Davutoğlu, Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmasına, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, ailelerine ve millete sabır ve metanet dileyerek başladı.
Başbakan Davutoğlu, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde 3 Kasım 2002 tarihinde milletten aldığı emaneti layıkıyla temsil eden AK Parti hareketinin mensubu olmaktan ve sizlerle aynı safta omuz omuza olmaktan büyük onur duyuyorum” diyen Davutoğlu, “Bu kadro büyük Türkiye davasını omuzlamış bir kadrodur. Sizler gibi doğru yol arkadaşlarıyla bütün şeytani odaklara karşı, bütün hile ve tuzaklara karşı Türkiye’nin hukukunu koruyan bu harekete hizmet etmekten daha değerli hiçbir şey yoktur. Hiç şüphesiz milyonların desteğiyle, rızasıyla, emeğiyle, gözyaşı ve dualarıyla var olan bu hareket, tüzüklerle, kurullarla, mevzuatla, prosedürle varlık kazanmış bir partiden çok daha fazlasıdır.” dedi.
Bu hareketin “nevzuhur bir hareket değil, 200 yıllık mücadelenin zafer sembolü” olduğunu belirten Davutoğlu, “AK Parti, nesillerce ödenen bedellerin neticesidir. Hiçbir tartışmaya, hesaba, makama kurban edilmeksizin korunacak en kıymetli emanetimizdir. AK Parti, büyük bir davanın adıdır.” diye konuştu.
Bu davanın, yeryüzünün sorumluluğunu taşıyan, bütün mahlukata karşı kendini sorumlu sayan büyük ve onurlu bir Türkiye davası olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Türkiye ise sadece bizim ülkemiz, vatanımız, evimiz, yurdumuz değil aynı zamanda yüz milyonlarca mazlumun yüzünü döndüğü umudun adresidir. Biz bu ülkeyi, bu vatanı, bu devleti büyük bedeller ödeyerek kurduk ve savunduk. Allah’ın izniyle kıyamete kadar burada bu vatanı hak etmiş olarak yaşayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin adaletin ve merhametin yurdu olduğunu; bu ülkeye, vatana, toprağa, aşkla, imanla, sadakatle bağlı bir kadro olduklarını dile getiren Davutoğlu, bu ülkeye hizmet etmekten daha ulvi bir dava, insanlığa hizmet etmekten daha yüksek bir makam ve mevki tanımadıklarını kaydetti.
SEVİNÇ ÇIĞLIKLARI ATANLARI HATIRLAYIN
“3 Kasım 2002 ile 1 Kasım 2015 tarihi arasında verilen destansı mücadelenin hangi badirelerden geçerek bugünlere geldiğini çok iyi biliyorsunuz.” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2007 Cumhurbaşkanlığı krizi, 27 Nisan e-muhtırasını, AK Parti’ye açılan kapatma davasını, gezi eylemlerini, 17-25 Aralık yargı darbesini, 6-7 Ekim olaylarını hatırlıyorsunuz. Bu zorlu dönemeçlerden Allah’a ve millete yaslanan kararlı ve dürüst bir siyasetle çıktığımızı hatırlıyorsunuz. Biz bu badireleri doğru yerde durmaya devam ederek, bu kadroların samimiyetine ve milletin desteğine güvenerek aştık. Biz bu kritik kavşakları milletin asli gündemini ıskalamayarak, siyaset mühendisliklerine prim vermeyerek dosdoğru bir siyasi kararlılıkla geçtik.
AK Parti’nin milletin iradesinden doğan siyasetini engelleme çabaları bugün de aynı şekilde devam ediyor. 7 Haziran sonrasında ‘AK Parti’nin artık sonu geldi’ diyerek sevinç çığlıkları atanları hatırlayınız. Onlar aslında Türkiye’nin 2002’den bu yana yazmakta olduğu büyük destanın sona ermesine seviniyorlardı. Onlar aslında milli iradenin sesinin yeniden kesilebileceğine, siyasetin üzerinde yeniden vesayet hesapları yapılabilir hale gelmesine seviniyorlardı. Ama hepiniz gördünüz, şahit oldunuz millet de şahit oldu, biz dik durduk ve heveslerini kursaklarında bıraktık. ‘Bu ülkeyi hükümetsiz bırakmayız’ dedik elimizi taşın altına koyduk. Diğer partiler görevden kaçarken biz ‘milletin verdiği her görev başımızın üstündedir’ dedik ve bu yola baş koyduk.”
