Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanımız Binali Yıldırım, 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile birlikte Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Siyasi tarih müze geleneği yavaş yavaş oluşmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı olarak eski cumhurbaşkanları adına müzeleri destekliyoruz. Tarih yazan bir millet olarak, tarihimizi kayıt altına alma ve gelecek nesillere aktarma konusunda aynı başarıyı gösteremiyoruz.
ÜNİVERSİTE YILLARINDAN BU YANA TANIDIĞIMIZ…
Üniversite yıllarından bu yana tanığımız yol arkadaşımız Abdullah Gül’ü adeta ayaklı bir kütüphane olarak biliyoruz. Abdullah Gül kardeşimle beraberliğimiz AK partinin kuruluşundan çok önceye 1960’lı yıllara kadar uzanır. Siyasi yol arkadaşlığımız ise kendisinin milletvekili adayı olduğu 1991 yılından itibaren başlamış ve kesintisiz devam etmiştir. 2007 yılında aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye tarihinin en ibretlik olaylarında birine sahne oldu. Seçim süreci 367 garabetiyle traji komik bir hale gelmiştir. Biz de böyle bir dönemde cevabımızı Abdullah Bey’i aday göstermek suretiyle verdik…
BAŞBAKAN YILDIRIM: YAN YANA HEP BERABERİZ
Abdullah Gül Üniversitesi Kampüsü’ndeki Abdullah Gül Müzesinin açılışında konuşan Başbakan Yıldırım, “İlk günden itibaren kendileriyle birlikte yol arkadaşlığı yapan, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı görevi yapan Sayın Abdullah Gül Bey burada. Tıpkı ilk gün olduğu gibi bugün de yine yan yana birlikte hep beraberiz. Sayın Cumhurbaşkanımız siz ‘AK Parti bir vefa hareketi’ derdiniz. Bu tablo da bu sözlerinizin teyididir” dedi.
14 yıllık iktidarı boyunca kumpasların hep var olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, “Demokrasimize, geleceğimize yönelik şer odakları ile mücadele ederek bu günlere geldik. Daha ilk günden partimizin kurucusu liderini partiden uzak tutmaya çalışan bir hukuk faciasından başlayıp 14 yıllık süre içinde birçok engellemeleri hep beraber yaşadık. En son 15 Temmuz’daki kanlı FETÖ darbe girişimine kadar uzanan vesayet heveslilerinin marifetleri saymakla bitmez. Bu kumpaslar 14 yıllık iktidarımızda hep var oldu. Biz de 15 yıldır millet iradesini vesayet odaklarına karşı korumak için mücadelemizden bir şey yitirmedik. Diğer yandan da milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürmenin gayreti içinde olduk” diye konuştu. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün bu süreçte kurucu liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Abdullah Gül bu mücadeleye en büyük katkıyı vermiştir.
Bugün açılışını yaptığımız Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi yakın tarihimizde çok önemli hizmetlerde bulunmuş devlet adamlarına devletimizin bir cemilesidir. Bu müze aynı zamanda Türkiye’nin siyasi tarih müzesi olma özelliğini de taşıyor. Müzede Türkiye siyasi tarihi en güzel şekilde anlatılmış. Gençlerimize, gelecek kuşaklara geçmişte yaşanan acı olayları, güzel olayları hatırlatmak, geleceğimizi daha sağlıklı inşa etmek için buna benzer eserlere daha fazla ihtiyaç vardır. Diğer yandan Sayın Abdullah Gül’ün hayatı ve siyasette izlediği yol kapsamlı bir şekilde yer almaktadır. Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi ülkemizde az bulunan tematik müzelerden ve kütüphanelerden bir tanesi olmaya adaydır. 9 bölümden oluşan müzede demokrasi ile örülmüş bir hayat gibi bölümler de yer almaktadır. Bilim adamlarına hizmet edecek belge, bilgi ve fotoğraflara da araştırmalar için yer verilecektir. 7 bin metrekare alanlı 3 binadan oluşan müzede 15 Temmuz alçak darbe girişiminin ayrı bir bölüm olarak ele alınması ve bunun gelecek kuşaklara aktarılması yönündeki gayretlerden dolayı teşekkür ederim. 15 Temmuz yakın tarihimizin en büyük kahramanlık destanıdır. Aziz Türk milleti silaha, tanka, topa karşı iman gücüyle memleket sevdasıyla, bayrak sevdasıyla meydana inmiş darbecilere darbeyi indirmiştir. Bu olay bu kadar nettir. Ülkemizin birliği, bütünlüğü için 15 Temmuz gecesi verilen kurtuluş mücadelesi sırasında hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki mimari anlayışının en güzel örnekleri de bu binada ziyaretçiler için ayrı bir ilgi alanı olacaktır. Ziyaretçiler burada demokrasi tarihimizdeki önemli bir kesite şahitlik edeceklerdir.”
