Güne Merhaba
Metin Külünk “YÖK’ün kendi hazırladığı “2022 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporları” incelendiğinde “herhangi bir bilimsel ve sanatsal etkinlik düzenlemeyen üniversite sayısı 19’dur.” (s.21) Öğrencilerin yaptığı Endüstriyel Projesi sayısı incelendiğinde ise “Bünyesinde proje yürütülmeyen üniversite sayısı 67’dir.” (s. 25) Teknokent veya Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) tarafından yürütülen projelere katılan ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencilerin incelendiğinde ise durum daha da vahimdir. Çünkü “herhangi bir öğrencisi söz konusu projelere katılmayan üniversite sayısı 85’tir.” 200’den fazla üniversitesi olan ülkemizde 85 üniversitede öğrencilerin yeterince bilimsel projelerde yer almadığı görülmektedir. Ülkemizdeki üniversitelerin dünyadaki yerini görmemizi sağlayan en önemli göstergelerden biri uluslararası nitelikte kabul gören yayın sayısıdır. İlgili rapora göre 2021 yılında SCI, SCI-Expanded, SSCI ve AHCI endeksli dergilerde (ESCI dâhil) kurum adresli yayımlanan toplam yayın sayısının, toplam öğretim elemanı sayısına oranı incelendiğinde “öğretim elemanı başına düşen yayın sayısı ortalaması 0,44’tür.” Yani akademisyen sayısına göre her akademisyen başına bir yayın düşmemektedir! Diğer ilginç nokta ise bu kategoride hiç yayını bulunmayan üniversite sayısı 9’dur. Üniversitelerin 2021 yılı Times Higher Education (THE), QS World University Rankings veya Academic Ranking of World Universities (ARWU) sıralamalarına göre akademik başarı sıralaması incelendiğinde Üniversitelerden 15’i ilk 1000’de yer alırken bunların 3’ü ilk 500’e girebilmiştir. 2021 mali yılında Ar-Ge faaliyetleri kapsamında harcanan toplam bütçenin üniversitenin gerçekleşen bütçesine oranı incelendiğinde (s. 77) Ar-Ge harcaması oranı ortanca değeri sadece %2 iken bütçesinin %15 ve üzerini Ar-Ge faaliyetlerine harcayan üniversite sayısı sadece 6’dır! Ar-Ge harcaması yapmadığını beyan eden üniversite sayısı 6’dır! AR-GE olmadan ülke kalkınabilir mi? AR-GE’ye bütçe ayırmayan üniversite kalkınmaya ne katkı sunabilir? Diğer çarpıcı gösterge ise bilim yuvası olarak adlandırdığımız üniversitelerimizin bilimsel yayınlara ayırdığı bütçedir. 2021 mali yılında yayın alımı için harcanan bütçenin üniversitenin gerçekleşen yıllık bütçesine oranı (s.83) incelendiğinde Yayın alımının tüm üniversiteler için değerlendirildiğinde bütçeye oranı ortalaması %0,66’dır. Bütçesinin %1 ve üzerini yayın alımına ayıran üniversite sayısı sadece 34’tür. Yayın alımı için bütçe harcaması yapmayan üniversite sayısı 6’dır. Bilimsel yayına bütçe ayırmayan bir üniversite düşünülebilir mi? Evet varmış öğrendik. YÖK’ün kendi raporlarının da gösterdiği gibi bu acı tablo ile BM ve AB standartlarında bilimsel çalışma yürütmemiz neredeyse mucizedir. Türkiye Yüzyılı için nitelikli üniversite, nitelikli personel liyakat ve adalete önem veren bir yükseköğretim yapılanması şarttır. Beyin göçünü engellemek için de bilimse olarak akademisyenlerin desteklenmesi, proje, yayın, kongre desteklerinin arttırılması ve maaşlarında iyileştirmeye gidilerek beyin göçünün acilen durdurulması gerekmektedir.
YÖK, Bilim ve Teknikle İlgisiz
Metin Külünk “YÖK’ün kendi hazırladığı “2022 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporları”