Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul ilçelerinde konuştu

Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan,Maltepe,Peykoz ve Üsküdar’da halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan

 

Avrupa Birliği (AB) Eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya,AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak,AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker,Hayatı Yazıcı,AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş,Milletvekilleri Şirin Ünal,  Mustafa Şentop ve Ekrem Erdem,Mehmet Metiner Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul programına eşlik etti.

Üsküdar’da beşinci konuşmasını yaptığını, önce Maltepe, ardından Beykoz ve şimdi de Üsküdar’da konuşma yaptığını, yarın yine İstanbul’da öğleden önce iki uluslararası toplantıya, ondan sonra da Ankara’ya gideceğini anlatan Erdoğan, “Bu gücü nereden alıyorum? Sizlerden. Sizin bu heyecanınız, gücümüze güç katıyor. Sizin bu varlığınız, gücümüze güç katıyor. Onun için de bu yolculukta inşallah çok daha güçlenerek, çok daha güçlü bir şekilde hizmet kervanını güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.

Üsküdarlıların aynı zamanda komşusu olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bir Üsküdarlı olarak komşularıma hitap ederken herhalde biraz daha farklı konuşmam lazım. Niye? Komşunun, komşu üzerinde hakları var. Sizin benim üzerimde, benim de sizin üzerinizde haklarım var. İçinizden bir cumhurbaşkanı olarak, daha önce bir başbakan olarak çıkmış bir kardeşiniz, daha önce bir büyük şehir belediye başkanı olarak çıkmış bu kardeşiniz diyor ki gelin bu yolculuğu güçlenerek devam ettirelim.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, yapılması gereken çok şeyin olduğunu, İstanbul’un, Üsküdar’ın her şeye layık olduğunu anlattı.

Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiirinin “Beyoğlu tepinirken/Ağlar Karacaahmet” mısralarını hatırlatan Erdoğan, “Benim babacığım da anacığım da Karacaahmet’te yatıyor. Tabii bu Karacaahmet bize de sinyaller veriyor. Karacaahmet sıradan bir yer değil.

Bizler beraber bu yolculukta yürüyeceğiz. Hizmetlerimizi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki öyle hizmetler yapalım ki şimdi geldiğimiz noktanın ötesine gidelim.” diye konuştu.

“DÜNYA MARMARAY’A, AVRASYA’YA BAKIYOR”

Mutlu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“20 öncesine doğru gidersek acaba böyle bir Üsküdar var mıydı? Yok. Ama şimdi şöyle bir düşünüyorum; ey Üsküdar, ey İstanbul… Bak Üsküdar, İstanbul’un ana çekim merkezlerinden biri oldu. Ne oldu? Marka oldu. Neyi ile? Marmaray ile bir marka oldu çünkü ecdat, karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından hamdolsun Marmaray’ı yürüttük. Şu ana kadar milyonlar denizin altından gitti. Dedik ki ‘Bu da yetmez.’ Bir de ne yapalım? Bir de Avrasya’yı yapalım. Avrasya’yı yaptık mı? Yaptık. Otomobil ile Avrasya’dan git, gel. Sıkıntı, hamdolsun yok. Dünya şu anda nereye bakıyor biliyor musunuz? Marmaray’a bakıyor, Avrasya’ya bakıyor. İşte bu, çekim noktalarını ortaya koyuyor. Biz daha da iyilerini yapalım, daha da ileri gidelim diyoruz. Gidecek miyiz? Gideceğiz.” 

Üsküdar’dan Ümraniye’ye tüneli yaptıklarını, bağlantı akslarını da yapacaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bunlar öyle ufak tefek rakamlarla olmuyor. Ben Bay Kemal’e dedim ki ‘Gel, bir bin. Bin de metro neymiş öğren. Bunlar önemli şeyler, sıradan işler değil. Bunlara bin ki dünya nedir tanı. Sıradan olay değil bunlar. SSK’yı verdiler sana, SSK’da bir genel müdürlük yaptın, batırdın olayı. Ölüleri bile rehin aldılar. Ama şimdi bak bizim hastanelerimize. Ne hale geldi hastanelerimiz görüyorsunuz değil mi? Şimdi inşallah bu mevcut hastanelerle yetinmiyoruz, bir adım daha atıyoruz. Nerede? Sancaktepe Şehir Hastanesi’ni yapıyoruz.

