Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eyüp Belediyesini hizmete açtı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı tecrübelerin sonunda geldiği yerin, hem yeni anayasayı hem de başkanlık sistemini acil bir ihtiyaç olarak uygulamaya koymasıdır”dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin bugüne

 Eyüp Belediyesi hizmet binası ve toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı tecrübelerin sonunda geldiği yerin, hem yeni anayasayı hem de başkanlık sistemini acil bir ihtiyaç olarak önümüze çıkardığını belirterek, “Yeni anayasa sadece bir kişiye, bir partiye, bir makama hizmet edecek değildir. Bu anayasa milletimizin tamamının anayasası olacaktır. Millete karşı sorumluluk hisseden herkesin bu sürece katılması gerekir. Aynı şekilde başkanlık sistemi bir kişiye veya bir defaya mahsus bir uygulama olmayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eyüp Belediyesi yeni hizmet binasının ve ilçede yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılış törenine katıldı. Eyüp Belediyesi’nin yeni hizmet binası önünde gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilçe halkına hitaben bir konuşma yaptı.

“EYÜP SULTANSIZ BİR İSTANBUL, KALPSİZ BİR BEDEN GİBİDİR”

Yeni hizmet binasının ve yapımı tamamlanan diğer hizmet ve eserlerin, ilçeye ve şehre hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımları ilçeye kazandıran Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın ve ekibine teşekkür etti.

Eyüp ilçesinin, İstanbul’un en güzel yerlerinden birine kurulmuş olmasıyla önemli ve değerli olduğunu; ancak adını aldığı manevi mirasla gönüllerde çok daha farklı bir yere yerleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamberimizin mihmandarı Ebu Eyüp el-Ensari Hazretleri’nin ismiyle ve makamıyla şereflenen bu ilçe, kutlu bir beldedir. Eyüp Sultan Hazretleri’nin 670’li yıllarda başlattığı İstanbul’un manevi fethi süreci, 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in surları aşıp şehre girmesiyle nihayete ulaşmıştır. Eyüp Sultan’sız bir İstanbul, tıpkı kalpsiz bir beden gibidir” diye konuştu.

“ASIL CİHAT GÖNÜLLERİN KAZANILMASI MÜCADELESİ”

Medeniyetimizin ve tarihimizin tüm önemli dönüm noktaları gibi, fetih süreci ve ruhunun da daima yaşatılıp akıllarda tutulması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkan Harbine, Çanakkale’ye, Kut’ül Amare’ye, Sarıkamış Harekâtı’na, Kanal Seferine, Gazze Savunmasına, 23 Nisan’a, 29 Ekim’e önem verdiklerini söyledi ve şunları ekledi: “Çünkü bizim için fetih, sadece toprakların, şehirlerin değil, onunla birlikte ve hatta ondan önce gönüllerin kazanılmasıdır. Asıl cihat, işte bu gönüllerin kazanılması mücadelesidir. Masum insanları öldüren, kafa kesen, tecavüz eden, gasp yapan, yakan yıkan teröristler, İslam’ın ve İslam medeniyetinin en büyük düşmanlarıdır. Müslüman, yıkmanın değil inşa etmenin, öldürmenin değil yaşatmanın, husumetin değil muhabbetin peşinde olan kişidir. İslam’ın Afrika’ya, Güney Asya’ya; yani bugün Müslüman nüfusun yoğun olduğu o coğrafyaya yayılışı, toprakların değil, gönüllerin fethedilmesi sebebiyledir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun İslamlaşmasının büyük ölçüde, Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş ve Somuncu Baba gibi gönül sultanları vasıtasıyla olduğunu dile getirdi ve “Eyüp Sultan Hazretleri, evet, İstanbul’un fethini amaçlayan bir sefer için buraya gelmiş ve surların dibinde şehit düşmüştür. Ama Eyüp Sultan Hazretleri, İstanbul’un fethinin önünü, salladığı kılıçtan ve attığı oktan ziyade, gönüllere saldığı aşkla gerçekleştirmiştir. Bugün de İslam dünyası olarak, öncelikle kendi coğrafyamızda, ardından da tüm dünyada işte böyle bir gönül seferberliğine, gönül tazelenmesine ihtiyacımız vardır” dedi.

