Başbakan Yıldırım, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen 110. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
Sözlerine, toplantıya katılanları selamlayarak başlayan Yıldırım, “Bu kutlu davaya hizmet eden bütün arkadaşlarıma, bütün teşkilat mensuplarımıza buradan selam ve muhabbetlerimizi gönderiyorum. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı mevlamdan niyaz ediyorum.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, AK Parti’nin bir ay sonra 15. şeref yılını kutlayacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Destan denilecek başarılara geçtiğimiz 15 yılda imza attık. Hamdolsun yüzümüz ak olarak milletimizin karşısındayız. Bu vesileyle geçmiş bayramınızı da tebrik ediyorum. Ramazanda kurduğumuz gönül köprülerinin kıyamete kadar devam etmesini diliyorum. Bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, mahalle temsilcilerimiz, delegelerimiz, kurucularımız, velhasıl AK Parti ailesinin bütün mensupları ramazan boyunca batıdan doğuya gönül köprüleri kurdular. Sofralarını, ekmeklerini birbirleriyle paylaştılar. Bölgedeki yüz binlerce insanımızla kucaklaştık, yüz binlerce vatandaşımızın derdine ortak olduk, ihtiyacını karşıladık. Allah hepinizden razı olsun.”
MİLLETİMİZİN EMANETİNE HALEL GETİRMEDİK
2002 yılından bu yana Türkiye’ye, Türkiye’nin idaresine damga vuran AK Parti’nin, Türkiye için yeni ve daha büyük hedeflerle kutlu yürüyüşüne devam ettiğini belirten Yıldırım, “Kurulduğu günden bu yana AK Parti, partilerden bir parti olmamış, Türkiye’nin asırlık sorunlarını çözmek için gerekli inisiyatifi almıştır. AK Parti olarak bizler 14 senedir milletin emanetini şanla, şerefle taşıyoruz. Hamdolsun ki alnımız ak, yüzümüz pak.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, iktidara geldikleri ilk günden beri milletin emanetine halel getirmediklerini, millette mahcup olacak hiçbir şeyi yapmadıklarını bildirdi.
Yıldırım, şunları kaydetti:
“Türkiye büyüdü, AK Parti Türkiye ile beraber büyüdü. Her iktidar bir öncekinden bayrağı daha yükseltme fırsatı verdi. Bugün de ülkesine, milletine hizmet için enerjisi olan, hizmet aşkı olan, heyecan olan tek parti Türkiye’de yine AK Parti. Türkiye’yi geçtiği girdaplardan kurtarmak için mangal gibi yürek gerekiyordu. O yürek kurucumuz, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüreğidir. O yürek AK Parti kadrolarının yüreğidir. O yürek sayesinde Türkiye’nin hem aklı hem de vicdanı olmayı 15 yıldır başardık.
Yalnız Türkiye’nin değil komşularımızın, bütün insanlığın vicdanı oldu AK Parti. Bu kadro hareketi, bu akım, siyasette kaybedilen itibarı yeniden kazandırdı. AK Parti, bu hareket Türkiye’nin meselelerinin çözümsüz olmadığını, demokrasinin daha da geliştirilmesinin mümkün olduğunu, istikrarın Türkiye’nin de hakkı olduğunu, büyümenin de mümkün olduğunu ispat etti.”
Yıldırım, 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AK Parti’nin sadece 15 ay sonra 3 Kasım’da tek başına iktidar olduğunu ve o tarihten bu tarafa Türkiye’nin güven ve istikrar içinde büyüdüğünü bildirdi.
Türkiye’nin kutlu yürüyüşüne devam ettiğine işaret eden Yıldırım, tüm siyasi rakipleri enerjilerini birbirini tüketmek için harcarken, AK Parti’nin toplumsal desteğinin bir sonraki seçimde de artarak devam ettiğini belirtti. Geçen süre içinde AK Parti’yi iktidara taşıyan ruhun, kimliğin hiç değişmediğine vurgu yapan Yıldırım, “Biz kendimiz için değil, millet için siyaset yapıyoruz. Çünkü AK Parti siyaseti, milletin siyasetidir. O yüzden aramızdaki muhabbet nefsani arzulardan, ihtiraslardan aridir. O yüzden bizim hareketimize kavga değil, muhabbet hakimdir. Bu parti belli bir siyaset esnafının değil, milletin partisidir. 79 milyon vatan evladının partisidir. Mühür milletindir, karar milletindir.” ifadesini kullandı.
AK Parti’de bakanların, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, il ve ilçe başkanlarının hep aynı istikamete baktıklarına değinen Başbakan Yıldırım, AK Parti siyasetinde hiçbir kimsenin asla kişisel hesabının olmayacağını dile getirdi. Milletin desteğinin 1 Kasım seçimlerinde de devam ettiğini aktaran Yıldırım, Türkiye’yi siyasi istikrarsızlıktan kurtaran, siyasete itibar kazandıran bu başarının önce Allah’ın lütfu sonra da AK Parti, ak teşkilatının eseri olduğunu belirtti. Yıldırım, teşkilatı kutlayıp, çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
Yıldırım, AK Parti’nin 15. kuruluş yıldönümüne çok az bir süre kaldığına dikkati çekerek, AK Parti’nin 15 yılda destanlar yazdığını, milletin doldurduğu karne notunda ise üstün başarı, takdir ve teşekkürün yer aldığını bildirdi.
Kara propaganda makinelerini dinlemeyen millete şükran borçlu olduklarını ifade eden Yıldırım, kendilerinin millet ile aralarında köprü olan AK Parti teşkilatlarına minnet borçlu olduklarını söyledi.
