Avrupa Birliği (AB) Eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış babaocağında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hep yanında oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz ‘tek millet’ diyoruz. 81 milyon tek millet. Niye? Bizi yaradan Rabbim öyle emrediyor da onun için. Rabbim bizi kabileler halinde yarattı, kavimler halinde yarattı. Üstünlük, ittika ile takva ile. Öyleyse benim için Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Boşnak’ı, Arap’ı fark etmez. Hepsi Müslüman olarak benim kardeşimdir. Ama şu terör örgütü bizi böldü, bizi parçaladı. Şimdi artık bizi bölemeyecek.” dedi.
Vatandaşlara otobüsten hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın coşkusuna, ilgisine ve heyecanına bakarak, 2019 yılının bir başka olacağını, yeniden diriliş hareketi başlattıklarını belirterek, halkın coşkusuyla bu kongreyi gerçekleştirdiklerini ifade etti.
“YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKARMIŞ”
Erdoğan, “Hatırlıyorsunuz değil mi? Yiğit düştüğü yerden kalkarmış. Bize Siirt’teki o konuşmayla ne yaptılar? Cezaevinin yolunu gösterdiler. Ne yapmıştık. Bir şiir okumuştuk. Bu şiir Milli Eğitim’in onayından geçmiş bir şiirdi. Ve bundan dolayı içeri girdik, ondan sonra çıktık. Partimizi kurduk. Partimizi kurduktan sonra 16 ay tek başımıza iktidar olduk. Şimdi ben damadı olduğum Siirt’e soruyorum. Bizi yalnız bırakmayacaksınız, değil mi? Bu geçen sürede bazı sıkıntılar yaşadık ama inşallah bundan sonra farklı olacak değil mi? Buna hazırız.” diye konuştu.
Kardeşlerin arasına fitne, fesat sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceklerini, kardeşin kardeşi Allah için sevdiğini ve o sevgiyi kimsenin alıp götüremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Menfaat için severse o tehlikeli. Biz menfaat için bir kardeşlik istemiyoruz. Allah için seveceğiz. Makam, mevki için değil, Allah için sevmek. Siirtli, Allah için sever. Öyleyse bir şeyi yapacağız. Bizde Arap, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Boşnak böyle bir ayrım var mı? AK Parti’li de bu yok. Niye? Biz ‘tek millet’ diyoruz. 81 milyon tek millet. Niye? Bizi yaradan Rabbim öyle emrediyor da onun için. Rabbim bizi kabileler halinde yarattı. Kavimler halinde yarattı. Üstünlük, ittika ile takva ile. Öyleyse benim için Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Boşnak’ı, Arap’ı fark etmez. Hepsi Müslüman olarak benim kardeşimdir. Ama şu terör örgütü bizi böldü. Bizi parçaladı. Şimdi artık bizi bölemeyecek.”
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, ay yıldızlı bayraktan başka bayrağın olmadığını bildirdi.
Erdoğan, “Paçavraları kimseye yutturmasınlar. İşte bizim bayrağımız. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Kardeşlerim, şu toprakları bölmeye çalıştılar. Biz 780 bin kilometrekareyle tek vatanız. Böldürmeyeceğiz bu toprakları. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka bizim devletimiz var mı?” diye konuştu.
Siirtlilere canlılıkları ve heyecanların daim olması temennisinde bulunarak, onlardan çok çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.” dedi.
SİİRT’E TIP FAKÜLTESİ
Siirtlilere bir müjde veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Siirt Üniversitesi’ne 1,5- 2 yıl içerisinde -kararı çıktı- tıp fakültesini kuruyoruz. Yükseköğretim Kurumundan geçti. Artık Sağlık Bakanlığımızın Eğitim Araştırma Hastanesi üniversitemizin afiliye anlaşmalı bir fakültesi olacak. Artık sağa, sola gitmeye gerek kalmayacak. Nasıl? Öyleyse daha çok çalışacağız. Sizler de bizleri mahcup etmeyeceksiniz. Yok PKK’mış, yok şuymuş, yok buymuş… Dik duracağız, dik. Ben artık Siirtli kardeşlerimin, inşallah bu terör örgütlerine prim vermeyeceklerine inanıyorum. Bugün şuraya indim, buraya gelene kadar, baktım ki sağ olsun kayyum kardeşlerimiz iyi çalışıyor. Buralara biliyorsunuz kardeş belediyeler atadık. İyi çalışıyor. Daha güzel olacak. Yeter ki biz bu yolda beraber yürüyelim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra alandakilerle, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının sözlerini tekrarladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt Yeni Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Siirt 6. Olağan İl Kongresi’ndeki konuşmasına, Siirt’in ilçelerine selamlarını göndererek başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ekonomik başarılarımızın, siyasi özgürlüklerimizin temel hak ve hürriyetler alanında elde ettiğimiz kazanımlarımızın devamı için 2019 adeta bir ‘milat’ olacak.” dedi.
İl kongresi vesilesiyle bir kez daha evliyalar, alimler, arifler şehri Siirt’te olmanın bahtiyarlığını yaşadığını belirten Erdoğan, kongrenin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Siirt teşkilatının tüm mensuplarını, kurulduğu günden bugüne kadar partinin çatısı altında emek verenleri gayret ve fedakarlıklarından dolayı kutladı, vefat edenlere de Allah’tan rahmet niyaz etti.
Asırlardır bu toprakları aşkla, hikmetle, ilim ve irfanla yoğuran tüm gönül erlerini kemal-i edeple yad eden Erdoğan, “Peygamber Efendimizin meftunu olan Veysel Karani Hazretlerine, İsmail Fakirullah Hazretlerine, İbrahim Hakkı Hazretlerine bir kez daha Yüce Mevla’dan rahmet ve mağfiret diliyorum. Rabbim, bizleri o Hakk aşıklarının yolundan ayırmasın.” diye konuştu.
“ON BİNLERDEKİ HEYECANI BUGÜN ÇOK FARKLI GÖRDÜM”
Siirt ziyaretiyle, bir ayrılığı vuslata dönüştürdüklerini ifade eden Erdoğan, “Bugün üç senedir yüreğimizi yakan hasrete artık bir son veriyoruz. Böylesine muhteşem bir atmosferde gönüllerimizi buluşturan Rabbime sonsuz hamd ediyorum.” dedi.
Erdoğan, Siirt’i ve Siirtlileri çok özlediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Anlaşılan sizler de bizleri özlediniz. Siirt’e ayak bastığımız andan itibaren bizi bağrına basan tüm hemşehrilerime kalbi şükranlarımı sunuyorum. Dışarıda on binlere hitap ettik ve bu on binlerdeki heyecanı bugün çok farklı gördüm, bu sevgi selini çok farklı gördüm, hepsine teşekkür ediyorum. Siirt’in eniştesi olmanın gururunu hep yaşadım, daima yüreğimde hissettim, bu aziz toprakların bir evladı olmaktan, özellikle Meclis’te Siirt’i temsil etmekten her zaman onur duydum, iftihar ettim. Bu yola milletvekili olarak başladık, başbakan olduk, cumhurbaşkanı olduk. İnşallah emrihak vaki olana kadar son nefesimizi verene kadar da bu gururu yaşayacağım. Ne zaman başımız dara düşse, ne zaman birileri önümüze engel çıkarsa, hamd olsun Siirt bize daima sahip çıktı.”
Siirt’in dili ve kalbinin, Allah kelamıyla nurlanmış, piri fanilerin duasını ve niyazını her zaman üzerilerinde hissettiklerini aktaran Erdoğan, “Sizler, AK Parti’nin büyük ve güçlü Türkiye mücadelesine destek verdiniz, buradan yola çıktık. Hatırlayın, ilk oylamada Siirt’te yüzde 85 ile bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Sizler en kritik dönemdeki dayanışmanızla, ülkemizin önünde yepyeni yollar, yepyeni kulvarlar açtınız.” değerlendirmesinde bulundu.
“ŞİMDİ ÖNÜMÜZDE 2019 SEÇİMLERİ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasında Siirt’ten çok daha farklı bir sonuç beklediklerine işaret ederek, “Maalesef olmadı. Biz Siirt’in cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine, şöyle tarihe geçecek çok güçlü bir destek vermesini arzu ediyorduk. Her ne kadar Tillo, Şirvan, Pervari ve Baykan’da beklediğimiz neticeler çıksa da maalesef, il genelinde ‘evet’ oyları yüzde 48’de kaldı, o bizi üzdü.” diye konuştu.
Özellikle Tillo ve Şirvan’ın yüzde 80’in üzerinde oy oranlarıyla Türkiye’de en çok “evet” oyu veren ilk 100 ilçe arasına girdiğini vurgulayan Erdoğan, ahde vefaları için kendilerine teşekkür etti.
“Şimdi önümüzde 2019 seçimleri var.” ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye, 2019’da siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden birine sahne olacak. Önce mart, ardından milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkemizi geleceğe taşıyacak kadroları belirleyecek. Ekonomik başarılarımızın, siyasi özgürlüklerimizin temel hak ve hürriyetler alanında elde ettiğimiz kazanımlarımızın devamı için 2019 adeta bir ‘milat’ olacak.
Türkiye’nin 2019 sınavından da alnının akıyla çıkmaktan başka şansı yoktur. Türkiye, 2019’dan alacağı kuvvet, cesaret ve özgüvenle 2023’e, daha sonra 2053 ve 2071’e yürüyecektir. Alparslan’ın torunları olarak 2071’e yürümeye hazır mıyız? Öyleyse çok çalışacağız. Bu zorlu yolculukta sizlere, Siirtli hemşerilerime çok önemli görevler düşüyor. Biz, 2019 seçimlerinde Siirt’ten bu şehrin tarihine, kültürüne, şanına yaraşır bir tablo bekliyoruz. İstikbaline sıkı sıkıya sahip çıkmasını istiyoruz. Tıpkı Tillo ve Şirvan gibi diğer bütün ilçelerimizin de 2019’da sandıkları patlatmasını arzu ediyoruz.”
Bu zamana kadar dur durak bilmeden çalışacak, koşturacak ve Siirt’i tekrar milli iradenin “kutup yıldızı” yapacaklarına işaret eden Erdoğan, “Siirt’i yeniden tüm Türkiye’ye ilham veren, yol gösteren şehirlerimizden biri haline getireceğiz.” dedi.
Erdoğan, salonda bulunan AK Parti ana kademeden, kadın ve gençlik kolları üyelerinden “2019 seçimleri için kapı kapı dolaşma” sözü aldı.
Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) karar çıktığını ve Siirt Üniversitesi’ne Tıp Fakültesi’ni de kuracaklarını anlatan Erdoğan, birçok gencin Siirt’te ne yapıldığından haberinin olmadığını, üniversiteyi kendilerinin kurduğunu kaydetti.
Siirt’in gençlerinin okumak için Türkiye’nin bir başka ucuna gitmesine gönüllerinin razı olmadığını, bu nedenle üniversiteyi kurduklarını bildiren Erdoğan, “Biz birileri gibi istismar siyaseti, gerilim ve çatışma siyaseti değil hizmet ve proje siyaseti güdüyoruz. Bugüne kadar asla hamaset yapmadık, popülist siyasete prim vermedik, birkaç oy daha fazla alacağız diye orta ve uzun vadede milletimize zarar verecek politikalara hiçbir zaman tevessül etmedik.” diye konuştu.
“HESABİ DEĞİL, HASBİ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞTIK”
Türkiye’nin menfaati neyi gerektiriyorsa, onu hayata geçirmenin gayreti içerisinde olduklarını anlatan Erdoğan, “Partimizin değil milletimizin geleceğini düşünerek, hesabi değil hasbi bir şekilde çalıştık çabaladık. Bizden önceki bazı idarecilerin kimi popülist hatalarına düşmemek için çok dikkatli hareket ettik.” dedi.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey. Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarihi ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?” şeklindeki dizelerini aktaran Erdoğan, “Evet, mesele bu. Tarihten ibret alınsa tekerrür eder mi? İbret alınmayan, ders çıkarılmayan tarih ise tekerrür eder.” ifadelerini kullandı.
Salondakilerin, “Minareler süngü, kubbeler miğfer. Camiler kışlamız, müminler asker” şeklindeki şiiri okumaları üzerine, “Şimdi bunu niye okudular? Bizi bir daha götürsünler diye mi?” karşılığını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dik dur, eğilme, bu millet seninle” şeklindeki tezahüratlar üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Onun için beraber yürüyeceğiz. Bak Fırat Kalkanı Harekatı’nı gördük, değil mi? Arkasından Afrin harekatını gördük, değil mi? İşte salona girerken bakayım son durum nedir diye, bir alayım dedim. Aldım ki Afrin’le ilgili son durum, hamdolsun etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4017 oldu. Peki Kuzey Irak’ta ne oldu, Hakurk’ta, Zaho’da ne oldu? Orada da etkisiz hale getirilenlerin sayısı 327 oldu. Bitmedi. Yurt içinde, Gabar’da, Cudi’de, Tunceli’de, vesaire… Ne oldu? 154. Ne dedik? Nereye kaçarsanız kaçın, nereye girerseniz girin biz de orada olacağız. Biz Siirt’in huzurunu kaçıranları kovalayacağız. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Siirt’i bölmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Yeter ki Siirt dimdik ayakta dursun. Nitekim bizden önce devleti yönetenlerin önemli bir kısmı geçmiş hatalarından ders almadılar.”
Partililerin “Reis bizi Afrin’e götür” şeklindeki tezahüratları üzerine Erdoğan, “Biz devamlı toplantılarımızı yapıyoruz. İhtiyaç olduğu anda önce ben yola çıkacağım, ondan sonra da sizi çağıracağım. ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan’ şair böyle diyor.” karşılığını verdi.
Kendilerinden önce ülkeyi yönetenlerin geçmişten ibret almadıklarını ve ülkeyi popülizme kurban ettiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kimi zaman beceriksizlikleri, kimi zaman vizyonsuzlukları, kimi zaman cesaretsizlikleri sebebiyle milletimize ağır faturalar miras bıraktılar. Burada yaşı 50’nin üstünde olan vatandaşlarımız çok iyi hatırlar. Bir dönem ülkede ‘kıyak emeklilik’ diye bir şey çıkardılar, hatırlayın. Şu anki ana muhalefetin başındaki zat o zaman neydi? SSK’nın Genel Müdürüydü. 8 yıl boyunca da bu kurumun başında genel müdürlük yaptı. İşte bu dönemde bu zatın da katkı sunduğu bir düzenlemeyle 34-35 yaşında insanlara emekli olma hakkı tanındı. Bay Kemal, sen yaptın bu işleri. Düşünebiliyor musunuz, insanın en verimli, en üretken yaşları olan 40’lı yaşlara bile varmadan yüzbinlerce vatandaşımız emekliye sevk edildi. Bunun bedelinin ne olduğunun hesabını yapıyor musun? Bakınız o dönem bizden kat be kat zengin Avrupa ülkelerinde insanlar 55-60 yaşına kadar çalışırken, üretirken, ekonomiye katkı sağlarken biz 35 yaşındaki insanları emekli ettik.
Peki vizyonsuz siyasetçilerle, bürokratların günü kurtarmak için çektiği bu kıyağın faturasını kim ödedi? Elbette devletiyle, milletiyle biz ödedik, halen de ödüyoruz. Bu beceriksiz, bu kifayetsiz genel müdürün basiretsizliği sebebiyle soyup soğana çevrilen SSK’yı yeniden ayağa biz kaldırdık.”
“TÜRK EKONOMİSİNİN BAŞARISI İÇİN GEREKLİ ADIMLARI ATMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Aynı işi yapan kurumları bir araya toplayarak hem vatandaşın mağduriyetini önlediklerini hem de hizmet kalitesini artırdıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“SSK’ya bağlı hastaneler pislik içinde yüzerken bu zat, rahmetli Savaş Ay’ın programında pişkince sırıtıyordu. Sorumluluğu altındaki kurumlarda vatandaşlarımız dertlerini dinleyecek bir Allah’ın kulunu dahi bulamazken bu zat utanması gereken yerde kameralara gülümsüyordu. Biz o utanç görüntülerine de son verdik. Hastaların sırf borcunu ödeyemediği için rehin alındığı, sağlam girenin hasta çıktığı, sabah 4-5’te sıra kavgalarının yaşandığı düzeni tamamen biz değiştirdik. Yahu ölü rehin alınır mı? Bunlar ölüyü bile rehin aldılar. Eğitimde, sağlıkta, ticarette, üretimde, tarımda, velhasıl bütün alanlarda ülkemizi kalkındırırken milletimize en iyi, en kaliteli hizmetleri götürürken ana muhalefetin bizi çekmek istediği popülizm tuzağına düşmedik. Ne yaptıysak, hangi adımı attıysak sadece ve sadece milletimizin geleceğini, ülkemizin menfaatini düşünerek yaptık. İnşallah bundan sonra da küçük hesaplar peşinde koşmayacak, kısa vadeli çıkarlar adına istikbalimizi tehlikeye sürüklemeyeceğiz. SSK’yı batıranların istismar siyasetine prim vermeden Türk ekonomisinin başarısı için gerekli adımları atmayı sürdüreceğiz.”
Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşabilmesi için bugüne göre 2 kat daha büyütmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, bunu da başaracakları ve millete verdikleri sözü yerine getireceklerini belirtti.
“Nasıl ülke sathında ana muhalefeti dikkate almadan çalıştıysak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde de meydanı bölücü örgüte bırakmadan hedeflerimize yürüdük.” ifadelerini kullanan Erdoğan, terörle mücadeleyi hukuk ve demokrasi içinde sürdürerek bölücü terör örgütünün çukur ve hendek üzerinden kurduğu kanlı planı darmadağın ettiklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir dönem eli kanlı katillerin musallat olduğu, baskı ve şiddetin kol gezdiği ilçelerimizde artık emniyet ve huzur hakim.” diye konuştu.
Vatandaşların rahatça gece sokağa çıkabilmelerinden ve huzur içinde yaşayabilmelerinden memnuniyet duyduğunu aktaran Erdoğan, bir dönem kan ve gözyaşıyla hatırlanan şehirlerin bugün kültür, turizm ve eğitim alanındaki başarılarıyla anıldığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte Siirt’te olduğu gibi bir dönem bölücü örgütün kasasına akan gelirler şimdi vatandaşlarımıza hizmet, eser ve proje olarak geri dönüyor. Artık vatandaşlarımızın çoluğunun çocuğunun rızkından kısarak devlete verdiği vergiler Kandil’deki terör baronlarının cebine gitmiyor. Diyarbakır’dan Mardin’e, Siirt’ten Batman’a kadar tüm illerimiz, belediyecilik alanında kendilerine yakışan hizmetlerle tekrar tanışıyor.” bilgisini paylaştı.
“GÜVEN VE EMNİYET İKLİMİNİN BOZULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Siirt’e gelirken, şehrin ne kadar düzenli olduğunu gördüğünü aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Nereden nereye? Demek ki emanet ehline verilirse her şey değişiyor. Elbirliği içinde tesis ettiğimiz bu huzur, güven ve emniyet ikliminin bozulmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bölgede yaşayan kardeşlerimizi, teröristlerin ve terör elebaşlarının karşısında selam duran kıyafetsizlerin insafına asla terk etmeyeceğiz. Anayasa ve kanunlar çerçevesinde siyaset yapmak isteyen, Türkiye’nin kırmızı çizgilerine saygı gösteren herkese Meclisin kapısı sonuna kadar açıktır. Adı, sanı, unvanı, makamı ne olursa olsun hiç kimse kendini hukukun üstünde göremez. Hele hele milletin verdiği yetkiyi, bir avuç teröriste, üç beş çapulcuya asla peşkeş çekemez. Kim bunu yapıyorsa, kim bu milletin emanetine ihanet ediyorsa karşısında devleti bulur, yargıyı bulur, güvenlik güçlerini bulur. Her kim Gazi Meclisin çatışı altında milletvekilliği yapmak yerine terör seviciliği, terör yandaşlığı yapıyorsa, karşısında bizatihi milletin kendisini bulur. Terörle, terörizmle ve şiddetle arasına mesafe koymayanın yeri kimse kusura bakmasın Parlamento değildir. Belediyenin kepçesini, kamyonunu, aracını, imkanlarını sokak çetelerinin emrine verenlerin yeri de başkanlık koltuğu değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin tek bir kuruşunun dahi bölücü örgütün kasasına gitmesine izin verilemeyeceğinin altını çizdi.
Bu ülkenin imkanlarıyla, devlet ve millet düşmanlarının serpilmesine, palazlandırılmasına, vatandaşlara musallat edilmesine asla göz yumulmayacağını vurgulayan Erdoğan, meseleye bu şekilde yaklaştıklarını bildirdi. Erdoğan, “Milletin emanetini namusumuz bilip canımız pahasına korumanın mücadelesini veriyoruz.” diye konuştu.
Vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapılmadığına işaret eden Erdoğan, “Etnik, siyasi, dini ve kültürel kimliğine bakmadan 81 milyonunun tamamına hizmet götürmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türk, Arap, Kürt, Zaza, Laz olmak üzere 81 milyonun kendisinin kardeşi olduğunu belirterek, “Niye? Bizi Allah yaratmadı mı? Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevmeye mecbur değil miyiz? Öyleyse bu ayrım niye? Hiç kimse, Türk’ü Arap’a, Arap’ı Kürt’e, Laz’a, Çerkez’e üstün kılamaz. Üstünlük ittika iledir, takva iledir. Onu da kim ölçer biçer? Rabbim. Onun için hiç kimse, benim aşiretim, benim akrabam, benim şuyum buyum bırakın bu işi. Hepimiz bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti’nin çatısı altında bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız. Mesele bu. Bunu başaracağız. Birbirimizi de böyle seveceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
SİİRT’E YAPILAN YATIRIMLAR
Erdoğan, Siirt’te yapılan yatırımlar hakkında bilgi vererek, son 15 yılda ile 6,5 katrilyon lira yatırım yapılığını söyledi.
Eğitimde 2 bin yeni derslik yapıldığını ve çocuklar okula gidebilsin diye Siirtli çocukların ailelerine 187 trilyon eğitim desteği verildiğini anlatan Erdoğan, bugün 14 bin öğrencisi olan Siirt Üniversitesini kazandırdıklarını anımsattı. Erdoğan, yakın bir zamanda tıp fakültesinin de açılacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 bin 824 kişilik yükseköğrenim yurtları açtıklarını, sağlıkta 15 sağlık tesisini hizmete soktuklarını, 13 sağlık tesisinin yapımının, 7 sağlık tesisinin ise proje, ihale ve arsa çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.
Siirt’e 2002 yılına kadar sadece 7 kilometre bölünmüş yol yapıldığını dile getiren Erdoğan, 15 yılda buna 118 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerini kaydetti.
“Ilısu ses getirecek. Bunu da teröristler istemiyordu. Çünkü Ilısu Barajı, onların geçiş yollarını kesiyordu.” diyen Erdoğan, ayrıca 6 yeni köprü yaptıklarını aktardı.
Toplam maliyeti yaklaşık 1,5 katrilyon lira olan 9 ulaştırma projesinin devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje içinde bulunan 6 kavşak ve 2 köprü olan Siirt-Eruh yolu yapımının da sürdüğünü, tamamının 2 yılda bitirileceğini bildirdi.
Yapımı hızla süren Silvan-Malabadi-Haydar Köprü Yolu’nun da iki yıl içinde tamamlanacağını belirten Erdoğan, Siirt-Kurtalan yeni demiryolu hattının proje çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.
Üç yıl önce geldiklerinde Siirt’e ikinci bir havalimanı yapacaklarını söylediklerini anımsatan Erdoğan, bu projenin mevcut havalimanının dışında ikinci bir havalimanı olmadığını vurgulayarak, “Yaptığımız çalışmalar sonucunda, mevcut Siirt Havalimanımızın pistinin uzatılarak, iyileştirilerek hava trafiğine açılmasına karar verdik. Şu anda yapılıyor. Henüz bitmedi. Zaten bitmiş olsaydı bugün oraya inecektik. Bitmediği için Batman’a indik. Bittiği andan itibaren inişlerimiz, kalkışlarımız oradan olacak. Bu yaz mevsiminde seferler başlayacak.” diye konuştu.
“AH, YALAN MAKİNESİ AH”
Erdoğan, Siirt’in uzun vadeli içme suyu problemini çözmek için 4 içme suyu tesisini hizmete aldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Geçtiğimiz 15 yılda -burası da önemli, Bay Kemal bunu da bilmiyor- bütçede konuşuyor, ‘Çiftçiler ağlıyor, bir kuruş destek almıyorlar’ diyor. Geçtiğimiz 15 yılda Siirtli çiftçilerimize toplamda 436 trilyon lira tutarında tarımsal destek verdik. Ah, yalan makinesi ah. Önümüzdeki dönemde Siirt’i yeni ve daha büyük hizmetlerle, yatırımlarla, projelerle buluşturmaya devam edeceğiz. “
Türkiye’nin, demokraside ve ekonomide güçlendikçe kendilerine olan güvenlerinin de arttığına işaret eden Erdoğan, “Bu durum, ülkemizin ve bölgemizin geleceği ile ilgili kararlarda kendi irademizi daha kararlı şekilde ortaya koymamıza imkan sağlıyor. Tabi bu tablo önümüze çıkan engellerin, ülkemizi hedef alan saldırıların çapının da büyümesine yol açıyor.” dedi.
“Onlar saldırdıkça Türkiye olarak 81 milyon olarak biz daha sıkı kenetleniyoruz.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Geçmişte 3-5 milyar dolarlık spekülasyonla Türk ekonomisini esir alanlar, bugün 10-20 katı büyüklüğündeki rakamları ortaya sürüyorlar ama istedikleri neticeyi alamıyorlar. Öyle olunca da adeta kuduruyorlar, olmadık yerlerden olmadık bahanelerle saldırıyorlar. Biz, terör örgütlerine karşı dünyanın görmediği, cesaret edemediği bir mücadele veriyoruz. Onlar ise bizi destekleyecekleri yerde terör örgütlerinin ağzıyla ve talepleriyle karşımıza dikiliyorlar. Türkiye söz konusu olunca demokrasiden, insan haklarından, meşruiyetten, özgürlüklerden dem vuruyorlar. Kendi çıkarları söz konusu olunca terör örgütleriyle yan yana yol yürümekten geri durmuyorlar. İşte, teröristleri Elize Sarayı’nda ağırlayacak kadar hedeften sapıyorlar. Ondan sonra kalkıyor, bana akıl vermeye. O aklı sen kendine sakla. Önce madem ki terör örgütlerine karşısın, bizim yanımızda olacaksın. Bilmezsen, bilesin ki her zaman bu terör örgütleri senin başını ağrıtacak. Her gün ülkemizi hedef alan terör saldırıları konusunda tek bir samimi söz söylediklerini duymadığımız Batı ülkeleri, Türkiye’nin meşru gerekçelerle yürüttüğü operasyonlarını engellemek için kırk takla atıyorlar.”
”PEKİ BUNUN ÇİMENTOSU NERDEN?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmelerde bulundu:
“İşte o tünelleri televizyonlardan izlediniz, değil mi? Bunların içinden kamyonlar bile geçebiliyor. Peki bunun çimentosu nerden? Kurtalan, Nihat Bey’in çimento fabrikasından değil ha. Nerden geliyor, biliyor musun? Hemen bu tünellerin yapıldığı yerin doğusunda, Lafarge’ın çimento tesisleri var, ordan alıyorlar ve oradan mikserlerle gelip orada döküyorlar. Utanmadan, sıkılmadan konuşuyorlar ve bunlara inşallah bu hesabı yine onlar soracak. Kendi topraklarında mantar tabancası patlasa tüm özgürlükleri askıya alanlar, Türkiye’nin topraklarına yönelik terör saldırılarına cevap vermesine bile tahammül edemiyorlar.”
“Afganistan’da 100 hafızlık talebesi katledilirken seslerini çıkarmayanların, Türkiye’nin imha ettiği teröristlere ağıtlar düzdüklerini” aktaran Erdoğan, İsrail’in inkar dahi etme gereği duymadan, taammüden katlettiği silahsız Filistinlilerin feryadına kulaklarını tıkayanların, terör örgütünün destekçilerine kapılarını sonuna kadar açtıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“İşte bak Doğu Guta’da… Ah ah, yavruları, yavrucukları yine bugün şehit ettiler ve Suriye’deki rejimi hala savunanlar var. Biz işte bu iki yüzlülüğe, bu riyakarlığa, bu insanlık dışı politikaya isyan ediyoruz. Ey Batı! Doğu Guta’da katledilen, şehit edilen bu yavrulara, kadınlara, bu insanlara ne zaman dönüp bakacaksınız da biz size ‘Bunlar adil davranıyor’ diyeceğiz.
Bölgemizdeki insanlık trajedilerini kendi silah tüccarlarının, kendi iç siyasi hesaplarının, at pazarlığının malzemesi haline dönüştürenlere ‘yazıklar olsun’ diyorum. Sizin demokrasi, insan hakları, diplomasi anlayışınıza da yazıklar olsun. Ölümüne yol açtığınız veya seyirci kaldığınız her masumun kanı sizin yüzünüze de elinize de tarihinize de geleceğinize de bulaşmıştır. Artık bu ülkelerin hiçbirinin terör örgütlerinden, terörizmden, terör eylemlerinden şikayet etmeye hakkı kalmamıştır. Çünkü terör virüsünü kendi elleriyle kendi vücutlarına zerk ediyorlar ama farkında değiller. Türkiye olarak biz kendi mücadalemizi, kendi belirlediğimiz strateji doğrultasında sonuna kadar yürüteceğiz. Bu mücadelede bize destek olan herkese teşekkür ederiz. Karşımıza geçip teröristlerin ağzıyla konuşanlara ise ‘cehenneme kadar yolunuz var’ diyoruz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nur Tatar Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen AK Parti Van 6. Olağan İl Kongresi’ne katılarak, partililere hitap etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün Suriye’de okul sıralarında eğitim alması gereken çocukları ellerine silah tutuşturup, kurşunların önüne sürenler aynısını burada yapamamışlarsa bizim dikkatimiz ve dirayetimiz sayesindedir.” dedi.
Salondaki partililerin “Dik dur eğilme” şeklindeki tezahüratlarına Erdoğan, “Hiç endişeniz olmasın, beşer planında hiçbir insanın önünde eğilmedik. Sadece Allah’ın huzurunda rükuda ve sücudda eğildik.” karşılığını verdi.
Siirt’ten Vanlılara selam getirdiğini dile getiren Erdoğan, Siirt’te de muhteşem bir katılımın olduğunu bildirdi. Erdoğan, gecikmeli olarak Van’a geldiklerini belirterek, Vanlılardan haklarını helal etmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan bugüne kadar AK Parti Van teşkilatlarında vazife yapanlara şükranlarını sundu ve ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet diledi.
Kongrenin hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Van 16 Nisan halk oylamasında yüzde 43’lük ‘evet’ oranıyla maalesef beklediğimizin ve Türkiye ortalamasının çok altında kaldı. Halbuki bizim Van’dan beklentimiz çok daha yüksekti. Türkiye için neler yaptığımızın, Van’a da hangi hizmetleri getirdiğimizin en yakın şahidi sizsiniz ama görüyorum ki 16 Nisan’dan sonra bugün Van bir başka. İşte bakın depremin ardından Van’a 30 bin konut inşa ederek altyapısıyla, üstyapısıyla, baştan sona tüm eksiklerini gidererek nasıl yeniden ayağa kaldırdığımızın en yakın şahidi sizlersiniz.”
Doğalgazı Edremit’e kadar getirdiklerini belirten Erdoğan, “Niye? Hans’ın, Helga’nın doğalgaz kullanmak hakkı da benim Edremit’teki kardeşimin doğalgaz kullanmak hakkı değil mi? Demek ki hiçbir ayrım yapmaksızın bu hassasiyeti gösteren biziz.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, Erciş’e de doğalgaz götüreceklerini, doğalgazın Tuşpa’daki Kalecik deprem konutlarında halihazırda bulunduğunu, Akköprü deprem konutlarında da yakında kullanılmaya başlanacağını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Feki Teyran’ın, Seyyid Fehim Arvasi’nin, Mir Hasan-ı Veli’nin mirasına bizim sahip çıktığımızı en iyi sizler biliyorsunuz.” dedi.
Bölge edebiyatının ve tasavvufunun sembol isimlerinin divanlarını ve eserlerini bastırarak ebedileştirdiklerini en iyi Vanlıların bildiğini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bölücü örgüt ve uzantısı olan yapılar çeşitli isimler, çeşitli kılıklar altında Van’ın adeta iliğini emerken biz hep Vanlı kardeşlerimizin yanında yer aldık, onların dertlerine derman olduk. Terör örgütü çocuklarımızı sokaklarda bozuk para gibi harcamaya çalışırken biz sağladığımız eğitim, spor, kültür, sağlık hizmetleriyle gelecek kurmanın mücadelesini veriyorduk. İşte buyurun şu Nur Tatar Kapalı Spor Salonu bunun ispatı değil mi? Bizden önce böyle bir salon var mıydı?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile görüştüğünü ve Van’a yakışan bir stadyumu da yapacaklarını belirterek, “Bugün Suriye’de okul sıralarında eğitim alması gereken çocukları ellerine silah tutuşturup, kurşunların önüne sürenler aynısını burada yapamamışlarsa bizim dikkatimiz ve dirayetimiz sayesindedir.” ifadesini kullandı.
Beşyol Meydanı’nda 15 Temmuz’un ardından demokrasi nöbeti tutan Vanlıların muhabbetini, sevgisini ve kadirşinaslığını asla unutmadıklarını vurgulayan ve “Vanlıyam, şanlıyam, kılıcı kanlıyam, özüm, sözüm hep birdir, men bu yurda bağlıyam” sözlerini aktaran Erdoğan, “Özü, sözü bir olan Vanlı kardeşlerimizin bu yurda bağlılığı işte böyle türkülerle nakşedilmiştir. Terör örgütünün zulmünden kurtulmuş bir şehrin her alanda nasıl gelişebileceğinin, ticaretiyle, turizmiyle, sanayisiyle nasıl ayağa kalkabileceğinin en güzel örneği işte hepimizin gözü önündedir.” dedi.
Van’ın bir önceki yıl turizmde adeta patlama yaşadığına işaret eden Erdoğan, “Şimdi ben diyorum ki Van’ın parası olanları gelin Van’da otellerin sayısını artıralım.” diye konuştu.
Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Ankara’da görüştüklerini anımsatarak, görüşmelerinde Ruhani’nin “Biz Van’a turist gönderiyoruz.” dediğini aktardı.
Son 15 günde Van’a gelen turist sayısının 169 bine ulaştığına dikkati çeken Erdoğan, “Bu bir şeyi gösteriyor, demek biz alt yapımızı yaparsak, biz hazırlığımızı yaparsak İran’dan Van’a, Ağrı’ya, Iğdır’a çok gelecek insan var. 16 Nisan’da ortaya çıkan sonuç bize bir sıkıntı olduğunu, kendimizi Vanlı kardeşlerimize yeteri kadar anlatamadığımızı gösteriyor. İnşallah bu kongremizle birlikte Van’da yeni bir döneme adım atıyoruz. Artık hep birlikte daha çok çalışacağız, Van’da çalmadık kapı bırakmayacağız.” ifadesini kullandı.
Ana kademe, kadın kolları ve gençlik kollarına, “2019’a kadar kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız?” diye soran Erdoğan, olumlu yanıt alması üzerine, şunları kaydetti:
“Bitti bu iş, Rabbim hepinizden razı olsun. Buradaki coşkuyu 2019’un Mart ayındaki belediye başkanlığı, kasım ayındaki milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimine kadar sürdürmenizi bekliyorum. AK Parti Türkiye’nin 81 vilayetinin, 81 milyon vatandaşımızın her birinin partisidir.”
Geçen hafta Hatay’daki il kongresinin ardından sınıra gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Reyhanlı’daki askeri birlik ziyareti sırasında sanatçı İbrahim Tatlıses’in “Yaylalar” türküsünü söylediğini anımsattı. Erdoğan, salondakilerin “İşte ordu işte komutan” sloganları üzerine, şunları ifade etti:
“Orada İbrahim Tatlıses sağ olsun coştu ama ‘Yaylalar’ biliyorsunuz askerin türküsüdür. Ama o ‘Yaylalar’da bırakmadı, ne dedi? ‘Afrin’i dolaş da gel.’ Orada da bırakmadı ‘Münbiç’i dolaş da gel’ dedi. Evelallah biz önce Fırat Kalkanı Harekatı ile bir adım attık mı? Attık. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra Afrin’le ilgili adımımızı attık mı? Ne dedik? Durmak yok. Buradaki mazlumların ahını dindirine kadar devam. Bugüne kadar ulaşamadığımız vatandaşlarımızın kabahatini onlarda değil biz aslında kendimizde arıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında gelinen noktaya değinerek, “Afrin’de, bugün son rakamları aldım, 4 bin 17 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca kuzey Irak’ta 327 teröristi etkisiz hale getirdik. Yurt içinde de 154 teröristi etkisiz hale getirdik. Söyledik, Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te inlerine gireceğiz. Neresi olursa olsun durmak yok yola devam dedik. Çünkü benim Vanlı kardeşime rahat vermeyen, onlarda huzur bırakmayan bu teröristleri evelallah biz er veya geç bitireceğiz. Sonuna kadar…” diye konuştu.
“BU MİLLETİ BÖLEMEZLER, BU ÜLKEYİ PARÇALAYAMAZLAR”
Salondakilerle birlikte yürekten haykırarak verecekleri mesajın Van Gölü’nün öteki kıyısında Ahlat’tan, Tatvan’dan, Van’ın kardeşleri Urumiye, Hoy, Nahçivan’dan duyulmasını Kandil, Sincar, Haseke, Münbiç’tekilerin yüreklerini titretmesini, El Bab’ta, Afrin’de her nerede terörle mücadele eden kahramanlara moral olmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, rabia işareti yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tek millet. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Gürcü’süyle, Boşnak’ıyla, Laz’ıyla 81 milyon tek millet. Biz birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı sıkı tutarsak ne yaparlarsa yapsınlar bu milleti bölemezler, bu ülkeyi parçalayamazlar. Çevremizde oynanan oyunları görüyorsunuz, ‘şu köken, bu köken’, ‘şu mezhep, bu mezhep’ diye böldükleri toplumları nasıl perişan ettiklerini, nasıl geleceğini kararttıklarını sizler de takip ediyorsunuz. Hamdolsun üzerimizde oynanan tüm oyunlara rağmen biz bu tuzağa düşmedik, inşallah düşmeyeceğiz. İkincisi tek bayrak, rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımızın bir eşi yok. Şehitlerimizin son nefeslerini verirken hangi kökenden, bölgeden, meşrepten olduklarına bakmıyorlardı. Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’na ve son dönemdeki terörle mücadelemize kadar şehitlerimiz sadece ve sadece kime karşı mücadele ettiklerine, ne uğrunda canlarına verdiklerine bakıyorlardı.”
Üçüncü unsurun ise “tek vatan” olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle dedi:
“Türkiye 780 bin kilometrekare toprağıyla tek parçadır, bölemeyecekler. Koskoca bir imparatorluktan elimizde kalan bu son vatan parçasının tek bir karış toprağını, tek bir çakıl taşını dahi kimseye vermeyiz. Tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka devletimiz yok. Yok ‘paralel devletmiş, yok şuymuş, yok buymuş. Ne FETÖ’nün paralel devletine ne bölücü örgütün özerklik hevesine yer yoktur. Bu devletin sınırları içinde ve dışında yaşayan tüm insanları aynı haklara, fırsatlara sahip birinci sınıf birey olarak, kamunun tüm imkanlarını aynı ölçüde kullanabilen vatandaşlar olarak gördük. Kim ki bu ülkenin herhangi bir bireyini kökeninden, inancından, meşrebinden, sosyal veya siyasi tercihlerinden dolayı ötekileştirmeye kalkarsa karşısında önce beni, benimle birlikte devletimizi bulur.”
”SONUNA KADAR MÜCADELE ETMEKTE KARARLIYIZ”
Erdoğan, ömürlerini ayrımcılıkla mücadeleye adadıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’yi demokraside, insan haklarında, özgürlüklerde, ekonomik refah konusunda geldiği yerin gerisine götürmeye yönelik hiçbir niyete, girişime en küçük bir müsamahamız yoktur, olmayacaktır. Milletimizin tamamının hakkını ve hukukunu korumak için işte bu demokrasi, özgürlük düşmanlarıyla sonuna kadar mücadele etmekte kararlıyız.”
Türkiye’nin terörle mücadelesinin tek amacının demokrasi ve refahı da içeren istiklal ve istikbali güvence altına almak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Yemen’de yaşananlara bakıp da hala Türkiye’yi eleştirenler demokrasiden, özgürlükçü düşünceden nasibini almamış olanlardır. İşte bugün Doğu Guta’da maalesef çocuklar şehit edildi. Ey Batı neredesin? O yavrucuklar, onlar nasıl şehit edildi? Hani Batı sesin çıkmıyor ama biz Afrin’de teröristleri öldürünce sesin çıkıyor. Ey Batı ne dersen de biz doğru bildiğimiz yolda inanarak yürüyoruz ve yürüyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle demokrasinin, terörle özgürlüğün, terörle zenginliğin bir arada olamayacağını görmek için daha ne yaşanması gerektiğini sordu.
“Açıkçası bilemiyoruz.” diyen Erdoğan, ama kendilerinin gördüklerinden ders çıkardıklarını ve bu konudaki verilen mücadelenin stratejisini ona göre belirlediklerini söyledi.
Atılan adımların da buna göre atıldığının altını çizen Erdoğan, “Türkiye’ye karşı düşmanlıklarını asla gizlemeyenler, her fırsatta ülkemize saldıranlar aynı cephede toplanmışsa sözün bittiği yere gelmişiz demektir. Eğer mazisi karanlık emperyalistlerle eli kanlı teröristler kol kola girip ülkemize karşı birleşmişlerse bize düşen bir olmaktır, iri olmaktır, diri olmaktır, kardeş olmaktır, hep birlikte Türkiye olmaktır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin zaferle taçlandırılmasından başka çare olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Bir asır önce nasıl tüm varımızı, yoğumuzu ortaya koyup büyük bir imanla Çanakkale’de düşmanı mağlup ederek Kurtuluş Savaşı’mızın ışığını yakmışsak bugün de yapacağımız aynısıdır. Hiç endişe etmeyin, biz hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda rükuda ve secdede eğiliriz. Başka asla.
Terör örgütlerini ve onları maşa gibi kullananları açtıkları çukurlara gömmeden, kurdukları tuzakları başlarına geçirmeden bize bu vatanda rahat yok, huzur yok, gelecek yok. Bu mücadeleye diğer 80 vilayetimiz ne kadar sahip çıkıyorsa Van da o kadar sahip çıkmak zorundadır.”
“HAK VE ÖZGÜRLÜKLER NOKTASINDA KISITLAMA SÖZ KONUSU DEĞİL”
Erdoğan, Türkiye’nin geçmişte demokrasi, özgürlükler ve ekonomi bakımından gerçekten çok sıkıntılı dönemler geçirdiğinin bir gerçek olduğunu ifade ederek, “AK Parti olarak 15 yıl önce teslim aldığımız Türkiye manzarasını hatırlıyorsunuz değil mi?” diye sordu.
AK Parti kurulduktan sonra buralara geldiklerinde, hükümete geldiklerinde kendilerinden ne istedikleri yönünde soru sorduklarını anımsatan Erdoğan, buna “Olağanüstü hali kaldırın, başka bir şey istemeyiz.” şeklinde yanıt aldıklarını söyledi.
Erdoğan, o dönemdeki olağanüstü hal ile bugünkünün alakası olmadığını vurgulayarak, “Şu anda özellikle hak ve özgürlükler noktasında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir. O dönemdeki olağanüstü hal uygulaması ise vatandaşlarımızın günlük hayatını fevkalade olumsuz etkiliyordu. Hükümeti teslim alır almaz ilk iş 1.5 ayda olağanüstü hali kaldırdık.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha sonra bürokratik vesayeti kırdıkça, demokrasimizin güçlendirilmesi konusunda tarihi reformları ardı ardına hayata geçirdik. Özgürlük ve demokrasi çıtasını yükseltmek için neredeyse bir asırdır talep edilen ne varsa aşağı yukarı hepsini de gerçekleştirdik. Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi özel yargılama usullerini kaldırdık. İşkenceye sıfır tolerans uygulamasıyla vatandaşlarımızın onuruna, haysiyetine saygı duyan bir güvenlik anlayışını tesis ettik.
Kürt kardeşlerimizin günlük hayatlarını zorlaştıran, çocuklarına isim koymaktan, kamu hizmetlerinin sunumuna ne kadar yanlış uygulama varsa hepsini değiştirdik. Bunları biz yaptık.”
“DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK YOLCULUĞUMUZ BİRBİRİNİN TAMAMLAYICISIDIR”
Demokrasi ve özgürlük yolculuğunun bitmeyecek bir süreç olduğunu vurgulayan Erdoğan, şartlar değiştikçe talepler ve beklentilerin de mutlaka değişeceğini belirtti.
Erdoğan, Türkiye’de halen kimin ne sorunu varsa, ileride kimin ne sorunu ortaya çıkacaksa, bunların hepsinin de çözümü için mücadele edilmesinin en başta gelen görevleri olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda kimsenin şüphesi olmaması gerektiğine işaret ederek, “Ülkemizin içinden geçtiği kritik dönemdeki hassasiyetlerimde demokrasi ve özgürlük yolculuğumuz birbirinin alternatifi değildir; tam tersine birbirinin tamamlayıcısıdır. Türkiye’nin şu anda verdiği mücadele öyle bir mücadele ki sonuçta ortaya çıkacak kara da zarara da Karadeniz’de Güneydoğu Anadolu, Marmara ile Doğu Anadolu, Ege ile İç Anadolu, Akdeniz bölgelerimiz aynı derece de ortaktır. Kazanırsak hep birlikte kazanacağız, kaybedersek hep birlikte kaybedeceğiz. Bunun için mesele vatansa gerisi teferruattır.” değerlendirmesinde bulundu.
”HEPSİNİN İPLERİ AYNI GÜÇLERİN ELİNDEDİR”
Türkiye’ye sıkılan her kurşunun hedefinin oradaki askerin nezdinde gerideki 81 milyon vatandaşın tamamı oluğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ülkemize karşı oynanan her oyunun hedefi üzerinde pazarlık yapılan yerle, konuyla birlikte 780 bin kilometre kare vatan toprağının tamamıdır. PKK’sından FETÖ’suna ve DEAŞ’ına kadar tüm terör örgütlerinin safı bu mücadelede Türkiye düşmanlarının yanıdır.
Fırat Kalkanı Harekatı’nda 3 bin DEAŞ’lıyı niçin etkisiz hale getirdiysek Zeytin Dalı Harekatı’nda da aynı sebeple 4 bin PYD’liyi etkisiz hale getirdik. FETÖ’nün yurt içindeki ve yurt dışındaki inlerine de aynı sebeple giriyoruz. Bunların hiçbirinin diğerinden farkı yok. Hepsinin ipleri aynı güçlerin elindedir.”
Terör örgütlerinin hainlikte sınır tanımadıkları gibi istismarda da ölçü tanımadığını vurgulayan Erdoğan, “PKK yıllarca Kürt kardeşlerimizi istismar ederek kendine zemin kazanmaya çalıştı. DEAŞ, aziz dinimizin adını kullanarak İslam dünyasına gavurların asırlardır vuramadığı darbeyi vurdu. DEAŞ’ın İslam ile alakası yok, bizim dinimizle alakası yok. Bunlar tamamıyla İslam dışı, din dışı bir örgüt ve bize zarar veriyor.” dedi.
Erdoğan, FETÖ’ye ilişkin de açıklamalarda bulunarak, FETÖ’nün de manevi duyguları istismar ederek yıllarca ihanetini gizlediğini söyledi. Daha önce yaptığı açıklamaları anımsatan Erdoğan, “Ne dedik? Altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet, böyle bir şebeke. Türkiye’nin hedef alınmasının sebebi, işte bu tezgahı çözmüş olmasıdır. Bunu biz bozduk. Hem kendimiz hem de Türk, Kürt, Arap, Türkmen, Acem tüm kardeşlerimiz, bölgemizde kurulan asrın tezgahını bozmak üzere harekete geçtik.” diye konuştu.
“MASKE DÜŞÜNCE, ARKASINDAN KİMLERİN ÇIKTIĞINI GÖRÜYORUZ”
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarında kontrol altına aldığımız 4 bin kilometre karelik alanı birileri küçümseyebilir. Halbuki biz bu vesileyle arka plandaki büyük oyuna can alıcı iki darbe vurduk.
Fırat Kalkanı ile DEAŞ’ın, Zeytin Dalı ile PYD’nin maskesini düşürdük. Terör örgütlerinin maskesi düşünce, arkasından kimlerin çıktığını hep birlikte görüyoruz.”
“Dün Türkiye’nin devleti ve milletiyle birliğini, bütünlüğünü hedef alanlar, bugün Türkiye’nin sınır ötesi harekatlarının önünü kesmek için uğraşıyorlar. Yani kısacası, oyunu tersine çevirdik.” ifadesini kullanan Erdoğan, hem Türkiye hem de bölge için yeni bir dönemin kapısının aralandığını vurguladı.