BANGLADEŞ CEMAAT-İ İSLAMİ PARTİSİ LİDERİ NİZAMİ HAKKINDAKİ İDAM KARARI

Konuşmasında, Bangladeş’te Yüksek Mahkeme tarafından Cemaat-i İslami Partisi Lideri Motiur Rahman Nizami hakkındaki idam kararını bir kez daha onaması ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Bangladeş’te 75 yaşına dayanmış bir mücahidin, bu dünyada hiçbir dünyevi günahı olduğuna inanmadığımız insana idam kararı veren zihniyeti lanetliyorum. Her türlü girişimde bulunmuş olmamıza rağmen; burada kinin, nefretin, bu denli yaygınlaşmasını, şu ana kadar bir değil, iki değil, üç değil; bu tür idamları yapan bu tür anlayışı ben ne demokratik bir anlayış olarak görüyorum, ne adil bir yönetim olarak görüyorum ve huzurlarınızda lanetliyorum.” ifadelerini kullandı.

“BİZ YOLUMUZA GİDİYORUZ, SEN DE YOLUNA GİT”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye’de 12 milyon insan mağdur edilmiş, 600 bine yakın masum katledilmişken, hiçbir Müslüman bu vebalden kendini ayrı tutamaz. Şu anda Bangladeş’te olanlara sessiz kalanlar da o vebalden kurtulamaz. Türkiye, dört bir yanından terör örgütlerinin ve onlara destek olan güçlerin doğrudan-dolaylı saldırısı altındayken, şu anda Avrupa Birliği vize için ‘Terörle Mücadele Yasası’nı değiştireceksiniz’ diyor. Siz önce Avrupa Parlamentosu’nun yanında çadır kuran teröristlere müsaade ederken bu zihniyetinizi niye değiştirmiyorsunuz? Teröristlere çadır kurdurtacaksın ve orada onlara imkân sağlayacaksın ve bunu demokrasi adına yaptığını söyleyeceksin, ee? Bize de ‘vizeyi kaldıracağım, bunun şartı şunu değiştirmen’ diyeceksin. Kusura bakma. Hadi bakalım, biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşabiliyorsan onlarla da anlaş.”

Bölgenin ve Türkiye’nin içinden geçtiği önemli günlerde, birlik, beraberlik, dayanışma ve kardeşliğin güçlü tutulması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidar partisi AK Parti’nin, 22 Mayıs’ta kongreye gitme kararı alması ve Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kongrede aday olmayacağını açıklaması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“MİLLETİMİZ BU ÜLKE İÇİN TUĞLA ÜSTÜNE TUĞLA KOYAN HİÇ KİMSEYİ ASLA UNUTMAZ”

AK Parti’nin kongre kararı ile Başbakan Davutoğlu’nun aday olmama tercihinin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Öncelikle Sayın Başbakana yaklaşık 20 aydır Başbakanlık sürecinde vermiş olduğu kıymetli hizmetler için, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Milletimiz bu ülke için tuğla üstüne tuğla koyan hiç kimseyi asla unutmaz. Sayın Başbakanın da hizmetleriyle milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahip olduğuna inanıyorum. Ben de huzurlarınızda daha önce başdanışmanım olarak, dışişleri bakanım olarak uzun yıllar birlikte çalıştığım, son 20 aydır da başbakan olarak bu birlikteliği daha ileriye taşıdığımız Sayın Davutoğlu’na teşekkür ediyorum. Kardeşlerim, bu tür makamlar bir çeşit bayrak yarışıdır. Ben de başbakanlık bayrağını, Sayın Gül’den devralmıştım. Daha sonra dışişleri bakanımken başbakanlığa taşıdık ve milletimin beni cumhurbaşkanlığına seçmesinin ardından bu bayrağı Sayın Davutoğlu’na devrettik. Şimdi 22 Mayıs’taki kongrede seçilecek kişi Sayın Davutoğlu’ndan bu bayrağı devralacak ve hizmet yarışı bu şekilde sürüp gidecek. Önemli olan, sorumluluk üstlendiğimiz dönemdeki çalışmalarımızla hem milletimizin, hem de Rabbimizin huzurunda ibra olmamızdır. Bayrağı devralacak yeni arkadaşımıza da şimdiden başarılar diliyorum.”