Yıldırım, bu hareketin tepeden tırnağa bir bütün olduğunu, bu bütünlüğün korunması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin hukukunu korumak, istikbalini savunmak, istiklalini savunmak bu harekete bağlıdır. AK Partisiz bir Türkiye, kolsuz, kanatsız bir kuş gibidir. Bunu denediler, bunu istediler ama çok şükür ki muvaffak olamadılar. Muhtıra verdiler, kaçmamızı beklediler ama milletin emanetini omzunda hisseden AK Parti kadroları, demokrasi düşmanlarının heveslerini kursaklarında bıraktı. Şapkasını, ceketini alıp gidenlerden olmadı. Demokrasiyi, hukuku, devletinin kapısını, burçlarını evelallah aslanlar gibi koruduk, tek bir geri adım atmadık, çünkü bizim başımızda Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan vardı.”
Türkiye’ye tuzak kuranların, “Erdoğansız bir Türkiye, AK Partisiz bir Türkiye” hayal ettiklerini, AK Parti’yi zaafa uğratarak, Türkiye’yi dize getirmek istediklerini ancak başarılı olamadıklarını vurgulayan Yıldırım, bundan sonra da bunu asla başaramayacaklarını belirtti.
AK PARTİ ÖNCESİNİ HATIRLAMAK İSTEYENLER MUHALEFETE BAKSIN
AK Parti’nin milletten aldığı güçle yoluna kararlılıkla devam ettiğini dile getiren Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“AK Parti öncesini hatırlamak isteyenler muhalefet partilerimizin bugünkü haline dikkatlice baksın. Resmen iç çekişmelerle enkaz altında kalmış vaziyetteler. AK Parti siyaseti işte o yüzden bir itibar siyasetidir. AK Parti, siyasete kalite getirmiştir. AK Parti ile beraber siyaset Türkiye’de itibar kazanmıştır. Toplumsal mühendisler, demokrasiye ayar yapmaya çalışanlar, siyaseti istedikleri gibi dizayn etmeye çalışanlar AK Parti’den sonra işsiz kalmışlardır. Millete parmak sallayanlar, tepeden bakanlar, vatandaşa ‘bugün git yarın gel’ diyenler artık siyaset sahnesinde yok olmuşlardır. Türkiye hiç ama hiç o günlere bir daha dönmeyecek. Milletimiz rahat olsun. ‘O günler geri gelsin’ diye çırpınanlar, boşuna hayal kuruyorlar.”
Başbakan Yıldırım, AK Parti’nin “emek, umut, alın teri, akıl teri, üretim” demek olduğunu ifade etti. AK Parti ile korku ile karamsarlığın yok olduğunu, yerine umut ve güven geldiğini, AK Parti sayesinde Türkiye ekonomisinin, milli gelirinin üç kat büyüdüğünü aktaran Yıldırım, Türkiye’nin AK Parti kadroları sayesinde karanlık girdaptan çıktığını, dev projelerle tanıştığını söyledi.
Bugün dünyada başarılı 10 büyük projesinden en az üçünün Türkiye’de gerçekleşmesinin haklı bir başarı olduğuna değinen Yıldırım, AK Parti’nin siyaset öznesini vesayet odakları değil, milletin oluşturduğunu bildirdi.
YILDIRIM, PARTİLİLERE SESLENDİ
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, AK Partili kadrolara şöyle seslendi:
“Siyasi tartışmalar ne olursa olsun, Ankara’nın, meclisin liderleri ne olursa olsun gerilim isteyenler, kavga isteyenler ne derlerse desinler sizin gözünüz milletten, vatandaştan, kulağınız milletten ayrılmayacak. Milletimizin, vatandaşımızın arasında hiçbir ayrım yapmadan herkese gideceğiz, herkesin elini sıkacağız, herkesin hatırını soracağız. Hizmette asla ve asla ayrımcılık yapmayacağız. Ayrımcılık AK Parti’nin en büyük kırmızı çizgisidir. Bu çizgiyi çiğneyen, asla ve asla AK Parti kadroları içerisinde devam edemez. Bizim vazifemiz, halka hizmet, hakka hizmettir. Bunu asla unutmayacağız. Gönül bağımızı, göz temasımızı asla ve asla vatandaşımızdan koparmayacağız. Belediye başkanı olarak, il başkanı olarak ilçe başkanı olarak hepinizin huzurunda vatandaşımızın huzurunda adeta el pençe divan duracağız. Tek merci millettir, millete hizmettir. AK Parti’nin milletle irtibatı koparmaması gerekir. AK Parti’nin tek kaynağı, tek dayanağı millettir, dolayısıyla bağlarımızı asla milletle koparmayacağız.”
Ne Demokrat Parti’nin ne Adalet Partisi’nin ne de Anavatan’ın AK Parti kadar millete mazhar olamadığını ifade eden Yıldırım, AK Parti’nin süre itibarıyla milletin desteğini her zaman daha fazla alıp yoluna devam eden bir parti olduğunu söyledi.
AK Parti’nin yolunun, ilkelerinin ve hedeflerinin doğru olduğunu belirten Yıldırım, milletin yanlarında olmayı sürdürmesiyle yollarına devam edeceklerini dile getirdi.
