Yıldırım, olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasına, İstiklal Marşı’nın “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal” dizelerini okuyarak başladı.
Dün gece milletin bağımsızlığını, namusunu korumak için sokağa çıkan, tankların önünde birer kahraman olarak dikilen, mübarek kanlarıyla bayrağının hürriyetini, milletinin istiklalini muhafaza eden şehitleri rahmetle, minnetle andığını, mekanlarının cennet olmasını dilediğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
”Hepsini, bu yüce Meclis’in çatısı altından saygıyla, şükranla selamlıyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum, üzülmeyin, hüzünlenmeyin, onlar peygamberlikten sonraki en büyük rütbeye, en büyük payeye, şehitlik mertebesine ulaştılar. O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı ancak bugün milletin, hepimizin evlatları oldular. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça o kahramanların isimleri de yaşayacak. Kabirleri nur, mekanları cennet olsun. Yaralı kardeşlerimi buradan selamlıyorum. Hepsine acil şifalar diliyorum. Milli iradeyi teslim almak isteyenler karşısında sokağı teslim alan aziz milletimi buradan, bu yüce Meclis’in çatısı altından yürekten selamlıyor, böyle kahraman bir milletin evladı olmaktan büyük gurur duyuyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dirayetli, dik duruşundan, siyasi partilere, partilerin genel başkanlarına, Meclis gruplarına dayanışmalarından dolayı teşekkür eden Yıldırım, “Emniyet teşkilatımıza her biri Alparslan, her biri birer Fatih, her biri birer Selahaddin Eyyubi olan polislerimin alnından öpüyorum. Peygamber ocağı Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven, demokrasiye gönülden bağlı, her subayının, her astsubayının, uzman er, erbaş ve erlerin alınlarından öpüyorum.” dedi.
Yıldırım, darbe karşısında dünyaya örnek olacak bir duruş sergileyen basın yayın organlarına, medya temsilcilerine, sivil toplum örgütlerine de teşekkür ederek, “Sabaha kadar kesintisiz ezan ve sala okuyan imamlarımıza, seccadelerinin başında dua eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dünyanın her yerinde bayraklarını alıp, sokağa çıkan vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
MİLLETİMİZDEN SONRA EN BÜYÜK ÖVGÜYÜ BU GAZİ MECLİS HAK EDİYOR
Milletvekillerinin, dün gece barikatları aşarak tankları geçerek kurşunları savuşturarak TBMM’ye geldiğini, Genel Kurulu açtıklarını hatırlatan Yıldırım, milletvekillerine şöyle seslendi:
“(Ya demokrasi ya ölüm) diyerek bu salonda dimdik durdunuz. Milletin meclisinin üzerine bombalar yağdırmaya başladılar, silahlarla taradılar, bir tek geri adım atmadınız. Her birinizin ölümü yanı başında hissettiğinizi biliyorum. Dünya parlamentolarına, dünya demokrasilerine örnek bir durum sergilediniz. Millet sokakta istiklaline sahip çıkarken siz de milletin vekilleri olarak burada istiklalinize, demokrasiye, milli iradeye sımsıkı sarıldınız. Bu tavrınızla tarih bu yüce Meclis’i bir daha yazdı. Bu tavrınızla Türkiye’nin tarihini değiştirdiniz, yüzlerce yıl unutulmayacak bir dayanışma, bir kardeşlik, iş birliği sergilediniz. Milletimizden sonra en büyük övgüyü tabii ki bu Gazi Meclis hak ediyor, sizler hak ediyorsunuz. Parti ayrımı yapmaksızın, bu yüce Meclis’in her bir üyesini, her bir milletvekilimizi selamlıyorum. Milletimin adına sizlere şükranlarımı sunuyorum, sizleri büyük bir heyecanla alkışlıyorum.”
