Başbakan Binali Yıldırım, “Garantör ülke olarak Türkiye, bu güzel adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradesini esas alarak müzakere edilmiş bir siyasi çözüme önümüzdeki 1 yıl içinde ulaşılabileceğini samimiyetle beklemektedir.” dedi.
Yıldırım, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile KKTC Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Binali Yıldırım, 65. Hükümet güvenoyu aldıktan sonra yurt dışına başbakan olarak ilk ziyaretini KKTC’ye yapmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, şahsına ve arkadaşlarına gösterilen muhabbetten dolayı teşekkür etti.
Akıncı ile görüşmede yakın iş birliği konularını ve geleceğe yönelik projeleri ele aldıklarını ifade eden Yıldırım, ayrıca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile sürdürülmekte olan müzakereler hakkındaki en son güncel bilgileri ve durumu Cumhurbaşkanı Akıncı’dan öğrenme fırsatı bulduğunu belirtti.
KKTC ile gönül birliği içinde sürdürdükleri haklı mücadelede elde edilen kazanımları daha da ileri noktalara götürecek güçte ve kararlılıkta olduklarının altını çizen Yıldırım, şunları söyledi:
“Artık uluslararası toplumun da hak verdiği üzere Kıbrıs Türk tarafı müzakere sürecine başlandığından bu yana iyi niyet ve kararlılığını göstermiş, adil eşit ve kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi için her zaman inisiyatif alan taraf olmuştur. Diğer yandan hali hazırda yürütülen müzakere ve görüşmeler yalnızca 6 konu başlığından ibaret değildir. Kalıcı çözüm, eşit ortaklık anlayışıyla müşterek geleceğe olan inançla ancak mümkün hale gelebilir. Bu nedenle samimi olarak sonuca ulaşmak, tarafların birbirlerini gelecekteki ortakları olarak görmeleri, birlikte yan yana yaşamaya, birbirlerinin haklarına azami ölçüde riayet etmelerine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Garantör ülke olarak Türkiye, bu güzel adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradesini esas alarak müzakere edilmiş bir siyasi çözüme önümüzdeki 1 yıl içinde ulaşılabileceğini samimiyetle beklemektedir.”
TÜRKİYE’DE NE VARSA KKTC’DE AYNISI OLACAK
Kıbrıs meselesinin çözümünün bölgede güvenlik, istikrar, işbirliği ve refaha ciddi katkı sağlayacağını vurgulayan Yıldırım, “Olası çözümün ardından Kıbrıs adasının gerçek potansiyeli ortaya çıkacak. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ortak bir şekilde değerlendirme imkanına kavuşulacaktır. Türkiye’nin bugüne kadar KKTC ile ilişkilerinde özellikle bizim benimsediğimiz bir prensip var. O da Türkiye’de ne varsa KKTC’de aynısı olacak. Bu amaca yönelik gerek altyapı gerek üstyapı gerek diğer bütün alanlarda Türkiye’nin imkan ve kabiliyetlerinin aynı şekilde KKTC’de var olabilmesi için gereken her türlü çalışmayı yapmaya bugüne kadar yaptık bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
DESTEĞİMİZ KARARLILIKLA DEVAM EDECEK
Yıldırım, yarım asrı aşan sorunun Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’nin iyi niyet çalışmaları çerçevesinde devam ettiğini, Türk tarafının da uluslararası camianın daha fazla oyalanmaması konusunda beklentilerinin had safhaya geldiğini dile getirdi.
