Konuşmasının başında Kadınlar Günü etkinliğine katılmak için Ankara’ya giderken Bursa’da trafik kazası geçiren kadınların üzüntüsünü yaşadığını belirten Yıldırım, kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.
Türkiye’nin insanlık tarihinde kadınlar yönünden en şanslı ülkelerden biri olduğunu, kadınların Anadolu’nun dört bir yanında cesaret, fedakarlık ve başarı destanları yazdıklarını belirten Yıldırım, “Çünkü biz kadınlarıyla gurur duyan bir ülke olduk, çünkü biz gazileri ve şehitleri arasında kadınlarında yer aldığı büyük bir milletiz, çünkü biz tarihin saygıyla baktığı birçok kadın kahramanı olan bir ecdadın torunlarıyız.” dedi.
Etkinlikte sivil toplum kuruluşları temsilcileri, çeşitli meslek gruplarında çalışan kadınlar, ev hanımlarının olduğunu ifade eden Yıldırım, Türkiye’nin 21. yüzyılın parlayan bir yıldızı olduğunu, kadınların da buna katkı sunarak yükün altına girdiğini söyledi.
Yıldırım, şöyle konuştu:
“Gelişen, büyüyen, model ülke olan Türkiye’yi zeki başarılı hanımefendiler kadınlar ve erkeklerle beraber inşa ediyoruz. Kadınlarımızın her alanda muvaffak olabileceğine inanıyoruz ve kadınlarımıza güveniyoruz. Gururla söylüyorum ki Türkiye’de kadının bir istismar aracı olarak kullanılmaması için en büyük mücadeleyi 15 yıl boyunca biz AK Parti iktidarı olarak verdik. Modern dünyanın anlamsız dayatmalarından birini biz zihniyet olarak reddediyoruz. Ne diyor bu anlayış, ‘Saygın kadın eşittir, ekonomik gücü ve özgürlüğü olan kadın’. Bu tanımlama kadının gücünü anlatmada oldukça yetersizdir. Kadının ekonomik gücü, sosyal statüsü, eğitim durumu ne olursa olsun biz iyi biliyoruz ki kadın her zaman bir toplumun kilit taşıdır, o kilit taşı sarsıldığı zaman toplum da sarsılmaya ve tehlike çanları çalmaya başlar. Hiçbir ekonomik güç, hiçbir sosyal statü, hiçbir akademik ünvan annelikten üstün değildir. Bir çocuğa tebessüm ettirebilen anne bakışları karşısında dünyalık hiçbir şeyin değeri yoktur.
İşte biz bu inançla 14 yıl boyunca siyaset zemininde anahtar rolünü kadınlar olarak belirledik. Çünkü Cumhuriyet, Meclis, demokrasi, iş dünyası, kültür, sanat hayatı kadınsız olmaz. Geriye dönüp baktığımızda bu samimiyetimizin karşılık bulduğunu da görüyoruz, bundan da mutlu oluyoruz.”
Başbakan Yıldırım, AK Parti iktidarları döneminde kadınlara yönelik yaptıkları çalışmalardan bahsederek, kadın istihdamının arttırılması, fırsat eşitliği noktasında çok titiz davrandıklarını ve anayasada değişiklikler yaptıklarını anımsattı.
Kadınlara pozitif ayrımcılık ilkesini getirdiklerini ve bu ilkenin eşitlik ilkesini ihlal etmeyeceğini hükme bağladıklarını vurgulayan Yıldırım, temel yaklaşımlarının kadın erkek çalışanda eşit işe eşit ücret olduğunu aktardı.
Kadın erkek eşitliğinin lafta kalmasını istemediklerini, Cumhuriyet tarihinde ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurduklarına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
“Esasen kadınların hakları konusunda Türkiye birçok gelişmiş ülkeden önce adımını atan ülkedir. Seçme ve seçilme hakkı 1934’te kadınlara sağlandığı halde gelişmiş Batı ülkelerinde yıllar sonra bu hak ancak verilebildi. İsviçre’de bile bu hakkın 1971 yılında tanındığını düşünürsek bu konuda Cumhuriyeti kuran iradenin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının bu konuda ne kadar geniş bir vizyona sahip olduğunu anlamak zor olmayacak.