Önümüzde Sancaktepe’nin ihalesi var. İhalesiyle orası 3 bin 250 yataklı bir hastane olacak. Bir aksı Başakşehir’de olacak. Bunlar dev hastaneler. Bir kapıdan girdiğin zaman her şey içeride. Dışarıda bağlantı yok. Hatta hastalarımızın birçoğu içeride özel araçlarla taşınacak. Niye? Batının ulaşamadığı yere bir ulaşacağız. Türkiye, bunları başardığını dünyaya gösteriyor ve gösterecek. Şu anda Mersin, Isparta, Adana’da var. Yola devam ediyoruz. Niye? Onlar yapar da biz yapamaz mıyız? Biz onların daha iyisini yaparız dedik ve yaptık.”

“81 MİLYON TEK MİLLETİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eliyle rabia işareti yaparak, “Burada ne var? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bizi bölemeyecekler. Biz 81 milyon tek milletiz. Kardeşiz. Bizi bölmek isteyenlere vereceğiniz cevap; haddinize mi, biz kardeşiz. Biz birbirimizi yaradandan ötürü seviyoruz. Alevisi, Sünnisi, biz böyle bir ayrım yapmıyoruz. Doğulu, batılı böyle bir ayrım yapmıyoruz. 81 milyon tek millet. Bu yolda böyle yürüyeceğiz.” diye konuştu.

Türk bayrağına asla laf söyletmeyeceklerini çünkü onun şehidin kanını temsil ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Hilal, bağımsızlığın ifadesi. Yıldız, şehitlerimizin ta kendisi. Tek vatan… 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Böldürmeyiz. Cudi’de tepelerine indik, Gabar’da tepelerine indik, Tendürek’te tepelerine indik, Bestler Dereler’de tepelerine indik. Ne oldu? İnlerine girdik, inlerine. F-16’larımızla ve Silahlı İnsansız Hava Araçlarımızla… Bunları artık biz yapıyoruz. İnsansız Hava Araçlarımızı da biz yapıyoruz, hamdolsun. Kapılarına gidiyorduk, bizi kapıdan gönderiyorlardı ama şimdi biz yapar hale geldik. Bak nereden nereye? Zırhlı taşıyıcılarımızı yapıyoruz. Şimdi tanklar, evelallah o da bitti, şimdi onları da sürüyoruz. Kararlıyız, kararlı. Artık bizim yurt dışına bağımlılığımız yüzde 35’e filan düştü. Daha iyi olacağız. Daha güçlü olacağız. Bunları da başaracağız ve bütün bunlarla beraber sonuncusu, ona geliyorum, o da tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Burada birleşeceğiz.”

“DAHA GÜZEL ŞEYLER OLACAK”

“Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” diyen Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye’nin IMF’ye olan borcu sıfırladıklarını söyledi.

Türkiye’nin borçlarını ödedikten sonra IMF’nin Türkiye’den borç istediğini, kendilerinin de “verin” talimatı verdiğini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“IMF bu sefer baktı ki Türkler ciddi, vazgeçtiler. Değerli kardeşlerim; Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Şu anda 120 milyar dolar. Kalktılar bu ara bize kur savaşı ilan ettiler. Ne ilan ederseniz edin avucunuzu yalarsınız, avucunuzu ama buradan bir şey daha söylüyorum; ey finans sektörünün içerisinde olanlar, bizi kur, şu bu, bunlarla tehdit etmeye kalkmayın, bu ülkede yaşam hakkı bulamazsınız. Bak bu kadar açık söylüyorum çünkü bize kur savaşı, finans sektörüyle böyle bir müdahale adeta bu memlekete ihanettir. Ona fırsat veremeyiz. Asla. Biz bu yolda kararlı bir şekilde yürürüz. Şimdi tabii yarın gazeteler yazar; ‘Piyasalar alt üst oldu.’ Kusura bakmayın, eğer bundan dolayı piyasa alt üst oluyorsa hayırlı olsun. Biz kararlı bir şekilde yürüyeceğiz. Eğer finans sektörü bu vatana ihanet etmezse, bu vatanda onlar da görevini yaparsa başımız gözümüz üstünde yerleri var, her türlü desteği veririz. Onun için de bu faiz denilen belayı düşürmeleri lazım.”

Erdoğan, Türkiye’nin daha iyi olacağını kaydederek, “Biz, 2002 Kasım’da göreve geldik, ihracatımız neydi biliyor musunuz? 36 milyar dolar. Şimdi ne biliyor musunuz? 160 milyar dolar. Olay bu. Fakat biz bunları da yeterli bulmuyoruz. Çok şeyler olacak. Daha güzel şeyler olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beykoz 6. Olağan Kongresi’nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulduğu günden bu yana Beykoz İlçe Teşkilatı’nda görev almış, Türkiye’nin istikbali, milletin barış, huzur ve esenliği için ter dökmüş herkesi tebrik etti. 

