Tüm Erzurumluları selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, kuruluşundan bugüne kadar AK Parti Erzurum teşkilatlarında görev yapanlara şükranlarını sundu, ahirete irtihal edenlere de Allah’tan rahmet diledi.
Kongrenin hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasında yüzde 75’lik “evet” oranıyla Türkiye genelinde beşinci sırada yer alarak, kendilerine olan desteği ve ahde vefasını gösteren Erzurumlulara şükranlarını sundu.
Erdoğan, halk oylamasında yüzde 91’lik “evet” oyuyla Pazaryolu’na, yüzde 90’lık “evet” oranlarıyla Tortum ve Köprüköy’e, yüzde 85’lik ”evet” oranlarıyla Uzundere ve İspir’e, yüzde 83’lük “evet” oranlarıyla Aşkale ve Narman’a, yüzde 82’lik “evet” oranlarıyla Aziziye, Oltu ve Pasinler ilçelerine de teşekkür etti.
“15 YILDA 22 KATRİLYON LİRALIK YATIRIM YAPTIK”
Merhum sanatçı İbrahim Erkal’ın türküsündeki, “Palandöken yastığın, evleri yığın yığın, dadaşlarım el ele, alem senin aşığın. Hadi gel Erzurum’a gel, Erzurum yahşi güzel. Palandöken bembeyaz, çoğu kıştır azı yaz, yaylalar serin sulu, damda donan buzu yaz, hadi gel Erzurum’a gel, Erzurum yahşi güzel” sözleri aktaran Erdoğan, “Havası sert, insanı mert, yahşi, güzel Erzurum’a herkes gelsin, herkes bu güzelliklerden istifade etsin diye 15 yılda 22 katrilyon liralık yatırım yaptık Erzurum’a, 22 katrilyon. Niye? Siz bize aşıksınız ama biz de size aşığız. ’Aşkınan koşan yorulmaz’ dedik, yorulmadık, yorulmuyoruz ve Allah’ın izniyle yorulmayacağız.” diye konuştu.
Erdoğan, Erzurum’un bünyesindeki 2 üniversite ve 140 bin üniversite öğrencisiyle sadece bölgesinin değil, Türkiye’nin de en büyük eğitim, öğretim üslerinden biri olduğunu söyledi.
“DADAŞLARIN İÇERİSİNDEN BU MİLLETİ PARÇALAYAN ÇIKMAZ”
Partililerin “Reis bizi Afrin’e götür” şeklindeki tezahüratları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Komuta kademesiyle görüşüyorum, ‘gençler, bizi Afrin’e götür’ diyor ‘ne dersiniz’ diyorum. Diyorlar ki ‘Sayın Cumhurbaşkanım şu anda ihtiyaç yok, olduğu anda zaten bizim müracaat edeceğimiz kapı sizsiniz, siz cumhurun reisisiniz, başkomutanımızsınız’, ben de o zaman diyeceğim ki ‘buyurun gidiyoruz’ ve hep beraber Afrin’e gideceğiz. Siz 15 Temmuz’da zaten bunun imtihanını verdiniz. F16’lar gökten bombalar yağdırdı, helikopterler yağdırdı, tanklar, toplar yağdırdı ama siz durmadınız, üzerine üzerine gittiniz.
251 şehidimiz oldu, 2 bin 193 gazimiz oldu, ama ne oldu? Elhamdülillah, bu darbecilere biz ülkemizi kaptırmadık. Feto, Erzurum’un bir köyünden çıkmıştı değil mi? 99’da nereye kaçtı? Pensilvanya’ya, Corçlar karşıladı onu. Şimdi hala orada mı? Orada. Niye dönemiyor? Hadi dön, gel. Sen artık dönsen bile şimdi seni dadaşlar sokmaz buraya. Niye? Ya sen bu ümmeti parçaladın, bu milleti parçaladın. Dadaşların içerisinden bu milleti parçalayan çıkmaz, bu ümmeti parçalayan çıkmaz, onun için sen yerini buldun.”