Kadına yönelik şiddet alanında yasal çerçeve oluşturan ve uluslararası bağlayıcılığı olan İstanbul sözleşmesine imza attık. Ceza kanununda yapılan değişiklikle teröre ve namus gerekçesiyle işlenen suçları kişiye bağlı suçlar kapsamına aldık ve cezalarını daha da arttırdık. Şiddete uğrayan kadın ve çocuklara danışmanlık hizmeti veren ALO 183 destek hattını kurduk. Kadınların daha yüksek oranlarda mali imkanlardan yararlanmasının yolunu açtık. Anayasa’da kadınlar lehine düzenleme yaptık, engelli çocuğu olan annelere erken emeklilik imkanı getirdik, doğum iznini arttırdık hatta çocukları 6 yaşına gelinceye kadar kısmi zamanlı çalışma imkanı sağlayan yasal düzenlemeyi Meclisten geçirdik. Gebe ve emziren anneler için izin düzenlemelerini pozitif yönde yapılandırdık. Tabii daha kapsamlı çalışmalar var, bu yeter mi yetmez. Sizler için daha iyisini daha fazlasını yapmaya gayret edeceğiz, bundan zerre kadar endişeniz olmasın.”
Yıldırım, AK Parti’nin 15 yıllık hükümet döneminde toplumun bütün kesimlerine daha iyi hizmet sunabilme gayretiyle çalıştıklarını belirtti.
Türkiye için çıtayı hep yüksek tuttuklarını, “Yapamazsınız” diyen eski Türkiye seslerine kulak tıkadıklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
“İşimiz vaktimizden çoktu. Kolları sıvadık, memleket için yollara revan olduk. Türkiye ekonomik kriz ve kaos günlerine dönmesin diye gecemizi gündüzümüze kattık. IMF kıskacındaki ülkemizi bugün borçsuz ve başı dik hale getirdik. Belki hayal edilse bile inanılması güç olan projelerle Türkiye’yi model bir ülke haline getirdik. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, yüksek hızlı tren, dünyanın en büyük havalimanı, üniversiteler, bölünmüş yollar, şehir hastaneleri, limanlar, daha çok bir eser. Hepsi Türkiye’nin geleceği ve evlatlarımızın istikbalde daha müreffeh bir ülkede yaşaması için hayata geçirildi. Bu hizmetlerimizi aziz milletimiz takdir etti ve 15 yıl boyunca bizimle yürümeye devam etti. Küresel ekonomik dalgalanma sırasında Sayın Cumhurbaşkanımız ve şahsımızın çağrısına kulak veren milyonlarca insan ekonomiye destek oldu. Biz de hükümet olarak ciddi tedbirler ve uyguladığımız politikalarla ekonomideki dalgalanmayı sakinleştirdik. Dün borsamız 25 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.”
Başbakan Yıldırım, “Kadınsız demokrasi olmaz” dediklerini, buna hep inandıklarını kaydederek, 16 Nisan’da yapılacak referanduma değindi.
Daha demokratik, daha eşitlikçi bir anayasa için sandık başına gidileceğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Çocuklarımızın daha müreffeh bir ülkede, iyi bir gelecek inşa etmelerini sağlayacak bir oylama gerçekleşecek. Aydınlık bir gelecek için sandığa gideceğiz. Hepimize önemli görevler düşüyor. Bu anayasa değişikliği ile neler olacak, Türkiye’de ne değişecek, ne değişmeyecek bunlar bugünlerde çok yoğun bir şekilde konuşuluyor. Tabiatıyla bu oylamada 2 tercih var. Birisi evet, birisi hayır. Vatandaşlarımız da bu kampanya süresince hayır tarafında kampanya yapanları da dinleyecek, evet tarafında kampanya yapanları da dinleyecek. Nihayet kafasında bir kanaat oluşacak, ona göre karar verecek.
Biz diyoruz ki güzel işler ‘Evet’ demekle başlar. Evlenirken ‘Evet’ diyoruz, eğlenceye giderken ‘Evet’ diyoruz, seyahate giderken ‘Evet’ diyoruz, arkadaşlık kurarken evet diyoruz. ‘Hayır’ kendisi zaten soğuk bir kelime. Yani reddetmek, ‘Hayır’ demek, insan fıtratına da çok uygun bir şey değil. Onun için ‘Evet’te bereket var, ‘Hayır’dan hayır gelmez diyoruz.”
Etkinliğe katılanlar arasında akademisyenler, ev kadınları, engelliler, iş kadınları, muhtarlar, milletvekilleri, bakan bulunduğuna dikkati çeken Binali Yıldırım, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği bir Türkiye fotoğrafı olduğunu söyledi.
Konuşmasının bu bölümünde bazı katılımcıların isimlerini zikreden Yıldırım, kadınların adlarının da soyadlarının da arttığını, dolayısıyla akılda tutmayı beceremediklerini ifade ederek, “Bizim zamanımızda böyle değildi. Soyadları hep aynıydı, kadın erkek… İşte kadın erkek eşitliği herhalde böyle bir şey. Herkes kendi soyadını muhafaza ediyor. Bu da bu konuda ne mesafe aldığımızı gösteriyor.” dedi.
Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’dan bahsederken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının AK Parti iktidarı zamanında ihdas edilen bir bakanlık olduğunu, bu bakanlığı esas itibarıyla aile ve Türkiye’nin sosyal politikalarını belirlemek ve bu konudaki projeleri takip etmek amacıyla devreye aldıklarını anlattı.
