Konuşmasına Karabük’ü, ilçelerini, emekçilerini selamlayarak başlayan Başbakan Yıldırım, Karabük’ün 2002’den bu yana kendilerini hiç yalnız bırakmadığını söyledi ve bu beraberliğin daim olmasını diledi.
15 Temmuz akşamı askerin içine sızmış alçak, hain bir grubun ülkeyi işgal etmeye, milletin iradesini teslim almaya çalıştığını anlatan Yıldırım, bu güzel memleketi birilerine peşkeş çekmeye çalışan alçak FETÖ’ye, onun teröristlerine karşı Karabüklülerin bu meydanı doldurduğunu, onlara gereken dersi verdiğini belirtti.
Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
“O gece halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Helikopteriyle, toplarıyla, tüfekleriyle bu milleti sindirmeye çalışacaklarını zannedenler, dersi Karabük’te almışlardır. Zelil olmuşlardır. Bu büyük milleti korkutabilirler mi? Bu millet abdestini aldı, namazını kıldı, anasıyla, babasıyla vedalaşıp meydanlara indi. Elinde ay yıldızlı bayrağımız meydanları doldurdu. Hamdolsun o gece destan yazdınız. 15 Temmuz, Türkiye’nin bir kahramanlık destanıdır. Hem Fetullahçı teröristlere hem de onun ipini elinde tutanlara gereken cevabın verildiği gündür. Bu millet tarih boyunca çok düşmanlıklar gördü, bu millet büyük imtihanlarla karşılaştı. Allah’a şükür, hamdolsun akılla, cesaretle bir, beraber olarak bu belayı da atlattık. Diz çöktürdük ama diz çökmedik. 15 Temmuz’da Türkiye saldırıların en alçağını, en namerdini yaşadı. Bu sefer mert bir düşmanla değil, namert hainlerle savaştık. Ümmetin duası bizimleydi, milletin duası bizimleydi. Dik durduk, sağlam durduk, bu alçaklara cevabını verdik. Şimdi inlerine giriyoruz. Bu ülkeye, bu millete silah doğrultmak nedir, onlara tek tek gösteriyoruz.”
MHP BU GERÇEĞİ GÖRDÜ
15 Temmuz gecesinden itibaren MHP’nin bu gerçeği, Türkiye’nin beka sorununu gördüğünü dile getiren Binali Yıldırım, AK Parti ve MHP olarak bir araya geldiklerini, “ülke bir daha bu alçakça kalkışmalara, darbelere maruz kalmasın” diye bir anayasa değişikliği hazırladıklarını söyledi.
Yıldırım, bu çalışmada kendileriyle beraber olan MHP’ye, Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ve MHP’lilere teşekkür etti.
Anayasa teklifinin milletin önünde olduğunu, 16 Nisan’da milletin onayından geçeceğini ifade eden Başbakan Yıldırım, milletin tarihi bir karar vereceğini kaydetti.
“Ülkücü, milliyetçi kardeşlerim, AK Parti’li vefakar yol arkadaşlarım, 16 Nisan’da Türkiye’nin aydınlık yarınları için hazır mısınız?” diye soran Yıldırım, alandakilerin hep bir ağızdan “Evet” demesi üzerine, “Karabük işi bitirmiş, bitirmiş. Karabük rekora gidiyor, rekora. 16 Nisan akşamı gözüm ekranda, kulağım Karabük’te olacak. Karabük’ten gelen Türkiye rekoru apayrı, bizim için büyük bir zafer olacak. Buradan söz veriyorum, Karabük Türkiye birincisi olunca ilk ziyaretimi Karabük’e yapacağım.” diye konuştu.
Binali Yıldırım, ülke ve millet olarak tarihi bir dönemden geçildiğini belirterek, şunları söyledi:
“Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak, Türkiye’ye çağ atlatacak bir değişimin arefesindeyiz. Milletimizin refahını, huzurunu, güvenliğini artıracak, 80 milyonun birliğini, kardeşliğini daha da güçlendirecek bir değişim yaşayacağız. Sevgili Karabüklüler, 14 yıl boyunca bize hep destek oldunuz. Biz de emanetinizi hiç yere düşürmedik. Bugüne kadar ne yaptıysak size sorduk, öyle yaptık. ‘Yap’ dediniz yaptık, ‘yapmayın’ dediniz orada durduk. Hazırladığımız bu anayasa değişikliğini Meclise getirdiğimizde dedik ki; ‘Bu teklif 367 oyla geçse bile biz bunu millete götüreceğiz’. Ama CHP ne dedi? ‘İsterse yüzde 98 ile kabul edilsin, tanımayız’. Ben de diyorum ki; Sen tanısan ne olur, tanımasan ne olur? Millet de seni tanımaz.”
Türkiye’nin çok partili hayata 1950’de geçtiğini ve 67 yıl içerisinde çok sayıda hükümet kurulduğuna değinen Başbakan Binali Yıldırım, 67 yıl içerisinde İngiltere’de 15, Almanya’da 24, Amerika’da 17, Fransa’da 11 hükümet kurulduğunu belirtti.
Türkiye’de ise 67 yılda 65 hükümetin kurulduğuna işaret eden Yıldırım, diğer ülkelerde hükümet sürelerinin 4-5 yıl, Türkiye’de de bu sürenin 17 ay olduğunu bildirdi.
Kısa süre görevde kalan hükümetler döneminde, ekonominin büyümeyeceğini, refahın artmayacağını anlatan Yıldırım, AK Parti’nin 2002 yılında iktidara geldiğini ve Türkiye’nin teminatı olduğunu vurguladı.
