Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

İdealiniz ve İddianız Yoksa, Mücadele Gücünüz de Olmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaptan Ahmet Erdoğan Uluslararası Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi Eğitim Külliyesi’nin açılış törenine katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaptan Ahmet

 Kaptan Ahmet Erdoğan Uluslararası Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi Eğitim Külliyesi’nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaptan Ahmet Erdoğan’ın ve oğlu Recep Tayyip Erdoğan’ın hikâyesi, aslında Türkiye’nin hikâyesidir. Bu ülkede kimsenin imtiyazlı olmadığının; çalışması, gayret etmesi, mücadele etmesi, milleti ile gönül bağı kurması hâlinde tüm kapıların herkese açık olduğunun ispatı işte burada, karşımızdadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Bayrampaşa’da merhum babasının adını taşıyan, Kaptan Ahmet Erdoğan Uluslararası Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi Eğitim Külliyesi’nin resmî açılış törenine katıldı. Törende; Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner de hazır bulundu. Okul öğrencilerinin ve vatandaşların da yoğun katılımıyla gerçekleşen törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

Açılışı yapılan külliyenin Bayrampaşa’ya, İstanbul’a ve Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, külliye bünyesinde yer alan Uluslararası İmam Hatip Ortaokulu ve Uluslararası Anadolu Erkek İmam Hatip Lisesi’nde eğitim görecek öğrencilere başarılarla dolu bir eğitim hayatı temennisinde bulundu.

“ULUSLARARASI İMAM HATİP LİSELERİNİN SAYISI 8’E ULAŞTI”

Türkiye’de uluslararası imam hatip liselerinin sayısının, bu okulla birlikte 8’e ulaştığına ve bu okullarda 72 ayrı ülkeden 1400 misafir öğrenciyle birlikte Türkiye’nin evlatlarının uluslararası standartlarda eğitim aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız, bu okullar vasıtasıyla halkı Müslüman olan veya Müslümanların yaşadığı ülkelere dini ilimler, sosyal bilimler, fen ve matematik bilimleri alanlarında yetişmiş insan gücü kazandırmaktır. Okullarımızda eğitim gören farklı ülkelerden öğrencilerimizin burada sağladıkları kaynaşmayı hayatlarının sonuna kadar sürdüreceklerine inanıyorum. Burada sağlanan kaynaşmanın hem bireysel bazda hem de ümmet düzeyinde güçlü bir birlikteliğe dönüşeceğine inanıyorum” diye konuştu.

Okulun Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçen Millî Eğitim Bakanlığı’nı, Türkiye Diyanet Vakfı’nı, İstanbul Büyükşehir ile Bayrampaşa Belediyelerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, okula babasının isminin verilerek vefa gösterilmesine de teşekkür etti.

Merhum babasının hikâyesinin, aslında bu ülkenin geçmişindeki ve bugünündeki milyonlarca asil yürekli babanın hikâyesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok disiplinli, bir o kadar da vicdanlı bir insan olan Kaptan Ahmet Erdoğan babacığım şu an burada olup, isminin böyle bir okula verildiğini görseydi, inanın bana gözlerinden sevincini okur, hatta gözyaşlarının yanaklarından sakallarına doğru süzüldüğünü hep birlikte görürdük. Kaptan Ahmet Erdoğan’ın 85 yıllık ömrünü, emeği, onuru, inancı, ailesi için çalışarak, aynı zamanda dimdik yaşayarak geçirmiş olması benim en büyük şeref belgemdir. Zira babam hiçbir zaman eğilmemiştir, hep dik durmuştur. Bu mirası çocuklarıma bırakabilmek de benim en büyük hayalimdi.” dedi.