Türkiye’nin her şart altında Kıbrıs Türk halkının yanında olacağını kaydeden Yıldırım, “Güvenlik ve kalkınma konularında kararlılıkla desteğimiz devam edecek. Adada huzur ve istikrarın yerleşmesi, refahın artırılması yönünde kararlı çalışmalarımıza hız vererek devam edeceğiz. Türkiye’deki kardeşlerimizin dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Kıbrıs Türk halkının hakkının, hukukunun ve selametinin sağlanması yönündeki ahdi ve tarihi sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeye devam edeceğini ifade ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, bir gazetecinin “Türkiye’de de burada da popülist yaklaşımlarla ilgili ciddi eleştiriler var. Bu dönemde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs ilişkileri nasıl olmalı? Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik adımlar konusunda neler yapılması gerekir? Mesela bir su projesi vardı, oradaki tartışmaları biliyorsunuz, bu dönemde Kuzey Kıbrıs’tan beklentileriniz nedir? Değişik bir politika izlenecek mi?” şeklindeki sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Popülist yaklaşımlarla kastettiğiniz nedir, çok anlamadım ama şunu bilmenizi istiyorum; Türkiye’deki son 15 yıllık AK Parti iktidarları, popülizm yerine Türkiye’nin kalkınması, büyümesi, milletinin refahı için gereken ne lazımsa onu yapmıştır. Kalkınma alanındaki çalışmalar, eğitim alanındaki, sağlık, tarım, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi, ekonomik reformlar, bunların özeti olarak söylenebilir.”
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki ilişkiler menfaat ilişkisi değildir.” diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bu ilişkiler, KKTC’nin geleceğe olan yolcuğunda, ekonomik olarak, siyasi olarak, güçlü bir şekilde hazır olması, olası çözümde iki tarafın eşit, adil temsil edildiği bir federatif yapıya yönelik hazırlıklarını tamamen ikmal etmesidir. Bu bağlamda biz her alanda Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi bir dayanışma içindeyiz. Tecrübe paylaşımımız var, ekonomik alanda projelerimiz var. Altyapı konusunda ciddi projeler yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Yeni bir eylem planımız var, gelecek 3 yıl için. Bu eylem planımızı yürürlüğe koyduk. Bugüne kadar yapılan bu eylem planlarındaki hedefler harfiyen yerine getirildi. Bundan sonra da yerine getirilecek.”
Yıldırım, KKTC’de yapılan projelerin birçoğunun, adanın güneyinde olmadığına işaret ederek, “Yollarıyla, havaalanıyla ve su projesiyle… Dünyada bir ilktir. Akdeniz’i aşarak KKTC’ye suyun getirilmesi ve KKTC’nin verimli topraklarının su ile buluşturulması, bolluk ve berekete ulaştırılması bizim için her şeyin üstünde bir hedefti ve bu gerçekleşti. Şimdi dağıtım çalışmaları yapılıyor. Söylenen laflara aldırış etmeyin, her şey yolunda gidiyor. Herhangi bir sıkıntımız yok, olmaz da.” ifadesini kullandı.
“Türkiye’den gelen suyun ardından elektriğin de kablo ile geleceği, çekileceği öteden beri dillendiriliyor. Bu konuyla ilgili bir zaman, takvim var mı?” şeklindeki soruyu da Yıldırım, “KKTC ile ülkemiz arasında yakın zamanda imzalanan ekonomik ve mali işbirliği protokolü yürürlüğe girdi. Bu çerçevede gereken ne ise yapılacak. Buna elektrik meselesi de dahil.” yanıtını verdi.
YENİ ANAYASA HAZIRLIKLARI
Yıldırım, “Türkiye’de merak edilen bir konu var, başkanlık sistemi. Daha önce AK Parti’nin haziran ayında Meclise sunacağı konuşuluyordu. Bu konuda bir netlik var mı? Başkanlık sistemi mi, partili cumhurbaşkanlığı mı? Bir takvim netleşti mi?” şeklindeki soruya, şu karşılığı verdi:
“Türkiye’de uzun süreden beri bütün partilerin vaatleri arasında yeni anayasa konusu var. Yeni anayasanın tabii ki yönetim sistemini de kapsadığı bilinen bir gerçek. Başkanlık dahil olmak üzere bunun dışındaki seçenekler de gündemimizdedir. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız, belirlediğimiz takvim içerisinde sürdürülüyor. Herhangi bir sorunumuz yok. Hazırlıklarımızı tamamlar tamamlamaz tercihen diğer siyasi partilerden de bu konuda destek isteyeceğiz. Milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM’den, halkımızın tamamını kapsayan, herkesin ‘bu anayasada ben de varım’ dediği bir anayasanın yapılması için gayret göstereceğiz. Tabi ki nihai kararı verecek olan milletimizdir. Eğer bu mümkün görünmüyorsa başka formüllerimiz, başka hazırlıklarımız da mutlaka var. Onlar devreye girecek.”