AK Parti iktidarları döneminden önce yaşananları da anımsatan Yıldırım, koalisyon hükümetlerinin nasıl kurulduğuna ilişkin bilgiler verdi.
TÜRKİYE İLELEBET BAĞIMSIZ YAŞAMAYA DEVAM EDECEK
Başbakan Yıldırım, “Rahmetli Erbakan, Çiller hükümet kurdular. Protokol yaptılar. Bir sene biri başbakan, bir sene diğeri başbakan olacak. Bir sene sonra başbakan değişecek, cumhurbaşkanı ‘kızım’ dediği o Tansu Çiller hanıma görevi vermedi, gitti bir adama verdi, Yalım Erez diye. Arkasında kimse olmayan biri.” ifadelerini kullandı.
Yaşananların ardından Türkiye’nin kaybettiğine dikkati çeken Yıldırım, ekonominin çöktüğünü, milletin sorunlarının büyüdüğünü vurguladı.
Milletin sandıkta dediğini, herkesin yapması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“2002’de rahmetli Ecevit, göklere çıkaramadığı Ahmet Necdet Sezer’i getirdi, başa geçirdi. Bütün partilerden gitti, destek aldı. En önce kendisi bozuştu. Niye? Bu sistemin yapısında sakatlık var, iki başlılık var. Bu sistem babayı oğula düşürür. Şimdi AK Parti var, bizim aramızda ayrı gayrı yok ama sadece AK Parti’ye göre bir sistem inşa edilmez. AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım fanidir, gelir geçer ama Türkiye, bekası için ilelebet bağımsız olarak yaşamaya devam edecek. Onun için güçlü sistem inşa etmemiz lazım. Bir daha 60, 80 darbesini, 28 Şubat’ı yaşamamamız lazım.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile uyumlu çalıştıklarını anlatan Yıldırım, geleceği düşünmek zorunda olduklarını ifade etti.
TÜRKİYE’YE YILLARCA TUZAK KURDULAR
Öngörülen anayasa değişikliğinin 20 yıl önce yapıldığında şu anda kişi başı milli gelirin 25 bin dolara ulaşacağını bildiren Yıldırım, geç kalınan her günde Türkiye’nin ve milletin kaybı olduğunu belirtti.
Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Bugüne kadar ne yaptıysak millet için, memleket için yaptık. Bu mesele sen, ben meselesi değildir. Bu, memleket meselesidir. Bu doğrudan doğruya Türkiye’nin gelecek meselesidir. Türkiye’nin kalkınmasından, ilerlemesinden rahatsız olanlar, Türkiye’ye yıllarca tuzak kurdular. Yeri geldi terör örgütleri, gazete manşetleri, vesayet odaklarıyla millete ayar vermeye çalıştılar. Demokrasiye tanklarla balans ayarı vermeye çalıştılar. Türkiye’nin geleceğiyle, kaderiyle oynadılar. O eski alışkanlıklar 15 Temmuz’da da tekrar edildi ama bu sefer alçaklar tarafından. Ne dedi millet? ‘Dur bir dakika millet varsa zillet olmaz, millet varsa zafer vardır’ ve o gün dünyaya demokrasi dersini verdi. Siz verdiniz. Dünyaya bayrağın, ezanın, demokrasinin nasıl muzaffer olacağını, tankların, tüfeklerin, uçakların nasıl yerle bir olacağını göğsünüzü siper ederek, sizler gösterdiniz. İşte böyle büyük bir milletin evladı olmaktan ne kadar gurur duysanız azdır.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Yıldırım, “Bu işi Kılıçdaroğlu orada burada, yalan dolan, memleket kazan bu kepçe dolaşıp duruyor, karıştırıp duruyor.” diye konuştu.
“Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanına bağlı olacak” şeklindeki eleştirilere değinen Yıldırım, “Bu kadar yalan olmaz. Şimdi cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesine 14 üye atıyor, mevcut sistem, biz bunu değiştirmiyoruz. Ne yapıyoruz biliyor musunuz? 17 üyesi var, ikisini çıkarıyoruz, 15’e düşürüyoruz. Niye düşürüyoruz? Çünkü darbe döneminden kalan askeri mahkemeler vardı. Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi. Onları kaldırdığımız için bu değişiklikte onlar gidiyor. Artık mahkemelerin askeri, sivili yok, mahkeme mahkemedir kardeşim, geleceksin, hesabını vereceksin, orada rütbe geçmez, orada adalet geçer.”
BUNLAR OKUMUYOR, OKUMADAN ÜFÜRÜYORLAR
Anayasa değişikliğiyle üye sayısının 15’e düşürüldüğünü ve başka bir değişiklik olmadığını dile getiren Yıldırım, “Ama yalanın bini bir para, yalan söyleyip de ölen var mı? Ama çıkıp ne diyorlar, ‘Evet derseniz Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanlığına bağlanacak’. ‘Gözüne, dizine dursun’ diyeceğim ama demeyim hadi. Allah ıslah etsin. ‘Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanının istediğini atayacak’. Yok, aslı fesli yok. Bunlar okumuyor, bunlar okumadan üfürüyorlar, üfürükçü bunlar.” dedi.
