18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferinin 101. Yıl Dönümünde Şehit ve Gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
Aziz milletimizin tarih boyunca kazandığı en parlak zaferlerinden ve en büyük kahramanlık destanlarından birinin yazıldığı Çanakkale; tarihten silinmek istenen, bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, vatanını canı pahasına nasıl savunduğunu gösteren, kader birliği etmiş dili, rengi, etnik kökeni farklı vatan evlâtlarının şehit düştüğü yerdir.
18 Mart; Çanakkale`nin geçilemeyeceğinin, Milletimizin esir edilemeyeceğinin ve vatanımızı parçalanmayacağının tüm dünyaya haykırıldığı gündür. İşte bu sebepledir ki 18 Mart, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 27 Haziran 2002 tarihinde 4768 sayılı yasa ile şehitler günü kabul edilmiştir.
Şanlı Çanakkale Zaferinin 101. yılında hepimizin özellikle yeni neslimizin alması gereken büyük dersler, çok önemli ibret vesikaları vardır. Tarihini bilmeyen, tarihine sahip çıkmayanlar böylesine büyük zaferleri kazanamazlar. Bizler başta kendimiz olmak üzere bizleri büyük bir millet yapan unsurları çok iyi bilmek durumundayız. Aziz ecdadımızın karadan gemileri yürüttüğünü, üç kıtada yüzlerce yıl barış ve huzurla hükmettiğini, yeri geldiğinde de Çanakkale’de Dumlupınar’da nice destanlar yazdığını bir an bile unutmamalı, büyük ve şanlı tarihimizden aldığımız güç ile yeniden büyük ve güçlü Türkiye için yolumuza devam etmeliyiz.
Dün olduğu gibi bugün de aziz vatanımız ve üzerimizde dalgalanan şanlı Ay Yıldızlı Al bayrağımız için şehit düşen vatan evlatlarının aileleri, yakınları ve gazilerimiz, milletimize bırakılan birer emanettirler. Bu emanete sahip çıkmak bizlerin en birinci görevlerindendir.
Aziz milletimizin kodlarına işlemiş olan bu vatan, millet ve bayrak sevgisi son zamanlarda Ülkemizin içinde meydana gelen terör olayları ve bazı menfur olaylarda halkımızın dün Çanakkale’de olduğu gibi, bu günde aynı ruh ve inançla güvenlik güçleri ile Devleti ile tek vücut olması bunun en bariz kanıtıdır.
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilâkis onlar diridirler. Fakat siz farkında değilsiniz” buyruluyor. İnanıyoruz ki onlar aramızdalar yanı başımızdalar.
Bu duygu ve düşüncelerle; ”18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. Yıldönümü”nde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, milletimize bu eşsiz zaferin gururunu yaşatanları, Milli Birlik ve bütünlüğümüz uğrunda canlarını feda eden, bazıları da mezar taşı olmadan ama görevini yapmış olmanın huzuru içerisinde yatan aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmetle, hayatta olan gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.
İstiklal Marşı’nın kabulünün 95. yıldönümünü kutlamak amacıyla Muş Merkez Farabi İmam Hatip Ortaokulu tarafından “İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet ‘Akif Ersoy’u Anma programı düzenlendi.
Muş Öğretmenevinde düzenlenen programa; Sayın Valimiz Seddar Yavuz,, Muş Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Sönmez, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Vali Yardımcıları Ercan Öter, Zeliha Uyan ve Ali Sakar, İl Emniyet Müdürü Ahmet Cemal Çalışkan, Muş Hava Meydan Komutanı Hava Piyade Kurmay Albay Halil Akar, kurum-kuruluş müdürleri, STK temsilcileri, basın mensupları ile çok sayıda davetli katıldı.
İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşuyla başlayan program günün anlam ve önemimi belirten konuşmalarla devam etti. Düzenlenen programda katılımcılara hitap eden Sayın Valimiz Seddar Yavuz; “İlimizin değerli yöneticileri, çok değerli öğretmen arkadaşlarım ve sevgili öğrenciler, öncelikle hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum, mekânı cennet olsun.