“DEMOKRASİ AKINININ ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞANLARA MEYDANI BIRAKMAYACAĞIZ”

“Kaptan Ahmet Erdoğan’ın ve oğlu Recep Tayyip Erdoğan’ın hikâyesi, aslında Türkiye’nin hikâyesidir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu ülkede kimsenin imtiyazlı olmadığının; çalışması, gayret etmesi, mücadele etmesi, milletiyle gönül bağı kurması hâlinde tüm kapıların herkese açık olduğunun ispatı işte burada, karşımızdadır. Türkiye’yi tüm imkânları ve makamlarıyla, ısrarla kendi uhdelerinde tutmaya çalışanlar, rahmetli Menderes’in 1950’deki ‘yeter, söz milletindir’ diyerek kazandığı zaferden beri sürekli karşısında olanlar hüsrana uğruyorlar. Kimi zaman darbelerle, kimi zaman muhtıralarla, kimi zaman bildirilerle milletin demokrasi akınının önünü kesmeye çalışanlara bugüne kadar meydanı bırakmadık, bırakmayacağız. Bu mücadele Kaptan Ahmet Erdoğan’a çocuk yaşta köyünden ayrılıp İstanbul’da kendine ailesiyle birlikte yeni bir hayat kurabilme cesaret ve imkânı veren mücadeledir. Yine bu mücadele, Kaptan Ahmet Erdoğan’ın oğlu Kasımpaşa’da büyüyen, imam hatip lisesinde okuyan, ardından Eyüp Lisesini bitiren, iktisadi ve ticari bilimler fakültesini bitiren; imanından, ailesinden, milletinden başka hiçbir şeyi olmayan Recep Tayyip Erdoğan’a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yollarını açan mücadeledir.”

“BAYRAĞI GENÇLERİMİZE DEVREDECEĞİMİZ GÜNE KADAR, MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Hayatı boyunca milletin her bir ferdi için bu yolu açık tutmanın mücadelesini verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mücadeleyi kimi zaman rahmetli Menderes gibi siyasetçiler, kimi zaman rahmetli Erbakan gibi siyasetçiler, kimi zaman rahmetli Özal gibi devlet adamları, kimi zaman her biri diğerinden kıymetli nice gönül ve aksiyon insanları verdi. Biz hepsinden feyz alarak, örnek alarak, ders alarak işte bugünlere geldik. Bayrağı sizlere, sizlerin ağabeyi durumundaki gençlerimize devredeceğimiz güne kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Sizlerin gözüne, gençlerimizin gözünün içine baktığımda her birinizde inanıyorum ki bu aksiyon var” sözlerine yer verdi.

Öğrencilere hitaben, “Unutmayınız, bu kapı hep açık olacak, ama eşik her geçen gün yükselecek, yükseliyor. Bunun için kendinizi her alanda çok iyi yetiştirmeniz lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan öğrencilere, tahsil ettikleri alanda en iyi olmaları, zirveyi hedeflemeleri, en tepeye çıkmak için gayret göstermeleri tavsiyesinde bulundu.

“ÜLKEMİZE VE MİLLETİMİZE HAYIRLI İNSANLAR OLARAK YETİŞMELİSİNİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eğer idealiniz ve iddianız yoksa, mücadele gücünüz de olmaz. İnsan öyle bir varlıktır ki, azmettiği ve kendini hasrettiği zaman başaramayacağı iş yoktur. Çünkü insan, Rabbinin bizzat kendi sıfatlarıyla ziynetlendirdiği bir varlıktır, eşrefi mahlûkattır. Bu imkânı hayır yolunda değerlendirmek de, şer yolunda zayi etmek de kendi elimizdedir. Sizlerden kendinizi Rabbinize, ümmetimize, ülkemize ve milletimize hayırlı insanlar olarak yetiştirmenizi ve hayata atılmanızı bekliyorum.”