“Peki bunlar nereden uyduruyorlar?” diye soran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların tarafsız diye yere göğe sığdıramadığı bir cumhurbaşkanı vardı. Ahmet Necdet Sezer. Hatırlıyorsunuz değil mi? O zat cumhurbaşkanı olunca Anayasa Mahkemesi üyeliğine kimi atadı biliyor musunuz? Bir üniversiteden arkadaşını. ‘Ne var bunda’ diyeceksiniz. Bitmedi, o zat atandı bir de baktık ki adam Cumhuriyet Halk Partisi üyesi. Bak bak bak tarafsız CHP’ye bak. Ama bunların eski alışkanlığı. Tek parti döneminde her şey bunlardı, genel başkan da cumhurbaşkanı da parti başkanı da her şey. Tek adam arıyorsan geçmişine bak, geçmişinize bakın. Bunlar bu yalanları, iftiraları kendileri de biliyorlar ama işlerine gelmiyor. Burada kafalarında ‘tarafsız’ demek ‘CHP’li olmak’ demek. Bu yalanları, iftiraları bizzat harekete geçiriyorlar.”
MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLÜYORLAR
Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilerinin kısıtlanıp, azaltılacağına yönelik de eleştirilerin bulunduğunu anımsatan Başbakan Yıldırım, “Bu da kuyruklu yalan. Yalan var, yaldızlı yalan var, kuyruklu yalan var, envaiçeşit yalan var. Türkiye Büyük Millet Meclisi şu anki sisteme baktığımız zaman Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna üye atayamıyor, milletin seçtiği Meclis hakimlerin, savcıların hakkında karar verecek kurula üye atayamıyor.” dedi.
Yıldırım, TBMM’nin mevcut şartlarda cumhurbaşkanını seçime götüremediğini, sadece hükümet kurulamaması halinde 45 gün içinde mecburi seçime gidildiğini, 7 Haziran seçimleri sonrası bu durumun yaşandığını hatırlattı.
TBMM’nin cumhurbaşkanı suç işlese de yargılayamadığını söyleyen Yıldırım, “Hani nerede Meclisi yok ediyoruz, Meclisi zayıflatıyoruz, işlevsiz hale getiriyoruz’. Görüyorsunuz hepsi yalan. Bunlar milletin gözünün içini baka baka yalan söylüyorlar. Önce adam gibi açın da şu anayasa değişikliği ne diyor, ne demiyor bir okuyun be kardeşim.” ifadesini kullandı.
BU DEMOKRASİ DEĞİL, STATÜKODUR, ESKİ TÜRKİYE ALIŞKANLIĞIDIR
Anayasa değişikliğiyle, TBMM’nin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna 7 üye atayacağını ifade eden Yıldırım, “Sizin adınıza atayacak, sizden aldıkları yetkiyle bunu yapacak. Milletin atadığına laf edeceksin, bürokrasinin kendi içinde atadığına ses etmeyeceksin. Bu demokrasi değil, bu statükodur, bu eski Türkiye alışkanlığıdır. Millete, vekillerine güvenmemektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi artık cumhurbaşkanını seçime götürebilecek. Yani cumhurbaşkanını bu yeni sisteme göre siz seçtiniz, iyi çalışmadı, yanlış işler yaptı. Meclis karar verip seçime gidebilecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yıldırım, TBMM’nin bu yönde bir karar vermesi durumunda, hem kendini hem de cumhurbaşkanını seçime götüreceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Tersi de mümkün. Cumhurbaşkanı Meclis ile anlaşamadı, seçim kararı alabilir, bu sefer kendisi de gidiyor, Meclis de gidiyor. Niye? Çünkü seçimi aynı gün yapıyoruz. Biri yazın biri kışın değil. Aynı günde Meclis seçimi de var, cumhurbaşkanı seçimi de var, iki sandık. Birine cumhurbaşkanı, birine Meclis… Aynen Karabük Belediye Başkanını seçer gibi. Birine belediye başkanına oy atıyorsunuz, bir de meclis üyelerine. İcabında başka partiden olabilir başkan, meclis başka partinin çoğunluğu olabilir, normal. Şimdi bir sorun oluyor mu? Güzel çalışıyorlar ama neden? Çünkü yetkiyi siz veriyorsunuz, sandıkta veriyorsunuz.”
Başbakan Yıldırım, TBMM’nin yeni sistemde cumhurbaşkanını, bakanları, yardımcılarını Yüce Divan’a sevk edebileceğini söyledi.
Meclisin etkinliğini kaybettiği iddiasının doğru olmadığını vurgulayan Yıldırım, “Yargı tam bağımsız, tam tarafsız oluyor. Yeni anayasa değişikliği ile sizin seçtiğiniz vekiller Mecliste, Hakimler Savcılar Kuruluna 7 üye atıyor. Böylece mevcut sistemde yargı üyeleri arasındaki rekabete dönük seçim de ortadan kaldırılmış oluyor, yargı siyasileştirilmekten kurtarılıyor. Milletin seçtiği, milletin iradesi öncelik kazanıyor.” diye konuştu.
