Üniversitelerdaki işgalci örgütün yapılanmasına dair önemli bir hatırlatma! YÖK, neden diploma denklik sorununu çözmüyor?
AK Parti MKYK Üyesi Metin Külünk, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin bazı yerlerde manipüle edildiğini dile getirdi.
AK Parti MKYK Üyesi Metin Külünk, FETÖ ile mücadele konusunda üniversitelerde, il teşkilatlarında ve belediyelerde zaaf gösterildiğini açıkladı.
SÖZDE VAKIF, GERÇEKTE İSE ÖZEL ÜNİVERSİTE OLAN KURUMLARI
KİM DENETLİYOR, KİM DENETLEYECEK?
Sayın YÖK Başkanı
@erolozvar
Başında bulunduğunuz kurum olan YÖK;
öncelikli olarak varlık sebebi olan öğrencileri mi koruyor, yoksa zaten devletin her türlü imkânından faydalanan Vakıf Üniversitelerini mi?
Ekonomik sıkıntıları aşabilmek için bir taraftan ek vergiler gibi hususlar ile tedbirler alınmaya çalışılırken diğer taraftan ev kiralarına bile kanunla en fazla %25 zam sınırı konulmuştur.
Bu sıkıntılı süreci aşmamıza katkı sağlaması gereken kurumların başında Vakıf Üniversiteleri gelmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuda;
kendilerinin “Vakıf Üniversitesi olduğunu, Özel Üniversite olmadıklarını ve buna göre ücretlerini düzenlemeleri gerektiği” konusunda açık uyarılarını yapmıştı.
Hal böyleyken, Vakıf Üniversitelerinin çok önemli bir kısmı, kanun kural tanımadan keyfi davranmaya devam etmektedirler. Bu durum karşısında siz ne yapmaktasınız?
Yoksa sizi dinlemiyorlar mı? Kamuoyu bu soruların cevaplarını bekliyor.
Vakıf Üniversitelerinin önemli bir kısmı
ücretleme ve yönetim noktasında maksatlarını aşan kurumlara dönüşmüş görüntüsü bulunmaktadır.
MESELE İVEDİLİKLE KONTROLÜN SAĞLANMASI ODAKLI ELE ALINMAK ZORUNDADIR
Soru gayet net: Bu konuda tedbir aldınız mı?
Aldıysanız hangi tedbiri aldınız? Yoksa seyirci mi kalıyorsunuz? Hatta el altından destek mi veriyorsunuz?
Öğrenciler,
korkudan ses çıkaramıyorlar ve de gelen bilgiler kimi üniversitelerde hak aramaları tehdit ile cevap buluyor.
Haksız olan bu ücretler karşısında bile sesiniz çıkmıyorken, ücretlere itiraz eden öğrencileri mağdur ettiklerinde sahip çıkmayacağınızı, kaderleriyle baş başa bırakacağınızı biliyor bu kardeşlerimiz. O nedenle susmayı tercih ediyorlar.
Bu keyfi uygulamalara Bilkent Üniversitesinin ücretlendirmesinden örnek verelim .
Tabii ki aynı model bir çok VAKIF ÜNİVERSİTESİNDE MEVCUTTUR
Örneğin:; Bilkent Üniversitesine 2020-2021 girişli olan öğrencilerin okul ücretleri aşağıdaki gibi bir artışa tabi tutulmuş:
2021-2022 eğitim öğretim döneminde yaklaşık 60.000 TL civarı olan yıllık ücret, Temmuz 2022 enflasyon oranı olan %78 civarı artırılarak, 2022-2023 eğitim öğretim döneminde 104.000 TL yıllık ücrete çıkarılmış. Mevzuata göre olması gereken işlem yapılmış.
Pekala bu dönem ne yapılmış? 2023-2024 eğitim öğretim döneminde ise 104.000 TL yıllık ücret 192.000 TL’ye yükseltilmiş.
Oysa Temmuz 2023 enflasyon oranı % 47. Normalde 154.000 TL civarı olması gerekiyor. Neden yaklaşık olarak % 85 zam yapılmış?
Sayın Özvar! Soru çok basit: % 47 yerine, % 85 zam yapan Bilkent Üniversitesi
ve aynı şekilde VELİ ve ÖĞRENCİLERİ CİDDİ ANLAMDA ZORA SOKAN ve de ELEŞTİRİLERİN ODAĞINA DOĞRUDAN SAYIN CB’mızı sokan uygulamaların adresi olan BAZI VAKIF ÜNİVERSİTELERİ gücü nereden alıyor?
Bu hukuksuzluğa nasıl göz yumuyorsunuz?
Üstelik Sayın Cumhurbaşkanının açık uyarısına rağmen neden sessiz kalıyorsunuz?
Bir de gizli zam var!
Bakın artık hayatın ayrılmaz bir parçası olan Kredi Kartına nasıl bir çözüm bulmuşlar.
Ücretin tamamı peşin ödenmek zorunda!