Teşkilatın bütün mensuplarına, gençlik kollarından kadın kollarına dek 16 yıldır “AK davaya”, “AK sevdaya” hizmet edenlere şükranlarını sunduğunu aktaran Erdoğan, ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet diledi. Vefat eden Yusuf Dalgıç’ı da anarak Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, geride kalan ailesine de şükranlarını sunduğunu belirtti. Bugün görevi devreden teşkilat mensuplarına da teşekkür eden Erdoğan, yeni sorumluluk üstlenenlere başarılar diledi. 

Salondaki gençlerin tezahüratları üzerine Erdoğan, Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı şiirinden, ”Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan!/Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan/Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın/Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” dizelerini okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İnşallah Afrin’de Mehmedimiz destan yazdı. Fırat Kalkanı Harekatı’nda destan yazdı. Allah’ın izniyle bundan sonra da yazacak.” ifadelerini kullandı. 

Kadınlara da seslenen Erdoğan, “Ben şu anda karşımda Nene Hatunları görüyorum. Karşımda Şerife Bacıları görüyorum. İnşallah tüm hanım kardeşlerim, önümüzdeki yerel seçimlerde inanıyorum ki kapı kapı dolaşmak suretiyle, bütün hanım kardeşlerimize ulaşmak suretiyle bana 94 seçimlerini hatırlatacaklar. Şöyle birer kahve… 40 gram. O ne demek biliyor musunuz? Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır. Bunu söyleyeceğiz ve yola öyle devam edeceğiz.” dedi. 

Beykoz’un her zaman AK Parti’nin kalelerinden olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: 

“Mahalli idarelerden milletvekilliğine, halk oylamasından cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar son 16 yılda girdiğimiz tüm seçimlerde Beykoz, daima yanımızda yer aldı. 16 Nisan Halk Oylaması’nda da Beykoz, yüzde 53’le ülke ortalamasının üzerinde bir oranla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘evet’ dedi. Ahde vefalarından dolayı Beykozlu kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizler, 16 Nisan’daki bu asil duruşunuzla demokrasimize güç kattınız, bürokratik vesayete ağır bir darbe indirdiniz. Sizler, ülkemizin geleceğine çok güçlü bir şekilde sahip çıktınız. İnşallah 2019’daki seçimlerde Beykoz’dan yine zafer bekliyoruz.” 

Salonda bulunanlara “Bu zafere hazır mıyız?” diye soran ve “Evet” cevabını alan Erdoğan, “Beykoz’un fedakar insanlarından şöyle düşmana korku, dosta inşirah olacak tarihi bir sonuç bekliyoruz.” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın ve gençlik kolları ile ana kademedeki gençlerden kapı kapı dolaşmaya hazır olmalarını istedi.

“Bu nesil seninle gurur duyuyor.” tezahüratları üzerine Erdoğan, “Bizim nesil eli satırlı nesil değil. Bizim bu nesil elinde bilgisayarıyla, bilgisayarın tuşlarına ve kalbe dokunan nesildir. Farkı bu.” karşılığını verdi. 

Tezahüratların coşkulu şekilde sürmesi üzerine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Bu kutlu davanın mensuplarına işte böyle bir aşk ve coşku yakışır. Kardeşlerim; AK Parti olarak kongre maratonumuzun artık sonuna yaklaşıyoruz. İlçe kongrelerimizi tamamladıktan sonra inşallah 6 Mayıs’ta İstanbul kongremizi yapıyoruz. Biraz sonra Üsküdar’da son ilçe kongremizi yapıyoruz. Ardından da süratle büyük kongremizin hazırlıklarına başlayacağız. Bugüne kadar gittiğimiz tüm şehirlerimizde şu salondaki manzaraya hep şahit olduk. Hamdolsun kongrelerimizi tam bir muhabbet ikliminde, günden güne büyüyen, çoğalan bir sevda ikliminde gerçekleştirdik. Trabzon’dan Batman’a, Çorum’dan Sivas’a, Diyarbakır’dan Hatay’a, Aydın’a kadar ülkemizin her bir köşesinde kavga, gürültü, hakaret değil sadece dayanışma gördük. Kardeşlik, uhuvvet gördük. Kongrelerimizi derme çatma düğün salonlarında, 200-300 kişilik konferans salonlarında değil AK Parti’ye gönül vermiş, on binlerce kardeşimin katıldığı büyük spor salonlarında ve salonun dışında da adeta mitinglerle yaptık. Bu bir şeyi gösteriyor. Nedir o? Salonlara sığmıyoruz, inşallah gönüllere sığacağız.” 