Normalde bir araya gelmesi imkansız terör örgütlerinin bir yerden düğmeye basılmış gibi eş zamanlı olarak harekete geçtiklerini dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Sadece bu ülkenin insanlarına saldırmadılar. Ülkemizin istikrarına, insanlarımızın kardeşliğine saldırdılar. Bizi 78 milyonluk bir aile yapan birliğimize, dirliğimize saldırdılar. Bu saldırılara karşı dimdik durduk ve dedik ki ‘Türkiye sahipsiz değildir, terör örgütlerinin bu ülkeyi esir almasına asla izin vermeyiz.’ ‘Biz bir seçim hükümetiyiz, bizim görevimiz ülkeyi seçime götürmekle sınırlı’ demedik. ‘Madem ki Türkiye saldırı altındadır, karşılarına çıkmak bizim görevimiz’ dedik. Milletimiz, AK Parti’nin Türkiye’nin yegane siyasi umudu olduğunu bir kere daha gördü” diye konuştu.
AK Parti’nin Türkiye için siyaset yapan, ülkeyi yönetme sorumluluğunu sonuna kadar hisseden ve bunun gereğini cesaretle yapan yegane parti olduğunu halkın taktir ettiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
“1 Kasım’da milletin oylarıyla bir destan yazdık. Milletimiz bir kez daha ‘AK Parti’ dedi. Bunu sizler, bizler başardık. Bunu memleket şuuruyla, hizmet aşkıyla, sorumluluk duygusuyla ve ilkeli siyasetimizle kazandık. Bunu ülkemize hizmet etmekteki samimiyetimizle kazandık. Seçimde milletimize 2002’den bu yana sürdürdüğümüz atılımları daha ileri seviyelere taşıyacak yeni reformların sözünü verdik, milletimiz bize inandı, biz de sözümüzün arkasında durarak 3 ay gibi kısa süre içinde bütün vaatlerimizi yerine getirdik. Türkiye’ye yakışan özgürlükçü, demokratik, adil bir anayasa sözü verdik, inşallah bu sözümüzün de gereğini yerine getireceğiz. AK Parti verdiği hiçbir sözden kaçmamıştır, kaçmaz. Başka partiler seçimde önce söyler sonra unutur ama AK Parti verdiği hiçbir sözü unutmaz. Allah’a şükürler olsun, bugüne kadar milletimize mahcup olmadık, inşallah bundan sonra da mahcup olmayacağız.”
Ülkelerin iç çatışmalarla yok edildiğini belirten Davutoğlu, “Ahlaksız bir çıkar çatışmasının sonucu olarak insanlar kıyıma uğratılıyor. Moğol saldırıları, Haçlı saldırıları ve birinci dünya savaşında yaşanan acılardan daha fazla acı yaşanıyor, katliam gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar bölgemizin zenginliği olan farklılıklar iç çatışmaya dönüştürülüyor ve bölgenin geleceğini yok edecek nifak tohumları ekiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Paravan örgütlerin bu çatışmanın tarafı haline getirilerek bu sürece taşeronluk yaptıklarını aktaran Davutoğlu, sözlerini, ”Adları, ideolojileri farklı görünse de hepsi bu fitnenin içinde birer hizmetkar görevi ifa ediyor. Bu yüzden bölgenin tek istikrar adası olan Türkiye’yi hedef alıyorlar. Türkiye’yi de bir şiddet sarmalının içine çekmek bir kaos oluşturmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Allah’a hamd olsun, Türkiye tüm bu kirli, kanlı ve ahlaksız saldırılara karşı hak ettiği cevabı verebilecek güçtedir. Çünkü AK Parti iktidardadır.” şeklinde sürdürdü.
Davutoğlu, milletin müsterih olmasını isteyerek, Türkiye’de güçlü bir devletin, istikrarlı bir hükümetin bulunduğunun altını çizdi.
Şer odaklarınca yapılan her saldırı kendilerini derinden üzse de, canlarını acıtsa da bu odakların hak ettikleri cevabı her zaman aldığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “7 Haziran sonrası ortaya çıkan siyasi tablo karşısında, kanlı ellerini ovuşturarak harekete geçen şer odakları bugüne kadar hak ettikleri cevabı aldılar, almaya da devam edecekler.” ifadesini kullandı.