Hakimler Savcılar Kurulunun 7 üyesinin Meclis tarafından seçilmesine ilişkin düzenlemeye rağmen hala ‘Yargıyı kendilerine bağlıyorlar’ demenin Meclise ve o Meclisi seçen millete saygısızlık olduğunu ifade eden Binali Yıldırım, “Ayıp kardeşim, ayıp. Okusalar bunlar böyle olur muydu? Bunların işi gücü konuşmak. Okumadan, anlamadan, dinlemeden yorum yapmak. Okuyorlar da tersten okuyorlar, yine de anlamıyorlar.” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse Anayasa’nın ilk 3 maddesi değişecek.” dediğini anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Bunlarda bir değişiklik var mı? Yok. Nereden çıktı? O yine eski alışkanlarını hatırladı. Sen değil miydin terör örgütünün yandaş İMC televizyonunda ‘Anayasa’nın ilk 3 maddesi değişir’ diyen, ‘İcap ederse değişir’ diyen. Sayın Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı sistemi ile Anayasa’nın 3 maddesi değişecek olsa siz dünden ‘evet’ derdiniz. Onun için hiç kimse heveslenmesin, Türkiye’nin üniter devlet yapısına, milletiyle ülkesiyle bağımsız bütünlüğüne göz diken kim varsa, bu millet onun gözünü oyar. Hiç kimse merak etmesin. Niye ‘hayır’ dediklerini bilmedikleri için milleti korkutmaya, aldatmaya devam ediyorlar. Şaşmıyoruz, biz bunları tanıyoruz. Bunlar 15 yıldır yalandan, dolandan, iftiradan başka bu millete hiçbir şey söylemediler. Adeta, Karabük’ün Kardemir’i var, demir çelik fabrikası var, mavi alevi var, CHP de memleketin yalan fabrikası olmuş. Tek bildikleri, ürettikleri yalan, tezvirat.”
HDP, PKK ve FETÖ’nün anayasa değişikliğine “hayır” dediklerini hatırlatan Başbakan Yıldırım, “Kandil’den üst üste beyanatlar. ‘Evet çıkarsa biz bittik’ diyorlar. Evet çıkacak, siz de biteceksiniz, başka yolu yok, bu aziz millet terör belasından kurtulacak.” şeklinde konuştu.
KONUŞTUKLARI ZAMAN MANGALDA KÜL BIRAKMAZLAR
Yıldırım, Avrupalıların da “hayır” kervanına katıldığının belirterek, Almanya, Hollanda, İsviçre’nin, gazetelerini Türkçe basarak “hayır” diye manşet attıklarını, her türlü çirkinliğe başvurduklarını kaydetti.
Hollanda’nın bakanları ülkeye kabul etmemesine ve Türklere yönelik şiddete işaret eden Binali Yıldırım, “Avrupa Birliği tarihinin en karanlık, en talihsiz olaylarını hep birlikte görüyoruz. Konuştukları zaman mangalda kül bırakmazlar. Avrupa değerleri, demokrasi, insan hakları, fikir hürriyeti, özgürlükler… Bunlar hikaye, bunlar çifte standartçı, bunlar iki yüzlü, kendilerine gelince özgürlük, Müslümanlara gelince yasak.” değerlendirmesini yaptı.
Avrupa Adalet Divanı’nın başörtüsüyle ilgili verdiği kararı eleştiren Yıldırım, “Bu, Avrupa için utanç verici bir şeydir. Türkiye eski alışkanları birer birer ortadan kaldırıyor, yasakları birer birer tarihin derinliklerine gönderiyor. Avrupa ne yapıyor? Yasakları tekrar hortlatıyor. Türkiye demokrasinin standartları yükselirken, Avrupa’nınki düşmeye başlıyor.” dedi.
Hollanda’nın ne kadar Avrupa değeri varsa ayaklar altına aldığını belirten Başbakan Yıldırım, “Bunların Suriye’de öz kardeşlerimiz katledilince sesleri çıkmaz, Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi olunca sesleri çıkmaz. Başbakan, cumhurbaşkanı devrilecek, alaşağı edilecek diye ellerini ovuşturdular. Çifte standart bunların yaşam tarzı haline geldi. Almanya’ya, Hollanda’ya ‘hayır’ çalışması yapmaya gidenlere kapılar sonuna kadar açık, ‘evet’ kampanyasına gidenlere yasak. PKK’ya, FETÖ’ye her şey serbest, HDP’ye serbest ama AK Parti, MHP bu çalışmalara giderse ‘yasak kardeşim’. Ne yaparlarsa yapsınlar, engelleyemezler. 16 Nisan’ın ayak sesleri… Avrupa işte Karabük, Roterdam oradaysa, Karabük burada. Bu meydandan haykırıyor, ‘Evet, evet, evet’. Soğukkanlı olacağız, sağduyulu olacağız gençler. Yapılan bu haksızlığı, saygısızlığı onların yanına bırakmayacağız.”
Yıldırım, 16 Nisan’da milletin kendisini “makarnacı, kömürcü, takunyalı” gibi sıfatlarla tanımlamaya çalışanlara ve dışarıdan gelen bu ırkçı saldırılara en güzel cevabı vereceğini de vurguladı.
Yıldırım, Karabük’te yapılan yatırımlara değinerek, okul sayısını artırdıklarını, bilgisayarlarla donattıklarını anlattı. 5 yıldızlı otel konforunda 300 yataklı Karabük Devlet Hastanesini hizmete açtıklarını, ambulans sayısını 3’ten 32’ye çıkardıklarını da belirten Yıldırım, kente 8 bin 800 kapasiteli 7 öğrenci yurdu yaptıklarını, 3 bin yataklı 3 yurdun yapımının da devam ettiğini bildirdi.
Karabük’te 2002’de 7 kilometre bölünmüş yol varken, bunun üzerine 102 kilometre ilave ettiklerini anlatan Yıldırım, Karabük’ün güneyine yapılacak çevre yolunun ihalesinin gerçekleştirildiğini söyledi.