Üniversite öğrencileri için 11 bin 800 yatak kapasiteli yeni yurtlar inşa ettiklerini ve bu yıl içinde de bin 930 yatak, birkaç yıl içinde de toplam 3 bin 180 yatak kapasiteli yurtları da hizmete sunacaklarını anlatan Erdoğan, şehir genelinde yaptıkları 3 bin yeni derslikle öğrencilerin daha modern şartlarda eğitim, öğretim görmelerini sağladıklarını ifade etti.
Erzurum’a kış sporları için çok ciddi yatırımlar yaptıklarını dile getiren ve kongrenin yapıldığı salonun da buz hokeyi spor salonu olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Şimdi bu alt yapıdan aldığımız cesaretle inşallah Erzurum’a 2026 kış olimpiyatlarına, bakın ‘alıyoruz’ demiyorum. Orada ne yapacağız, rekabet edeceğiz. Bizim dışımızda orada 6 ülke daha var, onlar da bu rekabetin içerisinde ve müracaatımızı yapacağız. Temenni ederiz ki sonu hayır olur. Zorlu rakiplerimiz var ama bu olimpiyatları ülkemize ve Erzurum’a kazandırmak için elimizden geleni yapacağız.”
Sağlık alanında 23’ü hastane olmak üzere, 85 yeni tesisi Erzurum’a kazandırdıklarını, 700 yataklı Erzurum Devlet Hastanesinin de aralarında bulunduğu 15 sağlık tesisinin inşaatının da sürdüğünü aktaran Erdoğan, “Ayrıca hastanemizi 250 yataklı adli psikiyatri ve fizik tedavi rehabilitasyon bloklarıyla büyütüyoruz.” dedi.
Erzurum’un çehresini 10 bin yeni konut yaparak değiştirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölünmüş yol uzunluğunu da 49 kilometreden 600 kilometreye çıkartarak, şehrin ulaşım sorununu kökten çözdüklerini kaydetti.
Kop Tüneli’nin 2021, Kırık Tüneli’nin 2020 ve Dallıkavak Tüneli’nin de 2019’da hizmete alınacağını bildiren Erdoğan, Erzurum-Bingöl yolundaki Çirişli Tüneli’nin ise 2021 yılına kadar tamamlanacağını aktardı.
Erdoğan, Erzincan-Erzurum-Kars hızlı tren projesiyle ilgili hazırlıkların sürdüğünü dile getirerek amaçlarının Edirne’den Kars’a, oradan da Tiflis ve Bakü üzerinden Çin’e kadar kesintisiz bir raylı sistem ulaşımını tesis etmek olduğunu vurguladı.
Erzurum Havalimanı’nı şehrin gelişmesine paralel şekilde büyüterek yıllık 1 milyon 400 bine yakın yolcu trafiğine ulaştırdıklarını ifade eden Erdoğan, şimdi de hem pistin elden geçirilmesi hem de kötü havalarda uçakların iniş kalkışını kolaylaştıracak sistemin kurulmasıyla ilgili ihalenin hazırlıklarını yaptıklarını anlattı.
Erdoğan, Erzurum’un şehir içi raylı sistem projesinin yatırım programına alındığını açıklayarak en kısa sürede şehrin ulaşımını 19 kilometrelik bu raylı sistemle kolaylaştıracaklarını dile getirdi.
Erzurum’a verilen tarımsal destekler
Palandöken Barajı’yla Erzurum’un içme suyu sorununu çözdüklerini belirten Erdoğan, yeni yatırımlarla şehrin topraklarının verimini artıracaklarına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzurum’a 15 yılda verilen tarımsal destek rakamının 1 milyar 200 milyon lira olduğunu vurguladı.
Şimdi ise yeni bir adım atacaklarını bildiren Erdoğan, “Erzurum’u ülkemizin et ihtiyacının karşılandığı önemli merkezlerden biri haline getirmek için her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz. Önümüzdeki dönemde de yeni yatırımlar, hizmetler, projelerle Erzurum’u desteklemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Erdoğan, şimdi atacakları bir adım daha bulunduğunu ifade ederek ”Elektrikli otomobillerin şarj aksamlarının geliştirilmesi ve üretilmesiyle ilgili yatırım için şehrimizin tercih edilmiş olması, Erzurum’un geleceğine olan güvenin bir işaretidir.” dedi.