KIBRIS’TA MÜZAKERE SÜRECİ
Kıbrıs’taki müzakere sürecine de değinen Yıldırım, “Bir müzakere görüşmesi yapılıyor. Eğer biz ahitleşmişsek, gelecekte yan yana kardeşçe yaşamaya karar vermişsek, o zaman bu detaylara takılmamamız lazım.” diye konuştu.
“Kimin nerede, kiminle görüştüğü gibi konularla, biçimsel konularla uğraşmaya kalkarsak, kalıcı ve adil bir çözümü tabiatıyla elde etmemiz kolay olmaz.” görüşüne yer veren Yıldırım, şunları ifade etti:
“Benim tercihim, icabında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşebilir, Sayın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Sayın Çipras ile görüşebilir. Bunlar da bu konudaki tarafların samimiyeti açısından dünyaya ve iki topluma güzel bir mesaj olur diye düşünüyorum.”
Dünya Çocuk Günü’nü de kutlayan Yıldırım, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi bölgemizde yaşanan karışıklıklar ve savaş nedeniyle göç yollarında hayatını kaybeden, çok zor şartlarda yaşayan, yerinden yurdundan edilmiş milyonlarca insana bağrını açan, ekmeğini aşını paylaşan yegane ülkelerin başında Türkiye geliyor. Biz insanlığın bu anlamsız savaşa artık daha fazla duyarlı olmasını bu önemli gün vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.” dedi.
DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUZ
Başbakan Yıldırım, bir gazetecinin, Mardin’in Nusaybin ilçesinde terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonda, ABD-İsveç ortak yapımı bir antitank roketi ele geçirildiğini hatırlatarak, “Bu, müttefikliğe uygun mu?” sorusunu yöneltmesi üzerine, şunları kaydetti:
“Şüphesiz uygun değil. Müttefik demek, stratejik ortak demek, karşılıklı hak ve hukuka saygı göstermek demek. Türkiye’nin terörle mücadelesinde bütün dostlarımızın yanımızda olmasını bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere söylediğimiz bir şey var. PKK, bir terör örgütüdür. Burada bir tereddüt yok. Amerika da kabul ediyor, dünya da kabul ediyor. Ancak PYD ve YPG gibi unsurların, PKK’nın değişik isimlerdeki devamı olduğu konusunda dostlarımız maalesef biraz ağırdan alıyorlar. Bu bahsettiğiniz olaylar bile Türkiye’de masum insanların, güvenlik kuvvetlerinin hayatına kasteden bu silahların, nasıl terör örgütüne geçtiğini açık bir şekilde gösteriyor. Yoksa, bizim stratejik ortaklarımız, terörle mücadele ettiğimiz terör unsurlarına silah desteği yapar mı, yapabilir mi? Böyle bir şeyin var olduğunu düşünmek bile istemiyoruz. Belli ki terör örgütünün yan unsurları, bunları Suriye’de, Irak’ta, teröre karşı mücadele adı altında elde ediyorlar ve bunu Türkiye’deki terör gruplarına aktarıyorlar. Bu, bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Sürekli ifade ettiğimiz tezi, bir anlamda doğrulayan bir gelişmedir. Bunun da bilinmesinde fayda var.”
BBaşbakan Binali Yıldırım, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ile arasta çarşısını ziyaret ederek, esnafla sohbet etti.
Başbakan Yıldırım, KKTC temasları kapsamında, Selimiye Camisi yakınlarındaki arasta çarşısını ziyaret etti. Burada esnafla bir süre sohbet eden Yıldırım, çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Ziyaretinde Yıldırım’a, Başbakan Özgürgün de eşlik etti.aşbakan Yıldırım, “KKTC hükümeti ile bakış açımızda hiçbir fark yok. Biz baştan beri diyoruz ki bizim meselemiz Kıbrıs halkının mutluluğu, geleceği ve güvenliği. Çözüm hangi yolda olursa olsun, bu konulardan bir sapma olmaz, herhangi bir dönüş olmaz” dedi
Başbakan Binali Yıldırım, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ile KKTC’de yayın yapan Kıbrıs Genç Televizyonu’nun haber bültenine konuk oldu.