AK Parti hareketinin en önemli hasletinin Anadolu’yu kucaklaması, Anadolu’nun, Trakya’nın, Mezopotamya’nın, Kafkasya’nın çocuklarını birleştirmesi olduğunu kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Bu hareketin en önemli özelliği başından sonuna yerli ve milli olmasıdır. Tepeden tırnağa ayaklarının bu topraklara basmasıdır. Bize her türlü eleştiriyi getirebilirler, olabilir. Her iktidarın doğruları kadar, yanlışları da olabilir. Ama bizim bu topraklara aşkımızı, bu milletle aramızdaki bağı asla sorgulayamazlar. Bizim Türkiye sevdamız onların fitnelerini de boğar, kendilerini de boğar, Allah’ın izniyle. Bizim Türkiye sevdamız onların korkak, yüzsüz, anonim, kişiliksiz ve karaktersiz saldırılarından zerre miktar etkilenmez.”
AK PARTİ MİLLETLE SİYASET YAPAN GELENEĞİN SON HALKASIDIR
AK Parti’nin milletle siyaset yapan geleneğin son halkası olduğunu ve milletten aldığı destekle eski Türkiye defterini kapattığını vurgulayan Davutoğlu, “Eski Türkiye defterini yeniden açmayı hedefleyen sanal şarlatan ve müfterilerin Türkiye’ye ameliyat yapmasına da müsade etmeyeceğiz. Maskeli tetikçilerin, siyaseti desise ve ayak oyunu zannedenlerin her türlü fitne ve fesatından geçmişte olduğu gibi bugün de bizleri Rabbimiz korusun. Bizler küresel odakların ameliyat girişimlerine, tefrika tohumlarına pabuç bırakmadık, Allah’ın izniyle küresel güçlerin çakma, yerli versiyonlarına da asla bırakmayız.” diye konuştu.
AK Parti olarak gözlerini Türkiye’nin büyük hedeflerine diktiklerini belirten Davutoğlu, birilerinin iftira ve kumpaslarla uğraşırken, onların millete daha fazla hizmet etmek için koşturduklarını söyledi.
ELHAMDÜLİLLAH VARTO’NUN HER SOKAĞINA ADIM ATTIM
Ülkenin, milletin ihtiyaç duyduğu reformları birer birer hayata geçirdiklerini aktaran Davutoğlu, tüm illere gittiklerini, gittikleri her ile hizmet ve yatırım götürdüklerini anlattı.
Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Her hafta milletimizle kucaklaşıyor, kuzeyi güneyle, doğuyu batıyla buluşturuyoruz. Cumartesi günü Muş’taydık. Muş’a, kurtuluşunun yıl dönümünde, 1 milyar 28 milyon lira değerindeki 171 tesisin açılışıyla taçlandırmak üzere gittik. Muş’ta da, Varto’da da milletimizle kucaklaştık. Özellikle Varto’da. Hani şimdi Meclis’te terör yapan bazı danışman kılıklı adamların ‘artık burası kurtarıldı’ diye ilan ettikleri Varto var ya, Elhamdülillah her sokağına adım attım. Oradaki her kardeşimle buluştum, çocuklarımızla kucaklaştım, gençlerimizle top oynadım. Ve tek bir şeyi gösterdim; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Varto’dadır ve Türkiye’nin her yerinde hiçbir engel olmadan milletle buluşur.”
Hiçbir şehirin, hiçbir insanın mağduriyet yaşamasın, devletin hizmetlerinden mahrum kalmamasını istediklerini vurgulayan Ahmet Davutoğlu, bunun için çalıştıklarını ve projeler geliştirdiklerini kaydetti.
Türkiye ekonomisini 14 yılda şaha kaldırdıklarını, üretimden istihdama, dış ticaretten yatırıma pek çok alanda topyekun bir kalkınma yaşattıklarını dile getiren Davutoğlu, “Tüm karamsar senaryolara rağmen bu kalkınma, bu şahlanış devam ediyor, devam edecek Allah’ın izniyle.” dedi.
Başbakan Davutoğlu, 2015’te beklentilerin üstünde gerçekleşen büyümenin piyasalara can, ümit verdiğini, yerli ve yabancı yatırımcının Türkiye’nin potansiyeline olan güveninin daha da arttığını belirtti.
Yabancı yatırımcının, 2016’nın ilk 3 ayında toplam 2,6 milyar doların üzerinde menkul kıymet alımı yaptığını, sanayi üretim endeksinin aylardır yüzleri güldürdüğünü ifade eden Davutoğlu, Türkiye’yi 34 yılın ardından tek haneli enflasyonla kendilerinin tanıştırdığını, enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi.