Yüzbinlerce öğretmen atamasından yeni okul binalarına, okulların bilgisayar ve akıllı tahtalarla donatılmasından öğrencilerin ve öğretmenlerin tablet bilgisayarlarla güçlendirilmesine, taşımalı eğitimden şartlı eğitim desteğine kadar pek çok imkânla eğitimde fiziki sorunları çözmeyi başardıklarını; ancak zihinleri aynı düzeyde güçlendiremediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Okullarımızdaki eğitimin içeriğinin kalitesinden daha da önemlisi, mantalitesinden memnun değilim. İmam hatip ortaokul ve liselerimiz konusunda da ihtiyaçlarımız var, bunları da gidermemiz gerekiyor. Tabii tabela asmakla o tabelanın murat ettiği neticeler elde edilemiyor. Bunun için hep birlikte çok daha fazla çalışacağız. Öğretmeninden öğrencisine ve velisine kadar eğitimin tüm tarafları olarak kafa ve gönül birliği içinde gayret göstermeliyiz. Eğitimcilik diğer pek çok meslek grubundan farklı olarak hem birikim, hem de adanmışlık ister, kendimizi bu işe adayacağız. Eğer işinize sevgiyle, aşkla, tutkuyla bağlı değilseniz, öğretmenlik mesleği ücreti mukabili yapılacak bir görev değildir.”

“EĞİTİM-ÖĞRETİMİN İÇERİĞİNE YOĞUNLAŞMA ZAMANI GELDİ”

“Bizim çocuklarımız, bizim insanımız dünyadaki hiçbir ülkenin vatandaşlarından daha az zeki, daha az çalışkan değildir, onu kabul etmiyorum. Hatalar birinci derecede bizden ve velilerden kaynaklanıyor. El ele vereceğiz, çocuklarımıza sahip çıkacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Şayet fen bilimlerinde, sağlık bilimlerinde, sosyal bilimlerde bunların eğitimlerine ve uygulamalarına ilişkin alanlarda dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer almıyorsak, sorun sistemde demektir, en başta da eğitim sisteminde demektir. Bunun için önümüzdeki dönemi eğitimin müfredatı, içeriği, kalitesi, mantalitesi konusunda reform dönemi olarak ilan ettik, ona göre çalışıyoruz. Eğitim-öğretim meselesini çözmeden diğer meseleleri çözemeyeceğimiz konusunda hem fikir olduğumuza göre, işe buradan başlamak zorundayız. Bina ve personel meselesini geride bırakıp, eğitim-öğretimin içeriğine yoğunlaşma zamanı gelmiştir. Darbe girişiminin, terör örgütlerinin pervasız saldırılarının, bölgesel ve küresel nice tuzakların üstesinde gelen Türkiye’nin bu meseleyi çözeceğine de yürekten inanıyorum, hiç tereddüdüm yok.”

Konuşmasının sonunda açılışı yapılan okulun hayırlı olmasını dileğini ve okulun yapımında emeği bulunanlara teşekkürlerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, okulda eğitim gören öğrencilere başarı temennisiyle tamamladı.

Biz Cevahir Haliç Alışveriş Merkezi’nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz’da nasıl el birliğiyle demokrasimize, özgürlüğümüze, geleceğimize sahip çıkmışsak, şimdi de ekonomimize sahip çıkma zamanıdır. Gün, laf söyleme değil harekete geçme zamanıdır. Gün, Türkiye’nin ekonomi seferberliğine köstek değil destek olma zamanıdır” dedi.

Alışveriş merkezinin açılış töreninde; İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ve bazı milletvekilleri de hazır bulundu. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“ENGELLİLERİN YAŞAMLARINI KOLAYLAŞTIRMAYA GAYRET EDİYORUZ”

Konuşmasının başında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün Türkiye ve dünyadaki tüm engelliler için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin pek çok alanda büyük başarılara imza attığına işaret etti ve “Engelleri aşma, eşit ve tam olarak hayata katılma noktasında sergiledikleri azim ve kararlılıklarıyla hepimize örnek oluyorlar. Biz de son 14 yıldır attığımız adımlarla engelli kardeşlerimizin yaşamlarını kolaylaştırmaya gayret ediyoruz, buna rağmen yapılanları yeterli görmüyoruz. İnşallah günün şartlarına göre sürekli kendimizi yenileyerek yılmadan, yorulmadan kardeşlerimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Ama benim bir duam daha var, Rabbim zihniyeti engelli olanlardan bizi ve tüm insanlığı korusun, asıl olan burası” diye konuştu.