MİLLETİN EVİNE DOKUNANIN ELİ YANAR
TBMM’nin, Gazi Meclisin, 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun, en sıkıntılı gecesini yaşadığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
“İşgal kuvvetleri Polatlı’ya kadar gelmişlerdi ama bu Meclis’e dokunamadılar, dokunmadılar. 1960’da darbe yapanlar, milli iradeye Meclis ruhuna saldırsalar bile Meclis’in bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları Meclis’i bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri Meclis’e dokunmadılar ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği Meclis’in hem ruhunu, hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil, bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir. Gözleri dönmüştü, gözlerini kan bürümüştü, cinnet halindeydiler, ihanet ve haşhaş akıllarını teslim almıştı ancak bilmedikleri şuydu, milletin evine dokunanın eli yanar, milletin evine el uzatanın o eli kırılır, milletin evine saldıranın ocağı söner. İşte daha 24 saat geçmeden elleri yandı, o bombalara, o tetiklere basan elleri kırıldı. İnşallah ocakları da ebediyen söndü.”
Meclis Genel Kurulu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında, FETÖ’nün darbe girişimi nedeniyle olağanüstü toplandı.
Başbakan Yıldırım, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, tarihe bir not düşmek istediğini belirterek, “Bundan sonra 50 yıl, 100 yıl, 1000 yıl bu milletin evine, milli iradenin tecelli ettiği bu meclise, kim el uzatırsa akıbeti aynı olacaktır. Hiçbir darbe, hiçbir darbe girişimi yapanların yanına kar kalmadı, bundan sonra da kalmayacak inşallah.” diye konuştu.
Bugünden itibaren hiç kimsenin, milletin evine ve milletin iradesine el uzatmayı aklından geçiremeyeceğini vurgulayan Yıldırım, “Ama geçiren de olursa gözünün önüne bugün hayatları sönmüş darbeciler gelecek ve buna asla yeltenemeyeceklerdir. Bugün yeni bir gün, bugün büyük bir badirenin altından 79 milyonun tek yürek olduğu gündür. Bugün AK Partinin, Cumhuriyet Halk Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisinin, Halkın Demokrasi Partisinin, Meclis dışındaki tüm siyasi partilerin ortak bir sesle ‘darbeye hayır’ dedikleri, demokrasiye birlikte sahip çıktıkları gündür. Milletimize, istiklalimize, bayrağımıza, devletimize ve Meclisimize yönelik bir saldırıda nasıl bir araya geldiğimizi, nasıl kenetlenebildiğimizi bütün dünyaya bugün gösterdik.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, bugünün bir ‘milat’ olduğunun altını çizerek, gece boyunca ve bugün sergilenen dayanışmanın, yeni bir sürecin de başlangıcı olduğuna inandığını dile getirdi. “Bu ruhla terörü de yeneriz, bu ruhla yaralarımızı da sararız. Bu birliktelik ruhuyla Allahın izniyle, Türkiye’yi Gazi Mustafa Kemal’in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine de çıkarırız” diyen Yıldırım, bugünün acı bir hadisenin ardından çoğalan umutların günü olduğunu söyledi.
BİRLİKTELİK RUHUNA SIMSIKI SAHİP ÇIKACAĞIZ
AK Parti Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak Mecliste bugün oluşan birliktelik ruhuna, sımsıkı sahip çıkacaklarının sözünü verdiklerini kaydeden Yıldırım, “Vatan Caddesi’nde, Kızılay Meydanı’nda, havaalanlarında, 81 vilayetin her köşesinde AK Partililer, CHP’liler, HDP’liler, MHP’liler el ele verdiler, tek yürek oldular, tek ortak eylem yaptılar. Milletin bu mesajını ‘anladık’ dediler, milletin kenetlenen mesajını ‘okuduk’ dediler.” şeklinde konuştu.
Yıldırım, ihanet ve terör karşısında sarsılmaz birliktelik içersinde olma talimatını milletten aldıklarına işaret etti. Bu tarihi dayanışmayı geleceğe de taşıyacaklarını vurgulayan Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Darbe karşısında kahramanca duran milletime şükranlarımı sunuyorum, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bir kez daha partilerimizin genel başkanlarına, grup başkanvekillerine, bütün milletvekillerine teşekkür ediyorum. Diyorum ki, inadına demokrasi, inadına milli irade, inadına barış, inadına kardeşlik. Millette darbe yapmaya kalkanlar, darbe yemiştir, darbeyi kendileri yemiştir. 15 Temmuz artık demokrasi nöbetinin tutulduğu gündür, bugünün yıldönümüdür, demokrasi bayramı günüdür. Hayırlı, uğurlu olsun. Sağolun, varolun, Allah’a emanet olun.”