Parti olarak elde ettikleri başarının sırrının, sürekli kendilerini yenilemelerinden ve zamanı iyi okumalarından kaynaklandığını söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:
“Adalette ve kalkınmada geçen 15 yılda Türkiye’nin kaderini değiştirdik. Hele hele kalkınmada ülkeyi bir çağ ileriye götürdük. Adalette birçok engellemelere rağmen yılmadık, gerekli adımları attık, reformları gerçekleştirdik. Ancak Türk siyasetinin vesayet hastalığı sadece darbelerle sınırlı değil. Ne yazık ki vesayet ruhu Türkiye’de sivil mecralara da sıçramış gözüküyor. Millet iradesini yere düşürmeyen AK Parti, Türkiye’nin yolunu kesmek isteyen hiç kimseye geçit vermemiştir, asla vermeyecektir. Türkiye’nin teminatı olan tek parti AK Parti’dir. Genel Başkan’ınız olarak değerli kardeşlerim sizden önemli bir istediğim de şudur, hiçbirimiz aynı düşüncelere sahip olmak durumunda değiliz. Tek tip düşünce sadece diktatör rejimlerde olur, totaliter rejimlerde olur. Biz çoğulcu geleneğe sahip bir milletiz. Farklılıkları bir arada yaşatma tecrübemizin bu topraklarda bin yıllık bir geçmişi var. Bu yüzden dostluk kollarımızı sonuna kadar açıyoruz. Bu mücadelede en büyük güvencemiz 79 milyon vatandaşımızın birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir.”
AK PARTİ KONGRESİ DENİLİNCE DEMOKRASİ BAYRAMI HATIRLANIR
Yıldırım, huzurunda el bağlayacakları tek divanın halkın ve milletin divanı olduğunu ifade ederek, parti olarak ilk günkü aşklarından, enerjilerinden ve dayanışmalarından asla taviz vermediklerini söyledi.
Geçmişte AK Parti’ye yönelik birçok operasyon yapılmaya çalışıldığına, fitne ve fesat odaklarının da hiç boş durmadığına dikkati çeken Yıldırım, “Bu süreçte de diğer partiler iç hesaplaşmalarla vakit öldürürken, biz bugüne kadar olduğu gibi tek bir fitne üretme girişimine bile pirim vermeden, içimize yönelik çabalara kıymet vermeden yolumuza kararlılıkla devam ettik. 2. olağanüstü kongremiz bunun en güzel misalidir. Türkiye’de kongreler denilince sandalyelerin, masaların havada uçuştuğu anlar hatırlanır, AK Parti kongresi denilince adeta bir demokrasi bayramı hatırlanır. AK Parti bu yönüyle de siyasete kaliteyi, kardeşliği getiren partinin adıdır.” diye konuştu.
MUHALEFETİN GÜÇ KAZANMASI İKTİDARI DA DİNAMİK YAPAR
AK Parti’nin kurucu lideri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde tüm vesayet odaklarıyla mücadele ettiklerini vurgulayan Yıldırım, ülkenin ve partinin birliğine halel getirmediklerini kaydetti.
Yıldırım, muhalefet partilerinin gırtlak gırtlağa kavgaları bastırmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti’ye çamur attığını ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kardeşim kendi içinizde birlik olun. AK Parti’yi örnek alın. Kendi içinizde konumunuzu güçlendirmek için illa Cumhurbaşkan’ımızı ve AK Parti’yi hedef almanız gerekmez. Millete bakın ve milletin sesine kulak verin. Attıkları çamur her seferinde yüzlerine bulaşıyor ve battıkça batmaya devam ediyorlar. Biz siyaset istiyoruz, biz muhalefet istiyoruz. Türkiye’de muhalefetin güç kazanması ve seviye yükseltmesi iktidarı da dinamik yapar. İktidarında enerjisini daha artırır. Ne yazık ki bugün siyasette alternatif muhalefet değil AK Parti’nin alternatifi yine AK Parti’dir.”
BAYRAĞINIZI SAKLAMAYIN, BAYRAĞI ARTIK ÇIKARIN
AK Parti’de benlik davasının olmadığına, sadece nöbet değişimi ve hizmet yarışının olduğuna işaret eden Yıldırım, AK Parti siyasetinin mihenk noktasının millet olduğunu söyledi.
Yıldırım, beraber yürüttükleri mücadeleyi yol arkadaşlığı ve dava arkadaşlığı olarak görmenin, AK Parti’yi diğer partilerden ayırdığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“AK Parti teşkilatı Türkiye’nin 81 ilinde vardır ve dinamiktir. Şimdi Doğu’da ve Güneydoğu’da terörle amansız mücadele ediyoruz. Allah’a şükür devlet, şefkatiyle, gücüyle bütün güvenlik yönüyle, her bakımdan inisiyatifi ele almıştır. Terör örgütünün şehirlerdeki varlığı sona erdirilmiştir. Şimdi şehirler dışında, kırsal alanda da aynı şekilde tek bir terör hadisesi olmayıncaya kadar bütün güvenlik güçlerimiz didik didik her deliği, her köşeyi arayacak, milleti rahatsız eden, can ve mal güvenliğini tehdit eden bu şer odaklarının bütün yuvalarını yıkacak. Bunda kararlılığımız tamdır. Şimdi benim siyasi rakiplerimize bir çağrım var; madem Türkiye’nin milletiyle bölünmez bütünlüğünü, sınırlarının değişmezliğini her fırsatta anlatıyorsunuz, peki Doğu’da ve Güneydoğu’da Türkiye’yi bir ve beraber tutmak sadece AK Parti’nin işi mi? Sizin siyaset alanınız Ankara’nın batısı mı? Gelin her şey müsait, güvenlik şartları yerinde, huzur, kardeşlik var, artık gelin teşkilatlarınızı kurun, Türkiye’nin kardeşliğini, birliğini, beraberliğini siz de orada yüksek sesle haykırın. Bayrağınızı saklamayın, bayrağı artık çıkarın Cudi’nin Dağı’nda dalgalandırın, ay yıldızlı bayrağı. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Bu mesele AK Parti’nin meselesi değildir, Cumhuriyet Halk Partisinin de meselesidir, Milliyetçi Hareket Partisinin de meselesidir.”
