Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bolu ve Sakarya 6. Olağan İl Kongresi’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin Bolu ve Sakarya 6. Olağan İl Kongresi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son nefeslerine kadar yılmadan, yorulmadan, zorluklar karşısında asla pes etmeden bu mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, “İşte neredeyiz bugün? Afrin’de. Niye, işgal için mi? Toprak almak için mi? Hayır. Ülkemizi taciz eden teröristler var ya işte biz o teröristleri kovalıyoruz.” dedi.

Erdoğan, AK Parti Sakarya 6. Olağan İl Kongresi’ndeki konuşmasında, katılımcılar ile Sakarya’nın ilçeleri ve mahallelerindekileri selamladı.

Bolu’daki kongrede de salonun içi ve dışının tıklım tıklım olduğunu ifade eden Erdoğan, dışarıda salondakilerin en az iki misli Sakaryalı’nın bulunduğunu, onları selamlayarak içeriye girdiğini anlattı.

Erdoğan, “Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece” dedikleri gibi durmadan gece gündüz yola devam ettiklerini dile getirerek, dün önce Mersin’e gittiğini, ardından Antalya’ya geçtiğini, orada da bambaşka bir havanın olduğunu söyledi.

Bosna Hersek, Kosova, Arnavutluk, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Batı Trakya, Kırım, Bulgaristan ve Romanya’daki kardeşlerine de selam ve sevgilerini gönderen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Sakarya’nın kardeşi Saraybosna’ya, Üsküp’e, İskeçe’ye, Gümülcine’ye, Kırcaali’ye, Prizren’e, Priştine’ye, Mostar’a muhabbetlerimizi iletiyoruz. Gönlünü ve gözünü ülkemize kilitlemiş yurt dışındaki tüm kardeşlerimize bizim için Türkiye’nin başarısı için dua eden tüm mazlum ve mağdurlara sizlerin aracılığıyla selamlar gönderiyoruz. Her zaman söylüyorum. Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül dünyamızın sınırları bambaşkadır. Türkiye’nin anlamı 780 bin kilometrekarenin katbekat fevkindedir. Kalbimizin bir yarısı İstanbul, Diyarbakır, Trabzon, Antalya, İzmir ise diğer yarısı Halep’tir, Kerkük’tür, Kudüs’tür, Sancak’tır, Buhara’dır, Urumçi’dir. Biz Edirne’nin, Yozgat’ın, Erzurum’un meselesiyle hemhal olduğumuz kadar Kırım’daki, Kafkasya’daki, Türkistan’daki, Afrika’daki, Güney Asya’daki kardeşlerimizin sıkıntılarıyla da dertleniyoruz. Ülkemiz ve milletimiz için çalıştığımız kadar dünyanın dört bir yanındaki ezilenler için de mücadele veriyoruz.”

“BİZ ÇIKARLARI İÇİN DÜNYAYI AYAĞA KALDIRANLARDAN OLMADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erdem Bayazıt’ın, “Yüreğim usul usul vuruyor Kafkasyalım/Namludan yeni çıkmış sıcacık kurşun gibi/Dağlılar dağlar gibi ormanlar ordu gibi ağaçlar asker gibi/Bir şimal rüzgarı değil bir Şamil fırtınası/Tutsaklık haritası değil bir zafer coğrafyası/Can pazarında Azerbeycan’da/ Bir türkü işliyor nakışını kalbimin üstüne/ Kurban olayım ayına ayına yıldızına/Bir ucundan dünyanın öbür ucuna/Kan olup dolaşan damarlarımda/Arabistan’da Pakistan’da Türkistan’da” dizelerini okuyarak, gönül coğrafyasının her köşesini kucaklayan cihanşümul bir aşkın tutkunları ve dünyaya sevdalı olduklarını kaydetti.

Milletle beraber tüm insanlığın huzuru ve esenliği için mücadele eden bir davanın neferleri olan gençleri de selamlayan Erdoğan, “Biz birileri gibi sırf çıkarları için dünyayı ayağa kaldıranlardan olmadık. Biz petrol, altın, elmas için coğrafyamızı kan gölüne çevirenlerden de asla olmadık. Biz binlerce kilometre öteden gelip insan hakları adına insana kıyanlardan, terörle mücadele adına teröristlere destek verenlerden olmadık. Biz ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen bir medeniyetin temsilcileriyiz. Biz herkes için adalet istiyoruz. Hürriyet istiyoruz, herkes için emniyet, istikrar, güven istiyoruz. Biz sömürünün olmadığı, bebek cesetlerinin sahile vurmadığı, Akdeniz’in karanlık sularının onbinlerce masum için kabristana dönüşmediği daha merhametli dünyanın mücadelesini veriyoruz. Biz Gazze’de, Doğu Guta’da top oynayan çocukların savaş uçakları tarafında vahşice katledilmediği bir bölgenin hayalini kuruyoruz.” diye konuştu.

Erdoğan, hiç kimsenin ötekileştirilmediği, baskı zulüm, işkence görmediği dünyaya kavuşmasının kavgasını verdiklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim mücadelemiz ikbal değil, istikbal mücadelesidir. Bizim kavgamız çıkar değil, hak ve adalet kavgasıdır. AK Parti’ye gönül veren, bu kutlu çatı altında hizmet eden her bir yol arkadaşımın hedefi, gayesi, evet, kızılelması budur. Unutmayın bizim kızılelmamız sonu belli olan değil, bizim kızılelmamız ilayı kelimetullahtır. İnşallah son nefesimize kadar yılmadan, yorulmadan, zorluklar karşısında asla pes etmeden bu mücadeleyi sürdüreceğiz. İşte neredeyiz bugün? Afrin’de. Niye, işgal için mi? Toprak almak için mi? Hayır. Ülkemizi taciz eden teröristler var ya işte biz o teröristleri kovalıyoruz. Zannediyorum şimdi herhalde 3 bin 500’e ulaşmıştır ama buraya gelmeden önce rakam 3 bin 300’dü, etkisiz hale getirdiğimiz teröristler. Komutana sordum, ‘İhtiyaç var mı?’ dedim. Dedi ki şu anda hamdolsun iyi gidiyoruz. İhtiyaç olduğu anda hemen bir sefer görev emri çıkarırız, önce ben, sonra hep birlikte yola koyuluruz. Her şeyimiz hazır, her an hazırız. Ölmeye de evelallah bu teröristleri öldürmeye de. Çünkü ölümü korkutmayan ölemez, önce ölümü korkutacağız. Ölümü korkuttuğunuz anda size ölüm hiç bir şey yapamaz.”