Bin kişiye istihdam sağlayan ve yatırım maliyeti 175 milyon lirayı bulan Biz Cevahir Haliç Alışveriş Merkezi’nin; sosyal tesisleriyle ailelerin, çocukların ve gençlerin vakit geçireceği, kısa sürede bölgenin cazibe merkezi hâline geleceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzun zamandır ülkemizde yapılan binaların, betonun ve demirin soğukluğuna mahkûm edilmesinin üzüntüsünü yaşıyorum. Çocuklarımız toprağın yeşiline ve gökyüzünün maviliğine hasret bir şekilde büyüyor. Bu tür yapılar aynı zamanda insani hasretleri, beşeri münasebetleri de öldürüyor. Açılışını yaptığımız binanın ziyaretçilerine, içerisine gün ışığının girdiği refah ve rahat bir ortam sunmasını son derece kıymetli buluyorum” dedi.

“30 YILDIR SIRTINI SIVAZLADIKLARI TERÖR ÖRGÜTÜ AÇTIĞI ÇUKURLARA GÖMÜLDÜ”

15 Temmuz darbe girişiminin yeni bir oyun olmadığını, son 3 yıldır ekonomik kriz kozunun farklı kılıflar altında sürekli tedavüle sokulmaya çalışıldığı kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Bunun için her yolu denediler, her aracı kullandılar, eli kanlı çetelere, insan kılığındaki katil sürülerine bile umut bağladılar. Yıllardır koyunlarında besledikleri FETÖ gibi, PKK, YPG gibi, DEAŞ gibi terör örgütlerini kendilerini ifşa pahasına üzerimize salmaktan çekinmediler. 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi, siyasetçi görünümlü piyonlarını kullanarak etnik milliyetçilik üzerinden sokakları terörize etmeye, insanları birbirine düşürmeye çalıştılar ama muvaffak olamadılar. 30 yıldır sırtını sıvazladıkları terör örgütü bizzat kendi açtığı çukurlara gömüldü. DEAŞ ise bugün Suriye’de kaçacak delik arıyor, Allah’ın izniyle onların da işini orada bitireceğiz” açıklamasında bulundu.

“BORSA, DÖVİZ VE FAİZ ÜZERİNDEN MANİPÜLASYON YAPILIYOR”

Hâlen borsa, döviz ve faiz üzerinden manipülasyonlar yapıldığına; basireti bağlı kimi iş adamları derneklerinin de bu sürece alenen destek olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “28 Şubat dâhil bu milletin iradesine yönelik bütün vesayet girişimlerinde ilk sırada saf tutmuş bir yapıdan başka türlü hareket etmesini beklemek elbette aşarı iyimserlik olur. Şimdi bunların içerisinde olanlardan bir tanesi enteresan tweetler atıyor. Tweetlerinde ne diyor? Diyor ki, ‘Şu anda ağlıyorsunuz. 15 Temmuz gecesi F-16’lara karşı, tankların karşısına dizildiniz, şimdi niye ağlıyorsunuz?’ diyor. Bunlar da işte güya eli kalem tutanlardan. Bir diğer taraftan da roman yazarıymış, başarılıymış, şuymuş buymuş vesaire. Sizin her yeriniz roman yazarı olsa ne olur? Biz hayatı yaşıyoruz. Biz bu millete efendilik değil, hizmetkârlık yapıyoruz, bizim yaptığımız iş bu. Benim milletim kendisine ihanet eden o alçaklar, o hainler karşısında kendisini vatanı için tankların altına atıyor, menfaat şebekeleri için değil.”

“DÖVİZ BİR BASKI ARACIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan alışveriş merkezi sahibinin merkezdeki iş yerlerinin Türk lirası üzerinden kiralandığı açıklamasına işaret ederek, kendisine teşekkür etti. Kiralamaların döviz üzerinde değil TL ile yapılması ve yastık altı döviz birikimlerinin TL’ye çevrilmesi veya altın alınması yönünde geçen hafta çağrıda bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Döviz bir baskı aracıdır ve bu döviz karşılığı olmadan bastırılan para ve karşılığı olmadan bastırılan bu parayla da yüz milyarca dolar birilerine akmaktadır; mesele bu. Bir defa bizim bunu çözmemiz lazım. Niçin yastığının altında bu karşılığı olmayan parayı saklayacaksın? Gelin bu parayı millî paramıza çevirelim. Millî değerlerimize sahip çıkacağız, dem bu dem, zaman bu zaman. Gelin şu anda dolarınız, avronuzu TL’ye çevrin. Bizi yıkmak, bizi mahkûm etmek isteyenlere karşı yastığımızın altındaki parayı TL’ye çevirmeliyiz” diye ekledi.

Yaptığı ziyaretlerde ve görüşmelerde; Rusya’ya, İran’a ve Çin’e, Türkiye ile aralarındaki ticarette TL’nin ve bu ülkelerin resmî paralarının kullanılması teklifinde bulunduğunu ve bu teklifinin sıcak karşılandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekli talimatların merkez bankalarına verildiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekranları başında bizi izleyen tüm milletime sesleniyorum, yastığının altında ne varsa, para olarak söylüyorum, gel bunu altına yatır, gel bunu TL’ye yatır ve bununla beraber piyasayı düzenleyelim. Piyasayı bununla düzenlediğimiz zaman, işte o çıkar şebekeleri değil, o zaman ülkemiz kazanacak, o kazan millet kazanacak” şeklinde konuştu.

“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ REFORMLAR, EKONOMİMİZİ KRİZLERE KARŞI DİRENÇLİ HÂLE GETİRDİ”

Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde inşa edildiğini vurgulayarak; “Hiç kimsenin, hele hele iş dünyasını temsil iddiasındaki derneklerin bu millete karamsarlık pompalamaya hakkı yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülke 2001 krizinde gecelik faizlerin yüzde 7500’lere çıktığı günleri yaşadı. Bunu Osmanlı’da da yaptılar, Osmanlı’da yüzde 900’lere kadar faizi çıkarttılar. Çünkü Osmanlı’yı o şekilde çökertmek istiyorlardı. Şimdi de işte burada da 7 binin üzerine faizi çıkartılar, bu millet bunu da aştı. Vergi gelirlerinin faiz borçlarını dahi karşılayamadığı dönemleri gördü. Göreve geldiğimizde durum buydu. Türkiye memur maaşlarını ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu ülke IMF kapılarında birkaç milyon dolar için boyun büktüğü acı günleri yaşadı. Ama şimdi bizim IMF’e borcumuz yok. Elhamdülillah şu anda Merkez Bankamızın döviz rezervi işlerimizi görüyor; ama dikkatliyiz. Felaket senaryolarından bahsedenler, o dönem paralarına para katmanın, krizi fırsata çevirmenin mutluluğunu yaşıyordu. Bakın burası çok önemli; millet gelecek kaygısıyla kıvranırken, bunlar sırça köşklerinde saltanat sürüyordu. Rabbim bir daha bizlere o günleri göstermesin. Ülkemizde artık bu dönemler bir daha geri gelmemek üzere kapanmıştır. 14 yıldır hayata geçirdiğimiz reformlar, ekonomimizi krizlere, sarsıntılara, hatta 15 Temmuz’da olduğu gibi büyük fırtınalara karşı dirençli hâle getirmiştir. Bu millet güçlü bir millet, bu millet büyük bir millet. Bakın 15 Temmuz’un ertesinde 16 Temmuz’da benim milletim yastığının altından 2,5 milyar doları piyasaya sürdü ve TL almak suretiyle hesapları altüst etti. Şimdi ben milletimden bunun devamını bekliyorum. Dünyada birçok lider ülkesinde bu tür çağrıları yapıyor, ben de bu milletime bu çağrıyı yapıyorum”

“KENDİ PARAMIZI KULLANIP DÖVİZE BAĞIMLILIĞIMIZI DÜŞÜRMELİYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel piyasalarda son birkaç aydır yaşanan dalgalanmaların Türkiye’deki etkisinin geçici olduğunu dile getirerek, dünyanın en büyük ekonomilerinin dahi bu sürecin yansımalarını hissettiğini ve yaşadığını hatırlattı. Asıl meselenin bunu çok kısa sürede atlatmak ve bundan kurtulmak olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye nasıl 2008 krizini diğer ülkelere göre çok rahat atlatmışsa, inşallah çok daha kısa sürecek bu çalkantılı dönemi de geride bırakacaktır” ifadelerini kullandı.

Açıklamasında, “Madem kriz operasyonu döviz üzerinden yapılıyor, öyleyse biz de kullanabileceğimiz her yerde kendi paramızı kullanıp dövize bağımlılığımızı düşürmeliyiz” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk Lirası üzerinden yapabileceğimiz işlemleri, kiralamaları, alımları ki devlet olarak da Cumhurbaşkanlığında yaptığımız ekonomi zirvesinde onu da karara bağladık, yapılabilecek tüm ihaleleri TL üzerinden bu şekilde gerçekleştireceğiz. Böylece ihalelerde de bir dönüm noktasını başlatmış olacağız. Alımları neden döviz üzerinden gerçekleştirip kendimizi niye dolara, avroya bağımlı hâle getirelim? Artık böyle bir döneme girelim. Neden yastık altında atıl hâlde duran ziynet eşyalarını, dövizleri, altınları ekonomimize kazandırmayalım? Bunun da adımlarını atalım. 15 Temmuz’da nasıl el birliğiyle demokrasimize, özgürlüğümüze, geleceğimize sahip çıkmışsak, şimdi de ekonomimize sahip çıkma zamanıdır. Gün, laf söyleme değil harekete geçme zamanıdır. Gün, Türkiye’nin ekonomi seferberliğine köstek değil destek olma zamanıdır.”

“MİLLETİN YANINDA SAF TUTANLARI DESTEKLEYECEĞİZ”

İşlemlerini TL ile yapan firma sayısı arttıkça, döviz üzerinden Türkiye’yi sıkıştırma hesabının kısa zamanda bozulacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki tüm yerli yabancı şirketlerden Türkiye’ye güvenmeleri tavsiyesinde bulundu ve bu ülkenin geleceğine yatırım yapmalarını beklediğini söyledi. Türkiye’nin şimdiye kadar kendine inanını, yatırım yapanı asla yarı yolda bırakmadığını ve bırakmayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet ve siyasetçiler olarak elini taşın altına koyan, bu milletin yanında saf tutan herkesi desteklemeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“FAİZİ ÖNEMLİ BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK GÖRÜYORUM”

Konuşmasında faiz konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Faiz meselesini çözmemiz gerekiyor. Yalnızlığımı biliyorum; ama mücadelemi sürdüreceğim, kararlıyım. Çünkü faizi önemli bir sömürü aracı olarak görüyorum, faizi emperyalist mantığın en önemli sömürü araçlarından biri olarak görüyorum. Faizi yatırımcıyı köşeye sıkıştırma aracı olarak görüyorum. Şu anda Türkiye’de en yüksek parayı kazanan reel yatırımcı değildir, en yüksek parayı kazanan finans sektöründe olanlardır. Kendi öz sermayeleriyle değil, bütün mevduat sahiplerinin bankaya yatırdıkları parayla ne yapıyor? Vurgunu vuruyor. Konuştukları zaman, bunlar öyle ufak tefek parayla konuşmuyorlar, bu yıl şu banka şu kadar kazandı derken, reel yatırımcıya bakıyorsun o kılı kırk yarıyor.”