Kayseri’de Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasıyla Türk siyasi tarihinin en ibretlik hadiselerinden birini yaşadık. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan bildirisiyle milletin iradesine karşı adeta bir meydan okuyama çevrilen bu seçim süreci, 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüştürülmüştür. Millî iradeye karşı girişilen saldırılara cevabımızı Abdullah Beyi aday göstermek suretiyle verdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış törenlerine katılmak ve bazı temaslarda bulunmak üzere Kayseri’ye gitti.
Kayseri Havalimanı’nda Başbakan Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, milletvekilleri ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki ilk olarak yapımı tamamlanan Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış törenine katıldı.
“TÜRKİYE’DE SİYASİ TARİH MÜZE GELENEĞİ OLUŞMAYA BAŞLADI”
Törende 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrunnisa Gül, Başbakan Binali Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı bakanlar ve milletvekilleri, Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç, Afganistan eski Devlet başkanı Hamid Karzai ve Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde görevde bulunan bazı yabancı devlet adamları ve bakanlar da hazır bulundu.
Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesinin şehre ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunarak ve müzesinin yapımında emeği olanları tebrik ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de siyasi tarih müze geleneğinin yavaş yavaş oluşmaya başladığını, Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesinin, bu geleneğin en önemli temsilcisi olarak gördüğünü söyledi.
Bu müze örneğinde olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı olarak arzu edilirse tüm eski Cumhurbaşkanları adına kurulacak şahsi müzeleri destekleyip gereken her türlü imkanı da sağladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer” dizesine atıfta bulunarak, “Dünyada bırakacağımız hoş sedaların işte böyle güzel mekanlarda gelecek nesillere aktarılması, aynı zamanda kültürümüze ve medeniyetimize yapılmış en önemli katkıdır” dedi.
“TARİH YAPAN BİR MİLLET OLARAK, TARİHİMİZİ YAŞATMA KONUSUNDA AYNI BAŞARIYI GÖSTEREMİYORUZ”
“Tarih yapan bir millet olarak, tarihimizi kayda geçirme, yaşatma ve gelecek nesillere aktarma konusunda aynı başarıyı maalesef gösteremiyoruz” İfadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Esasen elimizin altında dünyanın en düzenli ve kapsamlı devlet kayıtları olan Osmanlı arşivleri gibi bir hazine bulunuyor. Buna rağmen onu bile şimdiye kadar doğru dürüst değerlendirmedik. Bir dönem arşivlerinde yer alan milyonlarca belgenin hurda niyetine kilosu 3-5 kuruşa satılmasının utancını dahi yaşadık. Bunun için Hükümetimiz döneminde arşivciliğin modern versiyonu olan dijital arşiv konusunda özel önem verdik, tüm kurumlarımızın arşivlerini kalıcı hale getirmesinin yolunu açtık. Bugün burada açılışını yaptığımız kişisel arşivlere olan ilginin de giderek yaygınlaştığını görmekten doğrusu memnuniyet duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin bu ilgiyi daha da arttıracağına inanıyorum.”
11. Cumhurbaşkanı Gül ile üniversite öğrenciliği yıllarından beri şahsen yol arkadaşlığı yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilimsel çalışmalarının yanında, kültür ve medeniyet hayatımıza dair okumalarıyla adeta ayaklı bir kütüphane olarak biliyoruz” dediği Gül adına açılan bu kütüphanenin, onun yarım asrı bulan birikimini de yansıtan bir eser olacağını, müze kısmında yer alan sergi alanları, simülasyon bölümü, kişisel arşivi gibi bölümlerin ise Gül’ün kendi hayatıyla birlikte demokrasinin Türkiye’deki gelişiminin de takip edilebileceğini dile getirdi.
“ABDULLAH GÜL İLE 1991 YILINDA BAŞLAYAN SİYASİ YOL ARKADAŞLIĞIMIZ BUGÜNE KADAR KESİNTİSİZ DEVAM ETTİ”
11. Cumhurbaşkanı Gül ile beraberliklerinin 1960’lı yıllara kadar uzandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi yol arkadaşlıklarının ise Gül’ün milletvekili adayı olduğu 1991 yılından itibaren başladığını ve bugüne kadar kesintisiz devam ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partinin kuruluş çalışmalarını birlikte gerçekleştirdiklerini, ilk güçlü mitinglerini Kayseri’de birlikte yaptıklarını hatırlattı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kendisinin aday olduğu 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasıyla Türk siyasi tarihinin en ibretlik hadiselerinden birini yaşadık. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan bildirisiyle milletin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine karşı adeta bir meydan okuyama çevrilen bu seçim süreci, şöyle bir hafıza kayıtlarımızı yoklayalım, 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüştürülmüştür. Bu millete bu ülkede bu da yaşattırıldı. Biz de işte böyle bir dönemde demokrasiye ve milli iradeye girişilen saldırılara cevabımızı Abdullah Beyi aday göstermek suretiyle verdik. Birikimi ve partimize olan katkıları sebebiyle Abdullah Bey adaylığı hem kendi camiamızda, hem de milletimiz nezdinde hüsnükabul gördü ve Sayın Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığı, Cumhurbaşkanlığı ile neticelendi.”
“TÜRKİYE VESAYETİN DEĞİL, MİLLETİN CUMHURBAŞKANLIĞINA GİDEN YOLUN İLK ADIMLARINI ABDULLAH GÜL İLE ATMIŞTIR”
Onun görevini yürüttüğü 2007-2014 yılları arasında Türkiye’nin çok önemli değişim-dönüşüm, yeniden yapılanma süreçlerini yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı makamıyla Başbakanlık makamı arasındaki dayanışmayla bu dönemi başarılarla dolu bir dönem olarak hamdolsun gerçekleştirdik. Ve bu süreçte yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar karşısında kendisinin de sergilediği mutedil yaklaşım daima takdirle birbirimizi anmamıza vesile oldu. Türkiye vesayetin değil, milletin Cumhurbaşkanlığına giden yolun ilk adımlarını işte bu dönemde Sayın Gül ile atmıştır. Cumhurbaşkanının doğrudan halkın oyuyla seçimi uygulamasının milletimiz tarafından bu denli büyük bir muhabbetle kucaklanmasında Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanlığı dönemindeki başarıları da katkıda bulunmuştur. Ülkemizin son yıllarda yetiştirdiği en önemli siyaset ve devlet adamlarından biri olan Abdullah Gül kardeşimin çalışmaları ve hizmetleriyle milletimin kalbinde de müstesna bir yer edindiğine inanıyorum” diye konuştu.
“ABDULLAH GÜL MÜZE VE KÜTÜPHANESİNİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM”
Açılışı yapılan müze ve kütüphanenin, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sayın Gül’ün üniversitede okuduğu 1960’lı yılların sonunda ülkemizde etkisi hala süren yeni bir kuşağın ve onlarla birlikte yeni bir anlayışın doğduğunu görüyoruz. Kendimizi çok partili siyasi rejimin özgürlük ve kalkınma tecrübesiyle 1960 darbesinin vesayeti arasında yolunu bulmaya çalışan bir Türkiye’nin tam ortasında bulduk. Bir yanda gönüllerimizi coşturan dava ve aksiyon adamlarının, diğer yanda sanayileşmeyi, gelişmeyi, büyümeyi hedef gösteren, bunun için de siyasetin yolunu işaret eden büyüklerimizin telkinleriyle beslendik. Zaman içinde bu ikisinin aslında birbirine alternatif değil, birbirinin şöyle tamamlayıcısı olduğunu fark ettik. Hem gönlümüzü, hem zihnimizi zenginleştireceğiz hangi kaynağa ulaşırsak, kimi bulursak ondan faydalanmanın yollarını aradık. 1980 darbesi bu arayışımızı durdurmak bir yana, daha üst seviyelere çıkarttı, çünkü darbelere karşı direnmenin yolunun da bu olduğunu gördüm. Hem manevi dünyamızı tahkim edecek, hem de teknik kapasitemizi artıracak çalışmalara ağırlık verdik. 1991 seçimlerinden itibaren işaretleri görülmeye başlanan, 1995 seçimlerinde adeta patlama yapan başarılarımızın gerisinde işte böyle bir emek, böyle bir vizyon vardır.”