KKTC’deki temaslarına ilişkin bilgi veren Yıldırım, kısa zamana çok iş sığdırdıklarını, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün de bütün temaslarında kendisine eşlik ettiğini belirtti.
Özgürgün ile başta ekonomi ve yatırım konularını, önümüzdeki 3 yıla yönelik ortak projeleri ele aldıklarını, projelerin takvimini belirlediklerini ifade eden Yıldırım, “KKTC hükümeti ile bakış açımızda hiçbir fark yok. Biz baştan beri diyoruz ki bizim meselemiz Kıbrıs halkının mutluluğu, geleceği ve güvenliği. Çözüm hangi yolda olursa olsun bu konulardan bir sapma olmaz herhangi bir dönüş olmaz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüştüklerini, müzakereler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını, fikir birliği içinde olduklarını gördüğünü aktaran Başbakan Binali Yıldırım, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber’e de nezaket ziyareti yaptıklarını bildirdi.
Yıldırım, şehrin kalbinde vatandaşlarla sohbet ettiklerini, caddelerde Türkiye ile KKTC’nin birbiriyle kaynaşmış olmasını görmekten mutluluk duyduğunu kaydetti.
Türkiye ile KKTC arasında imzalanan mali protokolün sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, “Bununla ilgili anladığım kadarıyla bir kafa karışıklığı var. Buraya gelmeden 2 gün önce bu protokolü imzalamıştık. Her şey tamam. Buraya geldiğimde imzalanmadığı şeklinde haberler çıktığını duydum. Bu doğru bir şey değil. Mali protokol imzalandı ve yürürlüğe girdi. Bir fikir ayrılığı yok. 3 yıllık bir program çerçevesinde konuların önceliklerine göre nasıl bir takvimle yapılacağı, kaynaklarının nasıl karşılanacağı enine boyuna görüşüldü.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım, 19. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Kıbrıs Genç Tv’ye de yayın hayatında başarılar diledi.
Başbakan Binali Yıldırım, “Hava Kuvvetlerimiz, sahip olduğu geniş hareket kabiliyeti, hassas vuruş gücü, modern ve gelişmiş donanımıyla milli savunmamızın imkan ve kabiliyetlerine hayati katkılar sağlamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, Türk Hava Kuvvetlerinin kuruluşunun 105. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Türk Hava Kuvvetlerinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ana unsurlarından biri olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, mesajında şunları kaydetti:
“Hava Kuvvetlerimiz, sahip olduğu geniş hareket kabiliyeti, hassas vuruş gücü, modern ve gelişmiş donanımıyla milli savunmamızın imkan ve kabiliyetlerine hayati katkılar sağlamaktadır. Bir yandan ülke semalarını başarıyla koruyup, diğer yandan, dünyanın çeşitli bölgelerinde barış için faaliyetlerini sürdürürken, milletimizin gurur kaynağı olmaktadır. Havacılığa ayrı bir önem veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bu alandaki çalışmaları büyük bir ilgiyle izlemiş, gençlerimizi yürekten desteklemiştir.”
Atatürk’ün izinde Hava Kuvvetlerinin çalışmalarını, bulunduğu noktadan çok daha ileriye taşıma hususunda aynı kararlılık ve hassasiyeti taşıdıklarını vurgulayan Yıldırım, “Bu vesileyle Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın tüm değerli mensuplarına sevgi ve muhabbetlerimi sunuyor, üstlendikleri zor ve önemli görevleri yerine getirirken hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimizi de rahmetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım, “İnşallah yarın bugünden güzel olacak. Güçlü Türkiye, güçlü KKTC el ele verdiği müddetçe bu bölgede hakkımıza, hukukumuza göz dikenler buradan sonuç alamayacaktır.” dedi.
KKTC Başbakanlık binasında KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ile bir araya gelen Başbakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Türkiye-KKTC ilişkilerinin mevsimsel olmadığını, ilişkilerin bir ömür boyu kardeşlik içinde devam edeceğini belirtti.