“ERZURUM, İSLAM’IN BAYRAKTARLIĞINI YAPIYOR”
Türkiye’nin geleceğine yönelik saldırılara karşı tarihi bir mücadele verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Erzurum, istiklal mücadelesinin ne olduğunu çok iyi bilir. Bu şehir, Hz. Ömer döneminden beri İslam’ın bayraktarlığını yapıyor. Daha sonraki dönemlerde bu şehir, her ne kadar çeşitli devletler arasında el değiştirdiyse de İslami karakterini hiçbir zaman terk etmemiş, hep bir gaza üssü olmuştur. Erzurum, Türklerin Anadolu’ya gelişlerinde de bir giriş kapısı olarak vazife yapmıştır. ‘Horasan erenleri’ dediğimiz gazi dervişler, Erzurum’da soluklanmışlar, buradan aldıkları feyzle de toprakları ve gönülleri fethederek Balkanlar’a gitmişlerdir. Malazgirt Zaferi’nden sonra Bizans’ın varılan anlaşmaya uymayacağının anlaşılması üzerine Sultan Alparslan, emrindeki beylere ‘Bundan böyle aslan yavruları olunuz, yeryüzünden gece gündüz kartal gibi uçunuz.’ diyerek hepsine de Anadolu’nun yollarını açmıştır. Böylece Erzurum camilerle, kervansaraylarla, Anadolu’ya vurduğumuz mühürleri temsil eden nice eserle donatılmaya başlandı.”
Erdoğan, Moğol saldırılarından kaçan Türkmen boylarının Erzurum üzerinden Anadolu’nun içine yöneldiğini, Erzurum’dan geçip batıya doğru giden boylardan birinin de Ertuğrul Gazi liderliğindeki Kayılar olduğunu söyledi.
Yaklaşık 2 asırlık istikrarsızlık döneminin ardından Osmanlı hakimiyetine geçen Erzurum’un zamanla yeniden bölgenin en önemli şehri haline geldiğini aktaran Erdoğan, Tanzimat Dönemi’nde yeni yönetim yapısının ilk ve en kapsamlı şekilde uygulandığı yerlerin başında yine Erzurum’un geldiğini dile getirdi.
“KURTULUŞ GÜNÜNÜZÜ TEBRİK EDİYORUM”
Erdoğan, 1828 yılındaki Osmanlı-Rus Savaşı’nda uğradığı kısa işgalin, şehrin gelişimine büyük darbe vurduğunu bildirdi. Ardından yeniden toparlanan şehrin 93 Harbi ile bir kez daha işgale maruz kaldığını anımsatan Erdoğan, Erzurum’un son işgalinin ise Sarıkamış faciasının akabinde 1916 yılında yaşandığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’daki Bolşevik İhtilali’nin ardından bu işgalin de sonra erdiğini ama Erzurum’un çilesinin bitmediğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Bu defa da şehrin başına Ermeni çeteleri musallat oldu. Kazım Karabekir Paşa’nın şehri kurtarmasıyla bu sorun da çözüldü. 12 Mart Erzurum’un kurtuluşunun 100. yıl dönümüydü, bir kez daha kurtuluş gününüzü tebrik ediyorum. Erzurum’un çevresinde bu kadar çok savunma hattı, tabyalar olmasının sebebi işte bu işgaller ve bunun neticesinde bu işgaller sebebiyle başından hiç eksik olmayan tehditlerdi.”
Erzurum’un dün Anadolu’nun vatan haline gelmesinin öncülüğünü yaptığını, daha sonra da toprakların vatan olarak kalmasının mücadelesini verdiğini aktaran Erdoğan, Erzurum’un şimdi de Türkiye ve Türk milletinin istiklaline ve istikbaline yönelik saldırılarda yine safların en önünde yürüdüğünü dile getirdi.