YALANLARLA MİLLETİ OYALAMAYA ÇALIŞIYORLAR
Konuşması sırasında hayırsever Şefik Dizdar’ı yanına çağıran Yıldırım, Dizdar’ın Karabük Üniversitesi için sivil havacılıkta eğitim gören havacılar için havalimanı yapacağını belirterek, bunun için kendisine teşekkür etti.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde rayların dışarıdan alındığını, kendisinin Karabük Demir Çelik Fabrikası’nda yapılmasını istediğini dile getiren Yıldırım, kendilerine “Yapılamaz” denildiğini, ancak şimdi Karabük’ün, İran ve diğer memleketlere ray sattığını belirtti.
Başbakan Yıldırım, Karabükspora da kente katkıları dolayısıyla teşekkür etti.
Karabük Demirçelikin (KARDEMİR) istihdam seferberliğine katılacağını ve çalışanlarının yüzde 10’u kadar yeni işçi alacağını bildiren Yıldırım, ilave olarak trenlere tekerlek imalatı için de 500 milyonluk yatırım yapacaklarını aktardı. Fabrikanın 36 metre yerine 72 metrelik ray yaptığını belirten Yıldırım, Karabük-Irmak-Zonguldak tren yolunu yenileyerek hizmete aldıklarını, Karabük-Safranbolu-Bartın yolunu da bölünmüş yol haline getireceklerini kaydetti.
16 Nisan’dan sonra millete daha fazla hizmet üreteceklerini dile getiren Yıldırım, “Türkiye bu anayasa değişikliğiyle birlikte 10 yıl içinde 2 kat daha büyüyecek, 3 trilyon milli gelire ulaşacak, kişi başı milli gelir 25 bin doların üzerine çıkacak. İşte bunu gördükleri için koro halinde, dışarıda içeride engellemek için, milletin aklını çelmek için akla, hayale gelmedik planlar, yalanlarla maalesef milleti oyalamaya çalışıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Binali Yıldırım’a, Karabük programında Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Karabük Belediye Başkanı MHP’li Rafet Vergili ve bazı yetkililer eşlik etti.
Çankırı’nın her seçimde AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a büyük destek verdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
“Şimdi, hanımefendiler, beyefendiler, AK Gençlik, ülkücüler, milliyetçi kardeşlerim, sizden bir söz almak istiyorum, Çankırı Türkiye rekoruna talip mi? Yüzde 95’e ne dersiniz, tamam mı? Yüzde 5 de onlara kalsın. Hepsine gerek yok. Değil mi? 16 Nisan’da yarenler sandıkları tıka basa evet ile dolduracak.”
Miting yaptığı meydanı işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz gecesi bu meydanı bir saat içinde 25 bin kişiyle doldurdunuz. Türkiye’ye sahip çıktınız, demokrasiye sahip çıktınız, milli iradeye sahip çıktınız, Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakana, hükümete sahip çıktınız. Türkiye’nin geleceğine sahip çıktınız ve bu güzel ülkeyi alçak FETÖ hainlerine teslim etmediniz, size yakışanı yaptınız. Allah sizden razı olsun.” ifadelerini kullandı.
ÇANKIRI BİZİM 15 TEMMUZ KARARGAHIMIZDIR
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi 9 yiğit Çankırılının şehit olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:
“Onların hepsi Çankırı’nın baş tacıdır, medarıiftiharıdır. 15 Temmuz’da, ülkemizin bağımsızlığı ve milletimizin birliği için şehit olan bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kahramanlığı ve yiğitliği için onlara teşekkür ediyorum. Çankırı, bizim 15 Temmuz karargahımızdır. Biliyorsunuz, o gece de siz bu meydandaydınız, ben de hemen yukarıda Ilgaz’daydım. Ilgaz’dan bu alçak darbe girişimini önlemek için gerekli talimatları, çalışmaları oradan yaptım. Dolayısıyla Çankırı’nın benim için özel bir anlamı var. Çankırı, ikinci kurtuluş savaşının verildiği yerdir. Türkiye’nin tapusunun sahibidir.”
FETÖ, PKK, PYD ve DEAŞ terör örgütlerine karşı vatandaşlardan aldıkları güçle amansız bir mücadele yürüttüklerini vurgulayan Binali Yıldırım, “‘FETÖ’nün inine gireceğiz’ dedik, girdik. Şimdi kaçacak yer arıyorlar. Nereye kaçarsa kaçsınlar hiç fark etmez, eninde sonunda adaletin önüne çıkacak, gerekli hesabı verecekler, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını verecekler. Bölücü terör örgütü PKK’nın da mağaralarını, inlerini başlarına geçirdik. Kazdıkları o çukurdan çıkamadılar.” değerlendirmesinde bulundu.
Terörle mücadele kararlılığının tam olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Terör neredeyse ister yurt dışında ister yurt içinde, oralara gideceğiz, inlerini başlarına geçireceğiz. Suriye’de Fırat Kalkanı ile başarılı bir operasyon yapıp DEAŞ terör örgütünü nasıl yok ettiysek, diğerlerini de aynı şekilde halledeceğiz.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, birilerinin teröristlerle iş tutabileceğini dile getirerek, “Ama Türkiye Cumhuriyeti terörle asla iş tutmayacak kadar büyük bir devlettir. Terörle mücadelemizin ülke güvenliği olduğu kadar, bölge güvenliği ve dünya barışı için önemi büyüktür.” ifadesini kullandı.