KKTC’nin bugün de yarın da gelecekte de her türlü ekonomik, sosyal ve siyasi alandaki çalışmalarında Türkiye’yi daima yanında göreceğini vurgulayan Yıldırım, “Yarım asrı aşan bir davamız var. Bu dava çok sınavlardan geçti. Her seferinde şartlar ne olursa olsun doğrulardan vazgeçmedik, geri adım atmadık. Bundan sonra da atma gibi bir niyetimiz yok. Adada iki toplumlu, adil, sürdürülebilir bir yönetim modeli hayata geçecekse, buna eyvallah. Bu konuda mutabakatımız var. O yüzden 6 başlıkta devam eden müzakereleri her fırsatta sonuna kadar destekliyoruz. Bu önemli fırsatın bir kez daha ıskalanmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda, KKTC olumlu katkı sağlamak için her türlü gayreti gösteriyor. Güney Kıbrıs’ın da aynı samimiyeti göstermesiyle bu uzun soluklu, kalıcı mutabakat mümkün hale gelir.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Türkiye ile KKTC arasında önemli projelerin olduğunu, bunların birer birer hayata geçtiğini, altyapıyla ilgili kendisinin bakan olduğu dönemde başlattıkları yol projelerinin büyük oranda tamamlandığını anlattı.
2016-2018 yıllarını kapsayacak 3 yıllık eylem planında öngörülen diğer işlerin de planlandığı gibi yapılacağını vurgulayan Yıldırım, “Sadece alt yapı yetmez, üst yapıya yönelik çalışmalara da ihtiyaç var. Daha fazla kültürel faaliyetler, daha fazla eğitim faaliyetleri… İki halkın daha da kaynaşması. 2002’de KKTC’ye Türkiye’den hava yoluyla 750 bin civarında seyahat vardı. 5 bin uçuş vardı. Bugün gelinen noktada 5 ayrı şirket 9 noktaya uçuş yapıyor. Yıllık 3 milyon 180 bin yolcu gelip gitmiş. Burada 80 binin üzerinde öğrenci var. Bunları da bizleri birbirimize bağlayan, bağlarımızı güçlendiren unsurlar olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ekonomik olarak ne kadar güçlü olursak, kendi kendimize ne kadar yeterli olursak hem muhataplarımıza hem de bölgemize karşı pozisyonumuz o kadar güçlü hale gelir. Türkiye bu mücadeleyi veriyor. Bir yandan etrafındaki ateş çemberi ile istikrarsızlıkla mücadele ederken, yerinden, yurdundan edilen milyonlara kucak açarken bir yandan da bölgede istikrarı, güveni devam ettirmek için ciddi anlamda çalışmalar yapıyor. Bu sadece Türkiye’nin meselesi değil. Bu mesele bölgenin selameti ve geleceği meselesidir. Bizlere umudunu bağlayan milyonlar var. Onların beklentisini de boşa çıkarmamak gibi sorumluluğumuz var. İnşallah yarın bugünden güzel olacak. Güçlü Türkiye, güçlü KKTC el ele verdiği müddetçe bu bölgede hakkımıza, hukukumuza göz dikenler buradan sonuç alamayacaktır.”
Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber ile görüştü.
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret eden Yıldırım, burada görev yapan Erzincanlı bir askerin ailesi ile telefonda görüştü
Ziyareti sırasında komutanlıkta görev yapan Erzincanlı bir askerin babası ile telefonda görüşen Başbakan Yıldırım, “Nasılsın, iyi misin? Kıbrıs’tayız, Ufuk’la beraber, birazdan telefonu vereceğim, size selam verecek. Ne var ne yok, ne yapıyorsunuz? Allah kolaylık versin aileye, hane halkına çok selam söyle. Cumartesi de ben geleceğim Erzincan’a, görüşürüz inşallah. Ufuk’u veriyorum, hadi Allah’a emanet ol, herkese selam.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın telefonu verdiği Erzincanlı asker, babasıyla görüştükten sonra Yıldırım’a teşekkürlerini iletti.
Başbakan Yıldırım, ziyaret anısına karargah binası önüne fidan dikti.