Erdoğan, Bakara Suresi’nin “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız.” ayetini okudu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Anadolu’yu yurt edinmenin bedelini bin yıldır fazlasıyla ödedik, hala da ödüyoruz. Hafıza tazelemek isteyenler, gitsinler kendi yakın tarihlerine baksınlar. Boylarından büyük laflar edenler, gitsinler masal yerine önce iyi bir tarih kitabı okusunlar. Sakarya Meydan Muharebesi’nde salamura olmaktan nasıl kurtulduklarını, denize dökülerek nasıl terk ettiklerini çok iyi öğrensinler.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Osmanlı Tokadını Unutma” yazılı pankartın açılması üzerine gençlerin Osmanlı tokadını iyi attığını ancak dün beraber yürüdüklerinden bazılarının Osmanlı tokadını henüz anlayamadığını, onların anlayıp anlamamasının önemli olmadığını, kendilerinin işlerine baktığını söyledi.

Osmanlı tokadını sadece Afrin’deki 3 bin 300 teröristin yemediğini, onların dışında da bazılarının yediğini ifade eden Erdoğan, “Tabi bildiklerimiz çok ama bu bildiklerimizi kağıda dökeceğimiz zamanlar da gelecek. Sabreden kimse evelallah zaferi yakalar, oraya da ulaşır.” dedi.

Erdoğan, Şerife Bacıları, Nene Hatunları selamladığını belirterek, şöyle devam etti:

“Önümüzde ne var mart var, 2019 Mart. Kadın kollarımız, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Üniversitelerdeki bütün arkadaşlarımıza, özellikle onlara bu meseleleri anlatmaya var mıyız; gençler bir de sizi göreyim, gençler üniversitede, lise son sınıftaki bütün arkadaşlarınıza ulaşmaya… Onlara 15 yılda ne yaptık, gençlik için ne yaptık? Gençlere 30 yaşında seçilme yaşı verilirken, onlara 18 yaşında seçme ve seçilme yaşını biz verdik. Bunları anlatmalısınız çünkü biz farklı baktık. Neden? Benim ecdadım Fatih Sultan Mehmet Han, 18, 19, 20, 21 yaşında bir çağ kapayıp bir çağ açtıysa onun torunları olarak bizim gençliğimiz de inşallah 18 yaşında seçilme hakkına sahip olmalı dedik, bunun önünü açtık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençliğe inanmayanların da olduğunu kaydederek, “Bu gençliğe inanmayanlar var. Niye inansınlar ki? Onlar Kandil Dağı’nda veriyorlar 14-15 yaşındaki çocuğun eline tüfeği, nasıl adam öldürülür, onu öğretiyorlar. Biz ise veriyoruz eline tableti, nasıl dünyaya istikamet çizilir, onu öğretiyoruz. Farkımız bu. Onun için inşallah önümüzdeki mart yerel seçimleri, ardından kasım Hükümet Sistemi Cumhurbaşkanlığı seçimi, buna çok iyi hazırlanmamız lazım. Ana kademe kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Diri olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte inşallah Türkiye olacağız.” ifadelerini kullandı.

 ”ŞEHİT AİLELERİNİN ASALETİ BİZLERE ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR”

Sakarya’yı farklı gördüğünü, salonu da coşkulu bulduğunu dile getiren Erdoğan, “Başta Sakarya’nın yiğit evladı, şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum, gazilerimize Allah’tan şifalar diliyorum. Unutmayın, ‘Ölürsek şehit, kalırsak gaziyiz’ diyerek üzerlerine atıldıkları katil sürülerini darmadağın eden kahramanlarımıza, terörle mücadele şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.” diye konuştu.

Şehit ailelerinin vakur hallerinin kendilerine örnek teşkil ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şehit ailelerinin ortaya koydukları o asalet, hakikaten bizlere örnek teşkil ediyor. Gazilerimize sıhhat ve afiyet temenni ediyorum. Gençler, şimdi sizin bu coşkunuzu görünce, merhum Abdurrahim Karakoç’u anmamak mümkün değil. Ne diyor? ‘Gökten yağmur, yağmur yağacak renkler / Daha hoş kokacak, otlar, çiçekler / Ardından bitmeyen mutlu gerçekler / Bir sabah gelecek kardan aydınlık / Vurulup ömrünün ilkbaharında / Kanından çiçekler açar yarında / Cümle şehitlerin omuzlarında / Bir sabah gelecek kardan aydınlık.”

 ”ANADOLU’YU YURT EDİNMENİN BEDELİNİ BİN YILDIR FAZLASIYLA ÖDEDİK”

Millet olarak ne yapılırsa yapılsın, şehit ve gazilere olan borcun ödenemeyeceğinin farkında olduklarını vurgulayan Erdoğan, “Şehitlerin kanlarını yerde bırakmamakta da kararlıyız. Nasıl şehit kaymakamımızın kanını yerde koymadıysak, yurt içinde ve dışında bekamıza kasteden soysuzlardan da işledikleri cinayetleri muhakkak soracağız, soruyoruz. Nasıl ki Türkiye tüm imkansızlıklara rağmen, bir asır önce bekasına yönelik senaryoları Çanakkale’de, Sakarya Meydan Savaşı’nda paçavraya çevirmişse bugün de aynısını yapacak güç ve kudrete sahiptir.” diye konuştu.

Türkiye’nin kimsenin ihsanı, lütfu ve birilerinin kolları altında kurulmadığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Biz bu toprakları 1071’den beri, şehitlerimizin kanlarıyla yoğurarak, kendimize vatan kıldık. Anadolu’yu yurt edinmenin bedelini bin yıldır fazlasıyla ödedik, hala da ödüyoruz. Hafıza tazelemek isteyenler, gitsinler kendi yakın tarihlerine baksınlar. Boylarından büyük laflar edenler, gitsinler masal yerine önce iyi bir tarih kitabı okusunlar. Sakarya Meydan Muharebesi’nde salamura olmaktan nasıl kurtulduklarını, denize dökülerek nasıl terk ettiklerini çok iyi öğrensinler. Her zaman söylüyorum ancak burada bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyorum; bizim hiç kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Ne komşularımıza ne de diğer ülkelere hiçbir zaman husumetle yaklaşmadık, yaklaşmıyoruz. Hiçbir ülke ile de ilişkilerimizi zedelemek istemiyoruz.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şüphesiz çaba, gayret, çalışma bizden, netice Allah’tandır. Biz seferle sorumluyuz, zafer Allah’tan. Olaya böyle bakacağız ve yolda öyle yürüyeceğiz. Bizim görevimiz ulaşılmadık tek bir seçmen, kapısı çalınmadık tek bir hane bırakmadan koşmak, koşturmaktır.” dedi.