Bazı ülkelerin, “Avrupa değerleri, özgürlük, insan hakları” söylemlerinde bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Ama onların gerçek yüzünü şu bir haftada gördük, Almanyası, Hollandası, İsviçresi. Mesele Türkiye olunca nasıl birden bire diktatörleştiklerini, nasıl yasakçı bir uygulamaya geçtiklerini hep beraber gördük değil mi? Oralarda ‘hayır’ demek serbest, ‘evet’ demek yasak. Bunların fikir özgürlüğünden, hürriyetlerden, insan haklarından anladığı bu kadar.” değerlendirmesini yaptı.
Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözlerini hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ey Hollanda, ey Almanya. Özgürlükçü görünüp yasak uygulamak size yakışıyor mu? Türkiye’ye düşman olanları, teröristleri koruyup kollayacaksınız, cirit atacaklar, bakanlarımız geldiğinde de yolunu keseceksiniz, konuşturmayacaksınız. Orada yapılanları görüp bakanlarımıza destek olmaya gelen soydaşlarımızın, gurbetçilerimizin üzerine de atlarınızla itlerinizle yürüyeceksiniz. Bu zorbalık, bu yasakçı zihniyet Avrupa için kara bir lekedir. Hiç merak etmeyin, Türkiye büyük bir devlet. Artık Avrupa bile siyasetini Türkiye’ye göre yapıyor. Bakın sonuçlara, Türkiye, Hollanda seçimlerine de ayar verdi, bir müddet daha ırkçılığı Avrupa’da frenledi. Ama aklınızı başınıza alın, bu düşmanca politikalar, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, İslam korkusu sizi doğru bir sonuca götürmez.”
BU YAPILANLARI BİR KENARA YAZDIK
Bölgesel barış ve küresel kardeşlik için din, mezhep ve görüş farklılıklarının bir tarafa bırakılmasının önemine değinen Başbakan Yıldırım, “Çünkü biz aynı yaratanın kullarıyız, yaratandan ötürü birbirimizi seveceğiz. Şunu Avrupa’nın bazı ülkeleri hiç unutmasın; bu yapılanları bir kenara yazdık, gerektiği zaman gerekli karşılıkları da verildi, verilmeye devam edecek.” dedi.
Alandakilere “Bu baskıcı tutuma en güzel cevabı vermeye hazır mısınız?” diye soran Yıldırım, “evet” yanıtı üzerine, “Eminim ki, Avrupa’da yaşayan 5 milyon kardeşimiz de bunları takip ediyor, onları sakin olmaya, kışkırtmalara aldırış etmemeye davet ediyorum.” diye konuştu.
Gurbetçilere de seslenen Başbakan Yıldırım, “Vereceğiniz cevap seçiminiz olsun. 16 Nisan’da vereceğiniz cevap, Avrupa için en iyi ibret olsun” ifadelerini kullandı.
Alandakilerin, “AK Gençlik seninle gurur duyuyor” sloganları üzerine Yıldırım, “Ey Hollanda, Rotterdam oradaysa Çankırı burada, yarenler diyarı burada.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın “16 Nisan’da büyük Türkiye’nin önünü açmaya hazır mıyız, yeni bir dirilişe, yükselişe var mıyız” sorusuna alandakiler “evet” karşılığını verdi.
Anayasa değişikliğinin ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bazı çevrelerce istenmediğini, bu kişilerin her zaman değişimden korktuklarını belirten Yıldırım, değişimin “gelişme, kalkınma, daha fazla büyüme, daha fazla fabrika, gençlere daha fazla iş” demek olduğunu ifade etti.
Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin şahısların değil memleketin meselesi olduğunu vurgulayarak, “Sen-ben meselesi değil. Diyorlar ki ‘Bu sistem Recep Tayyip Erdoğan için. Buradan söylüyorum, bu sistem değişikliği Erdoğan için değil her doğan içindir.” diye konuştu.
Değişikliğin neler getireceği hakkında bilgi veren Yıldırım, bu konuda yalan-yanlış bilgi kirliliğinin mevcut olduğunu bildirdi.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Kemal Kılıçdaroğlu, sazı almış eline, aklına geleni söylüyor ama söylediklerinin hiçbiri işe yaramaz. Ancak bir tane doğru şey söyledi. Bugüne kadar tek bir şeyi doğru söyledi, onun için de teşekkür ediyorum. Bir radyo programında ‘Bu sistemi niye istemiyorsunuz?’ diye soruyorlar. Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘Bu sistem değişirse yeni sisteme göre cumhurbaşkanı bir partiden seçilir, başbakan da başta partiden olursa, bunlar anlaşamazlarsa ne olacak?’ Uyan da balığa gidelim, uyan. Zaten, bunun için bu değişiklik yapılıyor.
Yardımcısı da diyor ki ‘Siz, Kılıçdaroğlu anayasa değişikliğini okumadı, diyorsunuz. O, tersinden bile okur.’ diyor. Doğru, tersinden okumuş. O da doğru.”
Başbakan Yıldırım, kendilerinin anlatmaya çalışıp da anlatamadıklarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından en iyi şekilde anlatıldığı değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun bir eksiğinin kaldığını belirten Yıldırım, “Bu şartlar altında artık ‘hayır’ kampanyasını bırakıp, bizim kampanyaya dahil olsun. Ona da yer var.” diye konuştu.