“HER DEĞİŞİM BERABERİNDE YENİ BİR HEYECAN, YENİ BİR DİNAMİZM GETİRİR”

40 yıllık dava arkadaşlarının içine bulunduğu, kurucu genel başkanı olduğu ve 12 yıla yakın süre başbakanlığını yürüttüğü partiyle ilgili gelişmeleri yakından takip etmesinin birilerini rahatsız ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Niye rahatsız oluyorsunuz? Bundan daha doğal, daha tabii ne olabilir? Cumhurbaşkanı olmam demek, geçmişimle ve arkadaşlarımla tüm ilişkilerimi kesmem anlamına gelir mi? Tam tersine, ben bu kimliğimle Cumhurbaşkanlığına aday oldum ve milletimin yüzde 52’sinin teveccühüyle bu makama geldim. Her değişim beraberinde yeni bir heyecan, yeni bir dinamizm getirir. AK Parti Genel Başkanlığı ve Başkanlıkta yaşanan değişimin de ülkemiz için böyle hayırlı bir havaya vesile olacağına inanıyorum.”

“YARINLAR BUGÜNDEN DAHA İYİ OLACAK”

Dün Başbakan Davutoğlu’nun açıklamasıyla birlikte bazı çevrelerin ekonomin geleceğine ilişkin olumsuz yorumlarına de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, onlar avunup gitsinler, evvel Allah, 2008’de de aynı şeyleri yaptılar, ‘ekonomi dibe vuracak’ dediler. Ben ne dedim? ‘Teğet geçer’ dedim. Teğet geçti mi? Geçti. Şimdi yine aynı şeyleri söylüyorlar. Boşuna davul-zurna çalmayın, bu millet dimdik ayakta, bu ülke dimdik ayakta, evvel Allah yarınlar bugünden daha da iyi olacak, hiç endişe etmeyin” sözlerine yer verdi.

Son 13 yıldır demokrasi ve ekonomi alanında Türkiye’nin yaşadığı büyük dönüşümün, aynı zamanda güçlü bir istikrar ve güven ortamının tesisine de imkân sağladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte bu tür bayrak değişimlerinin, çok büyük krizlere ve spekülasyonlara yol açtığına işaret etti.

YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI

Geçen yıl ve ondan önceki yıl yaşanan 4 önemli seçimi, daha önceki yıl meydana gelen Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimini hatırlatan ve “Aynı numarayı Brezilya’da yaptılar, ama tutmadı, tencere-tava hep aynı hava, hep aynı hava. Onlar çaldılar, onlar oynadılar, biz de seyrettik; olay bu kadar basit” Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelere yer verdi: “Dikkat ediniz, bunların hiçbiri de ne demokrasimizde, ne de ekonomimizde ciddi bir kırılmaya, ciddi bir sarsıntıya yol açmadı. Olayların sıcaklığıyla ortaya çıkan tereddütler kısa sürede giderildi ve ülkemiz güven içinde, huzur içinde, istikrar içinde yoluna devam etti. Çünkü bugünkü Türkiye, dünün rotasız, hedefsiz, amaçsız Türkiye’si değil. Türkiye’nin önünde 2023 hedefleri gibi kapsamlı ve heyecan verici bir yol haritası var. Milletimiz doğrudan kendi oyuyla seçtiği Cumhurbaşkanı sayesinde seçimler ve hükûmetler gelip geçse de ülke yönetiminde herhangi bir boşluk olmadığını, olmayacağını artık çok iyi biliyor.”

Başkanlık sistemi konusunu gündeme getirmesinin sebebinin de bu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Milletimiz, 2007 Anayasa değişikliğiyle hukuki altyapısı hazırlanan, 10 Ağustos 2014 seçimiyle de fiili adımı atılan bu yeni dönemin faydasını görmüştür. Bilhassa, 7 Haziran seçimleri ile 1 Kasım seçimleri arasındaki belirsizlik döneminin, güçlü Cumhurbaşkanlığı sayesinde krize meydan verilmeden geçirilmesi, milletimizin memnuniyetini daha da artırmıştır. Geldiğimiz noktadan geriye dönüş yoktur, bun artık herkes kabul etmek durumundadır. Yeni Anayasanın, diğer ihtiyaçlarla birlikte, milletimizin tercihi ve onayıyla girilen bu yeni yönetim tarzının kurumsallaştırılmasını da sağlayacak şekilde hazırlanacağına inanıyorum.”

“YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK MESELESİ, ŞAHSİ MESELEM DEĞİL”

Yeni anayasa meselesinin şahsi meselesi; başkanlık sistemi konusunun da, kendisinin kişisel talebi olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı tecrübelerin sonunda geldiği yerin, hem yeni anayasayı hem de başkanlık sistemini acil bir ihtiyaç olarak önümüze çıkardığını ifade etti.

Dokunulmazlık konusunda Meclis Genel Kurulu’nda ve komisyonlarda yaşananlara işaret ederek, “Başkanlık sisteminin olduğu bir ülkede bunları göremezsiniz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Şimdi bunlar tabii Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi’ni terörize etmeye çalışıyorlar, ama bunlara milliyetperver, vatansever parlamenterler fırsat vermediler, fırsat vermeyecekler; ben buna inanıyorum. Yeni anayasa sadece bir kişiye, bir partiye, bir makama hizmet edecek değildir. Bu anayasa milletimizin tamamının anayasası olacaktır. Millete karşı sorumluluk hisseden herkesin bu sürece katılması gerekir. Aynı şekilde başkanlık sistemi bir kişiye veya bir defaya mahsus bir uygulama olmayacaktır. Nasıl parlamenter sistem tek partili olarak çeyrek asır, çok partili olarak da 70 yıl boyunca ülkeye damgasını vurmuşsa, başkanlık sistemi de milletimiz yeni bir sisteme ihtiyaç duyana kadar aynı işlevi görecektir. Başkanlık sistemi bizim için yeni değil, gelenekseldir.”

“DEĞİŞİMDEN KORKMAYA GEREK YOK”

Halen 64. Hükûmet’in görev başında olduğunu, 22 Mayıs’tan sonra 65. Hükûmet’in kurulacağını, kendisinin de 12. Cumhurbaşkanı olarak görevinde bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Başkanlık sistemine geçtikten sonra milletimizin teveccühüyle bu göreve gelecek kişi Türkiye’nin birinci başkanı olarak görevine başlayacak. Bu değişimden korkmaya gerek yok, tam tersine herkesten bu değişime destek vermesini, katkı sağlamasını bekliyoruz. Meseleyi kişiselleştirenlerin, ülkeye ve millete karşı sorumluluktan kaçtıklarını biliyoruz. Bu konjonktürde kendilerini veya kendi arzu ettikleri birini milletimizin başkan olarak seçmeyeceğini görenler, halkın gönlünü kazanmaya çalışmak yerine sistemi tıkamaya çalışıyorlar; böyle bir anlayışı kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

“BAŞKANLIK SİSTEMİNİ BİR AN ÖNCE MİLLETİMİZİN ONAYINA SUNMAMIZ GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; bu anlayışa rağmen 13 yıldır tarihî reformlara imza attığını, yine bu anlayıştakilere rağmen yeni anayasa ve başkanlık sistemini hayata geçireceklerini vurguladı ve konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: “Bizim için aslolan milletimizin tercihidir, milletimizin menfaatidir. Hem bizden sonraki nesillerimiz için, hem de umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlar için güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmak için de sürekli krizlere yol açan mevcut sistem yerine istikrarın ve güvenin garantisi olan başkanlık sistemini bir an önce milletimizin onayına sunmamız gerekiyor. Daha iyi bir önerisi, teklifi, görüşü olan varsa buyursun ortaya koysun, hep birlikte tartışalım, hepsinden de istifade ederiz. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil üzümü yemektir. Böyle bir hazırlığı olmayanlara da diyoruz ki, gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, Eyüp Belediyesi’nin yeni hizmet binasının ve hizmete sunulan yeni yatırımların hayırlı olmasını dileyerek ve hizmetlerin yapımında görev alanlara teşekkür ederek tamamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından törende bulunan bakanlar ve diğer yetkililer ile birlikte temsili açılış kurdelesini kesti.

Eyüp Sultan Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi’ni de ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, okulda yürütülen eğitim faaliyetleri ile ilgili yetkililerden bilgi aldı ve öğrencilere hitaben kısa bir konuşma yaptı.