Erdoğan, Türkiye’nin dostluğunun kıymetinin ancak kaybedilince anlaşıldığını, Türkiye’nin her zaman komşularının, kardeşlerinin kendisinden emin olduğu, sırtını dayadığı, itimat ettiği bir ülke olduğunu söyledi.

Vatandaşların hak ve hukukunu koruma noktasında nasıl tavizsiz oldularsa, diğer ülkelerle iş birliğini geliştirmekte de o derece titiz davrandıklarını, önümüzdeki dönemde de aynısını yapacaklarını belirten Erdoğan, Türkiye ile birlikte bölgenin de güvenliği için çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.

Sakarya’nın daima şanına yakışanı yaptığını ve AK Parti’ye sahip çıktığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Sakarya son 16 yıldır, demokrasinin, milli iradenin, AK Parti’nin adalet ve kalkınma mücadelesinin en güçlü destekçilerinden biri oldu. Geçen sene toplu açılış töreni vesilesiyle Sakarya’ya geldiğimizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için sizlerin desteğini talep etmiştim. Sakarya’dan sandıkları patlatmasını istemiştim. Sizler de bize Sakarya Demokrasi Meydanı’nda söz vermiştiniz. Sakarya sözünün eri olduğunu 16 Nisan’da bir kez daha gösterdi. Yüzde 68 gibi Türkiye ortalamasının çok üstünde bir oy oranıyla Sakarya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ‘evet’ dedi. Ahde vefa gösteren, demokrasiye, milli iradeye, geleceğine sahip çıkan tüm Sakaryalı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 seçimlerinde de Sakarya’dan benzer bir tablo beklediklerini, önce mahalli idareler seçimlerinde, ardından Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçimlerinde Sakarya’dan rekor çıkarılması gereken oy olduğunu söyledi.

“YENİLENDİK, GÜÇLENDİK, HEP BERABER TAZELENDİK”

AK Parti Sakarya İl Kongresi ile bu yönde önemli bir adım attıklarını belirten Erdoğan, “Sizlerle gurur duyuyorum. Sizler bu yolda bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadınız. Bir taraftan şehrimizi 2019’a taşıyacak kadroları belirlerken, diğer taraftan da sizlerle sevdamızı yeniliyor, yüreklerimizi birbirine kenetliyor, dava ve yol arkadaşlığımızı daha da güçlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, her kongreyi bugün Sakarya’da olduğu gibi ayrı bir coşkuyla icra ettiklerini, gittikleri tüm şehirlerde çok farklı bir heyecana şahit olduklarını, hem dava arkadaşlarıyla bir araya geldiklerini hem vatandaşlarla sohbet ettiklerini, hem de muhabbeti perçinlediklerini anlattı.

Aşık Yunus’un “Biz sevdik aşık olduk/Sevildik maşuk olduk/Herdem yeniden doğarız/Bizden kim usanası” dizelerini okuyan Erdoğan, “Biz de yenilendik, güçlendik, hep beraber tazelendik. Sakarya il kongresinin de şehrimiz, ülkemiz, milletimiz ve geleceğimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.” dedi.

Kuruluşundan bugüne kadar AK Parti Sakarya teşkilatlarında vazife üstlenmiş herkese şükranlarını sunan, ahirete irtihal etmiş olanlara Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bugün görevi devreden dava arkadaşlarıma, ülkem ve partim adına minnettarlığımızı ifade ediyor, yeni sorumluluk üstlenen kardeşlerime de mevladan muvaffakiyetler diliyorum. Salondakiler başta olmak üzere, AK Parti teşkilatımızın tempolarını arttırarak şimdiden 2019 seçimlerine hazırlanacağına inanıyorum.

Şüphesiz çaba, gayret, çalışma bizden, netice Allah’tandır. Biz seferle sorumluyuz, zafer Allah’tan. Olaya böyle bakacağız ve yolda öyle yürüyeceğiz. Bizim görevimiz ulaşılmadık tek bir seçmen, kapısı çalınmadık tek bir hane bırakmadan koşmak, koşturmaktır. Bizim görevimiz Türkiye’ye dair hayallerimizi ve hedeflerimizi Sakarya’daki tüm kardeşlerimizle paylaşarak onların gönlünü kazanmaktır.”

Gençler başta olmak üzere, kadın kolları ve ana kademeye seslenen Erdoğan, “Tevazu yüceltir, kibir düşürür. Haset bitirir, gurur aldatır. AK Parti, tıpkı Fatih Sultan Mehmet gibi zaferlerini arttırdıkça tevazusunu da büyütmüş bir harekettir. İşte onun için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve mücadelemizi taçlandıracağız.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz ana muhalefet gibi istismar siyaseti değil, hizmet, proje ve eser siyaseti yapıyoruz. Ana muhalefet, FETÖ’ye destek vermekten, bölücü terör örgütüne payanda olmaktan arta kalan vaktini, ne yazık ki çok lüzumsuz işlerle harcıyor. Hep söylüyorum, bunların Türkiye’de dikili bir ağaçları dahi yok çünkü bunların millete hizmet gibi bir dertleri bulunmuyor. Her fırsatta gerilimi arttırarak, milletimizi birbirine düşürerek, bugüne kadar gelmeyi başardılar.” dedi.

Erdoğan, Serdivan Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Sakarya 6. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, 2019’a giden süreçte en büyük referans kaynağının hizmetleri olduğunu söyledi.

Sakarya’da son 15 yılda 19 katrilyonluk yatırım yapıldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“19 katrilyon… Laf ola beri gele değil. İcraat, icraat… Eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettik Sakarya’da. 9 bin 400 yatak kapasiteli yüksek öğrenim yurtlarını şehrimize kazandırdık. Önümüzdeki yıl Pamukova’da 250 kişilik bir yurt daha açıyoruz. 100 bin öğrencisiyle Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birine sahip Sakarya’ya ikinci bir devlet üniversitesi daha kuruyoruz. Sporda, 28 bin seyirci kapasiteli bir stadyumu Sakaryalı sporseverlere armağan ettik. Sağlıkta, 15 yılda 43 tesisi sizlerin hizmetine sunduk. İçinde 200 yataklı Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin de olduğu 7 sağlık tesisimizin inşası sürüyor. Bunların dışında şimdi bir hazırlığımız var o da inşallah bin yataklı bir şehir hastanesi inşası için çalışmalarımız sürüyor. Toplu konutta Sakarya’da 7 bin 400 konut projesini hayata geçirdik. Sakarya’ya 2002 yılına kadar 133 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı, biz 15 yılda buna 211 kilometre daha ilave ettik. Ayrıca 7 projemizin ise inşası sürüyor. Kuzey Marmara Otoyolu’nun Kurtköy-Akyazı kesimi de bunlar arasındadır. Yap-işlet-devret modeliyle ülkemize kazandırılan bu otoyolu inşallah 2020 yılında tamamlıyoruz. Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesi sadece Ankara ve İstanbul’un değil, aynı zamanda Sakarya’nın da en önemli projelerinden biridir.”

Erdoğan, Sakarya’da kurulan hızlı tren fabrikasının hızlı tren setlerini ve metro araçlarını ürettiğini anlatarak, “Şu ana kadar 166 tren setinin üretimi burada tamamlandı. Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-yeni havalimanı-Halkalı hızlı tren projemizin yapım ihalesine bu yıl çıkıyoruz. Uzunluğu 224 kilometre olan bu hat, İpek Demiryolu güzergahının ülkemizden geçen bölümünün Avrupa bağlantısını oluşturan kısımlarından biri, maliyeti 8,5 katrilyon lira olan bu hızlı tren hattını 2023 yılında hizmete açmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Sakarya sanayisi için çok kritik bir proje olan Karasu Limanı’nın biten kesimlerinin hizmete alındığını hatırlatan Erdoğan, tamamının birkaç aya kadar işletmeye açılacağını söyledi.

Adapazarı’nı Karasu Limanı’na ve Sakarya Sanayi Tesisleri’ne bağlayacak demiryolu projesine değinen Erdoğan, “Ayrıca, tabii Karasu’ya dev bir yatırım daha geliyor, nedir o? BMC, o da Karasu’da inşa ediliyor. Tabii BMC’nin Karasu’da inşa edilmesi demek, aynı zamanda burası savaş sanayinde de savunma sanayinde de önemli bir merkez haline geliyor. Son 15 yılda Sakarya’da toplam 1,2 katrilyon lira tutarındaki tarımsal desteği de hatırlatmak isterim.” ifadelerini kullandı.

“MİLLET EN BÜYÜK HAKEMDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet gibi istismar siyaseti değil, hizmet, proje ve eser siyaseti yaptıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ana muhalefet, FETÖ’ye destek vermekten, bölücü terör örgütüne payanda olmaktan arta kalan vaktini, ne yazık ki çok lüzumsuz işlerle harcıyor. Hep söylüyorum, bunların Türkiye’de dikili bir ağaçları dahi yok çünkü bunların millete hizmet gibi bir dertleri bulunmuyor. Her fırsatta gerilimi arttırarak, milletimizi birbirine düşürerek, bugüne kadar gelmeyi başardılar. Ancak denizin bittiğini, yalan ve iftiralarla bir yere varamayacaklarını elbette anlayacaklardır.

Atalarımızın güzel bir lafı var, ‘Huylu huyundan vazgeçmez.’ diyorlar. Bunlar da alışkanlıklarını bir türlü bırakamıyorlar. FETÖ’cülerin kulaklarına fısıldadığı bühtanlar üzerinden milletimizi oyalamaya, ülkeyi kendi kısır çekişmelerine hapsetmeye çalışıyorlar. Biz elbette bunlara prim vermeyeceğiz, kendi gündemimize yoğunlaşacak, Sakarya’ya son 15 senede yaptığımız hizmetleri daha da katlamanın mücadelesini vereceğiz.

Şunu unutmayın, millet en büyük hakemdir. Kendine hizmet edenle sabah akşam Türkiye düşmanlarına yancılık yapanları bu millet görüyor. Kimin ne yaptığını, hangi partinin kendisi için çalıştığını insanımız çok iyi biliyor. Herkesin notunu da seçim sandığı önüne gelince veriyor. İnşallah 2019 seçimlerinde de milletimiz yine basiret ve ferasetle hareket edecek, kendisi ve ülkesi için en doğru olanı Allah’ın izniyle yapacaktır. Bizim görevimiz, o zamana kadar çalışmak, gayret sarfetmektir. Ben bu konuda sizlere güveniyorum.”

Sözleri zaman zaman tezahüratlarla kesilen Erdoğan, ana kademe, kadın ve gençlik kollarında yer alan dava arkadaşlarına güvendiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey Sakarya’yı hatırlatıyor. Günümüz kutlu olsun, geleceğimiz hayırlı olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Karaçayır Spor Salonu’nda düzenlenen 6. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, kongrenin Bolu, ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ordumuz şu anda yolunda kaim, daim devam ediyor. Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman sefer görev emrini ilan ederiz. Önce ben yola çıkarım, ardından da beraber yürürüz.” dedi.

Bolu’nun 16 Nisan halk oylamasında yüzde 62’lik “evet” oy oranıyla Türkiye ortalamasının üzerinde bir sonuç elde ettiğini, Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde yüzde 66 ile yanlarında yer aldığını ifade eden Erdoğan, güvenleri, teveccüh ve destekleri dolayısıyla Bolululara teşekkür etti.

Erdoğan, Bolu’dan beklentilerinin yüksek olduğunu, 2019’daki yerel seçim ve hükümet sistemi seçimlerinde kenti çok daha üst sıralarda görmek istediklerini belirtti.

Salondakilerden, Bolu Dağı’nda araç kullanan kamyoncular ile Bolu Tüneli’nden geçen otobüs şöförlerine de ses vermelerini isteyen Erdoğan, “Öyle bir ses verin ki yuvaları Bolu’da olan ama şu an Afrin’de operasyon yürüten komandolarımız dahi duysun. İşte mavi bereliler burada. Mavi berelileri de aman ha yalnız komayın.” diye konuştu.

Erdoğan, partinin ana kademe, kadın kolları ve gençlik kolları üyelerinden 2019 seçimleri öncesinde kapı kapı dolaşmaları, her gönüle dokunmaları ve herkesin elini sıkmaları yönünde söz aldı.

“AK PARTİ BU VATANA AŞIK”

Ülkeyi gelecek yıl hem yeni yönetim sistemine geçireceklerini hem de 2023 hedeflerine bir adım daha yaklaştıracaklarını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün Bolu’yu gerçekten daha farklı gördüm. Fakat inanın, şu anda ülkemin her yanı aynen böyle. Dün Mersin’deydim böyle, Antalya’daydım böyle. Biraz sonra Sakarya’da da olacağım. Biliyorum ki orası da öyle. AK Parti, milletimize aşık, AK Parti, bu vatana aşık. Sizin aşkınız bizi deli divane etti. Aşkınan yürüyen yorulur mu? Onun için yorulmadık. Onun için gece gündüz demedik. ‘Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece’ dedik, bekliyoruz. Bu aşkla, bu heyecanla biz bu yollarda Ferhat olduk, milletimiz Şirin. Dağları deldik. Dağları delerek Şirin’e ulaştık. Bolu Dağı’nı kimse delemiyordu ama biz deldik. Onlar, ‘Burayı patates deposu mu yapsak, yoksa buraya doğalgaz mı pompalasak?’ diyorlardı. Patates deposunu her yerde bulursun. Doğalgaz? Onun da depoları var. Bolu Dağı’ndaki trafik kazalarını unutmuyoruz. Buralardaki trafik kazalarıyla nice canlar gitti. Onun için ‘Biz bu dağı deleriz’ dedik ve deldik. Şimdi bir ucundan girip bir ucundan geçiyor ve öbür tarafta Şirin’e ulaşıyoruz.”

Erdoğan, göreve geldikleri günden bu yana Türkiye’nin genelinde açmadıkları tünelin kalmadığını, deniz üzerine köprüler yaptıklarını dile getirdi.

Mithat Cemal Kuntay’ın, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizelerini okuyan Erdoğan, al bayrağı başörtüsü yapan kadınları kutladı.

Erdoğan, “Sadece köprü yetmez” diyerek Marmaray’ı yaptıklarını anımsatarak, “Şu ana kadar milyonlar denizin altından geçti. Yetmedi, ‘Biz bir de araçların da denizin altından geçmesi için tünel yapalım.’ dedik ve Avrasya Tüneli’ni yaptık. Şimdi denizin altından araçlar da geçiyor. Bize bu yakışır da onun için.” ifadelerini kullandı.

“SEFER GÖREV EMRİ”

Erdoğan, “Reis bizi Afrin’e götür” sloganları üzerine, şunları kaydetti:

“Ben her gün komuta kademesine ve Genelkurmay Başkanıma ‘İhtiyaç var mı?’ diye soruyorum. Verdiği cevap, ‘Sayın Cumhurbaşkanım, olsa ben size zaten bunu söylerim.’ Ordumuz şu anda yolunda kaim, daim devam ediyor. Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman sefer görev emrini ilan ederiz. Önce ben yola çıkarım, ardından da beraber yürürüz.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bir yandan ülkemizin 81 vilayetini, işte bu şekilde eserlerle, hizmetlerle, yatırımlarla donatırken diğer yandan da istiklalimize ve istikbalimize yönelen tehditlerle mücadele ettik.” dedi.

Erdoğan, AK Parti’nin milletin kurduğu ve bugüne kadar milletle birlikte yürüyen bir parti olduğunu belirtti.

Bunun için vesayetçilerden darbecilere, terör örgütlerinden dış güçlere kadar ülkeyi ve milleti hedef alan ne kadar şer odağı varsa, hepsinin hedefinin AK Parti olduğunu söyleyen Erdoğan, bunun böyle bilinmesi gerektiğini vurguladı.

 ”Türkiye’yi yolundan, rotasından, rayından çıkarmak isteyen, hedeflerinden uzaklaştırmaya niyetlenen herkes önce bizim üzerimize yürümüştür.” diyen Erdoğan, “Partimizi kapatmaya gayret etmediler mi, ettiler. Ne oldu? Olmadı. Çünkü, onlar bir şeyi bilmiyordu. Onlar zannediyordu ki ‘Biz hesabı yaptık, tezgahı kurduk, tuzağı hazırladık ve hemen AK Parti’yi kapattık, bu iş bitti.” ifadesini kullandı.

Anayasa’yı değiştirecek güce sahip bir partiye kapatma tezgahı kurulduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama hesap tutmadı. Çünkü hesapların üstünde bir hesap vardı. Kaderin üstünde bir kader vardı ve Allah bu hesapları da bozdu. En büyük hesap, Allah’ın hesabıdır.

Karşılaştığımız onca kumpasın, maruz kaldığımız onca provokasyonun, uğradığımız onca haksızlığın ve hatta yer yer hukuksuzluğun üstesinden milletimizin desteği sayesinde çıktık. Ülkemize ve milletimize borcumuzu da çalışarak, hizmet ederek, proje üreterek, yatırım yaparak, eser inşa ederek ödemenin gayreti içinde oluk.”

Erdoğan, Bolu’ya 15 yılda 11 katrilyon yatırım yaptıklarını, eğitim ve öğretimde 800’e yakın yeni derslik ve 6 binin üzerinde yatak kapasitesine sahip yüksek öğretim yurtlarını hizmete soktuklarını aktardı. Erdoğan, bu yıl merkezde 2 bin 800 kişilik, gelecek yıl da Gerede’de 300 kişilik yeni yurtları hizmete sokacaklarını bildirdi.

İnşa edilen 13 spor tesisiyle gençlerin rahat ve düzenli şekilde spor yapabilmesine olanak verildiğini dile getiren Erdoğan, sağlıkta 5’i hastane olmak üzere 16 tesisi tamamladıklarını belirtti. Erdoğan, hala Gerede Devlet Hastanesi ile birlikte 13 tesisin inşasının sürdüğünü anlattı.