“FESAT, FİTNE, FÜCUR, BUNLARI AYAKLARIMIZIN ALTINA ALIYORUZ” 

Erdoğan, sokaklara, caddelere taşan çok büyük coşku seliyle kongreleri gerçekleştirdiklerini belirterek, ”Her gittiğimiz yerde şu gerçeğe defalarca şahit olduk. Milletimiz halen istikbalini AK Parti’de, AK kadroda görüyor. AK Parti, şimdi metal yorgunluğunu ne yaptı? Üzerinden attı. Şimdi, gençler, metal yorgunluğu gitti, yeni bir diriliş hareketi başladı. Buna ne diyorum? Bu bir diriliş müjdesidir diyorum. Her geçen gün daha da büyüyor, daha da güçleniyoruz.” diye konuştu. 

Allah’tan ramazan ayına ve Ramazan Bayramı’na kavuşturmasını, birlik ve beraberliklerini daim kılmasını dileyen Erdoğan, “Fesat, fitne, fücur, bunları ayaklarımızın altına alıyoruz. Birbirimizi Allah için seviyoruz. Dargınlık, kırgınlık, olmayacak. Bu bizim kitabımızda yok. Kitab-ı Furkan’da yok ve biz bunu yakalayacağız. Gençler, özellikle size sesleniyorum: Dargınlık, kırgınlık, fitne, fesat bunlar Feto Terör Örgütü’nün aramıza soktuğu virüslerdir. Bunlardan kurtulacağız ve birbirimizi Yaradan’dan ötürü seveceğiz ve yolculuğumuzu böyle devam ettireceğiz.” dedi.

Erdoğan, AK Parti büyüdükçe ülkenin de büyüdüğünü, AK Parti güçlendikçe Türkiye’nin de güçlendiğini söyledi.

Türkiye’nin bu kutlu yolculuğunu engelleme çalışmalarını, onların namlularını partiye çevirmelerinin sebebinin de bu olduğunu ifade eden Erdoğan, bu sırada sloganlar atan partililerden Beykoz’u amatör kümeden yukarı çıkarmalarını istedi. 

Cumhuriyet mitinglerinden parti kapatma davasına, gezi olaylarından 17-25 Aralık’a, çukur eylemlerinden 15 Temmuz’a kadar hedefe demokrasiyle beraber AK Parti’nin de yerleştirilmesinin yegane nedeninin bu olduğunu anlatan Erdoğan, “Bugün AK Parti, milletimizle beraber milyonlarca kardeşimizin umudu, sığınağı ve göz bebeği olmuştur. Eğer yüz milyonlar AK Parti ile yürüyorsa, bunun tek sebebi var. Seviyorlar. Bu hareketi seviyorlar.” dedi.

“AK PARTİ BARIŞ VE HUZURUN DİNAMOSU OLMUŞTUR”

AK Parti’nin kaderiyle ülkenin kaderinin tıpkı bir halat gibi örülmüş, etle tırnak gibi birbirine geçtiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“AK Parti geldiği nokta itibarıyla Türkiye’de istikrarın, demokrasinin, toplumsal barış ve huzurun dinamosu olmuştur. Bunun için hepimizin çok dikkatli olması, uyanık olması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte tüm teşkilat mensuplarımızın azami teyakkuz halinde bulunmaları önem arz ediyor. Zira her seçimde olduğu gibi 2019 öncesinde de partimizin birlik ve beraberliğini örselemeye, gücünü azaltmaya, konsantrasyonunu bozmaya yönelik teşebbüslerin olması kaçınılmazdır. Özellikle kendi hastalıklarını, kendi kısır tartışmalarını bize sirayet ettirmek isteyenler muhakkak çıkacaktır.”

Denetimsiz ve alabildiğine serbest bir alan olan sosyal medyanın son yıllarda bu tür operasyonların ana mecra haline geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde FETÖ bu alanı pervasızca, hoyratça, namertçe kullanmaktan çekinmemiştir. Haftalar, aylar boyunca şişirilmiş hesaplar, sahte karakterler üzerinden itibar suikastları düzenlemiş, yalan ve iftira üstümüze boca edilmiştir. Milli ve yerli tavır sergileyen kim varsa, FETÖ’nün tetikçilerinin hedefi olmuştur. Ana muhalefet partisi ve başındaki zat da meclis kürsülerini FETÖ’ye kiralayarak bu kalleş saldırılara kol kanat germiştir. Hiç utanmadan, arlanmadan zerrece yüzleri kızarmadan haftalarca FETÖ’nün linç kampanyasına destek oldular. Ana muhalefet ortalığa boca edilen iftira ve montajlardan nemalanmaya çalışırken, biz bu ahlaksızlığa prim vermedik. FETÖ’nün sosyal medya terörizmine asla boyun eğmedik. Hayata geçirdiğimiz hukuki ve idari tedbirlerle FETÖ’nün linç ve karalama furyasının önünü kesmeyi başardık. Elbette bu süreçte hem içeriden hem de dışarıdan çok ciddi eleştiriler de aldık.”