HDP’nin bir Türkiye partisi olması ve Türk milletinden gerekli onayı alması için terörün her türlüsüne açıkça karşı çıkması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Bunu da milletin huzurunda, milletle paylaşması lazım. Siz onlarca masum insanın hayatına kasteden, kahpece öldüren teröristin cenazesine gitmeye devam ederseniz Türkiye’de, Türk milleti de size hak ettiğiniz cevabı verecektir.” dedi.
Yıldırım konuşmasında, Meclis’in milletin sesinin yeri olduğuna dikkati çekti.
Meclisteki sesin asla terörün sesi olmayacağını vurgulayan Yıldırım, “Bundan yol yakınken bu arkadaşlarımız vazgeçsin, milletin sessizliğini yanlış okumasın. Milletin sessizliği adeta sonunda önünde durulamayacak büyük bir tufana dönüşür. O yüzden bizim istediğimiz, ülkemizde bir olalım, beraber olalım, farklılıklarımızı zenginlik olarak görelim, ortak yönlerimizi daha fazla ön plana çıkaralım.” ifadesini kullandı.
Terör olaylarında şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralanan gazilere ise uzun ömürler dileyen Başbakan Yıldırım, “Şehitlerimiz Türkiye’nin bayrağındaki yıldız gibi parlamaya devam edecek, onlar bizim, her birimizin gönlünde müstesna yerini almıştır.” diye konuştu.
Yıldırım, şehit yakınlarının emanet olduğunu ve onlara hiç bir zarar gelemeden bakılmaya devam edeceğini bildirdi.
Muhalefet partilerini Güneydoğu’da siyaset yapmaya davet eden Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin neresine gidersek gidelim AK Parti bayrağını görürsünüz. Şimdi artık diyoruz ki bunun yanına diğer muhalefet parti bayrakları da asılsın. Bu, Türkiye’nin birliğinin, beraberliğinin, ortak geleceğinin en büyük göstergesi olacaktır. Siyasi partilere, muhalefet partilerine bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız, yeter ki gelin Güneydoğu’da da siyaset yapın. Böylece terörle mücadelemiz daha kolaylaşacak, milletin birliği, beraberliği konusunda çok daha güçlü olacağız. Bir siyasi parti olarak rakiplerini, açık ara farkla siyaset yaptığı bir bölgeye davet etmek belki siyaseten çok uygun düşmeyebilir ama biz siyaset için, gelecek için, Türkiye’nin birliği, beraberliği ve kardeşliği için çalışıyoruz. Onun için de rakiplerimize böyle bir daveti yapıyoruz.”
AK Parti’nin büyümeye, gelişmeye devam ettiğine işaret eden Yıldırım, “Bizi Türkiye sevdamız bir araya getirdi, biz bir dava üzerinde bir araya gelmiş Ak kadrolarız. Bu dava milletin davasıdır, milletimizle aramızdaki bağlar ebediyete kadar devam edecek bağlardır.” dedi.
Siyasetlerinin öznesinin millet, AK Parti siyasetinin ise çözüm siyaseti olduğuna değinen Yıldırım, insanlar arası ilişkilerde, toplum, millet ilişkilerinde asıl olanın adalet ve hukuk olduğunu belirtti.
HDP AYAĞINI KALDIRIYOR, CHP ONUN YERİNE BASIYOR
Başbakan Yıldırım, büyük bir insanlık dramının yaşandığı Suriye’den Türkiye’ye sığınanlarla ilgili son günlerde utanç verici tartışmaların yaşandığını söyledi.
Bu tartışmaların Türkiye’nin mazisine yakışmadığına dikkati çeken Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Üzülerek söylüyorum ki birileri yine Cumhurbaşkanımıza muhalefet edeceğim diye maalesef nefret tohumlarını ekmeye devam ediyor.
Vatansız, evsiz, barksız kalmış, sığınacak bir güvenli liman arayan, ölümden kaçan onurlu, şerefli insanlara dönük maalesef bu merhametsizce suçlamalar, ifadeler Türk milletinin ne genlerinde ne de geleneğinde vardır. Biz eğer Suriyeliler başta olmak üzere bütün zorda kalmışların imdadına koştuysak, koşuyorsak, bunu insanlığımızın, inancımızın bir gereği olarak yapıyoruz.”
Bütün mazlumların önce Allah’a sonra 79 milyona emanet olduğunu ifade eden Yıldırım, “Zulme uğramış, evsiz, yurtsuz , yuvasız kalmış insanlara dönüp bakmamayı bazıları kendisine yakıştırabilir ama AK Parti olarak bizler bunu asla kabul etmeyiz.” dedi.
Yıldırım, bu konuda muhalefet partilerini eleştirerek, şunları kaydetti:
“Son günlerde adeta bir nefret suçu işler gibi bir ittifak kurulduğunu görüyoruz, HDP ile MHP temsilcileri bile bazen bu konuda aynı şeyleri söylüyor. Sayın Bahçeli ile Sayın Demirtaş aynı cümleleri kuruyorlar. MHP Genel Başkanı için bu durum hiç de kabul edilebilir bir şey değildir. CHP zaten HDP çizgisine çoktan girmiş durumda, maalesef her türlü siyasi demeçlerinde, her türlü siyasi faaliyetlerinde HDP ayağını kaldırıyor, CHP onun yerine basıyor.”
Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 11 soru sorduğunu anımsattı.
Bu soruların, “DEAŞ örgütüne bir müsamaha ile yaklaşıldığı” ve “DEAŞ örgütüne karşı gereken tedbirlerin alınmadığı” yönünde olduğuna değinen Yıldırım, “Bunlar doğru değil. Neden doğru değil? DEAŞ örgütünü daha bir çok dünya ülkesi bilmezken, Türkiye bunlarla ilgili tehditlere dikkat çekmiş, 50 binin üzerindeki şüpheli listesini 144 ülkeyle paylaşmıştır. 3 bin 500 civarında şüpheliyi de geldikleri ülkelere göndermişlerdir. Bin 600 tanesini de tutuklamış ve hakkında hukuki işlem başlatılmıştır. Hal böyleyken hala maalesef Sayın Kılıçdaroğlu aynı Kirkor’un gaydasını çalıyor.” ifadesini kullandı.
BUNLAR TÜRK SİYASETİNE YAKIŞMIYOR
Başbakan Yıldırım, Suriye tezkeresinin 2014 yılında Meclisten geçtiğini hatırlatarak, tezkere tutanaklarında, tezkerenin amacında “Suriye’de DEAŞ’e karşı, PKK’ya karşı mücadele için yetki istendiğini” bildirdi. Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Orada DEAŞ’ın adı geçiyor, PKK’nın adı geçiyor, her şey net. Bizim hazret ne yapıyor, tezkereye karşı ‘hayır’ oyu veriyor. Ondan sonra da bize ‘siz DEAŞ’a göz kırpıyorsunuz’ diye laf ediyor. Allah ıslah etsin, millete havale ediyorum, başka ne diyeyim. Her zamanki gibi tornistan alışkanlığını yine sürdürüyor. Bizim bunlarla kaybedecek vaktimiz yok. Bunların söylediklerini, yanlışlarını tekrarlamaktan başka yaptıkları hiç bir siyaset yoktur, onun için millet gerekli desteği vermiyor, güveni vermiyor ve yine görevi AK Parti’ye tevdi ediyor. Bunlar Türk siyasetine yakışmıyor. Türk siyaseti artık sorunların tanımlarını değil, sorunların çözümlerini tartışan bir siyaset istiyor.”
Ortada bir terör sorunu olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Şu terörist ‘sizin müzahir olduğunuz terörist’, bu terörist ‘bizim karşı olduğumuz terörist’ gibi bir anlayış içerisinde biz bu mücadeleyi sürdüremeyiz. Buradan da ülkeye bir fayda gelmez. Sorunları tartışmayalım. Çözümleri tartışmaya varız. Burada eğer Türkiye’nin geleceği için, Türkiye’nin daha ileri noktaya gelmesi için, sorunların torunlara havale edilmemesi için bir fikriniz varsa, söyleyeceğiniz bir şey varsa buyurun söyleyin, biz de gereğini yapalım.” diye konuştu.
100 MİLYONU GEÇEN BİR TÜRKİYE OLACAĞIZ
Yıldırım, bin senedir bir arada yaşama tecrübesine sahip olunduğuna değinerek, kimsenin tarihi ve etnik renkliliği asla küçük göremeyeceğini, bu çeşitliliğin ülkenin zenginliği olduğunu belirtti.
Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye’nin 13 milyon nüfusa sahip olduğunu, bugün 79 milyon, yurt dışında yaşayanlar dahil edildiğinde ise 85 milyon nüfusa ulaştığını vurgulayan Yıldırım, “İnşallah önümüzdeki cumhuriyetin 100’üncü yılını aşarken, 2100 yılına doğru giderken 100 milyonu geçen bir Türkiye olacağız.” dedi.
Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik edep dışı eleştiri ve hakaretleri AK Parti olarak bir kez daha şiddetle kınadıklarının altını çizerek, milletin düşene el uzatma, misafirperverlik, alicenaplık gibi fazilet hislerini en üst perdeden dillendirmeye devam edeceklerini bildirdi.
BEYİN GÖÇÜNÜ GERİ ÇEVİRMEK İÇİN KANUN ÇIKARIYORUZ
Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi konusunun yerli yersiz tartışıldığına işaret eden Yıldırım, şunları ifade etti:
“Bu konuda gereken açıklamalar yapılmasına rağmen bir art niyetin olduğu, kimsenin derdinin Suriyelilerin geleceğinin ne olacağı olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Vatandaşlık bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Yıllardır insanlık tarihinden beri var olan bir şeydir. Ülkeler vatandaşlığa kabul ederler, vatandaşlıktan çıkarırlar. Bunların kuralları, standartları, şartları vardır. Elbetteki bu şartları sağlayan herkes vatandaşlığa alınır. Ancak belirli suçlara karışmış, terör suçuna karışmış veya başka şekilde kanun dışı işlemleri olanların asla ve asla vatandaşlığa alınması söz konusu olmaz.
Vatandaşlığa almak demek, o ülkenin insan gücüne değer katmak demektir. Eğer Türkiye’nin değerine değer katacaksa, Türkiye’nin ekmeğini büyütecekse, Türkiye’nin akıl terine, alın terine ilave bir değer getirecekse tabii ki sadece Suriyelileri değil, bu ülkeye katkı sağlayacak herkesi seve seve vatandaş yaparız. Onun için kanun çıkarıyoruz. Beyin göçünü geri çevirmek için kanun çıkarıyoruz, Turkuaz Kart veriyoruz, pasaport veriyoruz, oturma izni veriyoruz.”