Mart ayı enflasyon oranının piyasa beklentilerinin de altında geldiğini anımsatan Davutoğlu, daha önce “Bu enflasyon daha da düşecek” dediğini, nisan ayında enflasyonun yüzde 6,57 seviyesine kadar gerilediğini, bunun son 3 yılın en düşük seviyesi olduğunu vurguladı.
Bu istikrarın, kararlılığın, AK Parti Hükümetlerinin işini ne kadar ciddiyetle yaptığının göstergesi olduğunu dile getiren Davutoğlu, bu istikrar ve kararlılığın devam edeceğini kaydetti.
Türkiye’yi daha da kalkındıracak reformları bir bir hayata geçireceklerini, küresel ekonominin en önemli aktörlerinden biri yapacaklarını ifade eden Davutoğlu, “Bu aziz milletin refahını, huzurunu daha da artıracağız. Birileri bizi yolumuzdan alıkoymak için sığ gündemlere hapsetmeye çalışıyor olabilir. Biz bunlara takılarak yolumuzdan geri kalmayacağız, bizi yavaşlatmalarına asla izin vermeyeceğiz. İcraatlerimize, milletimizle kucaklaşmaya, milletimiz için koşturmaya durmaksızın devam edeceğiz.” diye konuştu.
Bir davanın, idealin siyasetini yaptıklarını belirten Davutoğlu, bu davanın, Türkiye’nin istiklal davası olduğunu söyledi.
Sadece Türkiye, milletin refahı ve huzuru için siyaset yaptıklarının altını çizen Davutoğlu, dünyanın her yerinde Türkiye’nin tezlerini ve imkanlarını anlattıklarını, vatandaşların itibarını yükseltmek için çalıştıklarını kaydetti.
Davutoğlu, Türkiye’nin, yeryüzünün bütün mazlumları için artık bir umut olduğunu, zulme, haksızlığa uğrayan, adalet ve merhamet bekleyen, “Ya Rab katından bize bir yardımcı gönder.” diyen bütün insanlar adına, hak ve adalet mücadelesi verdiklerini belirtti.
MUHALEFETİN HALİ ORTADA
AK Parti hareketinin, felsefe ve uygulama esaslarını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“AK Parti kadim bir hareketin bugünkü süzcüsüdür. AK Parti milli ve demokratik değerleri özümsemiş, öncülük yapmış bir partidir. AK Parti mazlum coğrafyaların halklarının sözcüsüdür, öncüsüdür. AK Parti bütün insanlığa mesajı olan, özgürlük ve adaleti bütün dünya sathında savunan evrensel bir partidir. AK Parti bütün bu ilkeleri harekete geçirecek olan Türkiye Cumhuriyeti devletine yeni biz vizyon teklif eden ve bu vizyonu hayata geçiren partidir. AK Parti ahlaki olan, ahlakı siyasetin özü olarak gören bir ahlak hareketidir. AK Parti bir gönül ve muhabbet hareketidir. AK Parti bir ortak akıl hareketidir. AK Parti edebi esas alan mahviyeti öne çıkaran bir nezaket, nezafet hareketidir. AK Parti yürüdüğü zaman arşı titreten, disiplinli bir teşkilatın adıdır. AK Parti güçlü bir geleneğe, medeniyet birikimine sahip köklü bir hareketin adıdır. Bir dava partisidir, misyon haraketidir.”
Millet için AK Parti’nin “istikrar, güçlü ve müreffeh bir ülke” anlamına geldiğini belirten Davutoğlu, “Ülkemizin içinden geçtiği koşullar, AK Parti’nin varlığını daha da anlamlı kılmakta, AK Parti kadrolarının omuzlarındaki sorumluluğu daha da artırmaktadır. İşte muhalefetin hali ortada, artık onlardan Türkiye’nin geleceği için hayırlı bir söz duymayı, bir katkı vermelerini beklemiyoruz.” dedi.