VATANDAŞLARIMIZIN YARISINDAN BİR FAZLASININ ‘EVET’ DEMESİ LAZIM
“CHP ve MHP’ye gönül veren, AK Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi ve diğerleri, aslında vatandaşlarımızın tamamı Türkiye’nin daha fazla büyümesinden, kişi başı milli gelirin on sene sonra 30 bin dolarlara çıkmasından bir rahatsızlığı yok.” diyen Yıldırım, Türkiye’nin parmakla gösterilen ülkeler arasına girmesinden rahatsızlık duyulmadığını belirtti.
Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yüzde 30 oy alan, 25 oy alan Hükümet kurmak için aylarca diğer partilere yalvaracak, yakaracak, dil dökecek, vaatlerde bulunacak, zor bela hükümet kuracak, ondan 2 ay sonra da birbirlerine girecekler. Bu ülke, bunu hak etmiyor. Bu sistemde, yüzde 50’nin altında oy alırsa hükümet kurulmuyor. Mutlaka sandığa giden vatandaşlarımızın yarısından bir fazlasının ‘evet’ demesi lazım, seçmesi lazım.
İki tane sandık gelecek önünüze, birisi cumhurbaşkanı diğeri milletvekili seçimi. Aynı anda olacak, farklı farlı biri yazın biri kışın yok. Bir sefer sandığa gideceksiniz, kararınızı vereceksiniz. Zırt-pırt seçim yok. Seçim bitecek, geçim devam edecek. Karar verilip sandıklar açıldığında ve cumhurbaşkanını seçtiniz. O andan itibaren hükümet başladı. Beş yıl boyunca işler yapılacak. Eğer böyle olmazsa Ilgaz Tüneli nasıl yapılır, yapılabilir mi? Yüz senedir yapıldı mı? Allah’tan sizin iktidarınız AK Parti geldi de yaptı, bitirdi.”
Daha fazlasının yapılacağını dile getiren Yıldırım, Türkiye’nin çok daha fazla hizmete ihtiyacı olduğunu vurguladı.
GENÇLERE GÜVENMEYEN, ÜLKENİN GELECEĞİNE GÜVENMEZ
Değişiklik kapsamında yer alan seçilme yaşının 18’e düşürülmesine ilişkin eleştirilere yanıt veren Yıldırım, “Bir de bunlar tutturmuş, 18-25 yaşa karşı çıkıyorlar. Türkiye’nin nüfusunun yarısına yakını 30 yaşın altında; 25 yaşın altındaki nüfus yine toplam nüfusun yüzde 40’ı. Niye karşı çıkıyorsun?” diye sordu.
Yıldırım, şunları kaydetti:
“Buna karşılık diyor ki ’18-19-20-21-22-23-24-25 yaşlarında belediye başkanı, meclis üyesi, muhtar, milletvekili olunur mu?’ Gençlerin, siyaset yapma hakkı yok mu? Sadece gençler, bayrak mı asacak, tezahürat mı yapacak? Gençler siyaset de yapacak, ülkenin problemlerini de takip edecek. Onun için gençlere güvenmeyen, ülkenin geleceğine güvenmez. Bunlar, gençlere güvenmiyor. Biz de diyoruz ki ‘Gençler, geleceğimizdir, Türkiye’nin geleceğidir. Onun için siz her şeye layıksınız. O yüzden 18-19-20-21-25 yaşını bitirinceye kadar 9 milyon insanımıza siyasetin kapısını açıyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun. Ama buna karşı çıkanların da hesabını 16 Nisan’da vereceğiz değil mi?”
Anayasa değişikliği ile 550 milletvekilinin 600’e çıkarılmasına yönelik anamuhalefet partisinden gelen eleştirilere yanıt veren Yıldırım, “Diyorlar ki ‘550 milletvekilini niye 600’e çıkarıyorsunuz, fuzuli masraf oluyor.’ Sen bunu söyleyeceğine kardeşim, bir tane milletvekilin bir senede 2 trilyon telefon, mektup parası ödemiş. Eğer o ödenmeseydi, 10 milletvekilinin 4 senelik maaşı…Bırak, geç bunları. Millet yemez bunu. Onun için dürüst olmak lazım.” diye konuştu.
Türkiye’deki milletvekili sayısı ile başka ülkelerdeki sayı kıyaslandığında, Türkiye’deki sayının daha az olduğunun görüldüğünü bildiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“100 binden fazla seçmene bir milletvekili düşüyor. Avrupa ülkelerinde 36 bin, 40 bin. Onun için milletin vekillerinin fazla olması, milletin dertlerinin Ankara’da daha fazla takip edilmesinden niye rahatsız oluyorsunuz? Bunların tabii milletle işi gücü olmadığı için vekil fazla olmuş, eksik olmuş, bir şey yok. Yan gel yat. CHP’nin mirasını, Atatürk’ün partisinin mirasını har vurup harman savur, tüket. Var mı böyle yağma.
Bu sistemde çalışacaklar. Onlar da ter dökecek, daha çok çalışacaklar, milletin, sizin gözünüze girmeye çalışacaklar. Başka türlü bunların hayatta kalma şansları yok. Onun için karşı çıkıyorlar. Bunların sanatı konuşmak. Herkesin bir kabiliyeti var. AK Parti, biz çalışa çalışa milletin önüne gidiyoruz, bunlar da konuşa konuşa gidiyor. Onlar konuşur, AK Parti yapar. İşte bu kadar. “
“Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyarak” bugünlere geldiklerine işaret eden Yıldırım, Türkiye’ye dünyanın en büyük eserlerini kazandırdıklarını söyledi.