Abdullah Gül ve diğer arkadaşlarıyla omuz omuza yürüttükleri mücadelenin, 2001 yılında yeni bir partiyle, 2002 yılında tek başına iktidarla neticelendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu 14 yıl hamdolsun Türkiye’nin tarihinin en büyük değişimlerini, dönüşümlerini, gelişmelerini yaşadığı bir dönem oldu. Bugün 2023 hedeflerine sahipsek, hedeflerimize ulaşmak için ümit varsa, bu geçtiğimiz 14 yıldaki başarılarımız sayesindedir. Artık bu dönemin ilk Başbakanı, sonra Dışişleri Bakanı, son olarak da Cumhurbaşkanı olarak tüm başarıların altında imzası olan kardeşlerimizden bir tanesidir Abdullah Bey. Kendisine, ülkemize ve milletimize yaptığı hizmetler için şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müzesi ve Kütüphanesinin hayırlı olması temennisinde bulunarak ve eserin yapımında emeği bulunanlara teşekkür ederek konuşmasını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzenin açılışının ardından Kayseri Valiliği’ni ziyaret etti.
Kayseri’de yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’nün kuyruğuna takılmış olanlar, niye kaçıp gidiyorsunuz? Hepsi dünyanın bir yerine savruldu, kaçıyorlar, dağıldılar. Siz kaçacaksınız biz kovalayacağız, bunu bilesiniz. Çünkü bu şehitlerimizin hakkını alacağız, gazilerimizin hakkını alacağız” dedi.
Davet edildiği programlara katılmak üzere eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kayseri’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri’de yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış törenine iştirak etti. Başbakan Binali Yıldırım, bazı bakanlar ile milletvekillerinin de hazır bulunduğu törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Açılışı yapılan Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin yanı sıra, tamamlanarak toplu açılışı yapılan pansiyon, öğrenci yurdu, derslikler, çim sahalar, camiler, Kur’an kursları, çeşitli kurumlara ait yeni hizmet binaları, 1286 konut, devlet hastaneleri, bilim merkezi, altyapı projeleri, restorasyon ve onarım hizmetleri, gençlik merkezleri ve diğer hizmet ve tesislerin Kayseri’ye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tesisleri şehre kazandıran kurumlara ve yapımlarında emeği geçenlere teşekkür etti.
“İDAM KARARI BANA GELDİĞİNDE BEN BU KARARI ONAYLARIM”
Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimine değinen ve bu girişime karşı milletin münafıklar sürüsüne bu toprakları dar ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının, Pensilvanya’daki elebaşlarının peşine takılıp kaçtığını söyledi ve “Hani kuyruğuna takılmış olanlar, niye kaçıp gidiyorsunuz? Hepsi dünyanın bir yerine savruldu, kaçıyorlar, dağıldılar. Siz kaçacaksınız biz kovalayacağız, bunu bilesiniz. Çünkü bu şehitlerimizin hakkını alacağız, gazilerimizin hakkını alacağız, bunu bilesiniz” diye konuştu.
