Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada PKK’ya destek veren milletvekilleri ile ilgili yargı süreci hakkında “Dokunulmazlıklar üzerinden Meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık, net söylüyorum; benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin kendisine tevcih ettiği fahri doktora unvanı için düzenlenen törene katıldı. Üniversitenin konferans salonunda gerçekleşen törende; Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın yanı sıra davetliler ile üniversite öğretim üyeleri ve öğrenciler de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fahri doktora belgesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl tarafından takdim edildi.
Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite tarafından şahsına takdim edilen fahri doktora unvanı için teşekkür etti ve üniversitenin 2016-2017 akademik yılının hayırlı olması temennisinde bulundu.
SOMALİ İLE SAĞLIK ALANINDA İŞ BİRLİĞİ
Sultan Abdülhamit Han tarafından inşa ettirilen ve 1903’te onun tarafından hizmete açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye ait binanın, geçen yıl kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne tahsis edilmesiyle amacına uygun bir misyona yeniden kavuştuğuna işarete den Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine bugün Somali’de açılışı yapılan ve adının verildiği Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun da hayırlı olmasını dilediğini söyledi.
Somali’deki sağlık meslek yüksekokuluna kabul edilen Somalili öğrencilerin, Yunus Emre Enstitüsü tarafından verilecek Türkçe hazırlık eğitiminden sonra sağlık alanında eğitim alacaklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerin hem Somali’de büyük ihtiyacı karşılayıp hem de iki ülke arasında sağlık alanında uzun yıllar sürecek iş birliğinin beşeri kaynaklarını oluşturacaklarını ifade etti
“TÜRKİYE, SAĞLIK HİZMETLERİ ALANINDA DÜNYANIN ÖNDE GELEN ÜLKELERİ ARASINDA YER ALIYOR”
Sağlık hizmetleri alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin, çıtayı her geçen yıl daha yükseğe taşıması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin; daha önce milletvekilliği yapan, Cumhurbaşkanlığı sağlık ekibinin yöneticiliğini üstlenen ve hâlen üniversitenin rektörü olan Prof. Dr. Erdöl’ün liderliğinde, kendi alanında, kısa sürede Türkiye’nin en prestijli eğitim-öğretim kurumu hâline dönüşeceğini dile getirdi.
Konuşmasında Türkiye’deki yükseköğretim sistemi konusunda hasbihal etmeyi, sağlık alanında kat edilen mesafeyi ve bu alandaki Türkiye’nin 2023 hedeflerini konuşmayı istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun zamandır ya bir terör olayı ya da terörle mücadelede yaşanan gelişmeler sebebiyle gündemin diğer konularını yeteri kadar konuşup tartışma imkânı bulamadıklarını söyledi. “Bazı meseleler var ki onlarla ilgili değerlendirmelerimizi kamuoyuyla paylaşmak da en az diğer konular kadar önemli hâle geliyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün başlayan ve hâlen devam eden terör örgütü PKK’ya destek veren milletvekilleriyle ilgili yargı sürecinin böyle bir konu olduğunu belirtti.
“BU DENSİZLERİN AMACI, DOKUNULMAZLIKLAR ÜZERİNDEN TÜRKİYE’Yİ SIKINTIYA SOKMAK”
Terör örgütü PKK’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) uzantılarının olduğuna işaret ederek, söz konusu partinin, 7 Haziran seçimlerinin ardından 80 milletvekili ile Meclise germelerine rağmen siyasi mücadelelerini orada yürütmek yerine halkı sokağa davet ettiklerini ve insanların ölümüne neden olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı şunları söyledi: “Esasen yaşanan hadise çok açık ve nettir. Bilindiği gibi TBMM geçtiğimiz Mayıs ayında istisnasız tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıldı. Yani bu sadece onlara yönelik bir olay değil. Fakat şu anda Batının ağzına bakın, Batı şu anda nasıl değerlendirmeler yapıyor. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesine götürüldü biliyorsunuz, Yüksek Mahkeme de yapılan işlemi hukuka uygun buldu. Bunun üzerine genel başkanlar dâhil olmak üzere yargı safhasında dosyası olan milletvekilleri ilgili adliyelere gidip ifadelerini vermeye başlamışlardır. Ancak bir siyasi partinin mensupları en başından beri ısrarla bu konuyu tahrik unsuru hâline getirmeye çalışmışlardır. Hatta önceleri meydan okudu, ‘Benim dokunulmazlığımı kaldırın, ben anında hemen yargıya gitmeye hazırım’ dedi. Tamam, o zaman öyle diyordun da daha sonra ne oldu sana? Daha sonra aksini yapmaya ve kaçmaya çalıştılar. Dokunulmazlıklar üzerinden Meclise, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık, net söylüyorum; benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir. Milletim ne diyor, aslolan budur. Yoksa Batı ne diyor? Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmedi. 53 sene Avrupa Birliği’nin kapısında bekletilen Türkiye için batıdan biz ne bekleyeceğiz? Kendimizi aldatmayalım, biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. İnanın, çalışalım, gayret edelim, ilim olarak değerli hocalarım şu sevgili öğrencilerimizi geleceğe hazırlasınlar, biz bunları sollayıp aşar geçeriz, hiç endişeniz olmasın.”