Salondakilere “Afrin’i teröristlere dar eden kahramanlarımızı görüyorsunuz değil mi?” diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Irak sınırlarımızı kar demeden, kış demeden, dağ demeden, taş demeden hallaç pamuğu gibi atan, teröristleri inlerinde bulup imha eden aslan parçalarını görüyorsunuz değil mi? Türkiye artık kendi güvenliği, geleceği için bin yıllık kardeşleri yardıma ihtiyaç duyduğunda kimseden icazet beklemeden harekete geçebilecek güce, imkana, dirayete sahip bir ülkedir. Ülkemizin yanı başında 1990’lardan beri önce Irak’ta ardından Suriye’de ve onunla birlikte yine Irak’ta güya buraları kurtarmak için gelenlerin yol açtıkları büyük bir yıkım var. Her seferinde yaşanan zulümden kaçanlara biz kucak açtık. Mazlumlara her seferinde biz ensar olduk. Yaşanan hadiselerin asıl müsebbipleri ise sanki hiçbir şey olmamış gibi güç kavgasıyla, petrol paylaşımıyla, adam devşirmeyle, siyaset satrancı oynamaya devam ettiler. Sadece son 7 yıldaki hadiseler sırasında 4 milyonu aşkın Iraklı ve Suriyeli ülkemize sığındı. Ne Avrupa’dan ne ABD’den ne de güya bunların kardeşi olan ülkelerden kayda değer bir destek almadık. Kendi gücümüzle, imkanlarımızla milletimizin alicenaplığıyla bu yükü omuzladık.”
”ADAMLAR OYALAMAKTAN BAŞKA İŞ YAPMIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hala 4 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ifade etti.
Avrupa Birliği’nin önce 3 milyar avro, ardından bir 3 milyar avro vereceğini hatırlatan Erdoğan, daha birinci bölümün bile gelmediğini söyledi. AB’nin “Biz bu parayı doğrudan size aktarmayız, proje karşılığı veririz, sivil toplum kuruluşları üzerinden veririz, Birleşmiş Milletler vasıtasıyla aktarırız” gibi sözler söylediğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halbuki yaptıklarımız ortada. Siz ne diyorsunuz? Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. İnanmıyor musun? Gel Gaziantep’e, gel Hatay’a, gel Kilis’e, gel Urfa’ya çadır kampları gez, konteyner kentleri gez, oralarda bu eserlerin tamamını gör. Gördükten sonra da vermen gereken parayı ver. Adamlar oyalamaktan başka iş yapmıyor. Biz de verirseniz verirsiniz, vermezseniz vermezsiniz biz yolumuza devam ediyoruz diyoruz. Siz bu milleti ne zannettiniz? Kapı kulu mu zannettiniz? Biz eğer sizden gelecek olan avroları bekleyecek olsaydık, bu 4 milyon insan şu anda sefaletin ötesinde ölümler halkasına çok daha farklı bir şekilde ilave olurdu. Şair ‘Ne günlere kaldık ey gazi hünkar, eşek vezir olmuş, katır silahtar’ demiş. Durum kötü. Onun için yapacağımız çok iş var.”
Türkiye’ye sığınanlar için kurulan kampların, açılan okulların, verilen sağlık hizmetlerinin, hayata geçirilen projelerin ortada olduğunu, mesleki eğitimden psikolojik desteğe kadar ne lazımsa her hizmeti verdiklerini dile getiren Erdoğan, bunların yanında üstlendikleri risklerin de ortada olduğuna dikkati çekti.
“ÖNCE ŞU İLK DİLİMİ DAHİ DOĞRU DÜRÜST KULLANDIRSALAR”
Erdoğan, ”Adam terör örgütüne envai çeşit silah veriyor bir kuruş almadan. 5 bin tır silah gönderdiler, 2 bin kargo uçağıyla silah gönderdiler. Terör örgütü bunlara para mı veriyor? Biz bunlara paramızla bize silah verin dedik, ‘Kongreden izin yok’ dediler. Vicdansızlar. Biz paramızla alamıyoruz, terör örgütlerine bedava veriyorsunuz. Ondan sonra da ‘Biz terörün yanında değiliz’ diyorsunuz. Nasıl yanında değilsiniz? Bunlar ne? Bunları neyle izah edeceksiniz? ” ifadelerini kullandı.