Suriyelilerin Türkiye’ye geleli 4 yıl olduğunu hatırlatan Yıldırım, geçici oturma ve çalışma izni verdiklerini belirtti.
Yıldırım, yılda 900 bin sağlık hizmeti alan, 150 bin de okullarda eğitim gören Suriyeli olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yüz binin üzerinde doğum oluyor. Bu ülkede doğan bir insanı ‘sen burada doğdun ama biz seni tanımayız’ deme şansımız var mı, bu insanlığa sığar mı? Onun için bu tartışmalar anlamsızdır. Bu tartışmalar maalesef o alışık olduğumuz, ‘aman biz bir açık yakaladık buradan AK Parti’ye saldıralım, Cumhurbaşkanımıza saldıralım’ tartışmasının ötesinde bir şey değildir. Bizim milletimizin kanaati bellidir, nettir. Bizim gönlümüz ganidir. Bu memleketin aşını, ekmeğini nasıl bölüştüysek, ekmeğini büyütmek için gerekirse nüfusumuzu da artıracağız, vatandaşlarımızın sayısını da artıracağız. Dostluk halkasını olabildiğince genişleteceğiz. Hedefimiz budur. İçeride ve dışarıda dostluk çemberini genişleteceğiz. Dışarıda bunu yapmaya başladık. İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizi normale döndürdük. Ama eminim ki Suriye ile de biz normal ilişkilere döneceğiz. Buna ihtiyacımız var. Terörle mücadelenin başarısı için Suriye ve Irak’ın istikrara kavuşması gerekiyor ve güçlü bir siyasi yönetime, oradaki kardeşlerimizin tamamını temsil eden bir yönetime geçmesi gerekiyor, bu kaçınılmazdır.”
Bunun “geç kalmış bir iş” olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bu kadar insan hayatını kaybettikten sonra, 9 milyon insan yurdunu, vatanını terk ettikten sonra artık bu inadın sürdürülmesi bir insanlık suçu olarak karşımızda durmaktadır. O bakımdan bölgedeki bütün hakim ülkelerin, koalisyon güçlerinin, stratejik ortaklarımızın yaşanan durumu bir kez daha değerlendirmesini, bir an önce bölge üzerindeki rekabeti bir tarafa bırakarak insanlığın yok olmasına daha fazla göz yummamalarını, bütün Tük milleti olarak, bütün insanlık olarak bekliyoruz. Bugün terörden şikayet ediyorsanız, bugün terör herkesin korkulu rüyası haline geldiyse bunun arkasında bu ülkelerdeki istikrarsızlık var.”
Yıldırım, DAEŞ’in, Irak’ın işgalinden sonra ortaya çıktığını, bugün Irak işgalinin yanlış olduğunu söyleyip günah çıkarmaya çalışanların, verdikleri yanlış kararın bedelini bölge halkına ödettirmeye çalıştığını, bunu da tarihin sorgulayıp yargılayacağını belirtti.
Suriye ile Irak ile Karadeniz’i çevreleyen bütün komşularla en iyi ilişkileri geliştirmenin vazgeçilmez ve önemli hedeflerinden olduğunu vurgulayan Yıldırım, aynı coğrafyanın paylaşılarak birlikte yaşandığını, dayanışma içerisinde zor günlerin atlatıldığını, güzel günlerde de her şeyi paylaşarak bölgenin refahı ve mutluluğu için çalıştıklarını söyledi.
Geleceğin birlik, beraberlik, iyi komşuluk ve kardeşlikte olduğunun altını çizen Yıldırım, “Gelecek ayrılıkta değil birliktelikte.” dedi.
AK PARTİ 50 SENE KONUŞULAN İŞİ 3,5 SENEDE HALLETTİ
Türkiye’de ekonomik istikrarın gelişmeye devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, Türkiye’nin AK Parti ile büyüdüğünü ve emin adımlarla 2023 hedeflerine doğru yürüdüğünü anlattı.
Yıldırım, güven ve istikrarı iki sihirli kelime olarak nitelendirerek, “Geçtiğimiz 14 yıla baktığımız zaman her şey burada gizlidir. Eğer ülkede güven, istikrar, güçlü siyasi irade varsa her şey oluyor. Geçen bayram öncesi Osman Gazi Köprüsü’nü açtık. Dünyanın en büyük köprüsü. Bayram boyunca milletimiz bayram etti, İzmit’te, yollarda, gemilerin kuyruklarında heder olmadı. 9 gün içerisinde bir milyon insanımız o köprüyü kullandı. Bundan daha büyük mutluluk olur mu kardeşlerim? Vatandaş 4 dakikada İzmit Körfezi’ni geçiyor. İşte lafla peynir gemisi yürümüyor. Hizmet edeceksiniz. Vatandaşın hayatını kolaylaştıracaksınız, vatandaşın yaşam kalitesini arttıracaksınız. O köprüleri bizim vatandaşlarımız yurt dışında gördüklerinde imrenirdi, ‘Onlarda var bizde ne zaman olacak’ derlerdi. İşte AK Parti geldi, 50 sene konuşulan işi 3,5 senede halletti gitti, sessiz sedasız.” diye konuştu.
Mega projelerin milletin hizmetine verileceği bir yıl yaşanacağını ifade eden Yıldırım, 26 Ağustos’ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılacağını, 20 Aralık’ta Marmaray’ın kardeşi Avrasya Tüneli’nin hizmete gireceğini bildirdi. Yıldırım, Avrasya Tüneli’nin dünyanın en derin tüneli olduğunu belirterek, yapıyı “mühendislik harikası” olarak niteledi.