“ONCA KALLEŞ SALDIRININ HEDEFİ DEMOKRASİDİR”

Birilerinin AK Parti’yi, demokrasiyi bilmemekle, özgürlüklere riayet etmemekle suçladığını, başka birilerinin de mağdurların feryatlarına kulak asmadan, yapılan linç girişimlerini haklı göstermenin, sosyal medya şirketlerini aklamanın peşine düştüğünü anlatan Erdoğan, hatta o dönem Anayasa Mahkemesi’nin vicdanları yaralayan bazı kararlara imza attığını söyledi.

Meselenin ne demokrasi ne özgürlükler ne de hak ve hukukla alakası olduğunu dile getiren Erdoğan, onca kalleş saldırının yegane hedefinin demokrasi, özgürlükler, bizi biz yapan köklü değerler olduğunu ifade etti.

Geriye bakıldığında o zamanki tavırlarının ne kadar doğru, ne kadar yerinde olduğunun çok daha iyi anlaşıldığını aktaran Erdoğan, “Özellikle son günlerde bir küresel, sosyal medya şirketinin usulsüzlükleri üzerinden yapılan tartışmalar, bizim haklılığımızı ortaya çıkarıyor. Bizim o günlerde demokrasimizi sosyal medya teröründen korumak için aldığımız tedbirler, bugün Amerika’da Avrupa’da çok daha ileri seviyelerde gündeme geliyor. O zaman bizi antidemokratik olmakla suçlayanlar, bugün sosyal medya şirketlerinin sorumsuzluğu, hak ve hukuk tanımazlığı karşısında feveran ediyorlar.” diye konuştu.

“VERİLECEK CEVABIMIZ HAKİKATLERE SARILMAKTIR”

Yalanların panzehirinin hakikatler olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Şahsımız, partimiz ve ülkemizle ilgili yürütülen tüm operasyonlara verilecek cevabımız sadece hakikatlere sarılmak, hakikatleri anlatmaktır. Atalarımız ne diyor? Sen doğru ol, kem belasını bulur. Bugün ve yarın, 2019 seçimleri öncesinde de takip edilecek yol budur. İftira simsarlarına prim vermeden, ahlakımızdan, edebimizden, bizi biz yapan kadim hasretlerimizden bir milim dahi sapmadan, daha çok çalışarak mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Mücadelemizi kırarak, dökerek değil, vatandaşımızın halini, hatırını sorarak, acısını, sevincini paylaşarak, derde düştüğünde imdadına koşarak yürüteceğiz. Şu gerçeği aklımızdan bir an olsun çıkarmayacağız; Biz bu günlere, medya operasyonlarıyla değil, manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Biz bugünlere vesayet odaklarının desteğiyle değil, milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürerek geldik.” dedi.

Erdoğan, AK Parti olarak kardeşliği büyüterek, dayanışmayı, paylaşmayı yücelterek bugünlere kavuştuklarını anlatarak, bundan sonra da yine bir olacaklarını, beraber olacaklarını, kardeş olacaklarını ve hep birlikte Türkiye olacaklarını ifade etti.

Burada konuşan Erdoğan, enerjilerini iç tartışmalarla boşa harcamak yerine, ülkeye ve millete hizmet için sarf etmeyi sürdüreceklerini belirterek, özellikle 15 yılda İstanbul ve Beykoz’a kazandırdıklarını insanlara çok iyi anlatacaklarını kaydetti. 

AK Parti’nin verdiği sözlerin teminatının 15 senedir hayata geçirdikleri olduğunu ifade eden Erdoğan, en büyük referanslarının Beykoz ve İstanbul’un her bir köşesindeki projeler olduğunu söyledi. 

Erdoğan, İstanbul’a son 15 yılda yaptıkları yatırımların en yakın şahidinin millet olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Dünya çapında ses getiren Marmaray’ı halkımıza tam manasıyla anlattık mı? Benim dedem Fatih Sultan Mehmet Han, karadan kadırgaları yürüttü mü? Biz dedik ki ‘Bize de denizin altından Marmaray’ı yapmak yakışır.’ Biz de denizin altına Marmaray’ı aldık. Ama dedik ‘Bu yetmez’. Bir de ne yapalım? Denizin altından Asya’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya otomobilleri geçirelim. Bunu da yaptık mı? Bunu da yaptık. Dedik ki ‘Bu da yetmez.’ Şimdi 15 Temmuz Şehitler Köprümüz var. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü var ama ağır vasıtalar sıkıntı vermeye başladı. Nerede? Fatih Sultan’da. Dedik ki biz buraya bir köprü daha yapalım ki bu köprüden sadece ağır vasıtalar geçsin. Ne yaptık? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık. 

Ama dedik ki ‘Bizim bir adım daha atmamız lazım.’ Nedir o? İstanbul’u İzmir’e bağlıyoruz. İstanbul’u, İzmir’e bağlarken, Kocaeli geçişini, bir köprü de oraya yapalım aynı zamanda İstanbul-Bursa arasını da 1 saat 15 dakikaya indirelim. Osmangazi, yaptık mı? Burada bir incelik yatırıyor. Bir, Osmanlı’nın kurucusu, bir diğer tarafta Fatih, bir diğer tarafta da ”Hakim-ül Haremeyn değilim, Hadim-ül Haremeynim’ diyen Yavuz Sultan Selim var. Hepsi arka arkaya geldi. Şimdi inşallah İstanbul-İzmir arası öyle hızla gediyor ki 3,5 saatte falan İstanbul’dan İzmir’e varacağız. Olay bu. Attığımız adımlar hızla devam ediyor.”

“HER ALANDA, İSTANBUL’U TARİHİ YATIRIMLARLA BULUŞTURDUK”

Erdoğan, eğitimden, sağlığa her alanda, İstanbul’u tarihi yatırımlarla buluşturduklarını, bu süreçte elbette Beykoz’un da nasibini aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Eğitimde açtığımız okullarla, inşa ettiğimiz yeni dersliklerle, ilçemizin eğitim alt yapısını güçlendirdik. Kaderine terk edilmiş, yıkılmanın eşiğine gelmiş tarihi eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık. Geçen gün Beykoz’daydım. Abraham Paşa Çiftliği’ne geldim. Son durumu bir göreyim dedik. Abraham Paşa Çiftliğimizi inşallah hizmete açıyoruz. Ama bak onun yanında da Türk-Alman Üniversitesi’ni yapıyoruz o da bitmek üzere. Tüm bunlarla inşallah güzel gelişmeler var. Tabii burası Paşabahçe, Şişecam ile nam saldığı için inşallah Abraham Paşa Çiftliği’nde hem bir cam müzesini yapacağız ama aynı zamanda cam müzesiyle beraber orada bütün bu cam mamulleri nasıl üretiliyor bunları da orada ustalar gelen turistlere gösterecekler. Gerek yerli, gerek yabancı turistlere. Mesele mesafe almak, yeni yeni adımlar atmak. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy Şiirevi’nin, Şeyh Etem Sırrı Efendi Tekkesi Kültür Evi’nin, İncirköy Mahallesi Sunazırı Sokağı’nın restorasyonlarını tamamlayarak Beykozlu kardeşlerimizin hizmetine sunduk.”

“RİVA DERESİ VE ÇEVRESİNİ YEPYENİ BİR ÇEHREYE KAVUŞTURUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beykoz Belediyesi Meclis Binası’nın, Soğuksu Gençlik Merkezi’nin, Kanuni Ormanı Nikah Salonu’nun yapımları sürüyor.” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı şekilde İstanbulluların tabiatla buluştuğu Riva Deresi ve çevresini yepyeni bir çehreye kavuşturuyoruz. Kanal Riva Projesi ile mevcut dereyi ıslah ederek, Beykozlu kardeşlerimin güzelce vakit geçirdiği spor, dinlenme, bisiklet ve yürüyüş aktivitelerini rahatça yaptığı bir turizm kompleksi yapacağız. Projenin tam olarak hayata geçmesiyle yaklaşık 5 bin kişiye iş ve istihdam sağlayacağız. Beykoz’da bunun gibi prestij projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Küçüksu Kasrı, onun önünde ne vardı? Eskiden mısır kazanları vardı. Orada biz mısır yemeye gelirdik. Ey gidi günler ey… Nereden Kasımpaşa’dan. Beykoz Çayırı’na gelirdik, orada da vardı, orada da yerdik ama Küçüksu, bunlar adeta cazibe merkezleri.