“Allah’a dayan sa’ye sarıl, hükmüne ram ol, Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol” diyerek yola ram olduklarını, Allah’ın da bereketini vererek, kimseye muhtaç hale getirmediğinin altını çizen Erdoğan, Batı’nın hala 50, 100 mülteciyi almaya cesaret edemediğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 4 milyona yakın mazluma kucak açmışız, bağrımıza basmışız. Siz daha neyin projesini istiyorsunuz, neyi aracı yapmaya çalışıyorsunuz? Avrupa Birliği Komisyonu ikinci 3 milyar avro için de teklif vermiş sağ olsunlar, iyi etmiş. Ama önce şu ilk dilimi dahi doğru dürüst kullandırsalar. Onu verin bakalım. Avrupa Birliğinin bağcı dövmeye çalışmak yerine üzüm yemeğe yönelmesi halinde bu konuda kısa sürede önemli mesafe katedeceğimize inanıyorum.”
“AFRİN BÖLGESİNİN 4’TE 3’ÜNDE KONTROLÜ SAĞLADIK”
“Türkiye, Afrin meselesini büyük ölçüde çözmüş durumda. Şu ana kadar Afrin bölgesinin 4’te 3’ünde kontrolü sağladık.” diyen Erdoğan, “Cerablus, El Rai, Bab orada 2 bin kilometrekarenin kontrolü bizde. Yaklaşık 140 bin o bölge insanı döndü ve kendi evlerine yerleşti. Şimdi burada da bin 500 kilometrekareye yakın bölgeyi kontrolümüze aldık ve hedef Afrin’in tamamının kontrolümüz altına alacağız. Afrinliyi de oraya yerleştireceğiz. Bizim o topraklarda gözümüz yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin 780 bin kilometrekarelik topraklara 18 milyon kilometrekareden geldiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz bir zamanlar 18 milyon kilometrekarelik bir Osmanlıydık, küçüldük, küçüldük, küçüldük ve maalesef 780 bin kilometrekareye düştük. 1900’lü yıllarda 5 milyon kilometrekare bizim ülkemizin yüz ölçümü vardı. Şu anda 780 bin kilometrekare, buna bile göz diktiler. Kimlerin göz diktiğini biliyorsunuz. PKK göz dikti, kendine göre bazı parseller yaptı, ondan sonra korkunca da ‘Bizim oralarda böyle bir hesabımız yok’ dedi. Vicdansızlar, hepinizin planları, programları elimizde. Bunların hepsini çıkarıyoruz. Nasıl Feto’nunkileri çıkartıyorsak, bunları da çıkartıyoruz. Şimdi bir yandan İdlib tarafındaki gözlem noktalarımızı genişletip tahkim edecek, diğer yandan da Münbiç’e yöneleceğiz.”
Münbiç konusunda ABD’nin yeni bir yöntem önerdiğini, ancak ABD’nin yönetiminde sürekli değişiklik olduğu için yeni gelen kadronun nasıl bir yol izleyeceğini bilemediklerini belirtti.
Bu konudaki yaklaşımlarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Amerika, Münbiç’te niye vardı? DEAŞ’ı oradan kovmak için değil mi? Peki şu anda Münbiç’te DEAŞ var mı? Sayın Başkan bana dedi ki ‘Yok’. ‘Peki kim var Sayın Başkan?’ PYD/YPG. Onları çıkarıyor musunuz? ‘Üç ayda çıkarırız.’ Çıktı mı, hayır. Onlar da çıkmadı. Kendilerine dedik ki ‘Bunları Fırat’ın doğusuna sürün.’ Sayın Obama’ya da aynı şeyi söyledim. Fakat Fırat’ın doğusuna bunları sürmediler. Yine aynı yerde bunları tuttular. Ama biz oyalanmaya gelemeyiz. ‘Ne siz oraya girin ne biz girelim. Oranın sahibi Araplar. Bırakalım onlar gelsin girsin. Biz onlara güvenlik yardımı verelim’ bunu söyledik.”