Terör örgütü mensupları için idam cezasının geri getirilmesi ile ilgili olarak vatandaşların tezahüratları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehitlerin varisleri eğer idam istiyorlarsa, bununla ilgili olarak devletin af yetkisi yoktur. Şu anda bu işin yolu şu: Parlamento, Parlamento’da, Sayın Başbakan burada, grup belli, aynı şekilde muhalefet de, CHP, Milliyetçi Hareket Partisi, onlar da ortada ve Parlamentodan böyle bir karar çıktığı anda, şimdiden ilan ediyorum, bana geldiğinde ben bu kararı onaylarım, çünkü o şehitlerin hakkı öyle kolay kolay ödenmez. Bekara karı boşamak kolaydır. Biz gözü yaşlı analarımızı dinledik, babaları dinledik, eşlerini, yavrularını dinledik, öyle kolay mı? Neymiş? George şöyle der, Hans böyle der. Beni ne George ilgilendirir, ne Hans ilgilendirir, beni bu millet ilgilendirir, bu millet. Benim milletim ne der, Allah ne der biz buna bakarız, görevimiz bu” sözlerine yer verdi.
“KAYSERİ, BU MEMLEKETE HİZMET EDEN KAHRAMANLARIN TOPRAĞIDIR”
“Kayseri, sadece ticaretin, sadece siyasetin değil, aynı zamanda kanıyla, canıyla bu memlekete hizmet eden kahramanların da toprağıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bölücü terör örgütü PKK’nın eylemlerini yeniden yoğunlaştırdığı 2015 yılının Temmuz ayından bugüne terörle mücadelede 27 Kayserili gencin şehit düştüğünü, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında da 3 Kayserili vatandaşın şehadet mertebesine yükseldiğini söyledi.
Milletin, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında ortaya koyduğu ‘ya istiklal ya ölüm’ iradesinin benliğinde tüm canlılığıyla yaşadığını, 15 Temmuz’da bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu millete kefen biçmeye çalışan herkes, kendi sonunu hazırlamış demektir. Ölürsem şehit, kalırsam gazi diyen bir milletin evlatlarının karşısında durabilecek bir güç yoktur. İşte bunu 15 Temmuz’da benim milletim kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla ortaya koymuştur. Kardeşlerim, birilerinin artık cesaretinin tamamen söndüğünü, kurşun sesini duyunca dağılıp giderler dediği bu asil millet mangal gibi bir yüreğe sahip olduğunu cümle aleme göstermiştir. PKK terör örgütünü kullanıp ülkemizi bölemeyenlerin, sırtımızı PKK’ya, Kandil’e, PYD’ye dayayanlar kaldırın dokunulmazlıkları dedikten sonra, hapse girince de feryat etmeye başladılar. Ne oldu? FETÖ terör örgütü vasıtasıyla tüm Türkiye’yi işgal planı milletimizin sinesine çarpıp darmadağın oldu.”
“TİCARETİMİZİ YERLİ PARAYLA YAPMANIN ADIMLARINI ATACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da tankla, tüfekle, F-16’larla, helikopterlerle Türkiye’yi yıkamayanların, şimdi ekonomik darbeyle yıkma yoluna gittiğini kaydetti ve yastık altında dövizi olan vatandaşlara, paralarını bozdurup altına ve Türk lirasına çevirmesi tavsiyesinde bulundu.
Bu yöndeki çağrısına milletin olumlu cevap verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de Türkiye’nin Rusya, Çin ve İran’la yaptığı alış verişlerde yerli paranın kullanılması için adım attıklarını açıkladı ve şunları ekledi: “İnşallah yarın akşam Başbakanımız Rusya’ya gidiyor ve Salı günü orada görüşmeleri var, o bölgede dolaşacaklar, oralarla ticaretimizi yerli parayla yapmanın adımlarını atacağız. Yani onlardan bir şey alıyorsak onların parasıyla, onlar bizden alırken bizim paramızla alış veriş yapacaklar. Merkez bankalarımıza talimatı verdik, onun için bu oyunlar tutmayacak, bu oyunların karşısında biz de kendi oyunumuzu oynayacağız Çin’le, İran’la, hepsiyle.”
Konuşmasını “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” Temennisiyle tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yapımı tamamlanan tesis ve hizmetlerin açılış kurdelesini kesti.
Toplu açılış töreninden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri Büyükşehir Belediyesini de ziyaret etti. Ziyaretinde Büyükşehir belediye Başkanı Mustafa Çelik’ten Kayseri’de yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada ayrıca, Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış törenine katılmak üzere Kayseri’de bulunan Pakistan Pencap Eyalet Başbakanı Şahbaz Şerif ile bir süre görüştü.