Bugün gerçekten anlamlı ve hepimiz için duygulu bir gün. Bu programı Muş Farabi İmam Hatip Ortaokulu sunuyor. Bunun için çok mutlu oldum ve tüm emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Çünkü bizim kadim medeniyetimizin yeniden dirilişinin, tarihimizle ve kültürümüzle yeninden buluşmamızın vesilesi olacak bu neslin sadece ülkemiz için değil, tüm İslam âlemi için bir umut olduğunu vurgulamak istiyorum.
Çok değerli arkadaşlar, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u sadece bir şair olarak nitelemek sanırım ona yapılacak en büyük haksızlıktır. O nedenle biz Mehmet Akif’i bir mütefekkir olarak değerlendiriyoruz ve mütefekkirler çok sık karşılaştığımız insanlar değillerdir. Kendi mesleği veterinerlik olan ama diğer taraftan Kuran’ı Kerim’i tefsir edebilecek kadar Kuran’ı Kerim’e ve İslami düşünceye sahip olan ve ciddi bir edebi kimliği olan önder bir insandır. Bizler sadece İslam toplumuna, Osmanlı’ya değil Dünya’ya ışık tutmuş büyük mütefekkirler yetiştirmiş bir milletiz. Hepinizin bildiği gibi bizim tarih ve medeniyetimiz asla etnisite’ye dayanmaz. İşte en somut örneği Mehmet Akif Ersoy, kendisi aslen Arnavut olan bir insan bu millete İstiklal Marşı’nı yazmıştır. O yüzden bin yıllık tarihimize baktığımızda islama ve milletimize hizmet eden herkese gönül kapısını açmış ve asli unsuru olarak kabul etmiş bir milletiz. Biz bu ülkede birlik ve beraberliği tesis etmek üzere her türlü ayrımcılığın karşısındayız. Biz Anadolu’ya girdiğimizden bugüne kadar insanları bütünleştiren bir yargıyla hayatımıza yön verdik. Bu anlayışla her zaman dile getirdiğimiz gibi biz Arap kadar Arap, Kürt kadar Kürt, Arnavut kadar Arnavut ama Türk kadar da Türk’üz diyebildik.
İstiklal Marşı bin yıllık tarihimizi özetleyen ve bundan sonra da kıyamete kadar bu milletin istikametini ifade bir metindir. Ona sadece bir şiir olarak bakmak son derece yanlıştır. Her bir kelimesinin, her bir mısrasının, her bir kıtasının gençliğimiz tarafından iyi anlaşılması, tefekkür edilmesi gereken bir metin olarak görüyoruz. O nedenle İstiklal Marşı bu milletin hakka taptığını ve haktan asla taviz vermeyeceğini aynı zamanda İslamı ve Müslümanları kanının son damlasına kadar savunacağını ifade ediyor.
Sevgili gençler, sizler kendinizi iyi yetiştirin, medeniyetinizi, dininizi, tarihinizi ve kültürünüzü iyi öğrenin. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanı, Valisi siz değerli Muşlu gençlerimiz olsun.
Bu duygu ve düşüncelerle başta milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’u, Kurtuluş Savaşımızın kutlu komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bu vatanın bize kazandırılmasında emeği geçen tüm şühedayı ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.”Dedi.
Program Sayın Valimizin konuşmalarından sonra Mehmet Akif Ersoy’un hayatını anlatan sinevizyon gösteriminin ardından günün anlam ve önemine belirten şiir, marş ve oratoryo’nun sunumuyla sona erdi.
Yerel yarışmalarda İlimizi, Uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsil eden aynı zamanda Muş Spor Lisesi öğrencisi olan başarılı gençler Sayın Valimiz tarafından ödüllendirildi.
Dereceye giren Muş Spor Lisesi öğrencisi olan sporcular, farklı branşlarda ilimizde gösterdikleri başarıları Ülke genelinde de göstererek bir kısmı Milli Sporcu ünvanı’nı almış, bir kısmı ise Ülkemizi Yurt dışında da temsil etmişlerdir.