BU TOPRAKLARA AİT OLAMAZLAR
Muhalefet partilerinin, yeni anayasa için kendi tabanlarına verdikleri sözü bile tutmadığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
“HDP, ahlaksız, insanlarımızı hedef alan bir şiddeti halen savunmaya, TBMM’de dahi uygulamaya kalkışıyor. Şehirlerimizi yangın yerine çevirenlere selam göndermeye devam ediyorlar. Yerel yönetimlerin kendilerinde olduğu şehirlere bile ihanet ediyorlar. İnsanların kendilerine verdiği oylara ihanet ederek, bölgesel taşeronluğu tescillenmiş, eli kanlı bir örgütün sözcülüğünü yapmaya devam ediyorlar. Dokunulmazlık konusu açıldığında mangalda kül bırakmayan ucuz kahramanlar, şimdi süreci engellemek için milletvekillerimize saldırıyor, pespayeliğin her türlüsünü sergiliyorlar. Gerilimi tırmandırmaya çalışarak, iyice çirkinleşiyor, iyice kendilerini tüketiyorlar. Kendileri tükenirken siyaseti de tüketme ve Meclis çatısını kavganın, kargaşanın, çözümsüzlüğün adresi gibi gösterme gayreti içindeler. Şundan hiç şüpheniz olmasın, Diyarbakır Ulu Cami’nin kardeşi Bursa Ulu Cami’ni kana bulamak isteyen cani terör örgütünü destekleyen herkese dokunulacaktır, mutlaka dokunulacaktır. Hiçbir yere kaçamazlar.”
Saldırı sırasında Bursa Ulu Cami civarında vakur bir şekilde, dimdik ayakta duran Osman Gazi’nin torunlarına, Bursalılara selam gönderen Davutoğlu, camileri kana bulamaya teşebbüs eden örgütün de bunları savunanların da bu topraklara, millete ait olamayacağını, bunların ancak yabancı unsurların maşası, taşeronu olabileceğini söyledi.
Davutoğlu, yabancı unsurların maşalarına nasıl dokunulacağını gayet iyi bildiklerini ve gerekini yaptıklarını dile getirdi.
SİYASİ BİR KOMEDİDEN GİDEREK BİR SİYASİ TRAJEDİYE DÖNÜŞÜYOR
Bu maşalara gereken dersi veren, Meclis çatısı altında zorbalığa geçit vermeyen AK Parti Grubu’nu yürekten tebrik eden Davutoğlu, bir destanın yazıldığını ifade etti.
CHP’nin ve HDP’nin aynı sistematik çabanın içinde olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Siyasetten ümitlerini kesip, istikrarsızlıktan medet umar hale gelmişler. Ülkemizin anamuhalefet partisinin görüntüsü, siyasi bir komediden giderek, bir siyasi drama, bir siyasi trajediye dönüşüyor. Ülkemiz için katkı verecek hiçbir değer, hiçbir söylem üretmiyorlar. Çaresizlik içinde hakaret ve iftiraya başvuruyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin tutarsız olduğunu, bunun parti tabanını bile rahatsız eder hale geldiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Bir gün Türkiye’yi kuran parti olmaktan bahsediyor, ertesi gün Türkiye’yi iftiralar eşliğinde dışarıya şikayet ediyor. Bir gün paralel yapının sözcüsü oluyor, bir gün hendek, çukur kazanlara, barikat kuranlara ‘arkadaş’ diyor. Partisinden bazı milletvekilleri teröre destek çıkıyor ama sesini bile çıkaramıyor. Galiba o milletvekilleri, CHP içinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun müdahil olamadığı bir denklemle varlıklarını sürdürüyorlar. Kılıçdaroğlu, ne zaman konuşsa olumsuz ve karamsar bir dil kullanıyor. Aksi defaatlerce kanıtlanmış iftiraları, tekrar tekrar gündeme getirerek gerçeğe ihanet ediyor, toplumu korkutuyor, ayrıştırıcı bir dil kullanıyor. Karşı karşıya olduğumuz şeyin adı çok nettir, bu kadar tutarsızlığın adı ancak siyasal şizofrenidir. Hastalıklı bir zihniyetin ürünüdür. En ağır ifadeleri kullanıp, hakaret edip, sonra da ‘Türkiye kutuplaşıyor’ diye konuşmasına devam etmek, sadece siyasal şizofreniyle izah edilebilir.”
Başbakan Davutoğlu, başka partiler ve siyasi kadrolar gibi olmadıklarını, siyasi menfaatlerinin peşinde koşmadıklarını bildirdi.
Davutoğlu, Türkiye’yi hedefe ulaştırmak için çaba harcadıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu harekete kazanmak için katılanlar bilmezler, bu kervana yüklerini tutmak için dahil olanlar, ne bu lisanı bilirler ne bu manaya aşinadırlar. Bizim derdimiz, Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmak, bu milletin yüzünü güldürmek, gönül rızasını almaktır. Türkiyenin yeni nesillerine doğru örnek olmaktır bizim davamız. Bu hizmet bayrağını, AK Parti’nin tarihi misyonunun hakkını vererek liyakatla taşıyabilmektir. Biz bunun için bu ülkenin çatısı altındayız, biz bunun için seçimler bitmiş olmasına rağmen ülkenin her yerinde, meydanlarındayız, her sokaktayız, her hanedeyiz ama en önemlisi her vatandaşımızın gönlündeyiz. İnandığımız doğrulardan, lekesiz ve temiz siyasetten, milletimizin hiç bir ferdini ayrı, gayrı görmeksizin adil ve güçlü Türkiye’yi, değerlerimize yaslanarak inşa etmekten geri durmayacağız.
Diyarbekirli Sait Paşa ne güzel söylemiş; ‘korkma düşmandan ki ateş olsa yandırmaz seni, müstakim ol Hazreti Allah onu utandırmaz. Müstakim ol.’ Müstakim oluyoruz, müstakim olmaya devam edeceğiz. Allah sırat-ı müstakimden ayırmasın. Bütün bu dava, bütün bu faaliyetler, bütün bu teşkilatlar, bütün bu toplantılar, bütün bu tüzükler, bütün bu kurallar; sadece sırat-ı müstakim üzere olmak için. Onun önüne geçen hiç bir kural, onun önüne geçen hiç bir kurul, onun önüne geçen hiç bir amacı kabul etmiyoruz. Allah sırat-ı müstakimden ayırmasın. Biz bu şiara sahip çıkacağız. Karşımıza yedi düvel çıksa, söz konusu ortak ilkelerimizse asla boyun eğmeyeceğiz. Milletin emanetini taşımakta olduğumuzu asla unutmayacağız, bu ülkenin gençlerinin hayallerini gerçeğe dönüştürmenin, boynumuza borç olduğunu asla aklımızdan çıkarmayacağız. Birileri bizim kuşağımızın gençlik hayallerini çaldı, biz şimdi birilerinin gençlerimizin hayallerini yine çalmasına müsaade etmeyeceğiz. Zerre kadar hayrın da zerre kadar şerrin de hesabının tutulmakta olduğunun şuuru ile hareket edeceğiz. Ülkemize, milletimize, bizi biz yapan değerlerimize ihanet etmeyeceğiz, edenlere de izin vermeyeceğiz.”
NEFSİMİ AYAKLAR ALTINA ALIRIM…
Silopi’de kulağına eğilip, “Bizi yalnız bırakma” diyen amcanın da Bergama’da yağmur altında saatlerce bekledikten sonra ellerini semaya açıp dua eden yaşlı teyzenin de dünyanın dört bir yanında bu hareketin başarısı için dua eden, umudunu AK Parti’ye bağlayan milyonların da merak etmemesini isteyen Davutoğlu, “Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terketmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla, bu kutlu hareketteki hiç bir dava arkadaşımın kalbini kırmam, dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak hareketin zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine, yeise düşmesine asla izin vermem.” ifadesini kullandı.
BİZ ONLARIN TUTTUKLARI DOSYALAR İÇİN YAŞIYORUZ
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz sadece bir tek dosya tutana inanırız, şu sağ ve sol omuzumuzda dosya tutanlar var ya onlar hakkı yazsınlar gerisi ne yazarsa yazsın. Biz onlar için geldik. Biz onların tuttukları dosyalar için yaşıyoruz. Son nefeste, onların hakkımızda hayır şehadet etmesi için gayret sarfediyoruz. Son nefesimize kadar bu dosyaların hayır içinde olması için rabbime niyazda bulunacağım. Kim ne fitne yaparsa yapsın, kim ne üretirse üretsin, kim ne yazarsa yazsın arkadaşlar; hepimiz önce bu iki dosya yazıcının dosyasından korkalım, Allah’tan korkalım, başka hiç bir şeyden korkmayalım. Allah bizi bu millete mahçup etmesin. Bu hissiyatla bütün Müslümanların mübarek Miraç Kandilini tebrik ediyorum. Bu mübarek vakitlerde Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de hele hele Mescid-i Aksa’da ve dünyanın her köşesinde zorluklar yaşayan mazlumlara dua edelim.
Allah ülkemize merhametiyle muamele etsin, birlik ve düzenimizle muamele etsin. Allah bizi ülkemize, vatanımıza, milletimize hizmetten alıkoymasın, sırat-ı müstakimden ayırmasın. Ne güzel söylemişler, tekrar söylüyorum; vakitler hayrola hayırlar feth ola şerler def ola.”