Toplu konutta 5 bin 441 konutla şehrin çehresinin değiştirildiğini ifade eden Erdoğan, Bolu’nun bölünmüş yol uzunluğunun 300 kilometreye çıkarıldığını söyledi. Erdoğan, yapılan 3 baraj ve bir gölete ilave olarak 155 bin dekar alanı sulayacak Tekke Barajı ile birlikte 3 barajın inşasının da devam ettiğine dikkati çekti. Dedeler ve Hasanlar barajlarının inşasına da yakında başlanacağını dile getiren Erdoğan, durmadan yola devam edileceğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir merkezinde içme suyu ihtiyacının karşılanabilmesi için Gölköy Barajı’ndan bu yana terfi hattı inşa ettiklerini ve hizmete açtıklarını bildirdi.

Bolu’nun ormanlara, milli parklara ve tabiat güzelliklerine sahip bir şehir olduğuna işaret eden Erdoğan, gençelere seslenerek bunun kıymetinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Allah’ın bu nimeti karşısında ne kadar hamd etsek azdır.” dedi.

Yedigöller Milli Parkı, Abant Gölü Tabiat Parkı ve Gölcük Tabiat Parkı başta olmak üzere Bolu’nun sahip olduğu güzellikleri tüm ülkenin hizmetine sunmayı hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, bunun için hem bu alanları koruyacak hem de turizm açısından cazip hale getirecek çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.

Hem İstanbul’a hem Ankara’ya mevcut yakınlığı dolayısıyla Bolu’nun imkanlarının değerlendirilmesini kolaylaştırdıklarını aktaran Erdoğan, “Artık bu güzellikleri günübirlik turizmin ötesine taşımamız gerekiyor. Yılın 365 ve haftanın 7 gününe yayılmış bir turizm hareketliliği için hep birlikte üzerimize düşeni yapmalıyız. Halen haftada sadece 2 günlük konaklama ortalamasıyla dahi bir milyona yaklaşan turisti ağırlayan Bolu’nun gerçek potansiyelini harekete geçirmek için atılacak her adımın yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum.” diye konuştu.

 ”İSTİKLALİMİZE VE İSTİKBALİMİZE YÖNELEN TEHDİTLERLE MÜCADELE ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımların devam edeceğini belirterek, “Biz bir yandan ülkemizin 81 vilayetini, işte bu şekilde eserlerle, hizmetlerle, yatırımlarla donatırken diğer yandan da istiklalimize ve istikbalimize yönelen tehditlerle mücadele ettik. Afrin mücadelesinde bugünkü rakam ne oldu? 3 bin 300 teröristi etkisiz hale getirdik. 3 bin 300. Mücadele devam ediyor, kararlılıkla devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Bolulu  Aşık Dertli’nin “Şahinim var, bazlarım var. / Ördeğim var, kazlarım var. / Yare tenha sözlerim var. / Diyemem agyara karşı.” mısralarını okuyan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Biz de kimini söyleyebildiğimiz, kimini söyleyemediğimiz pek çok şey yaşadık. Önümüze hangi engellerin çıkartıldığını, ayağımıza hangi çelmelerin takıldığını, çevremize hangi tuzakların kurulduğunu teker teker anlatmaya kalksak, derdimiz Bolu Dağı’nı aşar. Milletimiz, arka planda yaşananları görse de görmese de o engin sezgisiyle, ferasetiyle, dirayetiyle hep Hakk’ın yanında, haklının yanında yer almıştır.

15 yıllık iktidarımızı, başka şeylere değil, milletimizle birlikte Hakk’ın ve haklının yanında saf tutmamıza borçluyuz. Bununla birlikte özellikle son 4-5 yıl hepimiz için gerçekten çok zor, çok yoğun geçti. Terör örgütleri kimi zaman nöbetleşe, kimi zaman topyekun saldırıya geçtiler. Gabar’da geçtiler, Cudi’de geçtiler, Tendürek’te geçtiler, Bestler Deresi’nde geçtiler, Kandil’den idare ettiler. Dedik ki, ‘İnlerine gireceğiz.’ Ne oldu, girdik. Kaçacak delik arar hale geldiler.

İşte birileri Pensilvanya’ya kaçtı, kimileri onun oradaki devasa çiftliğinde, kimileri Avrupa’nın değişik ülkelerine kaçtı. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Yurt dışından ülkemize yönelik tacizler de zirveye çıktı. Sokakların terörize edilmesinden, mahallelerin çukurlarla kesilip işgaline kadar emsali görülmemiş yöntemlerle karşılaştık. Devletimizin tüm kritik kurumlarına yerleştirilmiş FETÖ ihanet çetesi mensuplarının ardı ardına giriştikleri darbe teşebbüsleri bizi gerçekten havsalamızı aşan durumlarla karşı karşıya bıraktı. Hiç kimsenin bir yandan ibadetle diğer yandan eğitimle, hayırla, hizmetle meşgul olur görünürken diğer yandan böylesine bir ihanetin içine düşebileceğine asla ihtimal vermedik. Rabbimizin, ‘Sizin hayır bildiklerinize şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir.’ emri mucizesi burada da kendini gösterdi.”

Erdoğan, Türkiye’nin 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde tarihinin en büyük tehdidini daha fazla büyümeden, tehlikeli hale gelmeden bertaraf etmeyi başardığını belirtti.

Türkiye’yi ve milleti esir etmek, ezanı susturmak, bayrağı indirmek için başlatılan bu saldırılar boşa çıkartılınca bir başka tehdidin daha musallat edildiğine dikkati çeken Erdoğan, Türkiye’nin Suriye ve Irak sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenlerin yüzlerindeki maskeyi indirip niyetlerini ifşa ettiğini söyledi.

 Erdoğan, Türkiye’nin bunun üzerine kararlı şekilde harekete geçtiğini ve kimsenin ummadığı, ihtimal vermediği operasyonları başlattığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgede uygulanmaya çalışılan plan, bizi iş birliği yaptığımız güçleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. ‘Müttefikimiz’, hatta ‘dostumuz’ dediğimiz güçlere bakışımızı, bize söylenen sözlere değil sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. İçinde bulunduğumuz NATO, biz bu NATO’nun en güçlü üyesiyiz. Herhangi bir yerde bir sıkıntı olduğu zaman NATO’dan bize bir görev terettüp ettiğinde, yeri geldi Somali’de, Afganistan’da, Balkanlar’da olduk. Peki bütün buralarda biz yer alırken, şu anda Suriye’de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Ama maalesef şu ana kadar hala olumlu bir ses, söz yok.”