Valilik Toplantı Salonunda sporcularla ve hocaları ile bir araya gelen Sayın Valimiz Seddar Yavuz; “Sevgili gençler öncelikle hepinizi tebrik ediyor, kutluyorum. Türkiye şampiyonasında, uluslararası yarışmalarda Al Yıldızlı Al Bayrağımızı temsil etmeniz; 79 milyonu temsil etmeniz bizim için ayrıca bir sevinç ve gurur kaynağı olmuştur. Çünkü bu herkese nasip olmayacak özelliklerdir. Hepinizin alınlarından öpüyor, tebrik ediyor, kutluyorum. Valilik olarak da her daim sizlerin yanında olduğumuzu, sizleri desteklediğimizi bilmenizi isterim.
Spor aslında kolay gibi görünen ama zor bir uğraştır. Disiplinli çalışmayı gerektiren, yenilmeyi de hazmetmeyi öğreten dolayısıyla kişileri olgunlaştıran bir uğraştır. Sporun aslında ahlaken de insanları geliştirdiğini düşünen biri olarak bütün gençlerimizin, çocuklarımızın, yetişkinlerimizin bir spor dalı ile ilgilenmelerini can-ı gönülden arzu ediyorum.
Özellikle Spor Lisemizin genç sporcuların yeteneklerini geliştirmesi bakımından önemli bir katkı sunduğunu ifade etmek isterim. Spor Lisesinde görev yapan her branşta emek sarf eden hocalarımıza da içtenlikle teşekkür ediyorum.” Dedi.
Program sporculara ödüllerinin verilmesinin ardından, Sayın Valimizin sporcularla toplu fotoğraf çekilmesiyle sona erdi.
Muş İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Hayrat Vakfı İl Temsilciliğince ortaklaşa düzenlenen Osmanlıca Türkçesi kursunu başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifikaları Sayın Valimiz Seddar Yavuz tarafından verildi.
Valilik Toplantı Salonunda gerçekleşen sertifika dağıtım törenine; Sayın Valimiz Seddar Yavuz, İl Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Murat Çoban, İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Bülent Solmaz, Hayrat Vakfı Muş İl Temsilcisi Ebu Bekir Zengin ile kursiyerler katıldı.
Düzenlenen törende kursiyerlere hitap eden Sayın Valimiz; “Çok değerli arkadaşlarım öncelikle hepinizi tebrik ediyorum. Bizimle işbirliği yapan Hayrat Vakfı Yöneticilerini, İl Temsilcilerini de ayrıca tebrik ediyorum. Hepinizin bildiği gibi alfabe değişikliğinden sonra gerçekten geçmişimizle alakalı bazı kavramları günümüzde anlamakta zorluk çekiyoruz. Osmanlı hepimizin övünebileceği bir imparatorluktur. Ecdadımızı iyi anlamak, onların fikir dünyasını, düşüncelerini temel kaynaklarını okuyup, anlayabilmek gerçekten çok kıymetlidir.
Dil esasında o kadar derin anlamlar içeren bir husus ki, dildeki yozlaşma toplumsal yozlaşmayı da tetiklemektedir. Dolayısıyla bugün geçmişimizi ve o dönemdeki kavramları anlamakta sıkıntı içindeyiz. Dil yaşayan bir organizmadır. Geçmişimizle bu kadar büyük bir kopukluk farklı sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Bugün gençlerimiz eski tarihlerde çıkan kanunları hatta yenilenen kanun metinlerini okuyup, anlamakta zorluk çekiyor. Bu konu önemli bir konu çünkü Osmanlı bizim tarihimiz. Bizim tarihimizle olan bağlarımızı güçlendirmemiz lazım. Bu konuda Osmanlıca öğrenme eğitimlerine Milli Eğitim Bakanlığımız çok önem veriyor. Kamu ve STK işbirliği ile bu işleri daha iyi bir noktaya çekmeyi arzuluyoruz.
Ben bu eğitimde emeği geçen herkesi bir kez daha tebrik ediyorum.” Dedi.
Tören kursiyerlere sertifikalarının dağıtılmasının ardından toplu hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.