Yönetimler ne kadar teslimiyetçi olursa olsun, bölge halklarının hakikatleri gördüğüne işaret eden Erdoğan, “Bugün geleceğimize dünden daha ümitvar bir şekilde bakıyoruz. İnşallah yarın ümitlerimizin hayata geçişine şahitlik edeceğiz.” diye konuştu.
Erdoğan, AK Parti’nin en önemli özelliklerinden birinin de demokrasi ve kalkınma mücadelesini birlikte vermesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Ülkemizin önünde siyasi ve diplomatik olarak hangi zorluklar olursa olsun, kalkınma hedeflerimizden asla vazgeçmedik, asla geri kalmadık. Geçtiğimiz 15 yılda Türkiye’yi 3,5 kat büyütme başarısını işte bu sayede gösterdik. Van’da, diğer 80 vilayetimizle birlikte bu gelişmeden, büyümeden payına düşeni almıştır. Bugüne kadar Van’ın nasibine ne düştü biliyor musunuz? 22 katrilyon Van’a yatırım yaptık. Bugüne kadar gelen hangi iktidar Van’a böyle bir yatırım yaptı? Yok. Bunu, biz yaptık. Eğitimde 8 bin 758 derslik inşa ettik. Çocuklarımızın okula gidebilmeleri için ailelerine 431 trilyon destek verdik. Yaptığımız yatırımlarla Yüzüncü Yıl Üniversitemizi bölgesinin ve ülkemizin önde gelen yükseköğrenim kurumlarından biri haline getirdik. Üniversite eğitimi için şehrimize gelen öğrencilerimizin barınması amacıyla 7 bin 500 yatak kapasiteli yurtları hizmete açtık. 800 yatak kapasiteli yeni yurtları da 2 yıl içinde hizmete açıyoruz.”
“66 SAĞLIK TESİSİ KAZANDIRDIK”
Sağlıkta, 13’ü hastane olmak üzere 66 sağlık tesisini Van’a kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, bunlar arasında 400 yataklı Van bölge hastanesi ile 500 yataklı kalp cerrahisi hastanesinin de bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, inşası süren 18 sağlık tesisi arasında da 450 yataklı fizik tedavi ve psikiyatri hastanelerinin de bulunduğunu bildirdi.
TOKİ vasıtasıyla Van’a 25 bin konut, kamu binaları, okullar, sosyal tesisler, camiler, ticaret merkezleri yaparak adeta şehri yeni baştan inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, Van’da 36 kilometre olan bölünmüş yola 511 kilometre daha eklediklerini kaydetti.
Erdoğan, Bahçesaray’ın kar yağdığında dünya ile ilişkisinin kesildiğini hatırlatarak, toprak olan Bahçesaray yolunu genişletip, asfaltladıklarını, ardından da 3 bin metredeki geçide 2 kilometrelik kar tüneli yaparak ilçeye kesintisiz ulaşımı sağladıklarını anlattı.
“1 MİLYON 665 BİN YOLCU”
Şimdi de 140 kilometrelik Van-Bahçesaray yolunu, Gevaş-Bahçesaray bağlantılı yeni bir güzergahla kısalttıklarını aktaran Erdoğan, bu proje kapsamında, 9 kilometresi tünelden oluşan 29 kilometrelik yeni bir yol yaptıklarını söyledi.
Van genelinde hala 2,5 katrilyon lira yatırım bedeli olan 15 ayrı yol projesinin de inşasının sürdüğüne işaret eden Erdoğan, “Gölün kenarında bir gemi inşa tesisi kurarak, 2 modern feribotun yapımına başladık. Bunlardan 50 vagon kapasiteli Sultan Alparslan Feribotu ocak ayında hizmete girdi. İdris-i Bitlisi Feribotunu ise inşallah Temmuz ayında işletmeye alıyoruz. Tatvan ve Van iskeleleri ile bağlantı yollarını yeniliyoruz.” dedi.
Erdoğan, modernize ettikleri Ferit Melen Havalimanı’nın geçen yıl 1 milyon 665 bin yolcu kapasitesine ulaştığına dikkati çekerek, hizmete aldıkları üç baraj ve iki gölete ilave olarak, dört barajın ve bir göletin inşasının sürdüğünü dile getirdi.
Sulama projeleriyle 337 bin dekar araziye bereket kattıklarını anlatan Erdoğan, Van şehir merkezi ile Gürpınar, Edremit, Gevaş ilçelerinin içme suyu sıkıntılarının çözüldüğünü, şimdi de Erciş ilçe merkezi ile TOKİ konutlarına, Kocapınar ve Çelebibağı beldelerine kaliteli içme suyunun getirildiğini söyledi.
“VAN’A ATIK SU TESİSİ”
Erdoğan, bugüne kadar Vanlı çiftçilere destek olarak 1 katrilyon destek verdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
“İnşallah bu hizmetleri önümüzdeki dönemde daha da ileri taşıyacak, Van’ı daha da kalkındıracağız. Biz, demokrasiye elbette saygılıyız ama devletin ve milletin imkanlarının terör örgütüne peşkeş çekilmesine de göz yumamayız. Bunun için sizlere hizmet etmek yerine bölücü terör örgütünün kulu, kölesi haline gelmiş olan belediye başkanlarını görevlerinden alıp, yerlerine kaymakamlarımızı, valilerimizi görevlendirdik. Gördüğüm kadarıyla görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız diğerlerinden çok daha maharetli, çok daha projeci, çok daha vizyoner belediye başkanları çıktı. Van Büyükşehir Belediyesi 2016 yılında 452 trilyonun 138 trilyonuyla yatırım yapmışken, valimizin riyasetinde 642 trilyon lira bütçe ile 369 trilyon lira yatırım yaptı. Geçtiğimiz yıl yapılan asfalt toplamı bin kilometreyi bularak, önceki yılın iki katına çıktı.”
Belediye tarafından caddeler ve sokakların yenilendiğini, okulların onarıldığını, gençleri üniversiteye ve hayata hazırlayacak eğitim çalışmalarının yürütüldüğünü ifade eden Erdoğan, “Şimde de belediyemiz, doğrudan Van Gölü’ne boşaltıldığı için ciddi bir çevre kirliliği sebebi olan atık suları arıtacak bir tesisi inşallah bu yıl şehrimize kazandırıyor.” diye konuştu.
”VAN’A GEREKEN DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Erdoğan, katı atıkların da işlenerek enerjiye dönüştürülmesine imkan sağlayacak bir projenin de bu yıl hayata geçirileceğini dile getirerek, Van’a yakışır bir şehir meydanı kurmak için kamulaştırma dahil tüm hazırlıkların devam ettiğini, bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının geçen ay alındığını, kamuya ait binaların yıkımına başlandığını kaydetti.
Proje tamamlandığında Van’ın şanına yakışır bir meydana kavuşacağına işaret eden Erdoğan, çevre yolu, şehir stadyumu, hafif raylı sistem gibi konuları da 2019’da seçilecek yeni belediye başkanının projelendirip, süratle hayata geçireceğini söyledi.
Her zaman ve her konuda olduğu gibi bu projeler için de Van’a gereken desteği vereceklerinin altını çizen Erdoğan, kendisini dinleyenlerden, seçimler için kapı kapı dolaşmalarını istedi.