Yıldırım, “Yeni sistemde istikrar var, güven var, güçlü Meclis var, güçlü yönetim var. İkide bir seçim yok, 5 senede bir seçim var. Eğer çok iyi çalıştıysan bir dönem daha seçiliyor. Üçüncüyü istiyorum desen yok kardeşim, yeter, yeni biri gelsin.” ifadelerini kullandı.
DÜNYANIN NERESİNDE İKİ TANE CUMHURBAŞKANI GÖRDÜNÜZ?
Başbakan Yıldırım, “tek adamlık” eleştirilerini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siz dünyanın neresinde iki tane cumhurbaşkanı gördünüz, iki tane Meclis Başkanı, iki tane muhtar… Şimdi Buğday Pazarı’nın bir muhtarı var değil mi? CHP diyor ki ‘Yetmez, buraya bir muhtar daha seçelim.’ Aksu Mahallesi’nin muhtarı da tek, ‘Bu da yetmez, bir muhtar daha olsun.’ ‘Cumhuriyet Mahallesi’ne iki tane yetmez, 4 tane seçelim.’ diyor. Fatih Mahallesi, olur mu canım bir muhtar, 5 tane olsun, sanki İstanbul’u fethetmeye gidecek. Olmadı Karataş Esentepe, 14 mahalleye 28 muhtar… Efendim 374 köye ne diyor? Çarpı iki. Böyle şey olur mu ya? Bunlar pusulayı yitirmiş vaziyetteler. Belli ki bunlar HDP ile biraz çok sıkı fıkılar ya, eş başkanlığa kafayı takmışlar. Hadi sizin için uygun olabilir ama bu millet bunları istemiyor. Millet diyor ki ‘Cumhurbaşkanı tek olacak, patron da millet olacak, 80 milyon arkasında olacak.’ Patronun millet olduğu yerde tek adam olur ama milletin emrinde olur. Padişahlıkla, diktatörlükle bunu karıştırmayın.”
Yeni düzenleme ile Meclisin ilk defa yargıya üye seçeceğine, buna da karşı çıkıldığına dikkati çeken Yıldırım, “Diyorlar ki ‘Yargı bürokrasisi kendi arasında seçsin.’ Kardeşim, milletin seçtiği mi doğru yoksa memurların kendi aralarında seçtikleri mi? Bunlarda milli irade, milli egemenlik duygusu da gelişmemiş. Meclise güven yok, vekillerine güven yok, millete güven yok, bürokrasi ile işi yürütmeye çalışacaklar.” değerlendirmesinde bulundu.
Binali Yıldırım, bu sistemde yargının bağımsız ve tarafsız olacağını dile getirdi. Yeni sistemde cumhurbaşkanının Meclisi feshedebileceğinin öne sürüldüğünü hatırlatan Yıldırım, “Yok böyle bir şey. Yıldızlı, kuyruklu yalan.” dedi.
Kendisinin yeni anayasa sistemini anlatmaya çalıştığını ancak Çankırı’nın bu işi bitirdiğini gördüğünü söyleyen Yıldırım, “Bundan sonrası fuzuli.” diye konuştu.
ÇANKIRI’YI İHMAL EDENLERDEN, UNUTANLARDAN OLMADIK
Yıldırım, Çankırı’ya yapılan hizmetlere ilişkin de bilgi verdi.
Japonların Çankırı’da kurduğu fabrikanın 2 bin 500 kişiye iş temin ettiğini ifade eden Yıldırım, Çankırı’nın, Türkiye’nin üreten, ticaretini geliştiren bir merkezi haline geldiğinin altını çizdi.
5 milyar liralık yatırımda bulundukları Çankırı’nın 77 milyon dolar ihracat yaptığını dile getiren Yıldırım, Çankırı’ya 234 derslik, 3 bin 300 konut ve 6 hastane yapıldığını aktardı.
Yıldırım, “Biliyorum Çankırı’da hastane yetersiz kalmış. Çankırı’ya yakışır güzel bir hastaneyi de inşallah yapacağız.” dedi.
Başbakan Yıldırım, 13 spor tesisi yaptıklarını, 2007’de ise 14 bin öğrencisi olan Çankırı Karatekin Üniversitesini kurduklarını belirtti.
“Çankırı’yı ihmal edenlerden, unutanlardan olmadık.” diyen Yıldırım, 2002’de Çankırı’da sadece 18 kilometre yol olduğunu, 15 yılda bunun üzerine 218 kilometre yol yaptıklarını vurguladı. Yıldırım, açtıkları 15 Temmuz İstiklal Tüneli ile Çankırı’nın Kastamonu’ya, Ankara’ya komşu olduğunu anlattı.
Korgun, Demirçevre, Karatekin Barajları başta olmak üzere Çankırı’ya beş baraj daha yapıldığını bildiren Yıldırım, Çerkez, Kurşunlu gençlik merkezleri ile olimpik yüzme havuzunun inşaatının devam ettiğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, “16 Nisan, Türkiye ve milletimiz için bir milat olacak. 16 Nisan büyük Türkiye’nin, ak günlerin adresi olacak. Çankırı, 16 Nisan’da gür sesle ‘evet’ diyecek. Çankırı kazanacak, Türkiye kazanacak. 16 Nisan’dan sonra krizlerin sona erdiği, sürekli huzurun, kardeşliğin, istikrarın olduğu bir Türkiye dönemi başlayacak.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım’a Çankırı programında, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler ve bazı yetkililer de eşlik etti.