Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Muş İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bugün, şartlar ne olursa olsun, bağımsızlığının ve millî menfaatlerinin gerektirdiği şekilde tavır alabilen güçlü bir Türkiye var. Alışmışlar emir kipiyle konuştukları eski Türkiye’ye, alışmışlar batıdan daha çok batıcı bir ülkeye. Bir türlü büyük, güçlü ve bağımsız Türkiye’yi hazmedemiyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muş 6. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongrenin yapıldığı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Yeni Spor Salonu önünde kendisini bekleyen vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ziyaretinde kendisini birlik ve beraberlik içinde karşılayan Muşlulara teşekkür etti.
“BİZDEN GERİYE İNŞA ETTİĞİMİZ ESERLER KALACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra kongrenin düzenlendiği salona geçerek partililere hitap etti. Uzunca bir aranın ardından tekrar Muş’ta olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1071’de Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt’in muzaffer komutanı Sultan Alparslan’ı ve onun kahraman ordusunu tazimle yâd etti.
Muş’un 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına cesaretle dikilerek, istiklalini ve istikbalini savunan şehirlerimizin önünde gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle 15 Temmuz şehitlerine de Allah’tan rahmet temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında “Bizim geleneğimizde makamlar, koltuklar, payelerin hepsi araçtır. Biz bu dünyada Hakk’a layıkıyla kul olmak, halkımıza da en iyi şekilde hizmet etmek için bulunuyoruz. Yarın emri hak vaki olduğu zaman bizden geriye kalacak olanın, mal, mülk, mevki değil, inşa ettiğimiz eserler olacağını gayet iyi biliyoruz” dedi.
“TÜM MAZLUMLARIN YARALARINA MERHEM OLDUK”
Türkiye’yi ekonomik, askerî ve diplomatik olarak büyütürken, komşular başta olmak üzere nerede bir ihtiyaç sahibi varsa onların imdadına koştuklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi alanda yaşanan gerilimlerin, komşuluk ve kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermediklerinin altını çizerek, “Ülkemiz sınırları içinde olduğu gibi, bölgemizin her yerinde de köken, din, dil ayrımı yapmadan tüm mazlumların yaralarına merhem olduk” dedi.
AK Parti’yi kurduklarında asla etnik, dini ve bölgesel taassup yapmayacaklarını, yapılmasına da müsaade etmeyeceklerini söylediklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıldır bu sözlerine halel getirmediklerini, hayata geçirdikleri sessiz devrimlerle; ret, inkâr ve asimilasyon politikalarına son verdiklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç kimsenin diline, inancına, kültürüne karışmadıklarını; hiçbir vatandaşın hayat tarzından dolayı ötekileştirilmesine müsaade etmediklerini belirtti.
Türkiye’nin son 15 yılının devletle milletin arasındaki mesafenin kapandığı, birlik ve beraberliğin güçlendiği, özgürlüklerin genişletildiği bir dönem olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 15 yılının demokrasinin şaha kalktığı bir süreç olduğunu vurguladı.
“ŞİMDİ IMF BİZDEN BORÇ İSTİYOR”
Bugün pasaportu ve parası itibar kazanmış, ekonomisi 3 kat büyümüş, millî geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkmış bir Türkiye’ye ulaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce paramızda bol sıfırların olduğunu ve iktidarları döneminde paradan altı sıfırı attıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyon hükûmetlerinden miras kalan 23,5 milyar dolarlık IMF borcu devraldıklarını, bu rakamı 2013 yılında sıfırladıklarını belirterek “Şu anda bizim IMF’e borcumuz var mı? Yok. Şimdi IMF bizden borç istiyor. IMF kapısında 3-5 sente muhtaç olan, el açan bir Türkiye vardı. Şimdi gene Türkiye’ye bir kumpas uygulamaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
“BAZI İŞ ADAMLARININ VARLIKLARINI YURT DIŞINA KAÇIRMA GAYRETLERİ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğuna dair haberler aldığını söyleyerek; kabineye yönelik olarak “Bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir. Bu ülkede kazanıp, bu ülkenin varlıklarını yurt dışına kaçırmaya çalışanlara asla biz iyi nazarla bakamayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın 27,5 milyar dolar olan varlığını başbakanlığı döneminde 136 milyar dolara kadar çıkardıklarını hatırlatarak, şu anda da 117-120 milyar dolar arası bir rakamda olunduğu bilgisini verdi. Şartlar ne olursa olsun, bağımsızlığın ve millî menfaatlerinin gerektirdiği şeklide tavır alabilen güçlü bir Türkiye olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde sergilenen çifte standartlara da değindi.