Kadın hakları konusunda İzmir kadınlarının tarihten gelen bir farkı bulunduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya Kadınlar Günü, 1857 yılında bir tekstil fabrikasında çıkan yangın sonrası birçok kadın hayatını kaybetmiş, 1911’de Danimarka’da yapılan uluslararası toplantıda bugün Kadınlar Günü olarak kabul edilmiş. Aslında olay Amerika’da oluyor ama yıllar sonra bugünün Kadınlar Günü diye anılmasına karar veriliyor.
İzmir’de kadınlar bundan daha önce, 1828 yılında, ilk kadın eylemini gerçekleştiren il İzmir, ilk eylemi gerçekleştirenler de İzmirli kadınlar. Ekmek fiyatlarına zam yapılmış, önce şehirdeki erkekler protesto etmişler fakat sonuç çıkmamış, ses seda yok. İş kadınlara düşmüş. İzmirli kadınlar 3 gün boyunca protesto edince ekmek zammı iptal edilmiş. İzmirli kadınların gücünü buradan da görüyoruz. Kadın erkek hepimiz insanız, hepimiz Cenab-ı Mevla’nın yarattığı birer kuluz. Kadının da erkeğe ihtiyacı var, erkeğin de kadına ihtiyacı var. Ben biraz eşitlik yönünde kadınların yükünün daha fazla olduğunu düşünüyorum. Kadınlar erkeklerle beraber çalışıyor, erkekler mesai bitince işleri bitiyor, kadınlar mesaiye devam ediyor. Yemekti, ev işiydi, çocukların durumuydu… Sizin bir de böyle ekstra işleriniz var. İsveç’te iki sene kaldım, sağ olsun hanım o zaman bize izin verdi, gittik İsveç’te bir üniversite okuduk yıllar sonra. Orada bir adet var; kadınlarla erkekler işleri sıraya koymuşlar. Bir gün ütüyü biri yapıyorsa devresi gün diğeri yapıyor, bulaşıklar bir gün hanımefendi yıkıyor, bir gün beyi yıkıyor. Yemek işi, temizlik işi, ev işleri… Bizi davet ettiler, orada bunu dinleyince artık sesimizi çıkartmadık. Bizim kadınlarımızın bir de böyle farkı var. Cephede savaş olur kadınlarımız en önde.”
Yıldırım, 15 Temmuz gecesi meydanlara inenlerin yüzde 51’inin kadın olduğunu söyledi.
Türk kadınının yeri geldiğinde demokrasisine, ülkesine, bayrağına sahip çıktığını, çocuğunu da en iyi şekilde yetiştirdiğini, evladına gözü gibi baktığını dile getiren Yıldırım, “Kadınlarımız toplumun temel direğidir. Allah sizden razı olsun. Bakan olabilirsiniz, başbakan olabilirsiniz. Bize de bir bakan var. O da burada gördüğünüz gibi hayat müşterek.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 15 Temmuz’da kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla milli irade ve bağımsızlık destanının nasıl yazıldığını gösterdiğini aktaran Yıldırım, şehitlerin de ülkenin geleceği, millet, vatan için canını seve seve verdiğini vurguladı.
Şehitleri şükranla andığını ifade eden Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Şehitlerimiz bu ülkede hür ve bağımsız yaşamamız, ay yıldızlı bayrağın yere düşmemesi için kendilerini feda etti ve şehadet şerbeti içtiler. Mesela, hatırlayın bir kadın direksiyona geçmiş yanına bir başka anneyi de almış 15 Temmuz’da darbecilere karşı koymak için yollara çıktı. Bunlar hepimizin zihninde hafızalarında yer etti. Ayrıca 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde tankların üzerine korkusuzca yürüyen kadınların mücadelesini hangi ifadeler tam olarak anlatabilir. O gece 11 kadınımızı, kadın kahramanımızı şehit verdik. Milletimiz onları asla unutmayacak.”
15 Temmuz şehidi kadınların isimlerini tek tek sayan ve rahmetle anan Başbakan Yıldırım, tüm kadınların gününü kutladı, milletin birliğinin ve bütünlüğünün bozulmamasını diledi.
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasının ardından şehit polis Fethi Sekin’in eşi Rabia Sekin’e bir başka şehit annesi tarafından dokunmuş kilim hediye etti.
Başbakan Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’a da Mardin’e özgü iğne oyası verildi.
Türk Halk Müziği korosunun konseriyle devam eden buluşmaya sanatçılar Bedia Akartürk, Pınar Aylin, kurum ve sivil toplum kuruluşunun kadın temsilcileri, kadın sporcular, kadın gazeteciler, muhtarlar, belediye meclis üyeleri ve akademisyenler katıldı.