Faizlerin düşürülmesi gerektiğine vurgu yaparak dünyada yüzde 0,5 ile 1,5 arasındaki faiz oranlarının uygulandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, “Peki, bize ne oluyor? Onlar bununla hem para kazanıyorlar, hem de yatırımcısının önünü açıyorlar. Biz de yatırımcının önünü açacağız ki bu yatırımcı yatırım yapsın, yatırımdan sonra istihdam sağlayalım, istihdamdan sonra üretimi gerçekleştirelim, ardından da rekabet imkânını verelim. Ondan sonra da parayı gerçekten kazanma fırsatını yakalayalım, derdimiz bu. Bunun için er veya geç adımlarımızı atıyoruz, atacağız ve bu işi de inşallah gerçekleştireceğiz” görüşlerine yer verdi.

Konuşmasının sonunda açılışı yapılan alışveriş merkezinin hayırlı olmasını, merkezde mağaza açacak, iş kuracak firmalara bereketli ve helal kazançlar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Rabbim yar ve yardımcımız olsun, yolumuz, bahtımız açık olsun” temennisiyle tamamladı.

Konuşmasının ardından kurdele keserek açılışı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan ayrılışı sırasında alışveriş merkezinin önünde biriken ve kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlara hitaben de kısa bir konuşma yaptı.

“AVM’DEKİ DÜKKÂNLARI KENDİ MİLLÎ PARAMIZLA KİRALAYALIM”

Açılışı yapılan merkezle birlikte Alibeyköy, Eyüpsultan ve İstanbul’un yeni bir sıçramayı daha yakaladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alibeyköy’de 90’lı yıllarda yaşanan dere taşkınlarını hatırlattı ve şöyle dedi: “Alibeyköy deresi bir taşkın geçirmişti. Taşkında dere kenarındaki evlerin hâlini hatırlayalım. Belki o dönemde içinizde o evlerde oturanlar da vardı ama o günden bugüne işte bakın şu anda burada bu toplantıyı yapıyoruz ve artık bu her an tehdit altında olan bölge, bu tehditlerden kurtarılmış oldu. Şimdi çok daha modern, çok daha güzel bir semtte yaşamanın gururu içindeyiz. Biz sizleri seviyoruz, Allah için seviyoruz. Sizlere efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. 14 senedir bunun hazzını yaşıyoruz ve daha iyi olacağına inanıyoruz.”

Buradaki hitabında da döviz baskısına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle seslendi: “Buradan tüm mülk sahiplerine, alışveriş merkezlerine buradan da çağrı yapıyorum: Gelin, bu ülkeyi seviyorsanız, bu milleti seviyorsanız alışveriş merkezlerinizdeki dükkânları bir diğer yerlerdeki dükkânları dolar, avro üzerinden kiraladıysanız bunları bugünün kuru üzerinden Türk lirasına çevirin. Bu adımı atalım. Bu adımı atalım ki benim esnafım da güç kazansın. Çünkü birçok esnaf şu anda endişeli, ‘Ben bunu acaba bu şekilde ödeyebilir miyim?’ diyor. İşte onları da rahatlatalım. Onun için şunu bilelim; Kardeşlerim, bütün bu mal, mülk, bütün bunlar geçici, bunu biliyoruz. ‘Mal da yalan mülk de yalan/Gel biraz da sen oyalan’ diyor ya şair, öyleyse biz oyalanacağımız bu mal mülk noktasında dolara, avroya mahkûm etmeyelim vatandaşımızı. Kendi millî paramızla kiralayalım ve onlar da hizmetlerini verirken bu rahatlık içinde bu huzur içinde milletine, devletine ve kendi oradaki ev sahibine sadakati daha da artsın.”

Hitabının sonunda, AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında süren Anayasa görüşmesinin millet ve ülke için hayırlara vesile olması dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım” çağrısıyla bitirdi.