“BÜYÜK, GÜÇLÜ VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE’Yİ HAZMEDEMİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hansa, Corca, Mayka göre değil, Hasan’a, Ahmet’e, Ali’ye göre hareket etmemiz birilerinin canını fena hâlde sıkıyor. Alışmışlar emir kipiyle konuştukları eski Türkiye’ye, alışmışlar Batıdan daha çok Batıcı bir ülkeye, alışmışlar baskılarla yıldırdıkları, tehditlerle diz çöktürdükleri, diledikleri zaman oyun dışına attıkları o pısırık ülkeye. Bir türlü büyük, güçlü ve bağımsız Türkiye’yi hazmedemiyorlar” ifadelerini kullandı.
Eski Türkiye’nin patronlarının kendilerinin bu millî ve yerli duruşlarından rahatsızlıklarını her fırsatta gösterdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sorgusuz, sualsiz kendilerine tabi olmaması, millî menfaatlerinin bekçiliğini yapması karşısında adeta kudurduklarını; üstelik bu tavırlarını gizli, saklı değil, göstere göstere sergilediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Mesela ne yapmışız? Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız kışın üşümesin, ekonomimizin çarkları durmasın diye doğal gaz satın almışız. Diğer ülkeler gibi bizi de sadece Birleşmiş Milletler’in kararları bağlar. Türkiye Birleşmiş Milletler’in kararlarını harfiyen uygulamış mıdır? Uygulamış. Uluslararası taahhütlerini yerine getirmiş mi? Getirmiş. Üstelik bizim yaptığımız işin müttefiklik ruhuna aykırı bir tarafı da yok. Şartların el verdiği ölçüde elimizden gelen iyi niyeti de sergiledik mi? Sergiledik. Bunu yüz yüze görüşmelerimizde kendilerine de açıkça izah ettik, buna rağmen ülkemize yönelik suçlamalar akıl alır gibi değildir.”
“15 TEMMUZ GECESİ SİNMEYEN BU MİLLETİ, FETÖ’NÜN KUKLASI MAHKEMELER SİNDİREMEZ”
Tamamı FETÖ’nün servis ettiği ve ana muhalefet partisi eski vekillerinin kuryelik yaptığı, hiçbir hukuki geçerliliği olmayan kayıtlarla Türkiye’nin sanık sandalyesine oturtulmaya çalışıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hadi işin ticari boyutunu bir kenara bıraktık, çünkü kendi yaptırımlarını asıl delenler bizzat kendi firmaları. Buna rağmen ortada ticari bir hesaplaşma varsa onu da kendi mecrasında takip etmek gerekir. Asıl önemli olan, meselenin siyasi bir zemine çekilmeye çalışılmasıdır. Bu durum sadece hukukla değil, ahlakla da bağdaşmıyor. Bu dava 17-25 Aralık kumpasının okyanus ötesine taşınmış hâlinden başka bir şey değildir. Ortada bir mahkeme yoktur, sadece şantaj malzemesi üretme gayreti vardır. Kimse kusura bakmasın, biz bu şantaja boğun eğmeyiz. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçakların silahlarının sindirmediği bu milleti, açık söylüyorum, FETÖ’nün kuklası olmuş mahkemeler de sindiremez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’cü senaristlerin tıpkı 17-25 Aralık yargı-emniyet darbesinde olduğu gibi, bu süreçte de ana hıyanetin başındaki zata rol biçtiklerini söyleyerek, “Partisinin grup toplantılarını aylarca paralel çetenin montajlarını dinletmeye tahsis eden bu zat değil miydi. FETÖ’nün trolleri sosyal medyadan, CHP’nin trolü Meclis kürsüsünden şahsımız, partimiz ve hükûmetimiz aleyhine aylarca iftira kampanyaları yürüttüler. Biz milletimizle omuz omuza vererek paralel yapıyla mücadele ederken, bu zat FETÖ’cü televizyon kanallarının değişmez konuğu olmuştu, milletvekilleri de FETÖ’nün gazetelerinde kapı nöbeti tutuyordu. Paralel ihanet çetesiyle mücadelemizi en çok engellemeye çalışanlar bu partinin milletvekilleriydi” ifadelerini kullandı.
ANA MUHALEFET LİDERİNİN “KONTROLLÜ DARBE” İDDİALARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ana muhalefet partisi liderinin tavrına ilişkin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Bu zat aynı tavrını 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra da devam ettirdi. O gece, dikkat edin, bizler Yeşilköy’de Atatürk Havalimanına geldik. Biz havalimanına geldiğimizde on binler oradaydı. Peki, ne diyordu bu zat? Diyordu ki, ‘bir darbe olduğu zaman tankların önüne önce ben çıkarım’ diyordu. Kim diyordu? Bay Kemal. Peki, bu Bay Kemal o gece saat benden önce 11-11 buçuk gibi, Atatürk Havalimanına geldi. Havalimanına geldiği zaman oradaki arkadaşları onu karşıladılar ve tanklar oradaydı. Arkadaşları tankların başındakilerle gittiler görüştüler. Görüştükten sonra geldiler haber verdiler. Haberi verdikten sonra Bay Kemal tankların arasından tıpış tıpış yürüdü, arabasına bindi ve Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitti. Ondan sonra da utanmadan ne dedi? ‘Bu bir kontrollü darbedir’ dedi. Ya kontrollü darbenin sanığı sensin.”