Cerablus, Bab, Azez’de ve güvenliğin sağlanmasıyla Afrin’de sadece teröristleri oradan kovmakla kalmadıklarını, aynı zamanda bu bölgeleri asli sahipleri Suriyeliler için yaşanabilir hale getirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, elektriğinden suyuna, yolundan hastanesine, okulundan konutlarına kadar tüm yerleşim yerlerini baştan aşağıya onarıp, sahiplerine teslim edeceklerini vurguladı.
Bunun yanında güvenlikten belediye hizmetlerine kadar bölgeyi yönetecek kurumsal yapıları da oluşturacaklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz oralara işgal için değil, Suriyeli kardeşlerimizi zulümden kurtarmak ve kendilerine güvenli bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olmak için gittik. Diğerlerinden farkımız bu. Münbiç’te de aynısını yapacağız. Şayet Amerika, terör örgütü mensuplarıyla birlikte Münbiç bölgesini tümüyle boşaltırsa bu işi çok daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştiririz. Bunların zaten bu faaliyetlerimize en küçük bir yardımları, en küçük bir destekleri olmayacak, yükümüzü paylaşmayacaklar. Onlardan ihsan istemiyoruz, gölge etmesinler yeter. Amerika, eğer teröre karşı bizimle gerçekten birlikte çalışmak istiyorsa Fırat’ın doğusundaki teröristleri oradan çıkartarak bu işe başlamalı. Biz, o teröristleri işgal ettikleri yerlerden mutlaka çıkartacağız. Bu konuda her türlü iş birliği teklifine açığız.”
DEAŞ’ın zaten bulunmadığı bir yerde, diğer teröristlerin de tahliye edilmesi durumunda tek muhataplarının bölgede yaşayanlar olacağını dile getiren Erdoğan, bölgedeki vatandaşların da hasretle kendilerini beklediğini ve el birliği ile bölgeyi ayağa kaldırılmayı beklediklerini bildirdi.
“Münbiç’teki kardeşlerimizi daha fazla bekletmeyeceğiz.” diyen Erdoğan, “Afrin’de bugün buraya gelirken aldığım rakam şu; etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3530’a ulaştı. Kontrolümüze geçen alanı net olarak söylüyorum, bin 320 kilometrekare. Burası da bizim kontrolümüze geçti. Şimdi yavaş yavaş artık siviller yerlerine yerleşiyor. Ayn el Arab, Tel Abyad, Resulayn ve Kamışlı’daki kardeşlerimizin de en kısa sürede yanlarında olacağız.” diye konuştu.
“HER BİRİNİN GEÇMİŞİNDE ÇOK KANLI VE KARANLIK SÖMÜRGE LEKESİ VAR”
Sınırlar boyunca terör koridoru oluşturmaya çalışanların, Türkiye sahaya girdiğinde birden bire “barışsever ve hümanist” kesildiklerine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Irak’ta son çeyrek asırda 2 milyon, Suriye’de son 7 yılda bir milyon masum insanın ölümüne yol açan bunlar değil miydi? Sanki öyle değilmiş gibi bize her gün ‘Afrin’de zarar gören siviller’ diskuru çekiyorlar. Bunların her birinin geçmişinde çok kanlı ve karanlık sömürge lekesi var. Hal böyleyken gittiği her yere merhametten, ihsandan, sevgiden başka bir şey götürmeyen Türkiye’nin hedef alınması ne kadar acıdır. Bunlar değil miydi, daha dün Cezayir’de 5 milyon insanın kanına girenler, Bunlar değil mi aynı şekilde Suriye’de 1 milyon insanın kanına girenler? Bunlar değil mi Filistin’de yüz binlerce insanın kanına girenler? Libya’da aynı şekilde. Eğer Afrin’de zarar gören sivil görmek istiyorlarsa terör örgütünün silah zoruyla şehirden çıkmalarına izin vermediği, karşı çıkanları infaz ettiği insanlara baksınlar.”