AK gençler, AK kadınlar çok cevval. 15 yıllık hizmet ve yatırım kervanının aksamasına, sendelemesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bunun için şimdiden ‘Bismillah’ diyor 2019 seferimizi başlatıyoruz. Bu yolculukta ben Beykoz teşkilatımızdan çok büyük gayret istiyorum. Şimdi soruyorum? Bizim Rabia’mızı biliyorsunuz değil mi? Çok yoruldunuz, kalkın bakalım. Gençler hazır mısınız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet 81 milyonla, ayrım yok, Çünkü biz yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevdik. Ayırmayacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu yola böyle devam edeceğiz.”

Erdoğan, kongrede yeni görev alacaklara başarılar diyerek, bu yarışta bayrağı devredeceklere de teşekkür ederek, sözlerini tamamladı.

Konuşmaların ardından Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir tablo hediye etti. Daha sonra Erdoğan, Beykoz İlçe Kadın Kolları üyeleriyle fotoğraf çektirdi. 

Kongreye, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker, Erol Kaya, Mustafa Ataş, Hayati Yazıcı, Ravza Kavakcı Kan ile bazı milletvekilleri katıldı. 

Bu arada, AK Parti Beykoz Gençlik Kolları Başkanı Furkan Çeliker de anne ve babasının yaptığı kare kalem çalışması tabloyu Erdoğan’a takdim etti.  

Kongrede Mustafa Gürkan, AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığı görevini Hanefi Dilmaç’a devretti. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Maltepe 6. Olağan İlçe Kongresi öncesi, Müzahir Sille Spor Kompleksi önünde halka seslendi.

Görevde oldukları 16 yıldır hizmette mümkün olduğunca kusur etmemeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaya gayret ettiklerini söyledi. 

Ülkeyi 16 yılda 3,5 kat büyüttüklerini aktaran Erdoğan, göreve geldiklerinde 3 bin 400 dolar olan kişi başına milli gelirin bugün 11 bin dolara çıktığını kaydetti.

Son günlerde birilerinin, “Biz yatırımları durduracağız.” dediğini belirten Erdoğan, ”Niyeymiş? Çünkü yatırımlar üretmiyormuş. Şimdi buradan sadece bir soru yeterli. Göreve geldiğimizde 36 milyar dolar ihracatı olan Türkiye’nin bugün 160 milyar dolar ihracatı var. Üretime yönelik, bir ihracatı yapabilir misin? Var ki üretim ihraç edebiliyorsun. Olmasaydı bunu yapamazdın ama biz bunu yapıyoruz. Bugün savunma sanayinde, elhamdülillah kendimizi savunabilecek ürünlere sahibiz. Bunlar öyle kolay kolay olmadı. Zırhlı taşıyıcılardan tutunuz, hamdolsun MP’lere varıncaya kadar, insanlı silahlı, silahsız hava araçlarına varıncaya kadar, bunları üreten bir Türkiye var? Bunları nereye koyacaksın? Bunlar ne işe yarıyor?” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Fırat Kalkanı Harekatı ve Afrin’de bu yatırımlar sayesinde mücadeleyi kazandıklarını da vurgulayarak, ”Şu an itibarıyla Afrin’de etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 200’e yaklaştı. 4 bin 200. Bu teröristlerle mücadeleyi işte bunlarla yapıyoruz. Bu mücadeleyi burada Afrin’de bu kararlılıkla yürüten Mehmedimiz, bu imkanlarla güç buldu, kuvvet buldu ve böylece de hamdolsun bu zafere ulaştılar.” dedi. 

Daha yapacak çok işleri olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Göreve geldik, bizim IMF’ye olan borcumuz neydi? Düşünün 23,5 milyar dolardı. 2013 senesine geldik, IMF’ye borç kaldı mı? Sıfırladık. ‘Üreten ekonomi yok.’ diyenler, elinize dilinize dursun? Üreten ekonomi olmasaydı sen IMF’ye olan borcu sıfırlayabilir miydin? Bugün ‘Ekonomi kötü.’ diyenler. İşte alın size bir rakam. Bu kadar basit. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı ama şimdi 120 milyar dolara ulaştı. Nereden nereye… Çalışıyoruz ya. Bay Kemal çalış senin de olsun ama olmaz. Şimdi Bay Kemal tapusuz yerlere tapu dağıtacakmış. Nerede bunlar ya? Cebinde mi neyi dağıtıyorsun? Bunlar hep böyle zaten hayatları boyunca dağıttılar. Kimi? Kendilerini dağıttılar, kendilerini… Halkımıza verdikleri bir şey var mı? Yok. Bugün var mı? Yine yok ama yalanın bedeli var mı? Bunlarda akşam yalan, sabah yalan, hep böyle gidiyorlar ama bununla da bir yere varmak mümkün değil.”