 ”BİN KİLOMETREKAREYE YAKLAŞIYORUZ”

Diğer birtakım hususlarda çıkarların çatıştığı kimi başka güçlerle de bölgedeki fiili durum çerçevesinde Türkiye’nin ortak hareket etme yollarını aradığını, bu çabalar sırasında ciddi sıkıntılarla, engellerle karşılaşıldığını dile getiren Erdoğan, milletin 15 Temmuz’da ortaya koyduğu güçlü iradeyle kimsenin bu kıyam karşısında direnme şansının kalmadığını belirtti.

Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı’yla terör koridorunun bağrına hançer saplandığını, 3 bin DEAŞ’lının oralardan derdest edildiğini anımsattı.

Irak’ın kuzeyindeki gelişmelerde çok net ve tavizsiz bir tutum izlenerek oradaki oyunun da bozulduğunun altını çizen Erdoğan, şimdi ise Afrin’de Zeytin Dalı Harekatı’nın yürütüldüğünü ifade etti.

“Bölgede teröristlerden arındırdığımız alanın büyüklüğü, 900 kilometrekareyi aştı, bin kilometrekareye yaklaşıyoruz.” diyen Erdoğan, bu mücadelenin bedelsiz olmadığını aktardı.

Erdoğan, terörle mücadelede, 15 Temmuz’da, sınır ötesi harekatlarda bedel ödendiğini belirterek, bin yıldır bu toprakların kanla sulanarak “vatan” haline getirildiğini,  şimdi de aynı şekilde korunabileceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fitneye fesada uğratma bizi / Arşa kadar yücelt dirliğimizi / Bozdurma haine birliğimizi / Bu cennet vatanı böldürme Yarab / Yüzümüz ak olsun kara düşürme / Vatanımı koru zora düşürme / Ana yüreğini kora düşürme / Gülleri dalında soldurma Yarab.” dizelerini okudu.

Bugünkü özgürlüğün, ecdadın Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Dumlupınar’da yaptığı fedakarlıklara borçlu olunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bugün de biz bu fedakarlığı yapacağız ki bizden sonrakilere güvenli, güçlü, huzurlu, müreffeh bir Türkiye, gelecek bırakalım. Rabbim istiklali ve istikbali için gerektiğinde canını ortaya koyan milletimizin her bir ferdinden razı olsun. Böyle bir milletin evladı olmakla ne kadar iftihar etsek azdır.” diye konuştu.

 ”KİMİ MAALESEF GAFLETİNİN KURBANI OLDU”

Türkiye’nin gerek sınırları içerisinde gerekse sınırları ötesinde yaptığı operasyonların amacının ortada olduğuna değinen Erdoğan, Türkiye’nin haklıya hakkını, haine de cezasını verdiğini vurguladı.

Erdoğan, şu degerlendirmede bulundu:

“Bu ülkenin ve bu milletin canından aziz bildiği değerlerine yapılan saldırılar karşısında susup oturmak bize yakışır mı? Dirliğimizi, beraberliğimizi, vatanımızı, bayrağımızı savunmak bizim namus borcumuzdur. Asıl bunu yapmazsak milletimizden aldığımız emanete sahip çıkmamış oluruz. İşte o zaman ne burada olduğu gibi milletimizin karşısına başımız dik yüreğimiz ferah şekilde çıkabiliriz ne de yarın dünyada bunun hesabını verebiliriz.

Türkiye yıllarca, ‘Aman ne ben kimseye dokunayım ne de kimse bana dokunsun.’ diyen idare-i maslahatçılardan çok çekti. Ülkesine aşık milletini seven birileri çıktı fabrika kurdu, proje geliştirdi, uçak yaptı, silah yaptı, motor yaptı. Birileri çıktı mazisiyle atisi arasında köprü kuracak fikirler geliştirdi, eserler verdi gayret ortaya koydu sonra başka birileri çıktı bunların hepsini de adeta silindirle ezercesine yok etti. Kimi menfaat için bunu yaptı, kimi taammüden ihanet içinde olduğu için aynı yola başvurdu. Kimi maalesef gafletinin kurbanı oldu. Bu haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkması gereken siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz sırf kendi ikbal ve beklentileri için hep seyirci kaldı. Geriye dönüp baktığımızda İkinci Dünya Savaşı sonrasında neredeyse benzer şartlarda yola çıktığımız nice ülkenin bugün fersah fersah önümüzde olmasının sebebinin bu olduğunu görüyoruz.”

Türkiye topraklarının 780 bin kilometrekare olduğunu hatırlatan Erdoğan, buraya 18 milyon kilometrekareden gelindiğine, devamlı toprak kaybedildiğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salondakilere “Kimse o kaybedenlere hesap sordu mu? Nasıl bu toprakları kaybettik diye sordu mu?” diye seslendi.

Erdoğan, iktidara geldiklerinde attıkları her adımda, “Olmaz, yapamazsınız, başaramazsınız daha ileriye gidip haddinizi aşmayın.” yönünde itirazlarla karşılaştıklarını hatırlattı.

IMF ile masaya oturduklarını ifade eden Erdoğan, “IMF’in bize dediği laf, ‘Olmaz.’ Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun? Paranı al. Ama bizi yönetmeye kalkma. Türkiye’yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al. Bunu Davos’ta da yaptık. 2013’te, 23, 5 milyar dolar borcumuz varken IMF’ye, bunu tamamen bitirdik ve ondan sonra da IMF bizden borç istedi. 5 milyar dolar borç istedi. Arkadaşlar sordu, ‘Verelim mi?’, ‘Verin’ dedim. Bugün borç alan yarın da emir alır. Ecdadımız öyle söyledi. Bunlar zaten o mantıkla çalışıyor.” diye konuştu.

