Başkan Usta ” Deprem zede kardeşlerimizin huzur ve güvenliği için deprem bölgesindeyiz. Milletimizin vatanını koruma azmini, kararlılığını ve kahramanlığını eşsiz bir biçimde ifade eden Milli Marşımızın kabulünün 102. yılını kutluyor, başta Mehmet Akif Ersoy olmak üzere, bağımsızlık mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle yâd ediyorum.Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın.”
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta “Milletimizin yaşadığı en sıkıntılı dönemde ‘Korkma’ diye başlayan İstiklal Marşımız, milli mücadele ruhunun canlanmasına vesile olmuş, aynı zamanda aziz kahraman ordumuza ve aziz milletimize umut vermiştir. Milletimizin milli ve manevi değerlerini, duygularını ve acılarını yüreğinde hisseden Mehmet Akif Ersoy umudunu, heyecanını milletiyle paylaşmış ve milli mücadele ruhunun alevlenmesine, diriliş harekâtının başlamasına öncülük yapmıştır. Kulağımıza geldiğinde göğsümüzü kabartan, İstiklal Marşımız kurtuluş mücadelemizin kazanıldığı dönemin şartlarını ve mücadelenin şiddetini anlatmaktadır. Aziz Türk Milletimizin büyük bir fedakârlıkla ve azimle vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesi gerçek manada kahramanlık öyküsü olarak durmaktadır. İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabulünün 102. Yıl dönümünde vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’u, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.”
İSTİKLAL MARŞI
Kahraman Ordumuza
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım,
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Mehmet Akif Ersoy