Dönemsel olarak ödeyecek olanlar iki parça olarak ödeyebilir ancak ikinci dönem için Temmuz-Aralık enflasyon oranında zamlı ödemek zorunda.
Peki kredi kartı ile ödenebilir mi?
Tek çekim yapılmak zorunda ancak % 2 zamlı ödenebilir. Taksit yapmak mümkün değil.
Elinizi vicdanınıza koyun Sayın Özvar.
Belki siz ödeyebilirsiniz bu paraları.
Ancak;
1. Haksız bir şekilde % 85 ve üzerinde artırılan bu ücretleri kaç kişi ödeyebilir?
2. Bu ödeme tablosuna kaç kişi dayanabilir?
192.000 TL ve üzerindeki rakamları kaç kişi peşin ödeyebilir?
İnsanlar bankalarda kredi peşine mi düşsünler, tefecilere mi sığınsınlar?
YÖK’ü ETKİN GÖREVE
Külünk, FETÖ/PDY soruşturmalarının bazı yerlerde manipüle edildiğine dikkat çekerek, “Gözaltına alınmış, örgütle ilişiği kesinleşmiş bir adamı serbest bırakmak kimin ne haddine Bu örgütle ilgili gözaltına alınmış adamlarla ilgili yerel medyaya demeç vermek, kimin haddine. 17-25 Aralık’ı anlayamadınız. Galiba 15 Temmuz’u anlayabilmek için, Elazığ’daki bombaların ocağınıza düşmesi gerekiyordu. Diyarbakır’da yavrularımızın şehit olduğu bomba, ocağınıza mı düşmeliydi? Yahu arkadaşlar, karşımızda bir terör örgütü var, terör Küresel güçlerin uşaklığını yapan bir örgüt var karşımızda Kimi koruyorsunuz yahu Çekin elinizi şu operasyonların üzerinden Çekin ya, çekin Çekin! Üniversite rektörlerine baskı yapmayın” dedi.
Külünk, isim isim Dicle, Üsküdar ve İstanbul Üniversitesi’ndeki rektörlere seslenerek, “Üniversiteler, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki yapılanmadan daha önemli bir işlev görüyor gerektiğinde Çünkü bu örgütün, en yoğun yuvalandığı ve geleceğimizi gasp ettikleri yerler üniversite kampüsleridir. Bana 2 bin sayfa üniversite notları ulaştırıldı. Hangi üniversitelerde operasyonlara müdahale edilmediği, gerekli özenin gösterilmediği tek tek rapor edildi. Örgüt şemasındaki dokunulmayan akademisyenler isim isim alt alta yazıldı. Bazıları da bu işleri, kampüsteki temizliği “kriptolara” veriyor. Onlar da iki odacı, iki memur, iki alt düzey asistanı, yani masumları fişleyerek, vazifelerinden ediyor; kendileri ise yani asıl suçlu olanlar da görevlerini sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul mebusu, “Sayın Erdoğan olmasaydı, bazıları bu ülkenin meşruiyetini Kandilvanya’da arayacaktılar” dedi ve bazılarının da geçmiş zamanda, FETÖ elebaşının elini öpme yarışına girdiğini hatırlattı. “Israrla söylüyorum; bu küresel güç merkezinin nihai hedefi, yegane gayesi, Türkiye’yi Erdoğansızlaştırmaktır ve tehlike de geçmiş değildir” diye sözlerine devam eden Külünk, “Ey, bu FETÖ / PDY Operasyonları’nı karartmak isteyenler, örtmek isteyenler; verilen mücadeleyi sulandırma gayretleri ile yaşananları içinden çıkılamaz bir hâle getirmek isteyenler, 50 yıllık tehdit, 15 günde tasfiye edildi, size de sıra gelir, gelecektir. Sokağın gücü, 15 günde örgütün MR’ını çıkardı” diye konuştu.
‘Yerel güç merkezleri bu örgütün üzerinden, bu halkın üzerinden, bu operasyonların üzerinden elini çeksin’ diyen Külünk, “Belediyeler ve il teşkilatları, Sayın Erdoğan’ın şehit edilmesini mi bekliyorsunuz; bu örgütle uzlaştığınızı açıklamak için Siz, Erdoğansızlaştırılmış bir Türkiye’de bu hain, alçak terör örgütü ile yaşamanın beklentisi içinde misiniz? Eğer bunların hevesindeyseniz; bu millet size, bunun için de müsaade etmeyecek ve bunun da mücadelesini verecektir. Daha ne bekliyorsunuz, ne bekliyorsunuz gereğini yapmak için? Adaletsizlik yok, zulüm yok, haksızlık yok; ama hesap sorma var. Şimdi isim vermiyorum illeri; ama halkımız isim de isterse, çıkar konuşurum. Çürükleri, bozukları temizleyeceğiz, temizlenecek. Sokak istihbaratı her şeyi duyuyor, herkesin farkında, kim ne yapıyor, biliyorlar. Kimse kendini sakındığını, saklandığını düşünmesin. Hepsinin zamanı gelecektir” şeklinde konuştu.