Söz konusu yatırımların Türkiye’de hayal bile edilemeyen hizmetler olduğuna işaret eden Yıldırım, “Hayaller gerçek oldu diyoruz ya, laf değil. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyarak geliyoruz. Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi de trenleri, arabaları denizin altından geçiriyor. Bu millete yakışan da budur. Allah’a şükür arkamıza baktığımızda o kadar övünülecek eserler yapmışız ki milletimizin onun için karşısına alnı ak, başı dik olarak gidiyoruz. 15 yıldır, inşallah bundan böyle de kendimizi yenileyerek, Türkiye’nin ihtiyaçlarını görerek, ülkenin geleceğini okuyarak aynı kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
ATATÜRK HAVALİMANI VE SABİHA GÖKÇEN REKOR KIRDI
Yılıdırm, Türkiye’yi 14 yılda krizlerden, büyüyen, gelişen bir ülke haline getirdiklerini anlatarak, Türkiye’yi Avrupa’nın 6’ncı, dünyanın 17’nci en büyük ekonomisi konumuna ulaştırdıklarına işaret etti.
Güven ve istikrar sayesinde üretimde, yatırımda, istihdamda, ihracatta rekor üzerine rekor kırdıklarına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
“Efendim, ‘Bu sene 2016, Rusya ile aramız bozuldu 2015’te, İsrail’le böyle, bölgede savaş var, turizm çöktü…’ Daha geçen bayramda Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen rekor yaptı, rekor. Cumhuriyet tarihinin rekorunu yakaladı. Bir günlük trafik bin 435’in üzerine çıktı Atatürk Havalimanı’nda. Ben ilk defa Ulaştırma Bakanı olarak göreve başladığımda, dikkatinizi çekiyorum, Türkiye’nin semalarındaki uçak sayısı sadece bindi. Bin uçak, bütün semalarından geçen ve inip kalkan uçak sayısı. Sadece Atatürk Havalimanı bin 435. İşte Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin göstergesi. Bu yüzden biz dünyanın en büyük havalimanını İstanbul’a yapıyoruz. Çünkü Türkiye, İstanbul havacılığın merkezi oluyor. 2002’de sadece bir milyon transit yolcu vardı İstanbul’da, bugün 30 milyon. Afrika’dan, Uzakdoğu’dan, Ortadoğu’dan, kuzeyden, batıdan gelen herkes İstanbul’da buluşuyor, gideceği yere oradan gidiyor. Bunda şaşacak bir şey yok. Tarih de böyle diyor. Tarihi ipek yolunun buluştuğu yer, medeniyetlerin buluştuğu yer, kuzeye, güneye, doğuya, batıya dağıldığı yer İstanbul’dur, Türkiye’dir, Anadolu coğrafyasıdır. Tarih tekerrürden ibarettir. Şimdi artık zenginlik noktaları batıdan doğuya doğru hicret ediyor. Batıya giderken de Türkiye’den geçiyor, doğuya giderken de Türkiye’den geçiyor. Petrolümüz yok, mutlak üstünlüklerimiz belki yok ama mukayeseli üstünlüğümüz coğrafyamızıdır, genç ve dinamik nüfusumuzdur. Bu bizim en önemli gücümüz, tükenmeyen kaynağımızdır.”
Türkiye’ye ve Türk milletine güvendiklerini belirten Yıldırım, yarının bugünden daha da güzel olacağına inancını dile getirdi.
Yıldırım, son 14 yılda ekonomiyi 4,7 kat büyüttüklerini, ihracatı ise 4 katına çıkarttıklarını belirterek, 1984-2002 arasında 14 milyar değerindeki yabancı yatırımın, 2003’ten bugüne 167,5 milyara ulaştığını bildirdi.
Herkesin rahat ve müsterih olmasını isteyen Yıldırım, “Ekonomideki bu şahlanış, bu yükseliş devam edecek. Tıkır, tıkır çalışıyor. Maliye, hesaplar, kitaplar gayet yerinde. Büyümeye, yatırıma devam ediyoruz. Ekonomimiz büyüyor, milletimizin yüzü gülüyor. Daha da iyi olacak.” diye konuştu.
Yıldırım, Meclis çalışmalarının sürekli engellendiğini ve bu durumun kimseye bir fayda getirmeyeceğini bildirdi.
Yıldırım, milletin, verilen sözlerin yerine getirilmesini beklediğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Mecliste de adalet lazım. Milletin verdiği hakkı, herkesin hakkına razı olarak kullanması lazım. Bu içtüzüğün mutlaka değişmesi lazım. Aksi halde verimsiz bir şekilde Meclis çalışmaları devam ediyor. Bu, sürdürülebilir bir şey değil. İnşallah bu sefer son bir fırsat bir araya gelecekler, konuşacaklar ve bir ortak zeminde buluşurlar. İster buluşurlar ister buluşmazlar, bizden günah gitti. İsteriz ki buluşsunlar, anlaşsınlar, bunu tercih ederiz ama değilse bile bu hal, hal değildir, sürdürülebilir değildir. Mutlaka bunun normal şartlara gelmesi lazım.”
Yıldırım, milletin, bu geciktirmenin hesabını gelecek seçimlerde keseceğini kaydederek, görüşülecek konuyla ilgili tüm fikir ve önerilere açık olduklarını belirtti.
“Onlar eleştiriyor, biz e-leştiriyoruz.” diyen Yıldırım, halkı “e-Devlet”le devlet kapısına gidip gelmekten kurtardıklarını dile getirdi.
