AK Parti ile birer birer gerçeğe dönüşüyor. Vaktiyle ‘Onlar konuşur AK Parti yapar.’ diyorduk, bugün halen onlar konuşuyor, AK Parti yapmaya devam ediyor.”
Haftalık program kapsamında son olarak çiftçilerle milletin evinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu törende bir araya geldiklerini anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Toprağımızı hepimiz için işleyen, berekete dönüştüren çiftçi kardeşlerimize bütün imkanları seferber ederek sahip çıkmaya, dertlerini, sorunlarını çözmeye devam edeceğiz. Dün de ifade ettim, buğdayla koyun gerisi oyun. Anadolu topraklarında, tarımda ve hayvancılıkta destek vazgeçilmez bir ilkemizdir, bir işimizdir. Kafana göre değil artık havzana göre ekim yapacaksın. Türkiye’yi 941 havzaya böldük. Her havzadan hangi ürünün yetişeceğini, hangi ürünün ekileceğini bir bir uzmanlar çalıştı. Destekler de bu ürünlere göre verilecek. Böylece belirli bir ürünün, belirli noktalarda yoğunlaşmasının önüne geçilecek ve mağduriyetler önlenmiş olacak. Ayrıca tarımdaki destekte farklı bir uygulamayı da mazot desteğinde yapıyoruz. Mazotta yapılan destek çiftçimizin, tarım kesimimizin yüzünü güldürecek. Buradaki uygulamamız da depodaki mazotun yarısı sizden, yarısı bizden.”
BİZİM DAVAMIZ, MİLLET DAVASI, TÜRKİYE’YE HİZMET DAVASIDIR
Mazot ve gübrenin tarım alanındaki iki önemli girdi olduğuna dikkati çeken Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Gübreyle ilgili bir süre önce KDV’yi kaldırdık, ayrıca ucuzlatma da gerçekleştirdik. Ama önümüzdeki yıllarda gübredeki politikamız, daha az kimyasal gübre, daha fazla biyolojik ve organik gübre. Çünkü kimyasal gübrenin yarıdan fazlası toprağa geçiyor, toprağı çoraklaştırıyor ve toprağın verimini ortadan kaldırıyor. Onun için daha fazla biyolojik gübreyi teşvik edeceğiz. Hem kimyasal gübrelerin, fosfatlı, nitratlı gübrelerin, terör örgütlerinin bir silahı olmaktan kurtaracağız hem de toprağımızın çoraklaşmasının önüne geçeceğiz.
Tarım desteklerinde önemli bir değişikliği de şu şekilde yapıyoruz: Bilindiği gibi yılda ortalama 13-14 milyar liralık tarıma desteğimiz var. Geçtiğimiz 14 yılda 90 katrilyon tarıma destek verdik. Vereceğimiz bu destekleri bundan sonra parça parça yıl boyunca değil, iki partide vereceğiz. Bir ekim döneminde, bir de hasat döneminde. Böylece çiftçiler aldıkları desteğin de bir kıymetini bilecekler, bir değerini görecekler. Bizim bu milletin yüzünü güldürmekten, hayatını kolaylaştırmaktan başka hiçbir derdimiz yok. Bizim davamız, millet davası, Türkiye’ye hizmet davasıdır.”