Merkez Bankasının döviz rezervinin 27,5 milyar dolardan 120 milyar dolara çıktığını, 36 milyar dolarlık ihracatın 160 milyar dolara ulaştığını anlatan Erdoğan, artık savunma sanayinde yüzde 60-65 yerli üretim yapıldığını anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Artık bizi kapılarında silahlı, silahsız insansız hava aracı almak için müracaat ettiğimizde süründürenler, şimdi biz kendimiz üretiyoruz. Bizim artık silahlı, silahsız, insansız hava aracımız var. Hepsini biz kendimiz üretir hale geldik. Hani ‘Olmaz’ diyordunuz. Bak oldu işte. Yanlış komşular elhamdülillah bizi mülk sahibi yaptılar. Daha neler olacak neler. ‘Olmaz’ dedikleri ne varsa hepsini de hayata geçirdik. ‘Yapamazsınız’ dedikleri ne varsa, hepsini gerçekleştirdik. ‘Başaramazsınız’ dedikleri ne kadar mücadele varsa, hepsinin de içine adeta gözü kapalı daldık. ‘Haddinizi aşmayın’ diyenlere, hadlerini bildire bildire bugünlere geldik. Mesela Türkiye Marmaray Projesi’ne başladığında pek çokları dudak bükmüştü, ‘Yapamazlar, edemezler…’ Ne oldu, yaptık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki sloganlar üzerine, gençlere seslenerek, üniversitedeki arkadaşlarına yapılanları anlatmalarını istedi. Erdoğan, “Lise son sınıflarda olanlar oy kullanacak, anlatmalısınız ki bazıları yanlış yola gitmesin.” dedi.

“2023’TE BU 150 MİLYONA ÇIKACAK”

Planı, hazırlığı ve projesi olmayan hiçbir işi, kimseyi kandırmak için ortaya çıkarmadıklarını belirten Erdoğan, inşası için düğmesine basılan işin ne zaman bitip hizmete gireceği taahhüdünü de en başından millete verdiklerini kaydetti. Bu anlayış ve kararlılıkla Marmaray’ı, Bolu Tüneli’ni, Avrasya Tüneli’ni ve daha nice dev projeyi bitirdiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şimdi bak, dünyanın bir numaralı, bilemediniz ilk üç içinde olan en büyük havalimanını yapıyoruz. Bu yıl ilk etabını inşallah açacağız. Yıllık yolcu kapasitesi 90 milyon, 2023’te bu 150 milyona çıkacak. Bununla da kalmıyoruz. İstanbul’da Kanal İstanbul’u açıyoruz, ihalesi yapılıyor. Kanal İstanbul ile  dünyaya en ileri teknolojide bir kanal yapıyoruz. Yapacağız, bize de bu yakışır. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak böyle olur, lafla olmaz. Hele terör estirerek, terörize ederek, terör dayatmasıyla parlamentoya girerek bir yere varamazsınız. Onlarla kol kola girenler de bir yere varamaz.

Dün bize dudak bükerek bakan birileri, bugün Türkiye’nin bu işleri nasıl başardığına şaşıyorlar. Ziyaretimize gelen bütün liderler, ‘Ya’ diyor, ‘Ben 5 sene önce geldiğimde, İstanbul, Ankara daha farklıydı, şimdi daha farklı. Bu kadar kısa zamanda bunları nasıl yaptınız?’ Bakıyorsunuz bir başkası geliyor, ’10 sene önce geldiğimde İstanbul başkaydı, bugün başka.’ diyor. Daha çok şaşıracaklar. Kendilerini dev aynasında görüp Türkiye’yi hiçe sayanların, 2023 hedeflerimize ulaştığımızda herhalde dudakları uçuklayacaktır. Son zamanlarda yaşadığımız bir çok hadise, bir gereği adeta şamar gibi yüzümüze çarpıyor. Eğer bölgenizde ve dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız, hiçbir konuda kimseye muhtaç olmayacaksınız. ‘Nasıl olsa filanca yerde bunun hazırı var, öyleyse bizim uğraşmamıza gerek yok’ anlayışı, bizi hürriyetimizden mahrum etmeye götürecek kadar tehlikeli bir yaklaşımdır. Çünkü her şeyden önce elin oğlu sana, bire yaptığını zaten ona satar. Bununla da kalmaz en kritik anda musluğu keser, ortada öylece kalıverirsin.”

“BİZE ASELSAN’I KAZANDIRDI”

Erdoğan, savunma sanayi gibi kritik alanlarda bu durumun maliyetinin çok daha ağır olacağına, bunun daha önce Kıbrıs’ta yaşandığına işaret etti. Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bir anda telsizler sustu. Buna susturma harekatı derler, susunca askerimiz telsiz muhaberatını yapamadı. O bize ASELSAN’ı kazandırdı. Biz geldik bu sefer kendi tesislerimizi kurduk. İnsansız hava araçları konusu da böyle oldu. Türkiye olarak bu araçların en iyisini yapan ülkelere gittik, ürünlerine talip olduk, ‘Yok’ dediler, vermediler. En sonunda birisini razı ettik. Avuç dolusu para ödeyerek 10 tane satın aldık. Her biri 30 milyon dolar. Şimdi biz onun çok çok altında bunu üretiyoruz. Bir de tamir, bakım, bu noktada, parça falan da vermiyor. En kritik anda vermiyor. Şimdi bunlar artık yapılıyor ve arıza, şu, bu olduğunda sıkıntımız yok. Bunlar aşıldı artık. Şu anda bu işi yapanlar, o genç mühendislerimiz şimdi arazide şu anda askerimizle yan yana, el ele, birlikte. İsrail gelir de senin askerinle beraber, böyle zor günde yan yana durur mu? Onun için kendine yeteceksin. Şimdi kendimize yetiyoruz. Aynı yöntemi diğer savunma sanayi ürünlerinde de kullanıyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı üretimler öyle akşamdan sabaha mümkün değil. Bunları da uzun zaman da olsa Allah’ın izniyle yapacağız. Ona da çalışıyoruz, sabırlıyız. Her konuda, tasarımdan, araştırma, geliştirmesine, yazılımdan, donanımına, testinden, fiilen kullanımına kadar işin alfabesinden başlayarak bu işleri de başaracağız. Bu konudaki kararlılık dağları bile aştırır. Bunu da yapacağız.”

Türkiye’nin elde ettiği her başarının dostlarının da yüzünü güldürdüğünü, çünkü bu tür ürünlere sahip ülkelerin tekel kurarak hem maddi hem siyasi olarak adeta herkese kök söktürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ise kullanım aşamasına getirilen her ürünü dostlarıyla paylaşıp, onların da hizmetine sunduğunu ifade etti.

Erdoğan, “Böylece küresel sistemin adaletsizlikleri karşısındaki tavrımızı sözde bırakmıyor, fiilen de hayata geçiriyoruz. Bugün geldiğimiz yer, her şeyden önce milletimizin başarısının ifadesidir. İnşallah 2019 seçimleriyle hem yeni yönetim sistemimizde hem de tazeleyeceğimiz mücadele azmimizde ülkemizin önünde bambaşka bir dönem açacağız.” diye konuştu.