Yıldırım, hükümet olarak daha fazla üreteceklerini ve ürettiklerini adaletle dağıtacaklarını vurgulayarak, “Adelet ve hakkaniyet temelinde kalkınacağız. Yatırıma istihdama, ihracata olan önceliğimiz devam edecek. Bu dönem, gerçek ekonomiye her türlü desteğin daha fazla verildiği dönem olacak. İş kurmak isteyenin önüne adeta turkuaz halı sereceğiz. Bunun gereğini yapıyoruz.” ifadesini kullandı.
İçeride ve dışarıda gelişen olumsuzluklara rağmen yollarına hız kesmeden devam ettiklerine işaret eden Yıldırım, Türkiye’nin, dünyada kesintisiz büyüyen ekonomilerden biri olduğuna dikkati çekti.
Yıldırım, bir yandan ekonomiyi büyütürken bir yandan da ilave istihdam oluşturduklarına dikkati çekerek, mart ayında işsizliğin tekrar düşme eğilimine girdiğini ve bu oranın yüzde 10.1’le son 8 ayın en düşük seviyesine ulaştığını aktardı.
2019’DA BUNUN HESABINI DA MİLLETE VERECEKSİNİZ
AK Parti’nin, dünyanın en büyük siyasi organizasyonlarından biri olduğuna değinen Yıldırım, bu çatı altında olmaktan her zaman gurur duyduğunu ifade etti.
Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünlere getirdiği AK Parti’nin, Türkiye’nin yegane geleceği ve umudu olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yeni dönemi, Türkiye’nin çözüm bekleyen sorunları için en doğru duruşu sergileyerek değerlendireceğinizden hiç şüphem yok. Anayasa başta olmak üzere bu sistemin değişme iradesi yine AK Parti’nin eliyle olacaktır. Biz ‘gelin yeni Anayasa yapalım’ diyoruz, her biri bir kenara çekiliyor. Bugün yan çizebilirsiniz, geri durabilirsiniz ama 2019’da bunun hesabını da millete vereceksiniz. Bunun da sorumluluğunun üzerinizde olduğunu bilmelisiniz.”
Yıldırım, 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçimlerinde engellemelerle karşılaştıklarını hatırlatarak, bu durum karşısında seçimleri halka taşıdıklarını ve halkın bu yükü üzerine aldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı’nın millete karşı sorumlu olduğuna işaret eden Yıldırım, Erdoğan’ın milletin geleceğiyle ilgili her türlü konuya hakim olduğunu vurguladı.
Yıldırım, Anayasadaki durumun fiiliyatla aynı hale getirilmesi gerektiğini belirterek, “Halkın seçtiği, halkın desteğini alan, halka hesap verme mesuliyeti duyan bir Cumhurbaşkanı, bir de sorumsuz diye tanımlanmış bir Cumhurbaşkanı var. Bu çelişkiyi artık Türkiye taşıyamaz, bunu değiştirmek zorundayız. Efendim ‘Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişiği kesilir’. Peki nasıl aday gösteriyorsun? Parti göstermeden aday olamıyor. Bu çağda bu garabet Türkiye’ye yakışmıyor. Bu konuyu başka yöne de çekmenin bir alemi yok.” dedi.
Ülke bütünlüğü ve birliğiyle ilgili hiçbir sorunun olmadığının altını çizen Yıldırım, sadece yönetişimdeki çarpıklığı gidermek istediklerine işaret etti.
AK PARTİ’NİN ALEYHİNE YAYIN YAPANLARIN ORANI YÜZDE 50’DEN FAZLA
AK Parti’nin diktatörleştiği, basın özgürlüğünün kalmadığı yönündeki iddialara değinen Yıldırım, “Bugün AK Parti aleyhine yayın yapanların oranı yüzde 50’den fazla. Biz bir şey mi diyoruz. Olacak, demokratik ülkedeyiz. Herkes istediğini söylesin ama hakaret etme hakkı yok. Hukuka herkesin saygı göstermesi lazım.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu, hukuk devletinde de asla geçiş üstünlüğünün bulunmadığını ve herkesin hukuk karşısında eşit olduğunu belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de savcılıkta ifade vereceğini hatırlatan Yıldırım, şunları ifade etti:
“Sayın Bahçeli’yi tebrik ediyorum. Daveti aldı ve bugün gitti savcıya ifadesini veriyor, örnek davranış. Afra tafra yapan, milleti sokağa çağıran diğer muhalefet liderlerine söylüyorum. Hukuktan, Türk adaletinden korkmayın. Haklıysanız sonunda istediğiniz olacak. Hukuka meydan okuyarak, sokağa davetiye çıkararak ülkeye örnek olamazsınız, iktidar alternatifi olamazsınız. Eğer Türkiye bir hukuk devleti olacaksa, demokrasiyi daha da ileriye götürecekse en önce siz örnek olacaksınız. Gideceksiniz, davet edilen yerde savunmanızı, ifadenizi vereceksiniz. Ondan sonra da sen sağ, ben selamet. Onun için kimse provokatif hareketlere girişmesin, kimse kendisini Türk adaletinden daha üstün görmesin.”
AK Parti olarak 15 yıldır millete verdikleri her sözü yerine getirmenin huzuru ve mutluluğu içinde olduklarını belirten Yıldırım, AK Parti’nin kendini yenileyen, değişen şartlara, ülkenin ihtiyaçlarına göre durumdan vazife çıkarıp gücünü millete hizmet olarak dönüştüren bir kadroya sahip olduğunu kaydetti.
Yıldırım, teşkilat üyelerine çalışmaları dolayısıyla teşekkür etti.