“KAPIM SİZE HEP AÇIK” 

Erdoğan, vatandaşlardan bazılarının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni görmeyi istediklerini söylemeleri üzerine, “Seve seve, kapım hep açık. Oraya sadece Bay Kemal ‘Gelmem.’ diyor. Gelmezse gelmesin ama size kapı açık, orası cumhurun evi, halkın evi, milletin evi. Orası benim şahsi mülküm değil, sizin, sizin. Orası milletin evi. Milletin evine tabii ki millet gelecek. Biz de sizleri başımız gözümüz üstünde orada misafir edeceğiz. Arkadaşlarım sizi bütün külliyede gezdirecekler. Elhamdülillah bu milletin iftihar edilecek nasıl bir yeri varmış bunu görmüş olacaksınız.” dedi. 

Vatandaşlarla Rabia işareti yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanı bölmek için terör örgütü PKK’nın çok uğraştığını belirterek, şöyle devam etti: 

“PKK çok uğraştı. Ne dedim hatırlayın o günleri. ‘İnlerine gireceğiz, inlerine…’ dedim. Girdik mi? SİHA’larla girdik, İHA’larla girdik, F16’larla girdik. Kuyruklarını bacaklarının arasına sokup kaçtılar. Nereye? Suriye’ye kaçtılar. Fırat Kalkanı’nda yakaladık, Afrin’de yakaladık, yerlerin altında gördünüz değil mi hazırladıkları tünelleri? Oralarda vurduk. Cudi’de vurduk, Gabar’da vurduk, Tendürek’te vurduk, Bestler Dereler’de vurduk. Vuracağız, vurmaya devam edeceğiz. FETÖ, o da kaçtı. Nereye kaçtı? Dünyanın değişik ülkelerine. Kosova’da yakaladık 6 tanesini, aldık, geldik, şimdi buradalar. Bitmedi Gabon’a gittiler, 3 tanesini alıp geldik. Şu ana kadar 80 tanesini FETÖ’nün yurtdışından aldık, geldik. Onları da kovalayacağız. Pensilvanya’daki sen de gideceksin. Sen de geleceksin. İstediğin kadar sağa sola yalpala. Biz bu vatanın vatansever evlatlarıyız. Biz ölürsek burada öleceğiz.”

“ALLAH KORUDUKTAN SONRA BAŞKA KORUYUCU YOKTUR” 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi yaşadığı bir olayı da şöyle anlattı:

“İşte 15 Temmuz gecesi birileri bize, güya dostluk adına, ‘Ben sizi buradan Rodos’a götürebilirim.’ dedi. Dedim ki ‘Hayır. Bize bu topraklarda ölmek yaraşır. Onun için biz buradan, şimdi ben hemen uçağa geçelim, nereye gideceğimi uçakta söyleyeceğim.’ Bindik uçağa, son ana kadar pilot nereye gideceğimizi bilmiyordu. Son anda dedim ki ‘İstanbul.’ İstanbul’a geldik, hamdolsun, binler, onbinler bizi bekliyordu. F16’lar üzerimizdeydi, helikopterler üzerimizdeydi. Ne oldu? Biz ‘Allah’tan başka galip yoktur,’ dedik, Rabbime sığındık, işi bitirdik. Bir de biliyorsunuz, Allah koruduktan sonra başka koruyucu yoktur. 251 şehidimiz oldu, 2 bini aşkın gazimiz oldu. Hepsi şehitlerimiz cennette. Onları inşallah aileleriyle Peygamberimize en yakın makamda Rabbim misafir ediyor. Rabbim bizlere de o makamı inşallah lütfetsin. Biliyorsunuz, Şehitler Tepesi hiçbir zaman boş değil.” 

Mehmet Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinden dizeler okuyan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletin olmadığını ve onu koruyacaklarını bildirdi.

Bunu yapmak için de birbirlerini çok seveceklerini dile getiren Erdoğan, bu yapılınca yıkılmayacaklarını vurguladı.

Erdoğan, mart ayında Maltepe Belediyesi’ni de yeniden almak istediklerini söyledi. 

Konuşması sırasında Erdoğan’a, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Ataş ve Erol Kaya, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal da eşlik etti.

Erdoğan, konuşması sonrasında vatandaşlara satranç takımı dağıttı.