Terör örgütünün sırf bölgeden çıkışları engellemek için yollara kurduğu tuzaklı bombalarla hayatlarını kaybeden çok sayıda çocuk olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunların görüntülerine bakıp da hala Türkiye’yi suçlayanların vicdanlarının nasır tuttuğunu, söylediklerinin kendilerini artık ilgilendirmediğini söyledi.
“BUNLAR İÇİN İNSAN HAKLARI, SADECE KENDİ VATANDAŞLARI SÖZ KONUSUYSA ANLAMLIDIR”
Yıllarca ‘Acaba bunlarla bir şeyler yapabilir miyiz? Sorunları beraber çözebilir miyiz’ diye çok sabrettiklerini, çok beklediklerini, çok uğraştıklarını ama bunların her şeylerinin lafta olduğunu gördüklerini belirten Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“İş uygulamaya gelince sadece ve sadece kendi çıkarlarına bakıyorlar. ‘Petrol var mı, elmas var mı, platin var mı?’ Varsa oradalar. Masum insanların hayatıymış, müttefiklerinin hassasiyetiymiş, yapılan fedakarlıklara vefa göstermekmiş, hiçbiri umurlarında değil. Bunlar için insan hakları, sadece kendi vatandaşları söz konusuysa anlamlıdır. Ülkemizde üstelik de işledikleri suçlar sebebiyle gözaltına alınan, tutuklanan, mahkum edilen üç beş batılı için kopartılan yaygaranın binde birinin, katledilen milyonlarca masum için de yapıldığını görmedik. Biz denizlerden altı yılda 170 bin kişiyi topladık. Onlar, bu insanların bindikleri botları delerek ölüme terk ettiler, sınırlarına tel örgüler çekiyorlardı. Son yıllarda yaşadığımız her hadise, bunların yüzündeki makyajı biraz daha dökmüştür.”
Demokrasiyi sadece kendisi için isteyen, insan haklarına sadece kendi insanıysa saygı duyan, ekonominin kurallarını sadece kendi çıkarlarına göre belirleyen, ırkçılığa bir adım mesafede duran bu anlayışın devrinin sona ermek üzere olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Önce zincirli kölelerin, sonra modern kölelerin sömürülmesi üzerinden kurulan sahte düzenin her yeri çatırdıyor. İnşallah gelecek, insanı ‘eşrefi mahlukat’ yani yaratılmışların en şereflisi olarak kabul eden bizim medeniyetimizin ışığıyla aydınlanacaktır.” dedi.
Erdoğan, bu büyük yükselişte doğunun lokomotifi Erzurum’a yine çok önemli görevler düşeceğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“Rahmetli Cemil Meriç ne diyor, ‘Işık doğudan yükselir.’ Erzurum’dan yükselecek ışık, hüzme hüzme, dalga dalga tüm Anadolu’yu kat edip, Balkanlar’a, Avrupa’ya kadar uzanacaktır. Aynı şekilde Orta Asya’dan Afrika’ya kadar tüm coğrafyamız bu büyük yükselişte yerlerini alacaklardır. Bunun için önce bizim güçlü olmamamız lazım. Bunun için önce bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” vurgusu yapan Erdoğan, “81 milyon tek millet. Bayrağımız burada. 780 bin kilometrekare tek vatan ve tek devlet, böldürmeyeceğiz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililerden de mart ve kasım 2019’da yapılacak seçimlerin kazanılması için söz istedi. Erdoğan, “Mart ve kasım seçimleri için yeni bir uyanışı yeni bir dirilişi teşvik etmeye hazır mıyız? Tarihimizin her döneminde 2019’da da Erzurum sağlam durursa Allah’ın izniyle Türkiye de sağlam durur.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, pazartesi “üç aylar”ın da başlayacağını hatırlatarak, “Mübarek üç aylarınızı tebrik ediyorum. Şehidimiz Muhammed kardeşimize, onun şahsında tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kongremizde yeni görev alacak arkadaşlarımıza başarılar diliyorum.” dedi.