“BİZİM ÖLÇÜMÜZ, ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN BEKASI İÇİN NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMAKTIR”
Türkiye’nin son üç yıldır yaşadığı hadiseler sebebiyle artık bakış açısını değiştirmiş, kendisine yeni yol çizmiş bir ülke olduğunu ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sonra bizim için şu ne der-bu ne der diye bir ölçü yoktur. Artık bizim ölçümüz, ülkemizin ve milletimizin bekası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktır” dedi.
2013’te yılında Gezi olaylarında, aynı yılın sonunda yaşanan 17-25 Aralık Emniyet-Yargı darbe girişiminde ölçülerinin aynı olduğunu ve bu anlayışla hareket ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’nın, 20 Temmuz 2015’te çukur eylemlerini başlattığında o yerleşim yerlerindeki sivil vatandaşların can güvenliğine itina gösteren bir yaklaşımla yine devletin ve milletin bekası için ne gerekiyorsa onu yaptıklarını bildirdi.
“SİYASETTE ÇIRAK DEĞİLİM”
7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan siyasi belirsizlik dönemini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben biraz seyrettim, bakalım ne yapacaklar diye. Birinci parti dolaştı, gezdi. Ardından hemen şunu başlattılar: ‘Görevin ikinci partiye verilmesi lazım. Ben siyasette çırak değilim, kalfa da değilim, elhamdülillah bir yere geldik 40 yılda. Sana vereceğiz de sen yapacaksın? Sen bir defa Beştepe’nin yolunu bilmiyorsun. Beştepe’nin yolunu bilmediğin gibi, bir de senin sayısal durumun zaten diğer iki partiyle de bir araya gelsen bu hükûmeti kurmaya yeterli değil. Niye? İktidar partisi zaten sayısal olarak çok çok fazla. Onun olmadığı bir ortaklık hükûmetin kurulmasına zaten yeterli değil. Onun için ‘benim zaman kaybına tahammülüm yok’ dedim. Anayasanın amir hükmü gereğince adımı attık ve tekrar seçim kararını aldık. Ve millet bizim bu kararımızı paylaştı. Millet bu kararı paylaştığı için de, işte olan netice çok açık net ortada ve böylece hamdolsun yeni bir süreç başarılı bir şekilde gelişti, gelişiyor. Anayasadan aldığımız yetkilerle bu yolu izledik. Ülkeyi kazasız belasız 1 Kasım’a ulaştırdık” diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimini, ‘bu sıkıntılı sürecin zirve noktası’ olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin dirayetli duruşu, cesareti ve kahramanlığı sayesinde bu kanlı darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını dile getirdi ve “Darbe girişiminin ardından ilan ettiğimiz olağanüstü hâl çerçevesinde, FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Hem içerde hem dışarda Burada da asla taviz vermeye niyetimiz yok. Bu PKK olabilir, bu PYD olabilir, bu DHKP-C olabilir, bu YPG olabilir, bu DEAŞ olabilir, fark etmez. Hem içerde, hem dışarda. Bu milletin bunlarla mücadeleye gücü vardır, kudreti vardır ve bu işi başarır. Şu ana kadar da bu süreç başarılı bir şekilde devam ediyor” vurgusunda bulundu.