7 Ağustos’ta Yenikapı’da düzenlenen bulaşmaya ana muhalefet liderini de davet ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bu beyefendiyi de davet ettim, Sayın Bahçeli’yi davet ettim. Sayın Bahçeli anında bana olumlu dönüş yaptı ve geleceğini söyledi. Bu ise önce gelemeyeceğini söyledi, bu Bay Kemal önce gelemeyeceğini söyledi, sonradan ne olduysa birileri herhalde üzerine gittiler, ikna ettiler. Dürüst ol dürüst, her zaman yalan söyledin, her zaman yalan söylemeye devam ediyorsun” dedi.
“KASETLE GELEN DEKONTLA GİDER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Yine FETÖ’nün sosyal medya tetikçilerinin servis ettiği yalan-yanlış bilgilerle günlerce Millî İstihbarat Teşkilatımızı hedef aldı. Ana kuzuları diyerek masum göstermeye çalıştığı FETÖ’cü teröristlerin nasıl acımasızca millete kurşun sıktığının görüntüleri her yerde var. Biz yalanları ortaya çıktıkça utanır, belki biraz kendine çekidüzen verir diye beklerken, bu zat iftiralarının çıtasını daha da yükseltti. Bir yalanını örtmek için ertesi gün daha büyük bir yalan ve iftirayla karşımıza çıkıyor. Bunun yalanlarının tek alıcısı ise CHP içindeki küçük bir kliktir. Ancak, son olay bir kaset operasyonuyla bu zatı CHP Genel Başkanlığına taşıyanların 2019 seçimlerine farklı bir isimle gitmek istediklerine işaret ediyor, gidicidir Bay Kemal. Geçen hafta göz göre göre tongaya bastırılmasının başka bir izahı olmaz. Bu şahsın siyasetteki son kullanım süresini tamamladığı anlaşılıyor. Ne diyelim, kasetle gelen dekontla gider, bunu böyle biliniz.”
“HANGİ İKTİDAR TERÖR ÖRGÜTLERİNİN OYUNCAĞI OLMUŞ BİR MUHALEFET İSTER?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında kendilerinin rakiplerinin zayıflığından gururlanan bir parti olmadıklarını, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet partisinin de belli bir kalibrenin, belli bir standardın üstünde olması gerektiğini söyledi. “Hangi iktidar terör örgütlerinin oyuncağı olmuş bir muhalefet ister? Hangi siyasetçi karşısında bu kadar zayıf bir rakiple mindere çıkmak ister?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin içine düştüğü veya düşürüldüğü durumun, samimi CHP’liler kadar kendilerini de üzdüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Muş’u sadece seçim dönemlerinde hatırlayanlardan olmadıklarını, tüm Türkiye gibi Muş’a da gece gündüz hizmet götürdüklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak önümüzdeki dönemde her alanda çalışmalarına hız vereceklerini söyleyerek bir taraftan kongrelerde yenilenme sürecini tamamlarken, diğer taraftan da 2019’a hazırlanmaları gerektiğini vurguladı.
“TÜRKİYE TÖKEZLERSE, UMUDUNU BİZE BAĞLAMIŞ YÜZ MİLYONLAR DA TÖKEZLER”
Son yaşanılan hadiselerin gelecek 1,5 yılın kendileri açısından hiç de kolay geçmeyeceğini gösterdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye yönelik saldırıların arttığı bu dönemde birlik ve beraberlikten asla taviz vermeden mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Çevremizde yaşanan felaketlerin bu tür fitnelerin nelere yol açabileceğinin ispatı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye tökezlerse, unutmayın, emin olun umudunu bize bağlamış yüz milyonlar, evet, onlar da tökezler” dedi.
Türkiye’nin, Kürt, Türk, Arap ayrımı yapmadan bölgesindeki tüm ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan tek ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Irak depreminde olduğu gibi Kuzey Irak’takilerin imdadına yine ilk Türkiye’nin yetiştiğini hatırlattı. Siyasi meselelerin komşuluk hukukunun önüne geçmesine asla izin vermediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Bu anlayışla, Yemen’den Libya’ya, Suriye’den İran’a ve Mısır’a kadar kim dara düşmüşse daima kardeşlerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Tüm hizmetlerin kesintiye uğramaması için 2019 çok büyük önem taşıyor. 2019 öncesinde sizlerden, özelikle kadınlarımızdan ve gençlerimizden çok daha çaba bekliyorum. Önümüzdeki dönemi iyi değerlendirdiğimizde inşallah Muş’ta çok farklı bir manzara ile karşılaşacağımıza inanıyorum.”